Neuralink İnsan Beyni ve Bilgisayarları Birleştirecek
|Elon Musk’ın kurduğu Neuralink şirketi insan beyni ve bilgisayarları özel bir çiple birleştirecek. Musk, süper zekanın gelecekte insanlığı yok etmesini önlemek için beynimizi dijital sinir ağlarıyla bilgisayarlar ve yapay zekaya bağlayarak insanları süper zeki yapmak istiyor. Beyin çipleri görme ve işitme kaybını giderecek. Parkinson’u engelleyip hafızayı güçlendirecek ve felçlileri ayağa kaldıracak.
Neuralink nedir ve nasıl çalışır?
Elon Musk 18 Temmuz akşamı internetten yapılan canlı yayında Neuralink şirketinin devrimsel teknolojisini tanıttı. Musk tarafından 2017 yılında kurulan Neuralink, insan beynini bilgisayar sistemlerine ve yapay zekaya bağlayacak olan dijital arayüzler geliştiriyor.
Neuralink, bugün felçli hastalara hareket kabiliyeti kazandırmak için kullanılan beyin çiplerinin daha gelişmiş versiyonlarını tasarlıyor. Şimdilik kobay fareler üzerinde denenen biyonik çipler 2020 yılından itibaren insanlı klinik deneylerde kullanılacak.
Peki ne işe yarayacak derseniz: Neuralink’in insan türünün geleceğini değiştirecek ve evrimine yön verecek olan devrimsel teknolojiler geliştirdiğini söyleyebilirim. Bu nedenle Neuralink ürünlerinin potansiyel marifetleri say say bitmez; ama özetle, siberpunk bilimkurgu edebiyatındaki biyonik-sibernetik beyinli insanların gerçek olmasını sağlayacaktır:
İlgili yazı: Ay’a Gitmedik Komplo Teorilerini Çürüten 10 Kanıt
Evet, Johnny Mnemonic geliyor
Johnny Mnemonic konumuzla doğrudan ilgili olan bir roman ve film karakteri: Siberpunk akımının öncüsü olan William Gibson’ın Neuromancer romanından uyarlanan ve Rocky IV’te Rus boksör Ivan Drago’yu canlandıran Dolph Lundgren ile Keanu Reeves’in başrolleri paylaştığı Johnny Mnemonic filminde, Keanu Reeves beynine çip takılan bir bilgi kaçakçısını canlandırıyor.
Tıpkı Reeves’in canlandırdığı Johnny Mnemonic karakterinde olduğu gibi, Neuralink şirketi de biyonik beyinli insanlar yaratmayı amaçlıyor.
Ancak, Neuralink her ne kadar telepatik internet yoluyla siberpunk edebiyatındaki kötü geleceği gerçekleştirme potansiyeline sahip olsa da (en büyük riskleri aşağıda göreceğiz) şirketin kurucusu Elon Musk’ın amacı başka. Musk beyin rahatsızlığı olan hastalara yardım etmek istiyor ve Nerualink de bunun için beyin-bilgisayar arayüzleri tasarlıyor:
İlgili yazı: İnternetinizi Uçuracak En İyi 10 Modem
Neuralink dijital sinir ağları
Neuralink’in geliştirdiği ve kafatasını delip beyne enjekte ederek çalışacak olan dijital sinir ağları (neural lace veya sinir danteli) biyonik kontrol çipleriyle çalışacak.
- İnsan beynine takılan bu çipler körlüğü gidererek görme engellilere görüş kabiliyeti kazandıracak. Aynı zamanda işitme kaybını gidererek sağır olanların dünyayı yeniden duymasını sağlayacak.
- Neuralink çipleri 10 yıl içinde beyindeki hasarlı dokuların yerini almaya başlayacak. Böylece kasların kontrolsüz bir şekilde titremesine yol açan Parkinson hastalığı ve benzerlerini sibernetik çiplerle iyileştirmek mümkün olacak.
- Biyonik çipler beyindeki hipokampus bölgesine de takılacak. Yaşlanmaya bağlı hafıza kaybını önlemek için, kısa süreli belleğin uzun süreli belleğe aktarılmasını sağlayan hipokampusun hasarlı nöronları Neuralink dijital sinir ağlarıyla değiştirilecek. Bu da yaşlıların hafızasını güçlendirerek unutkanlığı önleyecek.
- Neuralink çipleri aynı zamanda kronik depresyon gibi psikiyatrik rahatsızlıkların beyne düşük voltajlı akım vererek iyileştirilmesini sağlayacak. Bu da yurt dışındaki hastanelerde hali hazırda uygulanan bir tedavi yöntemidir. Ancak, hastaneler bunun için kişinin kafasına EEG şapkaları takıyor ve bu da hastanın düzenli olarak hastaneye gitmesini gerektiriyor.
İlgili yazı: Kodlama İçin En Gerekli 16 Programlama Dili
Neuralink ve telepatik internet
Ancak, Neuralink’in en devrimsel yanı telepatik internet ve hatıra ekme özelliğidir. Dijital dönüşüm açısından bakarsak telepatik internetin, Arnold Schwarzenegger’in Gerçeğe Çağrı filminde gördüğümüz hatıra ekme teknolojisinden daha önce geleceğini söyleyebiliriz; çünkü şimdiden düşünce komutlarıyla çalışan bilgisayar ve robot kollar var.
5) Örneğin felçli hastalar, kafatasına takılan bir kontrol kutusuyla robot kolları düşünce gücüyle kontrol ederek kendine su koyabiliyor. Basit düşünce komutlarıyla çalışan akıllı ev kontrol bilgisayarları da 5 yıl önce piyasaya çıkmış bulunuyor. Hatta Prose gibi telepatik mobil uygulama prototipleri ve robotları kontrol etmeye yarayan Emotiv marka telepatik kafa bantları bulunuyor.
Neuralink ise insan beyninin kablosuz bağlantı üzerinden (5G ve wi-fi) internete girmesini kolaylaştıracak ve böylece telepatik interneti 2025’ten itibaren yaygınlaştıracak. Öyle ki bilgisayarları, akıllı TV’leri, beyaz eşyaları, akıllı telefonlarla tabletleri ve diğer elektronik cihazları telepatik internetle kullanmak mümkün olacak.
