Işınla Beni Scotty! >> İnsan ışınlama ne zaman?

star trek transporter 1280jpg 883390 1280w 1Kaptan Kirk’ü nasıl ışınlarız? Gelecekte insanları Uzay Yolu dizisinde olduğu gibi yıldız gemisinden başka bir gezegene ışınlayabilecek miyiz? Bugün kuantum ışınlama deneyleriyle tek tek atomları, atom bulutlarını ve temel parçacıkları 100 km öteye ışınlayabiliyoruz. Sırada yıldız geçitleri mi var?

Kusursuz ışınlama yasak

Kuantum ışınlamayla ilgili asıl sorun başka: Kuantum fiziğini tanımlayan Heisenberg’in belirsizlik ilkesine göre Evren’de yüzde 100 kesin ölçüm ve kesin bilgi imkansız.

Bu durumda Kaptan Kirk’ü atomlarına ayırıp başka bir yere ışınladığımızda aslında orijinalini değil, kendini Kaptan Kirk sanan bir kopyasını ışınlamış oluyoruz. Öte yandan, fizikçiler insan DNA’sını “kuantum faks makinesi” ile ışınlayarak Mars’ta 3D printerla astronot klonlamayı planlıyor.

İlgili yazı: Kuantum Fiziğinde Klonlama Yasak

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Uzay Yolu, Orijinal Dizi’de ışınlama platformu.

 

Zihin gücüyle uzaktan kumanda

Gelecekte astronotlar telepatik internetle Mars’a bağlanarak kendi klonlarını Avatar filminde olduğu gibi uzaktan yönetecekler. Işınlama sayesinde ışıktan hızlı iletişim kurmak mümkün olursa bir gün insanlar komşu yıldızları bile uzaktan kumandalı klonlarıyla keşfedebilirler.

Bu yazıda hem ışınlama konusundaki son teknolojik gelişmeleri anlatıyor hem de insan zihnini o kişiyi yok etmeden ışınlamanın mümkün olup olmadığını araştırıyoruz.

Sonuçta ışınlama teknolojisi bir gün yeterince gelişirse zihnimizi, düşüncelerimizi ve anılarımızı bir bilgisayara veya kendi kök hücrelerimizden klonlanan genç bedenimize aktarabiliriz. Böylece ölümsüzlüğü yakalamış oluruz.

İlgili yazı: İnternetinizi Uçuracak En İyi 10 Router Modem

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum

 

Işınlama ile neler başardık?

Son 20 yılda kuantum ışınlama bilimkurgunun alanından çıkarak gerçek oldu ve özellikle 2006 yılından bu yana ışınlama alanında önemli ilerlemeler kaydedildi. Fizikçiler önce tek tek foton ya da elektronların kuantum durumunu bu parçacıklarla dolanık olan eşlerine aktardılar.

Ardından, Bose-Einstein yoğunlaşmasına tabi tutulan süper soğutulmuş rubidyum atomlarının kuantum özellikleri birkaç kilometre uzakta bulunan dolanık eşlerine ışınlandı. 2014 Eylül ayında ise Cenevre Üniversitesi araştırmacıları parçacıklar arasında 25 kilometre mesafe ile kuantum ışınlama rekoru kırdı.

İlgili yazı: Zaman Neden Geleceğe Akıyor?

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
fotor ışınlama deneyi. Büyütmek için tıklayın.

 

Kuantum ışınlama

Avrupa’yı yakından takip eden Çin Bilim Teknoloji Üniversitesi’nden Profesör Chao-Yang Lu ile ekibi de bundan geri kalmadı ve güncel haberin sitelerde yer almasından kısa süre sonra, bir parçacığın sadece spin durumunu değil, diğer kuantum özelliklerini de aynı anda ışınlamayı başardıklarını duyurdu.1

Özellikle bu son gelişme, kuantum bilgisayarlar arasında dolanıklık yoluyla kablosuz veri aktarımı sağlamak ve kuantum internet kurmak açısından büyük önem taşıyor; çünkü ışınlama ve dolanıklık kuantum bilgisayarların ayrılmaz bir parçası

İlgili yazı: Sansüre Karşı TOR ve Orbot Rehberi

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Kaptan Kirk’ü ışınlamak aslında onu korkutmalı.

 

İnsan ışınlamak şimdilik imkansız

Kuantum ışınlama teknolojisinin teorik arka planı 60’lı yıllara uzanıyor. Ancak bu konudaki ilk somut adım 90’larda atıldı.

IBM T.J. Watson Araştırma Merkezi’nden Charles Bennett, 1993 yılında yayınlanan “Bilinmeyen Bir Kuantum Durumunu İkili Klasik ve Einstein-Podolsky-Rosen Kanallarıyla Işınlama” başlıklı kısa makalesinde, iki kuantum parçacığının dolanıklık ile birbirine nasıl bağlanacağını ve dolanıklığın uzak mesafelerde nasıl korunabileceğini gösterdi.

İlgili yazı: 5 Soruda Paralel Evrenler

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Werner Heisenberg kuantum fiziğindeki belirsizlik ilkesini keşfetti.

 

Işınlama ve dolanıklık

Kuantum fiziği dolanıklık için mesafe sınırı getirmiyor ve her ne kadar bunu başarmak şimdilik mümkün olmasa da 10 milyar ışık yılı uzaktaki iki parçacığın bile dolanıklığa girmesine izin veriyor. Ancak dolanıklığın ışıktan hızlı iletişimi engelleyen bir özelliği var:

Heisenberg’in belirsizlik ilkesi nedeniyle yalnızca bilinmeyen kuantum durumları dolanık parçacıklara aktarılabiliyor.

Bunun sebebi atomaltı parçacıkların dış etkilere karşı son derece hassas olması. Öyle ki bir fotonu doğrudan gözlemlemek, o fotonun kuantum durumunu değiştiriyor. Bu da bilginin (enformasyonun) kuantum ışınlama ile ışıktan hızlı olarak aktarılmasına engel oluyor.

İlgili yazı: Renk Körlüğünü Düzelten Gözlük

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum

 

Işıktan hızlı iletişim imkansız

Teorik olarak bir elektronu gözlemleyerek söz konusu parçacığın spin yukarı durumda olduğunu tespit etmek mümkün.

Bu durumda onunla dolanık kardeş elektronun spin aşağı durumunda olacağını ve bu kardeş elektronla dolanık olan üçüncü bir elektronun da tıpkı ilk elektron gibi spin yukarı durumda olacağını öngörmek mümkün.

Ancak, birbiriyle dolanık iki ayrı elektron çiftinden yararlanan bu dolaylı teknikle bile Dünya ile Mars arasında ışıktan hızlı iletişim kurmak mümkün değil.

İlgili yazı: CERN Evren Yok Olmalı Demedi

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Kuantum ışınla şeması. Büyütmek için tıklayın.

 

Bakmadan bilemeyiz

Sonuç olarak Dünya’daki elektronu gözlemleyen kişi, baktığı elektronun ölçüm bilgisini Mars’a radyo dalgaları ile ışık hızında göndermek zorunda. Mars’taki alıcının da Dünya’dan hangi mesajın gönderildiğini anlamak için bu bilgiye sahip olması gerekiyor.

Aksi takdirde Mars’taki laboratuarda gördüğü elektron spin durumunun, kendisine iletilmek istenen spin durumu olduğundan emin olamaz. Bu basit kuantum ışınlama tekniği noktadan noktaya tek bitlik veri aktarımına izin veriyor (spin durumlarını evet ve hayır cevapları için kodlamak gibi).

İlgili yazı: AIDS’e Kesin Çare >> Amerikalı doktorlar HIV virüsünü insan DNA’sından sildi

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Schöridinger’in kedisi. Hem ölü, hem canlı; çünkü kedinin iki hali birbiriyle dolanık.

 

Kaptan Kirk’ü nasıl ışınlarız?

Bu durum Kaptan Kirk için de geçerli. Kaptan Kirk’ü Atılgan’dan Dünya’ya ışınlamak mümkün olsa bile bunu ışıktan hızlı gerçekleştirmek imkansız.

Sonuçta ışınlamada söz konusu olan, Kirk’ün vücudundaki enformasyonu hedef gezegene ışınlamak. Ancak, Kirk’ün atomlarının kuantum durumunu aktarmanın yolu bu atomlarla ilgili ölçümlerin bilgisini Dünya’ya ışık hızında yollamaktan geçiyor.

İlgili yazı: Yoksa Evren Topaç Gibi Dönüyor mu?

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum

 

Dolanıklık nasıl çalışıyor?

Teknik ifadesiyle kuantum dolanıklığı iki parçacık arasında bir bağıntı kuruyor, ancak bir parçacığın diğerini neden-sonuç ilişkisi içinde etkilemesine izin vermiyor (böyle bir durum söz konusu olsaydı, Einstein’ın uzaktan etki dediği ışık hızını aşan ve yerel olmayan bir etkileşim ortaya çıkacaktı).

Nitekim kuantum fiziği açısından bakıldığında, Atılgan’ın kaptanı dev bir Büyük Veri yığınından ibaret. Kaptan Kirk’ün beyin haritası (konektom), beyin dalgaları, anıları, kişiliği, DNA’sı ve vücudundaki atomların konumu ile enerji durumu büyük bir veri kümesi oluşturuyor.

Bu sebeple Kaptan Kirk’ün atomlarının içerdiği veriyi Dünya’daki eşdeğer atomlara kopyalayarak onu ışınlamak, aslında Dünya’da Kirk’ün bir kopyasını oluşturmak anlamına geliyor ve bu noktada ışınlamayla ilgili birkaç problem var:

İlgili yazı: Dünya’daki hayatın kökeni Mars mı?

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Biyolojik olarak bedenimizi klonlamak yetmez. Ölümsüzlük için zihnimizi genç bedenlere ışınlayabilmemiz (kopyalamamız) lazım.

 

Yüzde 100 kesin ölçüm yok

Öncelikle Heisenberg’in belirsizlik ilkesi bir parçacığın konumu ve hızının aynı anda yüzde 100 kesin olarak bilinmesine izin vermediği için kuantum fiziğinde mükemmel kopya yaratmak, yani kusursuz klonlama yapmak imkansız.

Bu ilke hız ve konum dışında spin durumu ile momentum gibi diğer kuantum özellikleri için de geçerli. İkinci olarak termodinamik yasaları da kusursuz klonlamaya izin vermiyor. Sonuçta bu, Evren’deki toplam enerji miktarının artmasına ve enerjinin korunumu yasasının ihlal edilmesine neden olurdu.

İlgili yazı: 2016 Bir Saniye Uzun Sürdü

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
İlk tam kapsamlı biyolojik klon Dolly.

 

İnsan ışınlama için hiper bilgisayar gerek

Elbette kuantum ışınlamada yolcunun birebir kopyasını çıkarmak şart değil. Bunun yerine gerçeğine çok benzeyen kusurlu bir kopya da yaratılabilir. Ancak bu da kişinin birden fazla kopyasının Dünya’da dolaşması anlamına geliyor.

Son engel de yine belirsizlik ilkesinden kaynaklanıyor. Kaptan Kirk’ün aslına çok benzeyen bir kopyasını çıkarmak için Yıldız Filosu kaptanını atom ölçeğinde taramak ve bütün atomlarının yaklaşık konumuyla enerji değerlerini bilmek gerekiyor.

İlgili yazı: Kontrollü Güç >> Telefon pil ömrünü uzatmak için en çarpıcı 5 yöntem

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Mars’ı keşfeden robotları telepatik internet ve sanal gerçeklikle uzaktan kumanda edeceğiz.