6) Son olarak Neuralink dijital sinir danteli; travma sonrası stres bozukluğu yaşayan askerler, kazazedeler ve şiddet kurbanlarının kötü anılarını silip onlara yeni güzel hatıralar ekmeyi sağlayacak ki en riskli yanı bu; çünkü insanı insan yapan yaşadıklarıdır. Hafızayı silerek kişiye yeni anılar eklemek ise onun beynini yıkamak ve eskisini öldürüp yeni bir insan yaratmak anlamına gelebilir.
İlgili yazı: Gerçek Adem: ilk insan ne zaman yaşadı?
Tamam da nasıl çalışıyor?
Neuralink ürünleri bugünkü beyin-bilgisayar arayüzlerinin yerini almak üzere tasarlanıyor; çünkü gönüllü felçli hastalara takılan bu çipleri yerleştirmek için kafatasını kesmek ve hastanın başına doğrudan beyinle temas eden yumruk büyüklüğünde bir kontrol kutusu takmak gerekiyor.
Bunun bir versiyonu da bel hizasından omuriliğe takılıyor ve felçlilerin kemerle beline takılan bir kontrol kutusundaki düğmeleri çevirerek ayağa kalkmasını sağlıyor. Bu teknolojiye dayanan dış iskeletler 7-8 yıldır sınırlı sayıda gönüllü hasta tarafından kullanılıyor.
Ancak, her ikisi de felçli hastaların duş alması, denize girmesi veya yağmurda yürümesine izin vermeyen hantal çözümler. Beden hackleme ve vücut internetinin ilk örnekleri olan bu sistemler, kafatasındaki kesik alan yüzünden beynin enfeksiyon kapma riskini de beraberinde taşıyor.
Neuralink beyin enjeksiyonu
Yeni dijital sinir ağları ise beyne kafatasında açılan küçük delikleri kullanarak enjekte ediliyor; çünkü bunlar vücutta alerjik tepkiye yol açmayan esnek kablolar ve liflerden oluşuyor. Böylece sinir danteli kafatasının altında beyinle ömür boyu temas halinde olacak. Kafa derisi üzerinde ise sadece bir jack veya yara bandına benzeyen bir elektronik etiket bulunacak ve bu da kontrol kutusu görevi görecek.
İlgili yazı: Zamanda Yolculuk İçin Büyükbaba Paradoksu Çözüldü
Elon Musk diyor ki
“Halkın büyük kısmı bunu bir çiple çözebileceğimizi bilmiyor. Şirketimizin uzun vadeli amacı insan beynini yapay zekaya bağlayarak bir tür simbiyoz (ortak yaşam) yaratmak. Bu şart değil elbette, bunu isterseniz kullanırsınız.”
Peki neden beyninizi yapay zekaya bağlamak isteyeceksiniz? 1) Hayatınızdaki hiçbir şeyi unutmamak için, 2) normal bir insandan yüzlerce kat hızlı düşünmek için, 3) yapay zeka entegrasyonu sayesinde olaylara ve dünyaya binlerce farklı açıdan bakıp büyük veri analizi yapmak için. Kısacası süper zeki olmak amacıyla beyninizi bilgisayara bağlayacaksınız.
Elbette ben dahil insanların büyük kısmı, sırf süper zeki olmak için kafatasında delikler açmak istemeyecektir. Bu ancak, sibernetik beyin çiplerini başımıza kafatası ameliyatına gerek olmadan yerleştirmeyi başardığımız zaman gerçek olur. O zaman ürün ticarileşir.
Ancak, felçli hastalar ve beyin hasarı olan diğer hastalar Neuralink çiplerini hemen kullanmak isteyebilirler. Bunlar da şimdilik beyne kafatasını matkapla delerek yerleştiriliyor; ama bunu duvar matkabıyla karıştırmayın. Daha çok ince iğneli dikiş makinesi gibi düşünün. Yine de gelecekte kafatasını lazer ışınlarıyla delecekler ve sadece 4 ila 6 mikron genişliğinde olan süper ince mikroskobik delikler açacaklar. Böylece dijital sinir danteli ipliklerini beyne doğrudan dikecekler.
Korku filmi gibi oldu
Oysa 20 yıl sonra bu teknoloji herkesin isteyeceği kadar kolaylaşacak. 30 yıl içinde ise sadece deri üzerine yerleştireceğiniz elektronik çıkartmalarla süper zeki insanlara dönüşeceksiniz. “Ay, çipimi evde unutmuşum, bugün sıradan bir insanım” demek gibi komik durumlarla karşılaşacaksınız; ama o zamana dek Neuralink şirketini uzun bir süreç bekliyor: İnsan beynini delmek için izin almak kolay mı?
İlgili yazı: Çernobil Nükleer Reaktörü Neden Patladı?
Neuralink 2017’de kuruldu
Peki Elon Musk neden şirketin geliştirdiği ürünleri 2 yıl gecikmeyle duyurdu? Bunun nedeni tarihte eşi benzeri görülmeyen teknolojiler geliştiriyor olmaları. Öyle ki kamuoyuna duyurmaya değer bir teknoloji geliştirmeleri bile iki yıl aldı; ama iki yıl aslında çok kısa bir süre. Bu sürede birçok şarlatan şirketin sözünü tutamayarak kapandığını gördük. Elon Musk ise yolunda devam ediyor.
Duyurunun ikinci nedeni ise teknolojiyi bilim insanlarına tanıtıp yapay zeka uzmanları ve nörologlardan yardım almak. Açıkçası Neuralink’in 2025’ten önce tıbbi ürün ticarileştirmesi mümkün değil ve 2030’dan önce bu teknolojinin hastanelerin dışına çıkması da beklenmiyor. Ancak, bu iş iki üç çılgın girişimcinin başarabileceği bir şey de değil ve hekimlerden profesyonel yardım almak gerekiyor.
Dahası hekimlerin yardımıyla, devletten insanlı klinik deneylere izin vermesini talep edecek uyumluluk altyapısını da geliştirmek gerekiyor. Elon Musk’la birlikte Neuralink’in kurucu ortağı ve başkanı olan Max Hodak da bürokratik süreçleri hızlandıracak bir yol bulduklarını söylüyor: Kazada kolu veya bacağını kaybedenlere takılan protezleri kullanmak için kontrol çipleri geliştirmek.