 

HD evren simülasyonu

Oysa insan vücudundaki atomlar birbiriyle sürekli etkileşim halinde bulunuyor ve bu da atomların yüksek kesinlik düzeyiyle ölçülmesini önlüyor. Kısacası, Heisenberg’in belirsizlik ilkesi Kaptan Kirk’ün aslına sadık bir şekilde ışınlanmasına izin vermiyor.

Bir insanı ışınlamak ileride mümkün olabilir, fakat o kişinin hedefine sakatlamandan ve benliğini kaybetmeden ulaşmasını garanti etmek şimdilik imkansız.

Leicester Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre insan vücudunda yaklaşık 4,5 x 1042 bit enformasyon var; ama bugün insanoğlunun elinde bu miktarda veriyi doğru okuyarak transfer edebilecek bir teknoloji yok.

İlgili yazı: Güneş Işığı ve Isıdan Elektrik Üreten Boya

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
İnsan zihnini bilgisayara yüklemek mümkün mü? Arnold’un Gerçeğe Çağrı filminde hafıza silmek ve hatıra ekmek mümkündü.

 

Kirk mü, kendini o sanan kopya mı?

Filozoflar ise kuantum ışınlanmaya benliğin benzersizliği ve kişinin yok olması açısından bakıyor. Işınlamanın orijinal Kaptan Kirk’ü yok edeceğini (atomlarına ayıracağını) ve başka bir yerde kopyasını çıkaracağını söylüyor.

Bu da kişinin ölmesi ve klonunun yaşaması demek. Ancak Uzay Yolu’ndaki gibi gelişmiş bir ışınlama teknolojisinde bu kadar kesin ölçülerle düşünmek pek de mantıklı değil.

İlgili yazı: Uzay Milleti Asgardia 2017’de Kuruluyor

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Klonlar klonlar…

 

Kusursuz kopya şart değil

Günlük hayata bakıldığında insanların her an değiştiği görülüyor. Örneğin sabah kalkan bir insanın psikolojisi ile akşamki psikolojisi faklı. Tecrübeler ve yaşantılar ise kişinin beyin yapısını değiştiriyor.

Öyle ki bütün bir öğrenme süreci beyindeki sinir ağlarının yeniden yapılanmasından ibaret ve insan beyninin kişiye benliğini veren organ olduğu düşünüldüğünde, Ahmet veya Selin’in hiç değişmeden kaldığını öne sürmek zor (klavyede yazı yazan bir kişinin parmak uçlarındaki hücreler bile ölüyor, insan vücudu kuantum ölçeğinde kendini sürekli değiştirerek düzenliyor).

İşte bu açıdan Kaptan Kirk’ün aslına oldukça sadık bir kopyasını ışınlamanın orijinal kişiyi yok etmek anlamına geldiğini ileri sürmek gerçekçi görünmüyor.

Bu durum söz konusu olsaydı, insanların Planck anında, yani her 10-44 saniyede tekrar tekrar kopyalanan ama günlük hayatta tek bir ortak akıl (gestalt) veya ortak benlik olarak algılanan bir kopyalar dizisi olduğunu kabul etmek gerekirdi.

İlgili yazı: Gerçek Ölüm Yıldızı Süpernovalar

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
İnsan ışınlamak bir tür insan klonlama yöntemi olabilir mi? Işınlanan kişinin aslını silmezsek evet. Resimde, biyolojik klonlama konusunu işleyen bilimkurgu filmi Ay.

 

Işınlama ile insan klonlamak

Işınlama teknolojisi 1993’ten beri hızla ilerleme kaydediyor ve laboratuarlarda gittikçe daha karmaşık deneyler gerçekleştiriliyor.

Öte yandan Atılgan mürettebatının birçok bölümde keşfettiği gibi insan ışınlamak zor, özellikle de ışınlama sırasında hata yapmak ve kişinin ölümüne yol açmak kolay. Uzay Yolu’nun ilk filmindeki korkunç ışınlama kazası buna en iyi örnek.

Ancak en çarpıcı örneklerden biri de Uzay Yolu Voyager dizisinde Tuvok ve Neelix’in hem bedenen hem de zihnen ışınlama makinesinde yanlışlıkla birbirine karışması, böylece Tuvix adında yeni bir canlı ortaya çıkması.

Tuvok ve Neelix’in huylarına sahip olan Tuvix, iki karakteri bu durumdan kurtarıp eski haline döndürme çabalarına kendisini öldürmeye çalıştıkları gerekçesiyle karşı çıkmıştı. Bu da ışınlamanın sadece teknik bir sorun olmadığını, aynı zamanda maddenin ve benliğin doğasına yönelik çok ciddi bir araştırma alanı olduğunu gösteriyor.

İlgili yazı: Ay Nasıl Oluştu?

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
İnsan zihnini bilgisayara yüklemek için belki de ışınlama makinesi icat edecek kadar gelişmiş bir teknoloji gerekiyor. Belki insan zihnini bilgisayara yüklemek ışınlamaya çok benzer bir şey.

 

Kuantum bilgisayarlar

Bununla birlikte insan zihnini mobil platformlara, yani robotlara yüklemek gibi sınırlı bir başarı bile kuantum ışınlama açısından gerçek bir devrim olurdu. Sonuç olarak insan zihnini Arnold Schwarzenegger’in oynadığı Altıncı Gün filminde olduğu gibi bilgisayara kopyalamak için kuantum ışınlamadan yararlanmak gerekebilir.

Bunun için de kuantum bilgisayar kullanma zorunluluğu ortaya çıkacaktır. Kuantum bilgisayarlar atomaltı dünyanın detaylı bir simülasyonunu yapabilir, yani insan zihnini aslına sadık olarak kopyalayabilir (tabii insan beynini ışınlamak fiziksel açıdan mümkünse).

Ray Kurzweil ve diğer araştırmacılar bunun klasik bilgisayarlarla da yapılabileceğini düşünüyor ve bu konudaki hararetli tartışma sürüyor, fakat kuantum bilişimin başka yararları da var. Kuantum bilgisayarlar dijital veriyi milyarlarca transistor içeren mikroişlemcilere değil, tek tek atomlara transfer ediyor.

Gerçi tam kapsamlı bir kuantum bilgisayar henüz geliştirilmedi, ama kuantum bilgisayarlar internet şifrelerini kırmak veya karmaşık matematik denklemlerini çözmek açısından gelecek vaat ediyor.

İlgili yazı: Küresel Isınma Sebebi Metan 10 Kat Arttı

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum

 

Işınlama ile insan zihni kopyalamak

Işınlama kuantum bilgisayarların temel teknolojisi, çünkü bilgisayarın ürettiği veriyi bilgisayarın dolanıklığını bozmadan kopyalamaya izin veriyor. Gerçekten de atom ölçeğinde çalışan süper hassas bir bilgisayardan kuantum ışınlama olmadan çıktı almak imkansız ve bilim insanlarıı da bunun farkında:

Geçen yıl, Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden fizikçi Alex Kuzmich ve ekibi, kuantum bilgisayarların fotonlara (ışık parçacıklarına) kaydettiği veriyi dolanıklık yoluyla kopyalamayı sağlayan bir teknik geliştirdi.

Kuzmich, ışınlama teknolojisinden yararlanan kuantum bilgisayarların gelecekte global bir kuantum ağı kuracağını ve bunun da telepatik internetin temelini oluşturacağını hayal ediyor. Bu teknoloji kuantum internet olarak adlandırılıyor.

İlgili yazı: Uçan Arabalar Satışa Sunuldu

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Uzay Yolu: Gezgin dizisinde bir ışınlama kazası Neelix ile Tuvok adlı iki uzaylının Tuvix adında tek bir yaratıkta birleşmesine yol açmıştı. Tuvix ikisinin de anılarına sahipti. Karakteri de ikisinin karışımıydı.

 

Kuantum internet

Bilim insanlarının kuantum internete yönelmesinin tek sebebi Uzay Yolu’ndaki ışınlama teknolojisini geliştirmek değil: Asıl amaçları şifre kırmak veya şifrelerin kırılmasını önleyen bir kuantum şifreleme tekniği geliştirmek.

Örneğin, ABD Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) kuantum bilgisayarlar yoluyla dünyadaki bütün şifreleri kırmayı hedefliyor. Aslında bunu Rusya ve diğer ülkeler de yapabilir; ama şifre kırmakta uzmanlaşan kuantum bilgisayar geliştiren ilk ülke bu konuda avantaj yakalayacak (özellikle de bunu başardığını birkaç yıl boyunca dünyadan saklayabilirse).

Kuantum bilgisayarların şifreleme için kullanılması ise istihbarat örgütlerinin bile kıramayacağı kompleks şifreler geliştirmek anlamına geliyor. Öyle ki kuantum ışınlama bir yandan da gizliliği pekiştirerek özgür internetin önünü açabilir.

İlgili yazı: Fransa temiz enerji için yollara güneş paneli döşeyecek

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
William Riker’ın ışınlama kazası sonucu istemeden ortaya çıkan klonu Thomas Riker. Uzay Yolu: Gelecek Kuşak.

 

Şifre kırmak için kuantum bilgisayar

Bu açıdan bakıldığında, insan ışınlamayı zorlaştıran Heisenberg’in belirsizlik ilkesinin aynı zamanda siber saldırganları önleyen bir polis olduğu ortaya çıkıyor. Özünde belirsizlik ilkesi, kuantum bilgisayarları sistemin veri akışını bozmadan gözetlemeyi imkansız hale getiriyor.

Kuantum bilgisayarları gizlice gözetlemek için yapılacak bütün müdahaleler bilgisayarların işleyişini anında değiştirecek ve kullanıcılara sisteme izinsiz giriş yapıldığını bildirecek. Ayrıca, sisteme izinsiz giriş yapılması bilgisayarda depolanan verilerin bozulmasına yol açacak.

Bu noktada siber casusluk bilginin kuantum bilgisayarlardan klasik bilgisayarla aktarılması aşamasına odaklanmak zorunda. Elbette kuantum internetin yaygınlaşması bunu da engelleyecek ya da kuantum bilgisayarları gözetlemenin bir yolunu bulmaları durumunda siber saldırganların işini zorlaştıracak.

İlgili yazı: Mobil İnternette Video İzleme Rehberi

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Kuantum ışınlama dolanıkla çalıştığına ve ışığı dolanıklığa sokmak mümkün olduğuna göre; insan ışınlamak için de optik kuantum bilgisayar kullanmamız gerekebilir. Belki de insan zihnini ancak kuantum bilgisayara yükleyebiliriz. Tabii bu insan zihninin kuantum zihin olması anlamına gelir ki bu zihni birebir klonlamadan kopyalamak imkansızdır. Maalesef bu durumda kısır döngüye girer ve insan zihnini de bilgisayara yükleyemeyiz; çünkü kusursuz kopyalama da fizikte imkansız.

 

Sanal alemde ölümsüzlük

Her ne kadar Rus işadamı Dmitry Itskov 2045 yılında zihnini bilgisayara yükleyip sanal gerçeklikte ölümsüzlüğü yakalamak istese de belirsizlik ilkesi bunu zorlaştırıyor. Itskov’un zihninin sınırları bilinmediği için tek çare işadamının beynindeki tüm sinir hücresi bağlantılarını birebir kopyalamak ve bu da atom ölçeğinde veri tarama gerektiriyor.