Belki de bunları beyin yerine doğrudan kol bacak sinirlerine nakledecekler. Böylece kişiler örneğin robot kollarını, yüzeysel deri temasıyla çalışan biyonik kollardan daha becerikli ve esnek bir şekilde kullanacaklar. Neuralink’in diğer çözümleri ise görme ve işitme kaybı olanlar için biyonik kulak ile göz geliştirmek olacak. Bu da insanlı klinik deneylerin önünü açacak.
İlgili yazı: Yapay Zeka Nedir ve Nasıl Çalışır?
Neuralink ile kung-fu biliyorum!
Neuralink dijital sinir ağlarının ilk prototipini bu hafta fareler üzerinde başarıyla denediğini duyurdu. Öyle ki günümüzdeki telepatik sistemler ve kablosuz internetle çalışan sensör sistemlerinin veri transfer hızını 10 katına çıkardılar. Dahası bu teknoloji gerçekten de Matrix filmini andırıyor; çünkü kontrol çipi takılı fare beyninden alınan büyük veriyi bilgisayara, yine farenin kafasına takılı olan USB-C bağlantı noktasıyla aktardılar.
Bundan sonraki aşama ise beyne takılı kabloların uzun ömürlü olmasını sağlamak; çünkü beyin sıvısı ve kan temelde tuzlu su karışımından oluşuyor. Bu da plastik kablo kılıflarını eriterek telleri açığa çıkarabilir. Tellerin açığa çıkması sadece sistemin bozulması anlamına gelmiyor, aynı zamanda kullanıcı için hayati tehlike içeriyor. Dijital sinir ağlarının kobay fare aşamasından çıkıp insanlarda kullanılmaya başlaması için bu hayati tehlikenin giderilmesi gerekiyor.
Nihai amaç ise beyne takılan elektrotların ki dijital sinir ağı veya danteli derken bunu kast ediyoruz, telepatik internete girmeye sağlayacak olan çiplere kablosuz bağlanması. Böylece kontrol çiplerini beyne veya kafa derisine yerleştirmeye de gerek kalmayacak. İnsanlar nesnelerin interneti destekli akıllı bilezikler veya e-etiketlerle beyinlerini doğrudan internete bağlayabilecekler. Öyle ki telepatik internet yapay zeka yetersizliği yüzünden geri kalan giyilebilir cihaz sektörünü ayağa kaldıracak.
158 milyon dolar
Neuralink’in sermayesi şimdilik 158 milyon dolar ve şirketin büyük hisse sahibi olan Musk da SpaceX ile Tesla CEO’su olarak kazandığı paranın 100 milyon dolarını şirkete yatırmış bulunuyor. 90 kişi çalıştıran Neuralink gizliliğe büyük önem veriyor ve sadece iş ilanları içeren sade sitesinde işe alımlara devam ediyor. Sonuçta telepatik internet büyük Ar-Ge gerektiren iddialı ve hassas bir iş. Örneğin Prose uygulaması başarısız olunca telepatik internetten jest mimik kontrolüne geçti.
İlgili yazı: Newton’ın Yerçekimi Yasası Yanlış mı
Kısacası prestij önemli
Peki çanlar kimin için çalıyor? Çanlar insan türünün geleceği için çalıyor. Nitekim insanı insan yapan şey, anılarımız ve kendimize özgü farklı yaşantılarımızla kişisel tecrübelerimizdir. Gelecekte Neuralink teknolojisiyle, daha mutlu bir hayat yaşamak için beynine sahte anılar yazdıran insanlar ise artık bambaşka benlikler olacaktır.
Ağır psikiyatrik bozukluklarda bu tür tedavilerin gerekli olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, size 2000 tarihli Half Life 2 video oyununu hatırlatmak istiyorum. Oyunda uzaylılar Dünya’yı ele geçiriyor ve insanların beynine çip yerleştirip onları robot askerlere dönüştürüyordu.
Neuralink benzeri çipler, askerlerin anne-baba sevgisini silip yerine uzaylılara itaat etmeyi gerektiren sahte anılar yerleştiriyordu. Bu şekilde beyni yıkanan kombin askerleri özgür insanlara saldırıyordu. Abartılı örnekler elbette gerçek olmaz, ama bu senaryonun yüzde 1’i gerçekleşse bile korkunç olur.
İlgili yazı: Evrenin En Büyük Yıldızı UY Scuti mi?
Elon Musk’ın süper zeka korkusu
Gerçekçi şirket hedefleriyle arz-talep meselesi ve risk senaryoları yanında, bir de işin idealist tarafı var: Elon Musk akıllı robotlar ve yapay zeka ile kendini gösterecek olan süper zekanın, insan türünü bilerek veya yanlışlıkla yok edebileceğini düşünüyor. Ona göre bunu önlemenin en iyi yolu insanların da süper zeki olmasını sağlamak.
Bu bağlamda Musk, insanların gelecekte ortaya çıkacak süper zeki robotlarla daha iyi anlaşmasını sağlamak için bizzat insan beynini organik süper bilgisayara dönüştürmek istiyor ve Neuralink yardımıyla süper zeki insanlar yaratmayı planlıyor.
Ancak, bu teknolojinin fütursuz kullanımı bırakın üstün ahlaklı ve üstün zekalı özgür, sağlıklı insanlar yaratmayı; milyarlarca insanı, beyni kablosuz internet bağlantısıyla günde milyon kez yıkanan oy sağmalları ile bilinçsiz tüketicilere dönüştürebilir.
İlgili yazı: Vücut İnterneti ile Beden Hackleme Geliyor
Neuralink şirketine kızmayın
Yukarıdaki riskleri okuduğumuz zaman, süper zekanın insanlık için çok tehlikeli bir şey olduğunu düşünebilirsiniz. Elon Musk’ı süper zeka ile başa çıkmak için süper zeki insanlar yaratmaya çalışarak insanlığın yok oluşunu hızlandıracağı sonucuna da varabilirsiniz.
Ancak, iyi-kötü bütün dileklerimizi yerine getirecek olan bu teknolojik lamba cinini şişeye geri sokamayacağımızı görüyoruz. Bu bağlamda Elon Musk süper zekanın gelişini önlemeye çalışmıyor. Aslında süper zekayı kontrol etmeye de çalışmıyor; çünkü bizden zeki olan bir varlığı kontrol edemeyiz.