Ancak NASA’nın başka bir planı var: Telepatik internetle sanal gerçekliği birleştirerek insanların zihinlerini Mars’taki araştırma robotlarıyla uzay sondalarına kopyalamak ve insanların Güneş Sistemi’ndeki diğer gezegenleri robotların gözünden görmesini sağlamak.

Telepatik internetle sanal gerçeklik birleşirse Matrix filmi bir anlamda gerçek olacak ve insan operatörler, Mars’ı bizzat kızıl gezegende yürüyormuş gibi birebir araştırabilecekler.

İlgili yazı: Lazer Işınlı Güneş Enerjisi Uydusu Geliyor

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Kuantum bilgisayarlar internetteki bütün şifreleri kıracak.

 

Mars’ı sanal gerçeklikle araştıracağız

NASA’nın bu teknolojiye odaklanmasının nedeni ise grafik ve mekanik kullanıcı arayüzünden kaynaklanan zorlukları aşarak insan hatasını en aza indirgemek.

Sonuç olarak ileride insan gibi düşünen robotlar geliştirmek mümkün olabilir, ama insanlık o aşamaya gelinceye kadar sanal gerçeklik ve telepatik internet Güneş Sistemi’nin uzaya insan göndermeden keşfedilmesini kolaylaştırabilir.

Bu konudaki en büyük avantaj insan zihninin kendini vücut dışına yansıtma, yani zihinsel projeksiyon kabiliyetine sahip olması. İnsanların uykuda rüya görmesi bir yana, online video oyunlarına kendini kaptıran oyuncular var.

Video oyunu oynayan bir insan kendini oyundaki dijital avatarın (İngilizler kısaca toon, yani çizgi karakter diyor) yerine koyuyor ve dünyayı onun gözünden görüyor. NASA sadece bu psikolojiyi gerçek hayatta kullanmak istiyor.

İlgili yazı: 10 Adımda kara deliğe düşen astronota ne olur?

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Mars’ı sanal gerçeklikle keşfedeceğiz.

 

En güçlü uzaktan kumanda

NASA bu özelliği İnsanlar Tarafından Yönetilen Uzaktan Kumandalı Robot Teknolojisi ile Güneş Sistemi’nin Keşfi projesinde kullanmayı planlıyor. Bugüne kadar insan operatörler robotları ve insansız hava araçlarını joystikle kontrol ediyordu.

Ancak, pek yakında Oculus Rift tarzı sanal gerçeklik vizörleri ve nihayet telepatik internet üzerinden düşünce komutlarıyla kontrol etmeye başlayacak. NASA bu sistemleri Mars gezegenin keşfinde ve asteroitlerden maden çıkarmakta kullanacak.

NASA uzmanları otopilot teknolojisinin de bir sınırı olduğunu, asteroitlerden maden çıkaracak robotları dünyadan gönderilen telepatik komutlarla yönetmenin daha kullanışlı olacağını söylüyor.

İlgili yazı: Ay’a Gitmedik Komplo Teorilerini Çürüten 10 Kanıt

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Mars’taki Curisosity’nin çektiği görüntüleri daha şimdiden Samsung Gear VR ve Google cardboard gibi sanal gerçeklik vizörleriyle 360 derece video formatında izleyebilirsiniz.

 

DNA faks makinesi

Biyoteknoloji uzmanı J. Craig Venter, kuantum ışınlamanın önündeki engellerin kalkması durumunda DNA faks makinelerinin gerçek olacağı kanısında. Ancak, bunun için iki ayrı teknolojinin geliştirilmesi gerekiyor: Hızlı klonlama ve insan zihninin kuantum ışınlama ile klonların beynine kopyalanması.

Fizikçi Michio Kaku’nun Zihnin Geleceği kitabında anlattığı gibi Başkan Obama, insan beynindeki sinir ağlarının haritasını çıkartmayı amaçlayan yeni bir projeye start verdi. Beyin İnisiyatifi – İnsan Sinir Bağlantı Haritası Projesi adlı bu girişim, aslında Uzay Yolu’ndaki insan ışınlama teknolojisinin de ilk adımını oluşturuyor.

Sonuçta bir insanı ışınlamak için önce insan zihnini başarıyla kopyalamak gerekiyor. Yoksa Dünya’da ortaya çıkan Kaptan Kirk’ün beyin ölümü gerçekleşebilir ve Atılgan’ın kaptanı bitkisel hayata girebilir.

İlgili yazı: Atomları dünya gözüyle görmek

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Kuantum dolanıklık parçacıkları birbirine bağlayan mikroskobik solucandelikleriyle gerçekleşiyorsa (birbiriyle dolanıklığa sokulmuş iki kara delik) ve biz de bu solucandeliklerinin boğazını genişletebilirsek Stargate dizisindeki gibi yıldız geçitleri inşa edebiliriz. Böylece uzak gezegenlere uzay gemisi kullanmadan solucandelikleriyle ışınlanabiliriz.

 

İnsan zihni nasıl ışınlanır?

Bu konudaki asıl tartışma insan benliğinin beynin hangi düzeyinde gerçekleştiği konusunda yoğunlaşıyor. Kurzweil gibi araştırmacılar insan bilincini çatı kavram olarak görüyor ve beynin alın lobundaki beyin kabuğunun insanı insan yapan bölge olduğunu düşünüyor.

Ancak nörobiyoloji alanındaki son araştırmalar bunun tersini gösteriyor. İnsan beyninin kütlesinin büyük kısmı gri madde olarak adlandırılan gliya hücrelerinden oluşuyor. Gliya hücrelerinin beynin işleyişini kontrol etmesi ve beyin kabuğundaki sinir ağlarını yapılandırması durumu zorlaştırıyor.

Gliya hücrelerini detaylı bir taramayla hesaba katmak, insan zihnini atom ölçeğinde çözünürlüğe sahip bir kuantum bilgisayar olmadan kopyalamaya çalışmanın sanılandan zor olabileceğine işaret ediyor. Ancak bu sorunun çözülmesi halinde Güneş Sistemi’ni keşfetmek için insan klonlamak da kolaylaşacak:

İlgili yazı: Paradoxal Süpersonik Jetle Londra 40 dk

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Yıldız geçidi mi, uzay gemisi mi?Yoksa insan zihnini uzay sondalarına yükleyip yerimizden kalkmadan evreni keşfetmek mi? Belki solucandelikleri ile ışıktan hızlı iletişim kurabilir ve başka yıldızların çevresindeki sondaları zihnimizi yüklemeden, sanal gerçeklik ve uzaktan kumandayla kontrol edebiliriz. Hatta zihin yüklemeden düşünce gücüyle, telepatik internetle de kontrol edebiliriz.

 

Mars’ta kendimizi klonlayacağız

Venter, “Mars’a roketle insan DNA’sı ve bir klonlama laboratuarı gönderdiğinizi düşünün” diyor. “Böylece siz Mars’a gitmeseniz de genetik kopyanız, yani klonunuz Mars’ta yaşayabilir.” 2009 tarihli İngiliz bilimkurgu filmi “Ay”da bu senaryo ele alınıyor.

Öte yandan, bu tür bir senaryo kişinin klonlarının yaratılması açısından etik ve yasal sorunlara yol açıyor.

Nitekim bu sorunları inceleyen bir senaryo Uzay Yolu Gelecek Kuşak dizisinde ele alındı. Dizinin bir bölümünde, Atılgan D’nin ikinci kaptanı William Riker gençliğinde bir ışınlama kazası geçirdiğini öğreniyordu.

İlgili yazı: 18 Ayda Nasıl 24 Kilo Verdim?

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Solucandelikleriyle ışıktan hızlı iletişim bu robotu 1 milyar ışık yılı uzaktan kontrol etmemizi sağlayabilir; ama bu şimdilik sadece bilimkurgu.

 

Klonları düşünce gücüyle kontrol edeceğiz

Işınlama makinesi Riker’ın yanlışlıkla bir kopyasını çıkarmış ve bu kopyanın verisini yıllarca sistemde saklamıştı. Orijinal Riker’ın makineden kurtardığı Thomas Riker adlı kopya tekrar Yıldız Filosu’na katıldı, Riker’ın eski sevgilisi Deanna Troi’a aşık oldu ve sonunda Yıldız Filosu’yla çatışan isyancılara katıldı.

Ancak DNA faks makinesini kullanarak Mars’ta organik 3D printerla kendimizi klonlar ve telepatik internet kullanırsak, Dünya’da oturduğumuz yerden Mars’taki kopyamızı yönetebiliriz. James Cameron’un Avatar dizisine benzeyen bu yöntemle Mars’a gitmeden Mars’ı keşfetmiş gibi oluruz.

Sonuç olarak Mars gibi yerçekimi düşük bir dünyaya alışan insan vücudunun 2 yıl sonra Dünya’ya dönüp normal yerçekimine alışması çok zor. Ayrıca Mars’ta sevdiklerimizden ve evimizden uzakta kalmak da zor.

Telepatik internet ise (bir gün her şeye rağmen ışıktan hızlı iletişim mümkün olursa) uzak yıldızlardaki klonlarımızı bile düşüncelerimizle kontrol etmemizi sağlayacak.

İlgili yazı: Japon Balıkçı Uzay Çöpçüsü Oldu

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Şimdiden 100 km ve daha uzak mesafelerde kuantum ışınlama gerçekleştirdik. Ayrıca 1800 km mesafede basit insan düşüncelerini (motor komutlar) transfer etmeyi başardık (telepatik internet).

 

Işınlama ve benlik sorunu

Günümüzdeki bilimsel gelişmelerden yola çıkan insanlar kendini bir atom bulutu, benzersiz bir sinir ağları koleksiyonu, DNA dizisi, organik robot veya bir Büyük Veri yığını olarak görebilir. Ancak, kuantum fiziğinin hem ışınlamaya izin veren hem de ışınlamayı sınırlandıran sıra dışı yasaları, bir yandan da enformasyonun Evren’de asla yok olmadığını gösteriyor.

Bunun için insan ölmeden ve insan zihni dokuların çürümesiyle bozulmadan önce harekete geçmek gerekiyor. Kuantum ışınlama teknolojisi bir gün insan zihninin bilgisayarlara kopyalanmasına izin verirse insanoğlu en azından sanal dünyada ölümsüzlüğü yakalayabilir ve yakın yıldızları sanal gerçeklik yoluyla keşfedebilir.

İlgili yazı: VPN Engelleme Türkiye’de Nasıl Aşılır?

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
John Stewart Bell.

 

Işınlamanın kısa geçmişi

1964 yılında fizikçi John Stewart Bell, kuantum fiziğinde dolanıklığın gerçek olup olmadığını göstermek için bir deney tasarladı.

Bu deneyi o yıllarda gerçekleştirmek teknolojik yetersizlikler nedeniyle imkansızdı; ancak günümüzde, Hollanda Delft Teknoloji Üniversitesi Bell’in deneyini aslına uygun şekilde gerçekleştirme yolunda önemli bir adım atmış bulunuyor.

İlgili yazı: Parlak Süpernova Yıldız Yutan Kara Delik Çıktı

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Işınlama makinesi sadece çok gelişmiş bir 3D printer ve faks makinesi melezidir.

 

Yeni Bell deneyi

Delft ekibi deney için elektronları süper soğuk elmasların içindeki mikroskobik hücrelere hapsetti. Bu teknik, araştırmacıların elektron spinlerini yüksek hassaslıkta ölçmesine ve bu bilgileri kodlamasına izin verdi.