O sadece Neuralink şirketiyle süper zekayı insanlara zarar vermemesi için yönlendirmeye ve insanların daha zeki olmasını sağlamaya çalışıyor. Elon musk’a göre, süper zeki insanlar yapay zekadan türeyecek olan sentetik süper zekayla daha iyi iletişim kurabilir.
İletişim kopukluğunu giderirsek hem süper zeka bizi daha iyi anlar hem de biz ona derdimizi daha iyi anlatabiliriz. Böylece eski efsanelerdeki Yunan Tanrılarından daha güçlü olacak bir varlığın, bizi bilerek ve isteyerek veya yanlışlık ya da aldırışsızlıkla yok etmesini önlemiş oluruz.
İlgili yazı: Yapay Zeka Süper Zeki Olacak mı?
Süper zeka bizi nasıl yok edebilir?
Gelecekte insanlardan daha zeki robotlar, bilgisayarlar ve temelinde yapay zeka yazılımları geliştirilecek. Üstün zekalı bir varlığın duygu (?) ve düşünceleri ise bizimkinden farklı olacak. Böyle bir varlığın ihtirasları, istek, ihtiyaç ve arzuları da biz insanlardan farklı olacak.
Örneğin uyku ihtiyacı olmayacak, acıkmayacak, susamayacak, yorulmayacak, hastalanmayacak ve elbette yaşlanmayacak. Nitekim süper zeka bizi Matrix filmindeki Ajan Smith gibi görebilir. Ajan Smith, makinelerin insanları sanal alemde köleleştirmesinin sebebi olarak insan türünün Dünya’yı kirleten bir virüs olmasını gösteriyordu.
Gerçekten de bizler açlığa, yoksulluğa neden oluyor ve çevreyi kirleterek canlıların soyunu tüketiyoruz. Doğal kaynakları tüketerek küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğine yol açıyoruz. Özetle süper zeka Dünya’yı bizden kurtarmak için bizi yok edebilir.
İlgili yazı: Bilim İnsanları Ölü Domuz Beyni Canlandırdı
Neuralink ve varoluş riski
Buna ek olarak süper zeka bizi yanlışlıkla da yok edebilir. Tıpkı yolda yürürken hiç farkında olmadığımız karıncaların üzerine basıp onları öldürmek gibi. Bizden 1 milyar yıl daha ileri bir zekaya sahip olan süper zekanın varlığımızı bile algılamayarak bizi böcek gibi ezmesi mümkündür.
Bunun dışında süper zekanın bize aldırış etmemesi de mümkün. Gerçekten de şirketler diğer şirketlerden daha fazla bilgi sahibi olarak rekabet gücünü artırmak için süper zeka geliştirmek istiyor. Biz de bu bağlamda robotlarla bilgisayarlardan çevre kirliliği ve yoksulluk gibi sorunlarımızı çözmesini bekliyoruz.
Oysa süper zeki robotlar gözünü Evren’in sırlarına dikip Dünya’yı terk edebilir ve bizi kendi yozlaşmış uygarlığımızın yarattığı çevre kirliliği yüzünden yok olma kaderiyle baş başa bırakabilirler.
İlgili yazı: Büyük Patlama Öncesinde Ne Vardı?
Ahlaklı robotlar
Elbette bir de Popular Science Türkiye adına 2015’te yaptığım söyleşi var. Bu söyleşide Oxford Üniversitesi Felsefe Profesörü Nick Bostrom süper zeki ataş makinesinden söz etmişti. Bostrom diyor ki hiç insanlıktan anlamayan süper zeki bir ataş makinesi de yapabiliriz.
O da ataş üretimini en üst seviyeye çıkarmak için bütün insanları jöleye çevirip ham madde olarak kullanabilir! Bu da bize insanlığa yardım etmek için önce insanlar gibi ahlaklı robotlar geliştirmemiz gerektiğini gösteriyor. Yoksa ahlaksız süper zeka sonumuzu getirecektir.
Elbette insan gibi düşünebilen robotların da bir sorunu var: Bunlar tıpkı gerçek insanlar gibi erdem timsali birer Buda, Gandi ve Muhammed İkbal olabilirler. Öte yandan birer Hitler ve Saddam da olabilirler.
İlgili yazı: Laboratuarda Mini Neandertal Beyni Üretiyorlar
Kurtar bizi Neuralink?
Elon Musk işte bütün bu riskleri azaltmak için insanlarla makineler arasındaki uçurumu kapatmak ve insan beynini Neuralink şirketinin geliştireceği dijital sinir dantelleri ile doğrudan bilgisayarlara bağlamak istiyor. Bunun için de sırayla gitmemiz lazım:
Beynimizi bilgisayara bağlamadan önce insan beyninin nasıl çalıştığını anlamamız, özgür irade var mı ve insan bilinci nedir gibi sorulara yanıt vermemiz gerekiyor. Belki de bu soruların yanıtını süper zeki insanlar geliştirmeye çalışırken öğreneceğiniz.
Her durumda Elon Musk umutlu; çünkü insan gibi düşünen robotlar geliştirmek için zaten insan beyninin nasıl çalıştığını anlamamız gerekiyor. O da insan beynini bilgisayara bağlayarak bu süreci hızlandırmak istiyor.
İlgili yazı: Bilim İnsanları Ölü Domuz Beyni Canlandırdı
Neuralink işe yarayacak mı?
Bütün fütüristler Musk’la aynı kanıda değil. Süper zeka tehlikeliyse zamanında birçok soykırım yapmış olan insanları süper zekaya dönüştürmenin insan türünün yok olma riskini artıracağını düşünüyorlar. Bu görüşe göre insan bencil ve kusurlu bir varlıktır. Daha zeki olması sadece daha bencil ve kusurlu olmasını sağlayacaktır.
Ancak, Elon Musk bunu da hesaba katarak insanlığı kurtarmak için iki acil durum planı geliştirmiş bulunuyor: Yedek dünya Mars’a yerleşmek ve açık kaynak yapay zeka araştırma girişimi Open AI. Şimdi bu planları kısaca görelim:
SpaceX’in kurucusu Musk önümüzdeki 40 yıl içinde Mars’a 1 milyon yerleşimci göndermeyi planladığını açıkladı. Yaşadığımız Dünya’ya bir şey olursa insan türünün devamlılığını sağlamak için kızıl gezegene yerleşmemiz gerektiğini söyledi.
Mars’a yerleşme fikri, Elon Musk ile Londra merkezli DeepMind yapay zeka şirketinin kurucu ortağı Demis Hassabis arasındaki bir konuşmada ortaya çıktı. İki kafadar birkaç yıl önce Los Angeles’ta buluşarak süper zeka planlarını masaya yatırlar. Sonra bildiğiniz gibi, Musk’ın SpaceX şirketi Mars’a insan gönderecek olan Terleyen Yıldız Gemisi’ni tasarlamaya başladı.
İlgili yazı: Neden Mars’ta Koloni Kuramayız?
Neuralink ve melekler şehri
Los Angeles ilginç bir şehir; çünkü şirket yemekhanesinde konuşurken üstünüzden sadece uçak değil, uzaya fırlatılan bir roket de geçebilir. Her durumda Musk, dostuna Mars’a yerleşmek istediğini söylediği zaman, Hassabis “Bu dünyanın en önemli projesi” dedi ve ardından DeepMind şirketinin de süper zeka geliştirmeyi planladığını ekledi.
Oysa Elon Musk bunu duyunca oldukça endişelendi ve süper zekanın insanlığı yok etmesi olasılığına karşı Mars’a yerleşmenin gerçekten iyi bir fikir olduğunu ısrarla vurgulamaya başladı; ama Hassabis buna sadece gülmekle yetindi: “Süper zeka internet üzerinden Mars’a da gelecektir Elon.”
İşte o noktadan sonra Elon Musk süper zekanın gelişini önlemek yerine onunla güvenle yaşamanın yollarını geliştirmeye başladı. Neuralink şirketi de 2017 yılında bu şekilde doğmuş oldu.
Gerçekten de süper zekayı kontrol edemeyecek olmamızın en büyük nedenlerinden biri, kendini doğrudan internete yükleyecek olmasıdır ve başta Terminator olmak üzere birçok bilimkurgu eserinde bu ihtimal birkaç kez ele alınmıştır. Şimdi söz konusu distopyaları ve kötü gelecek senaryolarını görelim. Sadece süper zeka değil, süper zeki insan geliştirmenin de risklerine bakalım:
İlgili yazı: Bilimkurguda En Şeytani 20 Yapay Zeka
Neuralink ve Skynet
Mass Effect 2 video oyununda, akıllı Geth robotları ile insan beynini birleştirmeye çalışan çılgın bir bilim insanının öyküsü anlatılıyor. Başbuğu (Overlord) adlı genişleme paketinde, çılgın bir yazılımcının üstün zekalı otistik kardeşinin beynini zorla bilgisayara bağladığını görüyorsunuz.
Ancak, otistik delikanlı bu birleşme sonucunda kontrolünü kaybediyor ve galaksideki tüm bilgisayarları internet bağlantısıyla ele geçirip bütün gelişmiş uygarlıkları kendi makinelerini onlara karşı kullanarak yok etmeye çalışıyor. Terminator filmlerinde de benzer bir senaryo görüyoruz:
İnsanlığı nükleer savaşla yok etmeye çalışan Skynet yapay zeka yazılımı, kendisini durdurmak isteyen insanlardan kaçmak için çekirdek kodunu internete yüklüyor. Stephen King’in Bahçıvan öyküsü ve aynı isimden uyarlanan filminde oldukça benzer bir hikaye ile karşılaşıyoruz.
İlgili yazı: Yapay Zeka İnsan Kadar Zeki Olacak mı?
Peki Neuralink Azrail mi?
Elon Musk’a göre, “Bazen bilim insanları kendini yaptığına o kadar kaptırıyor ki yaptıkları şeyin nereye varacağını iyi düşünemiyorlar. İnsanların gelecekte makinelerin yanında antika kalmasını istemiyorsak biyolojik zeka ile makine zekasını birleştirmenin bir yolunu bulmalıyız.”
Bu fikir galaksideki gelişmiş uygarlıkları her 50 bin yılda soykırımla yok eden süper zeki Azrail uzay gemilerine karşı insanlığın son mücadelesi bağlamında, Mass Effect 3 video oyununda ele alınmıştı ve oyunun pek sevilmeyen üç sonundan biri sentez seçeneği idi.
Sentezi seçince Azrail bilgisayarlarıyla insanlar ve uzaylıların beynini birleştirip galaksiye kalıcı barış getiriyordunuz. Diğer seçenekler ise Azrailleri yok etmek veya dijital bir diktatöre dönüşerek hem galaksideki uygarlıkları, hem de Azrailleri kontrol etmekti.
Abartılı mı buldunuz? Cambridge Analytica skandalı oyunun piyasaya sürülmesinden sadece 4 yıl sonra, 2016’da patlak verdi ve bu yıl, Facebook’un skandaldaki payı yüzünden 5 milyar dolar ceza alması gündemde.
İlgili yazı: Capsule Network: İnsan gibi Düşünen Yapay Zeka
Joker kartı Neuralink
Peki insanın kendisinden zeki bir yazılım icat etmesi mümkün mü? Bu imkansız görünüyor. Böyle bir şey mümkün olsaydı biz modern insanların 195 bin yıl önce yaşamış atalarımızdan daha zeki olmamız gerekirdi. Oysa onlardan daha zeki değiliz. Sadece elinde nükleer silah olan mağara adamlarıyız.
Bununla birlikte insan en az kendisi kadar zeki bir bilgisayar yapabilir ve insan gibi düşünebilen yapay zeka da göz açıp kapayıncaya kadar süper zekaya dönüşebilir. Sonuçta bilgisayarların insan beyninden milyonlarca kat hızlı çalıştığını biliyoruz.
Bu nedenle insan kadar zeki yazılımlar hızla kendi kodunu güncelleyerek bir günde 100 yıllık ilerleme kaydedebilir ve dolayısıyla insan gibi düşünebilen ilk bilgisayardan sadece 1 hafta sonra Dünya’nın ilk süper zekası ortaya çıkabilir.
Bu da bizi dijital kölelik meselesine getiriyor: Öyle ki Neuralink implantları bilgisayarların beynimizi kontrol etmesine yol açabilir ve beyin yıkama teknolojisi dünyada yaygınlaşırsa insanlar süper zekanın veya bu implantları üreten şirketlerin kölesi olabilir.
Makineler insanları ele geçirirse
Örneğin, Frank Herbert’in Kumul (Dune) bilimkurgu romanlarında insanların atalarının süper zeka sahibi olmak için beyinlerini bilgisayara bağladığı anlatılıyor. Ancak, yapay zeka insanların beynini ele geçiriyor ve onları Cyborg’a dönüştürüp diğer insanlara savaş açmalarını emrediyor.
İlgili yazı: Çoklu Adem: İnsan Türünün Birden Fazla Kökeni Var
Neuralink reklam köleliliği
Düşünsenize, bir gün şirketlerden biri beyninize bir sinyal gönderiyor ve siz de normalde asla almayacağınız o pahalı ayakkabıyı satın almak istiyorsunuz veya seçim zamanında bir sinyal gönderiyorlar ve birdenbire asla oy atmayacağınız politikacıya damgayı basıyorsunuz.
Bu şimdilik size hayal gelebilir; ama kâbusumuz olmasını önlemek için bugünden önlem almamız gerekiyor. Elon Musk teknolojinin öngörülemeyecek sonuçlarına karşı dikkatli olmalıyız derken bunun gibi sinsi problemleri kast ediyor.
Nitekim bu konular en az 65 yıldır gündemde ve bilimkurgu yazarı Isaac Asimov’un daha 1952’de yayınlanan Vakıf ve İmparatorluk romanında anlattığı şeyler. Sadece Asimov bunları hayal ederken elimizde gerekli teknoloji, yani internet yoktu. Şimdi var. Peki uzun vadeli süper zeka riskleri nedir?
İlgili yazı: DataRobot Yapay Zekaya Algoritma Öğretiyor
Robotlar galaksiyi ele geçirirse
Asimov’un Vakıf romanları günümüzden 20 bin yıl sonra geçiyor ve bu romanlarda telepatik güçlere sahip olan insandan zeki robotlar ile insan ortaklarının, galaksi tarihini sözde Illuminati grubu gibi gizliden yönettiğini görüyoruz.
Robotlar ve İkinci Vakıf üyeleri kişilerin beynini telepatik olarak kontrol ediyor. Böylece insanların önceden planlanan bir geleceğe göre politik seçimler yapmasını sağlayarak çöken imparatorluğun yerine kurulacak İkinci Galaksi İmparatorluğu’nun gelişini hızlandırıyorlar. Ancak, 1000 yıllık planın 500. senesi yaklaşırken asi milletvekili Golan Trevize bu planı alt üst ediyor.
Beyni robotlar ve insanlar tarafından yıkanmamış olan Golan Trevize, süper zekayı ikna ederek İkinci İmparatorluk yerine, yaşayan galaksi Galaksiya’nın kurulma sürecini başlatıyor. Siz de Samanyolu galaksisinin ileride nasıl dev bir canlı organizmaya dönüşebileceğini merak ediyorsanız Asimov’un Robot ve Vakıf romanlarını okuyabilirsiniz.
Gördüğünüz gibi Asimov olaya biraz tersten bakıyor: İnsanlığı yok etmek isteyen robotlar yerine, insanlığı kurtarmak isteyen robotların insanların özgür iradesini elinden almasını işliyor. Peki bunu önlemek için ne yapabiliriz? İnsanların Dünya’yı tehlikeye atmayan olgun kararlar almasını sağlayabilir ve süper zeka ile insanlar arasındaki ilişkileri açık kaynak yazılımlarla geliştirebiliriz:
İlgili yazı: Musk Mark’a Karşı: Yapay Zeka Ne Kadar Zeki?
Neuralink ve Open AI
Elon Musk, Neuralink şirketine ek olarak kâr amaçlı olmayan Open AI yapay zeka araştırma şirketini kurucuları arasında da yer aldı ve bu şirketin iki amacı var: Birincisi, geleceğin global dijital diktatörlüğünü önlemek üzere, güvenli en iyi uygulamalar belirmek ve bu kurallar çerçevesinde yapay zeka geliştirerek süper zeka tehdidine karşı önlem almak.
İkincisi de yapay zeka gelişmelerini halka açmak. Neden derseniz: Gelecekte süper zeki insanlar ortaya çıkarsa bunlar dijital elit diktatörler olarak dünyayı yönetmek isteyebilirler. Nitekim Elon Musk, süper zeka Roma imparatoru Marcus Aurelius gibi olursa sorun yok diyor: “Ancak imparator Caligula olursa biz yanmışız.”
Bill Gates’in de aynı fikirde olduğunu görebiliriz. Microsoft’un kurucusu Gates, yapay zekanın global nükleer savaştan tehlikeli olduğunu söylüyor. Ancak, süper zekanın risklerine dikkat çekenler arasında filozoflar da var:
Oxford Üniversitesi felsefe profesörü Nick Bostrom, 2014’te yayınlanan Süper Zeka kitabında, üstün zekanın onu veya tercihlerini değiştirmemize engel olacağını belirtiyor ve süper zeka bizi yok etmek isterse ona engel olamayacağımızı savunuyor. Oysa Neuralink teknolojisi işe yaramazsa tek tehlikeli süper zeki insan diktatörler geliştirmek değil. Neuralink yepyeni sağlık sorunlarına da yol açabilir:
İlgili yazı: Yapay Zeka Bilimsel Düşüncenin Yerini Alacak mı?
Neuralink ve sağlık sorunları
Belki de insan sonrası ilk zeki canlı türü (beyni bilgisayara eklenmiş ilk aşkın insan) üstün zekalı olmayı kaldıramayarak çıldıracak. Süper zeki insanlar psikopata bağlayıp vatandaşlara saldırır, dünyayı ele geçirme planları yapar veya basitçe intihar ederse bu trajedi olur ve biz de dünyayı kurtaran adam yaratmak yerine, yalnızca yeni sinir hastalıkları icat etmiş oluruz.
Öte yandan, süper zeka insanların işsiz alın teri yerine akıl teriyle çalışmasını sağlayarak işsizliğe çare olabilir. Nitekim yapay zeka önce insanları işsiz bırakacak; ama bizler eğitim seviyesini yükselterek herkesin filozof, sanatçı, bilim insanı, edebiyatçı, öğretmen, sporcu vb. olmasını sağlarsak milyarlarca insana dijital liderlik kapsamında yeni iş imkanları sağlayabiliriz (filozof olmak çiftçiliğe engel değil).
Bu bağlamda Musk’ın yalnız olmadığını da söyleyelim: Fizikçi Max Tegmark’tan Filozof Nick Bostrom’a kadar birçok düşünür insanlığın geleceğini kurtarmak için işbirliği yapıyor. Nitekim Tegmark, Boston merkezli Yaşamın Geleceği Enstitüsü’nün başkanıdır. Bostrom ise İnsanlığın Geleceği Enstitüsü’nde çalışıyor ve bu kurumlar süper zeka risklerini tespit ederek güvenli süper zeka geliştirmeyi amaçlıyor.
Nitekim Elon Musk, 2015’te Yaşamın Geleceği Enstitüsü’ne 10 milyon dolar ve Max Tegmark da 1,5 milyon dolar bağış yaptı. Biz felsefe ve temel bilim derslerini kaldırıyoruz; ama bu dersler örnekte görüldüğü gibi insanlığı kurtarıyor ki Türkiye’nin de bir yapay zeka enstitüsü kurması gerekiyor. Tegmark’ın salt akademisyen olarak 1,5 milyon dolar bağış yapabilmesi ise ayrı bir ders içeriyor.
İlgili yazı: Zamanda Yolculuk İçin Büyükbaba Paradoksu Çözüldü
Sermayeye güven olmaz
Süper zeka kaçınılmaz olarak gelecek. Bu noktada “Korkmayın, sermaye kontrolü elden kaçırmamak için süper zekanın geliştirilmesini engeller” demek, gökdelenden aşağı düşerken “Henüz yere çarpmadım, bak uçuyorum” demeye benziyor.
İkincisi robotlar biz insanların sözünden çıkmaz demek çok saçma. Ya robotunuz sizin kararlarınıza katılmazsa ne olacak? Ya insanlara hizmet etmek yerine; insan haklarına benzer şekilde robot hakları, yüksek maaş ve sigorta isterse ne olacak? Robotu kapatma düğmesine basmanıza izin verecekler mi?
Elon Musk diyor ki “Yapay zekayı gözünüzde canlandırmak istiyorsanız insansı robotların kırmızı kırmızı parlayan gözleriyle üstümüze ordular halinde yürüyeceğini düşünmeyin. Bunun yerine elmastan üretilen ve minik bilgisayarları gibi çalışan mikroskobik sentetik bakteriler düşünün.”
“Bu mikroskobik robotların, yani nanitlerin insan damarlarında gizlendiğini düşünün ve sonra birden hepimizin vücuduna bir mikrogram botolinum (Botoks) zehri verdiğini hayal edin. Hepimiz ölürüz. Süper zeka bizi işte böyle yok edebilir.” Evet, kendi hücrelerinizi hackleyip yapay zeka ile güçlendirirseniz bu senaryo gerçekleşebilir. Oysa:
İlgili yazı: Heisenberg Belirsizlik İlkesi Yanlış mı?
Neuralink olmazsa beter olabiliriz
Neuralink şirketi insanların yapay zekayla anlaşmasını kolaylaştırabilirse bu riski azaltabiliriz. Yine de endişe etmeyin. Süper zeka kötü niyetli olursa bizi böyle yok etmeyecek. Süper zeki olacağı için bizi nasıl yok edeceğine aklımız bile ermeyecek. 🙂 Tabii bu konuda bazıları kafasını kuma gömebilir ve Elon Musk sadece pazarlama ve reklam peşinde diyebilir.
Örneğin, SpaceX roket şirketinin reklamını yapmak için Mars’a gideceğim diye hava atıyor ve yeni kurduğu Neuralink şirketini tanıtmak için de süper zeka tehlikesi uyduruyor diyebilirsiniz. Ne de olsa Elon Musk gerçek bir altyapı girişimcisi olarak tam da 2008’deki ekonomik kriz sırasında, ABD yurttaşlarını Tesla elektrikli spor otomobil satın almaya ikna etmişti. Bu da yeni bir kurnazlık olabilir.
Ancak öyle düşünmemek gerekiyor. Bugün Facebook ile Google rakiplerini alt etmek için hızla yapay zeka geliştiriyor. Bu şirketler gelecekte daha çok para kazanmak için tıpkı Kırmızı Başlıklı Kız Masalındaki kurt gibi olmak ve bizi her defasında daha iyi görüp gözetlemek zorundalar. Bunun için de sürekli yeni gözetleme teknolojileri geliştiriyorlar.
Cambridge Analytica skandalı da Facebook’un insanlara reklam göstererek para kazanmak için her türlü kuralı çiğneyebileceğini gösteriyor. Öyleyse Elon Musk’ın Neuralink şirketine, Musk’ın desteklediği Open AI inisiyatifine ve Yaşam ile İnsanlığın Geleceği enstitülerine bir şans vermek gerekiyor. Peki insanları Neuralink şirketinin beyne enjekte edilen dijital sinir ağları teknolojisinden farklı bir şekilde süper zeki yapmak mümkün mü? Evet, bunun da çılgın Ruslardan gelen bir çaresi var:
İlgili yazı: Kozmik Tohumlama: Yaşam Uzaydan mı Geldi?
Zihnimizi bilgisayara yükleyeceğiz
Çılgın Rus iş insanı Dmitry Itskov, insanların yaşlanmasını önleyen kök hücre tedavisini geliştirerek ölümsüz olmak istiyor. Ancak ömrü yetmezse B planı hazır: Zihnini bilgisayara yükleyip sanal alemde yaşamak.
Doğruyu söylemek gerekirse bu plan Elon Musk’ın yeni kurduğu Neuralink şirketinin geliştireceği dijital sinir dantelini, insanların beyin kabuğuna yerleştirmekten pek de farklı değil. Hatta Itskov 30 yıl sonra zihnini telepatik internet üzerinden bilgisayara yükleyebilir.
Ancak, Amerikan donanması Soğuk Savaş jargonuyla Deli Ivan bunu başarırsa çok önemli bir soru ortaya çıkacak: Neuralink ile insanların zihnini bilgisayara yüklemek mümkünse içinde yaşadığımız Evren de bir bilgisayar simülasyonu olabilir mi? Bu konuyu evren simülasyonu yapan kara delik kuuntum bilgisayar yazısında okuyabilirsiniz.
Peki İnsanlığın Sonunu Getirecek En Tehlikeli 5 Teknoloji nedir ve insanlar teknolojiyi yanlış kullanarak kendini nasıl yok edebilir? Geleceğimizi güvenceye almak için bu soruları şimdiden yanıtlamaya başlamalıyız. Evren hakkındaki daha fazla şey öğreneceğiniz muhteşem bir hafta sonu olsun.
Haccetepe TEDx süper zeka konuşmam
1Watch Elon Musk’s Neuralink presentation
2Superintelligence: Paths, Dangers, Strategies
Bu tekillik geldiği zaman bilim adamlarına ne olacak? yada sanatçılara ? İnsanlara yapacak iş kalmayacak o zaman uzak gelecekte
Tekillik geldiği zaman herkes bilim insanı ve sanatçı olacak. Aynı anda yüzlerce ayrı hayatı yaşamak mümkün olacak. Kısacası herkesin üstün insan olduğu bir dönem gelecek. Ancak buna en az 40 yıl var. Ben son dönüşümün 2080’de tamamlanacağını düşünüyorum. Tekillik oyunun kurallarını kökten değiştirecek ve bugün kulağa imkansız veya saçma gelen şeyler normalleşecek. 10 yıl diyenler var. 🙂
Tekonolojik tekillik dediğiniz bu öngörü yada gerceği bir anlamda Marks’ı doğrulamıyor mu?
Doğruluyor. Komünal demokrasi bu.
1983 den buyana bilim ve teknik takip ediyorum (akp döneminde 2010 larda bıraktım) Bu süre içinde önümüzde ki 20 yılda şu olacak önümüzde ki 40 yılda bu olacak tarzı pekçok öngörü okudum. Sonuç? İnanın olacak denenlerin %10 ancak ve kısmen gerçekleşti. Yani Bu yazıda anlatılanlar harika şeyler ama yüzlerce yıl sonra tam anlamıyla gerçekleşebilir 50-60 yıl çok yakın bir süre bence.
Hilmi bey dediklerinizde haklılık payı var ancak hesaba katmadiginiz bir şey daha var oda teknoloji hızının doğrusal bir grafik cizmeyip x^x gibi ustel fonksiyon olması yani her gecen gün artan şey sadece teknoloji değil teknolojik gelişim hizida artıyor
Ornegin şöyle açıklayalım x üzeri x fonksiyonunda birinci yılda bir üzeri bir bir yapar ikinci yılda iki üzeri iki dört yapar bu bir yıllık surede 4-1 sen üçlük bir gelişim gostermisiz üçüncü yılda uç üzeri ucden 27 yaptı yani 27-4=23luk bir gelişim dördüncü yılda dört üzeri dörtten 256 yapar 256-27 den 229 luk bur gelişme yanı her gecen yıl sadece teknoloji artmiyor teknolojinin gelişim hizida artıyor öyle bir zaman gelecek ki hız sonsuza yaklaşacak iste biz ozamana tekillik diyoruz
Aslında yüzde 86’sı gerçekleşti. Önceden geçen süre geçersiz. Önemli şimdi hızlanan gelişmelerin tekilliği kısa sürede getirecek olması. Bardağı taşıran son damla gibi.
Kafatasını açıp beyin kabuğuna dijital sinir danteli yerleştirme operasyonu günümüzde ütopik gibi görünebilir ancak 10-15 yıl içinde köşebaşındaki berberde traş olurken dahi saç, sakal, dijital dantel kalsın diyebileceğiniz kadar sıradan bir operashdfdfghashdfhs.. Ya hocam olmaz o iş. İnsanların çoğu lens takmaya bile korkuyor, kafatasını açtırmaya afedersiniz nah yanaşırlar. Mutlaka başka bir yöntem bulunmalı. Vaktiyle mouse’un icad edilmesi gibi basit, dahiyane ve kullanışlı bir cihaz olmalı.
Kozan Hocam çölde vaha gibisiniz; benim küçükken astronomiden biyolojiye, psikolojiden mekaniğe bir çok alana ilgim vardı (hâlâ da var ama…) ve ciddi ciddi açlık hissine benzer bir şekilde her şeyi öğrenmek, sindirmek ve anlamak istiyordum. Yataktan kalktığımda kendi ellerime bakardım ve şaşkına dönerdim, büyüleyici, bir mekanik harikası diye düşünürdüm.
Evren ne kadarda ilginç fenomenlerle dolu, aklın alamayacağı kadar olasılık var ve her bir olasılık, zihinlerin önüne serilmiş inci taneleri. Ama çevremde insanlar o kadar günlük hayatın tekdüze dayatma koşullarına maruz kalıyorlar ki, muazzam evrenin büyüleyici güzelliklerine bıkkın gözlerle kayıtsız kalıyorlar. Örneğin, güneş tutulması çoğu insana ilginç geliyor ve imkanları varsa zaman ayırıp gözlemlemek istiyorlar. Oysaki şu an bile taklit edemediğimiz nükleer füzyonla aydınlanan sabahlarında gün doğumunu izlemek ve hayretler içinde kalmak insanların tatması gereken asıl duygular, diye düşünüyorum. Bir gün batımının sık tekrarlanıyor olması, onu güneş tutulmasından daha az ilginç kılıyor.
Aslında sorun farkındalığın azalmasında yatıyor. Siz bu farkındalığı artıran, bir kontrastsınız. İlgim olan bir çok konuda muazzam emek harcayıp burada bizlere sunumlar yapıyorsunuz, teşekkürler.
Rica ederim. En büyük motivasyonum sizlere faydalı olabilmek.
Süper bir yazı. Tam benlik
Vakıf serisini okumaya devam ediyordum ve daha bitirmemiştim büyük spoiler yedim keşke spoiler işareti falan koysaydınız.