Ardından elmastaki elektronlar başka bir elmastaki elektronlarla dolanıklığa sokuldu ve eşlerin spin durumu değişikliklerinin birbirini nasıl etkilediği gözlemlendi. Dolanıklığın net olarak ölçülmesi ve deneyde fotonik kristallere benzeyen elmasların kullanılması, düşük güçle çalışan ekonomik kuantum bilgisayarlar geliştirmek açısından da önem taşıyor.

Bununla birlikte iki elmasın birbiriyle yan yana duran iki ayrı masada olması, kuantum iletişiminin anlık olarak değil de ışık hızında gerçekleştiğini göstermeyi zorlaştırıyor. Bu sebeple bilim insanları deneyin ikinci aşamasında dolanıklığı Dünya’nın iki ayrı ülkesindeki test ekipmanlarını birbirine bağlayarak gerçekleştirecek.

İlgili yazı: Evren Boşluktan Nasıl Oluştu?

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Elmas kristalleri atomları hapsederek çevreden yalıtmayı ve kuantum dolanıklık deneyleri için süperpozisyon yaratmayı kolaylaştırıyor.

 

Uzun mesafeli ışınlama

Bu tür testler daha önce birbirinden 100 km uzaktaki iki ayrı adada yapılmış, ama kuantum dolanıklığı sadece yüksek ihtimal dahilinde gösterilmişti.

Dolanıklığın gerçek olduğunu kesin olarak göstermek içinse Bell deneylerinin çok daha duyarlı testlerle yapılması gerekiyor (bilim insanları bu konuda şüphe duymuyor ama aynı araştırmacılar 100 yıldır görelilik teorisini de yeni yöntemlerle test etmeye devam ediyor).

İlgili yazı: GDO’lu Retrovirüsler Kanseri Tedavi Edecek

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Ursula Le Guin bilimkurguda ilk ışıktan hızlı bilgisayarı tasarladı.

 

Işıktan hızlı çalışan bilgisayar?

Kuantum dolanıklığı ve kuantum ışınlama bilgisayarlarda pratik olarak kullanılabilirse Yerdeniz Üçlemesi ile tanınan fantezi yazarı Ursula Le Guin’in “ansible” süper bilgisayar tasarımı da gerçek olabilir.

Susskind’in öne sürdüğü gibi kuantum dolanıklığı solucandelikleriyle gerçekleşen ve ışıktan hızlı hareket eden bir uzaktan etki ise solucandeliklerinin Evren’de ışıktan hızlı yolculuk etmeye izin vermesi bağlamında ışıktan hızlı çalışan bilgisayar bile mümkün olabilir.

Buna karşın Susskind dahil pek çok fizikçi, bunun Heiserberg’in belirsizlik ilkesi nedeniyle imkansız olduğunu düşünüyor.

İlgili yazı: Televizyon Savaşları Başladı >> LG ve Samsung HDR destekli 4K TV’leri duyurdu

Leonard Susskind

 

Işınlama yerine solucandelikleri

Kuantum ışınlamanın test ortamından çıkıp yaygınlaşması için iki parçacık arasında dolaşıklık yoluyla kompleks veri aktarımı gerçekleştirmek gerekiyor. Bunun için de Çinli fizikçilerin yaptığı gibi bir parçacığın birden fazla kuantum özelliğini kardeş parçacığa aktarmak şart.

Bilim insanları şimdilik bunu küçük bir parçacık grubunda başardılar ama bir molekülü ışınlama aşamasına gelmediler. Oysa moleküllerin ışınlanması ilk bakışta ışınlama ile ilgisi olmayan başka bir teknolojinin önünü açacak: Biyoprinterların ardılı olacağı düşünülen replikatörler atomları ışınlama yoluyla bir araya getirip yeni moleküller oluşturuyor.

İlgili yazı: Kuyrukluyıldız Dünya’ya Nasıl Hayat Taşıdı?

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Lazerle kuantum ışınlama.

 

Atomik 3D printer

Uzay Yolu dizisinde kullanılan replikatörler (atom ölçeğinde çalışan 3D printerlar), makinenin içindeki stok moleküllerden yararlanarak istenilen cismi ışınlama yoluyla yaratıyor.

Örneğin Kaptan Picard otomattan sıcak bergamotlu çay istediği zaman, çalışma odasındaki replikatör deposundaki hazır molekülleri ışınlama yoluyla bir araya getiriyor ve bir bardak çayı deyim yerindeyse havadan yaratıyor.

İlgili yazı: Dünya’ya En Çok Benzeyen Gezegen Bulundu

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
İnsanı bırakalım, sadece DNA’yı klonlayıp uzak gezegenlere ışınlayarak orada kendi bedenimizin kopyalarını biyoprinterla basabiliriz. Bu da şimdilik bilimkurgu.

 

Yıldız geçitleri ve dolanıklık

Kuantum fiziğinde bazı atomaltı parçacıklar eşleşmiş kuantum durumlarında bulunuyor ve bu “durum” da kuantum fiziğinde dolaşıklık olarak adlandırılıyor.

Örneğin birbiriyle dolaşık olan iki elektrondan birinin spin yukarı durumda olması, diğerinin spin aşağı durumda olması anlamına geliyor. Dolanıklık parçacıklardan birinin durumu değiştiğinde diğerinin durumu da buna göre değişiyor. Einstein bu olayı garip uzaktan etki olarak adlandırmıştı.

İlgili yazı: Dünya’da Yaşam Nasıl Oluştu ve Gelişti?

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Kuantum ışınlama deneyleri ve lazerli holografik bilgisayarlar optik kuantum bilgisayarların geliştirilmesini sağlayacak.

 

Solucandelikleri ve dolanıklık

Kuantum fiziğinin klasik yorumlarına göre dolanıklıkta uzaktan etki söz konusu değil. Öte yandan fizikçi Leonard Susskind, kara delik enformasyon paradoksunu çözmek üzere dolaşıklığı mikroskobik solucandelikleriyle açıklayan bir teori geliştirdi.

Bu durumda dolaşık parçacıklar aslında solucandelikleriyle uzay ve zamanda birbirine bağlanıyor. Böylece görelilik teorisini ve ışık hızı sınırını ihlal etmeden birbirini etkileyebiliyor. Bu tür bir model Uzay Yolu’ndaki ışınlama teknolojisi yerine, Stargate dizilerindeki solucandelikleriyle seyahat teknolojisinin, yani ışınlama geçitlerinin önünü açabilir.

İlgili yazı: Güneş Sistemi’ndeki Kayıp 9. Gezegen

 

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Işığı imkansız açılarda büken çok katmanlı metamaryeller ve fotonik kristaller geleceğin optik kunatum bilgisayar devrelerinde kullanılabilir. Kelebek ve tavuskuşu tüylerine parlak renklerini piigmentler değil, fotonik kristaller veriyor.

 

Şimdilik sadece teori

Buna karşın, solucandelikleri teorik nesneler ve gerçekte var oldukları henüz kanıtlanmadı. Ayrıca dolaşıklık olgusu parçacıkları birbirine bağlayan mikroskobik solucandelikleriyle açıklandığında işler karışıyor.

Sonuçta solucandelikleri ışıktan hızlı iletişime izin veriyor (her ne kadar solucandeliği tünelinde ışık hızı aşılmasa da bu tünel Evren’de ışıktan hızlı yolculuğa imkan tanıyor).

Bu durumun kuantum dolaşıklığına nasıl uyarlanacağı ayrı bir merak konusu. Görelilik teorisi ile kuantum alan kuramını birleştirme yönündeki bu adım doğrulanırsa Einstein haklı olabilir ve dolaşıklığı bir tür uzaktan etki ile açıklamak gerekebilir.

İlgili yazı: Gezegenler Güneş Çevresinde Nasıl Dönüyor?

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum

 

Optik kuantum bilgisayarlar

Bilim insanları bir fotonu 25 km uzaktaki başka bir fotona ışınlamayı başardı ve bu cümle aslında devrik bir cümle değil. Kuantum ışınlama atomaltı parçacıklar için aynen bu şekilde çalışıyor, Deney setleri bir fotonun kuantum bilgisini silip başta bir fotona aktarıyor.

Fizikte iki foton arasında yapısal bir fark olmadığı için orijinal fotonun bilgisini kardeş fotona kopyalamak pratikte o fotonu ışınlamak anlamına geliyor. Fizikçiler ise dünya rekoru kırma amacıyla değil, optik kuantum bilgisayarlar geliştirmeyi mümkün kılacak hassas ışınlama teknolojilerİ geliştirmek için uzun mesafeli ışınlama deneyleri yapıyor.

Fotonların fotonik kristaller içindeki moleküler iletişim kanalları ve atom büyüklüğündeki optik kanallar aracılığıyla dolaşıklığa sokulması; yani fotonların hassas veri akışı için tek tek kodlanarak yönlendirilmesi, D-Wave şirketinin elektrikle çalışan hantal kuantum bilgisayarları yerine ışıkla çalışan kuantum bilgisayarlar geliştirilmesini sağlayacak.

İlgili yazı: Uzaydan uydu yayını ile herkese ücretsiz Wi-Fi internet

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum
Mikroskobik lambara izin veren kuantum nokta teknolojisi ilk fiber optik kuantum bilgisayarların önünü açacak.

 

Fotonik kristaller

Fotonik kristaller kuantum bilgisayarlarda elektrik tüketimini azaltmanın yanı sıra dolaşıklığın büyük ve pahalı soğutma sistemleri olmadan korunmasına da izin veriyor. Bu tür sistemlerde dolaşıklık fotonik kristallerin moleküler yapısının oluşturduğu manyetik alanlarla korunuyor.

Fotonik kristaller aynı zamanda bilgisayar mühendislerinin, deneysel bilgisayarın gerçekten kuantum bilgisayar olup olmadığını test etmesi için gereken stabil ortamı da sağlıyor.

Cenevre Üniversitesi’nden Nicolas Gisin’in 25 kilometre mesafede foton dolaşıklığı oluşturması bu açıdan önem taşıyor. Fiber optik kablo yoluyla bir fotonun kuantum durumunu 25 kilometre uzaktaki bir kristale aktaran Gisin, bu deneyle daha önce 6 kilometre olan kendi rekorunu da kırmış oldu.

İlgili yazı: Her Kara Delikte Başka Evren Var

ışınlama-ışınlamak-ışınla-kuantum_ışınlama-kuantum

 

İnsan ışınlamayı başaracak mıyız?

Kuantum ışınlamanın pratikte geçerli olması birkaç sorunun çözülmesi gerekiyor. Bunlardan biri ışıktan hızlı iletişim kurmanın bir yolunu bulmak. İkincisi enformasyon göndermeden ışınlama yapmak.

Üçüncüsü ve belki de en zor olanı ise Heisenberg’in belirsizlik ilkesi nedeniyle bir insanın kusursuz bir kopyasını çıkaramayacağımızı, yani ışınlanan her kopyamızın kendisini biz sanan gelişmiş bir kopya olduğunu, aslımız olmadığını kabul etmek.

Bütün bunlara rağmen, en azından insan zihnini yeni vücutlara aktarmayı başararak kuantum ışınlamada kusursuz kopya olmayışı sorununu aşabiliriz. Böylece kendi bedenimizle beynimizi sürekli klonlayıp zihnimizi yeni bedenlere yazılım gibi yükleyerek ölümsüzlüğü yakalayabiliriz. 🙂

Kuantum ışınlama nasıl çalışıyor?

1Quantum teleportation of multiple degrees of freedom of a single photon

Yorumlar

Yorum ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir