Dokuzuncu Gezegen Mikro Kara Delik mi?
|Güneş Sistemi’nin en dış gezegeni olan Neptün’den bile uzaktaki cüce gezegenlerin yörüngesini çarpıtan bir cisim var. Astronomlar bunun gerçek dokuzuncu gezegen olduğunu düşünüyor. Oysa yeni yayınlanan makaleye göre bu gezegen değil, Güneş Sistemi’nde saklanan küçük bir kara delik: Nitekim dokuzuncu gezegeni en güçlü teleskoplarla bile göremiyor, ama yerçekimini ta Neptün’den hissediyorsak bu cismin yumruk boyundaki bir mikro kara delik olması da mümkündür!
Mikro kara delik tarihi
2016 yılında Caltech’ten iki gökbilimci, Güneş Sistemi’nin aslında dokuz gezegen içerdiğini öne sürdüler. Rütbesi indirilen Plüton’un cüce gezegen sınıfına sokulması ve Güneş Sistemi’nin 8 gezegene mahkum edilmesinden 10 yıl sonra gelen bu açıklama kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Ben de konuyla ilgili son gelişmeleri Plüton ve 9. Gezegen Nasıl Oluştu? yazısında anlattım.
Elbette astronomlar popülist NASA başkanının dediği gibi Plüton’u yeniden gezegen statüsüne sokmadılar. Bunun yerine Güneş’ten en az 40 milyar km uzakta olan Neptün boyunda bir gezegen önerdiler (Güneş’e en dış gezegen Neptün’den ortalama 10 kat uzakta olan bir cisim).
Güneş’e uzak olduğu için yerçekiminden pek etkilenmeyen ve dolayısıyla da dairesel yörünge yerine eliptik bir yörüngede devinen bu gezegen (özellikle de eliptik yörünge yüzünden) Güneş çevresinde 15 bin yılda dönüyordu. Nitekim son üç yılda dokuzuncu gezegen teorisi gittikçe popülerlik kazandı.
Ancak, geçen hafta yayınladıkları bir makalede iki bilim insanı, ikinci asteroit kuşağımız olan Kuiper Kuşağı’ndaki Plüton gibi cüce gezegenlerin yörüngesini kaydıran bu cismin, aslında bir kara delik olduğunu öne sürdüler. Yumruk büyüklüğündeki bir mikro kara delik…
İlgili yazı: Kodlama İçin En Gerekli 16 Programlama Dili
Mikro kara delik gezegenler
Peki dokuzuncu gezegen fikri nasıl popülerlik kazandı ve bilim insanları neden bunun ciddi ciddi bir mikro kara delik olduğunu düşünmeye başladı? Bunun nedeni 1) Güneş Sistemi’ndeki gezegenlerin Güneş’e 6 derece açı yapması ve 2) Kuiper Kuşağı’ndaki cüce gezegenlerin yörüngesinin, Güneş Sistemi tutulum düzlemine geniş açı yapmasıdır.
Tabii birçok astronom dokuzuncu gezegen yanlısı Konstantin Batygin ve arkadaşlarının istatistiksel yanlılık hatasına düştüğünü; yani yörünge kaymalarını görmek istedikleri için aslında var olmayan kaymaları kayda aldıklarını düşünüyor.
Batygin’in buna cevabı ise basit: O kadar çok kayma var ve bunlar da o kadar küçük bir bölgede toplanıyor ki (tıpkı Jüpiter’in asteroit kuşağından çekip derlediği Troya Asteroitleri gibi) bu cisimleri dokuzuncu gezegenin kaydırdığı kesindir.
Kuiper kuşağında şaşı cisimler
İlgili yazı: Yıldızlara Doğru Filmi Ne Kadar Gerçekçi?
Peki ya mikro kara delik ise?
Öyle ya! Bilim insanları, Güneş’in Nemesis denilen gizli bir kırmızı cüce yıldız yoldaşı olmadığını 10 yıl önce kanıtladılar. Uzaya gönderilen kızıl ötesi teleskoplar Güneş’e yakın en soluk kırmızı cüceyi bile görecek kadar güçlüydü ve bunlar civarda soluk yıldız saptamadılar. Gezegenleri kaydıran sebebin uzak ve soluk dokuzuncu gezegen olabileceği fikri de buradan çıktı.
Öte yandan, yörüngeler için asıl önemli olan şey yerçekimidir ve 5 ila 10 Dünya kütlesindeki olup da Alt Neptün sınıfına giren dokuzuncu gezegen yerine, 5−10 Dünya kütlesinde olan yumruk büyüklüğündeki uzak bir mikro kara delik de bu işi görür.
Hatta dokuzuncu gezegenden daha iyi iş görür; çünkü en güçlü teleskoplarla bile onu bulamıyor oluşumuz (kara deliklerin kapkara olmasından hareketle), Güneş Sistemi’ndeki saklı cismin mikro kara delik olma ihtimalini güçlendiriyor. En azından bunun mikro kara delik olduğunu öne süren iki astronoma göre öyle. Peki haklılar mı?
İlgili yazı: Gerçek Adem: ilk insan ne zaman yaşadı?
Mikro kara delik nasıl oluşuyor?
Normalde kara delikler süpernova halinde patlayan yıldızların geriye kalan çekirdeğinin çökmesiyle veya yıldızın hiç patlamadan direkt çökmesiyle oluşur. Bu nedenle de genellikle 3 Güneş kütlesinden daha cüsseli olurlar (Nitekim 3 Güneş kütlesi, kara deliklerden daha az yoğun olan nötron yıldızlarının üst kütle sınırıdır. 10 km çapında olup da bu sınırı aşan daha ağır cisimler kara deliğe dönüşür).
Kısacası insanımız kara delik deyince yıldız büyüklüğündeki dev cisimlere alışmıştır. Hele galaksimizin merkezinde yer alan Sagittarius A* süper kütleli kara deliği gibi, 4,4 milyon Güneş kütlesi ve 44 milyon km çapında olan cisimleri hesaba katarsak mikro kara deliklerin oldukça sıra dışı olduğunu görüyoruz.
Neden derseniz: Bugünkü evrende yumruk büyüklüğünde ve 5-10 Dünya kütlesinde olan kara delikler oluşmasını sağlayacak bir mekanizma yoktur. Evrende mikro kara delikler varsa, bunlar ancak evreni doğuran büyük patlama anındaki yüksek ısı ve basınç ortamında oluşmuş olabilir. İşte bu mikro kara deliklere ilkin kara delikler diyoruz.
İlgili yazı: Düz Dünya Teorisini Çürüten 12 Kanıt
Mikro kara delik yine popüler
Bir zamanlar ilkin kara deliklerin evrendeki karanlık maddenin kaynağı olduğunu sanıyorduk. Ancak, büyük patlama sonrası için yapılan son istatistiksel araştırmalar, kara deliklerin karanlık maddenin toplam kütlesinin ancak çok küçük bir kısmını oluşturabileceğini gösterdi. Mikro kara delikleri saysak bile eksik karanlık madde kütlesini tamamlayamıyorduk.
Böylece mikro kara deliklerin karanlık madde olmadığını anladık. Dokuzuncu gezegenin aslında bir mikro kara delik olduğunu söylemenin de abartılı olabileceğini gördük. Sonuçta kara delikler ne kadar küçükse o kadar hızlı buharlaşır. Büyük patlamadan kalan ilkin kara deliklerin de tam bu zamanlarda, yani evren 13,78 milyar yaşındayken buharlaşmaya başlamış olmasını bekleriz.
Ancak, kozmoloji bilim dalında dokuzuncu gezegen mikro kara deliktir teorisini destekleyen başka bir gelişme oldu: Evrenin gençliğindeki hızını ölçmekte kullandığımız kuasar gözlemleri ile bugünkü genişleme hızını ölçmekte kullandığımız süpernovalar arasında hız farkı çıktı. Öyle ki evren gençliğinde sandığımızdan hızlı genişlemiş ve bu yüzden de sandığımızdan genç olabilir.
Örneğin, evrenin yaşı tıpkı eskiden sandığımız gibi 10 milyar yıl ise birçok ilkin kara delik de bugün var olabilecek demektir. Ayıkla pirincin taşını o! 😮 Her durumda, Güneş’in yerçekimine kapılan 9 cm çapındaki bu mikro kara delik, Güneş’e 40 milyar km uzakta yörüngeye girmiş olabilir.
İlgili yazı: İnternetinizi Uçuracak En İyi 10 Modem
Üstelik görmesi gezegenden kolaydır
Şimdi diyeceksiniz ki “Ama hocam, ne kadar uzak ve soluk olsalar da bütün gezegenler Güneş ışığını yansıtır. Hiç ışık saçmayan, tersine ışığı yutan bir kara deliği görmek, gezegen görmekten nasıl kolay olabilir?” Doğrusu görünür ışığa dayanmıyorsanız bu çok kolay olabilir:
Güneş Sistemi’ndeki gezegenler arası boşlukta gaz bulutları yok, ama seyrek moleküller var. Dahası, büyük patlama sırasında oluşan kara delikler ilk yoğun yerçekimi kaynaklarıdır. Dolayısıyla bunların yine büyük patlama sırasında oluşan (?) görünmez karanlık madde bulutlarıyla sarılı olması gerekiyor. Kara delik normal ve karanlık maddeyi yutarken parlak bir ışık saçacaktır.
Aslında karanlık madde yerçekiminden pek etkilenmez; ama zamanla kara deliğin içine düşüyor olmalı. İşte bu sırada, küçücük kara deliğin içine sifonlanırken sıkışan karanlık maddenin yoğunluğu artacaktır. Bu sebeple kara deliğe yakın olan normal madde parçacıklarıyla çarpışma olasılığı da artacaktır. Bütün bu çarpışmalar enerji patlamalarına yol açarak uzaya gama ışınları saçabilir.
Her ne kadar mikro kara delik küçük bir cisim olsa da gama ışınları evrende bilinen en parlak ışıktır ve biz de uzaya bakmak yerine (bugüne dek hiç aklımıza gelmediği halde), Güneş Sistemi’ndeki mini gama ışını patlamalarını arayabiliriz. Neptün ötesinden gelen mini gama ışını kaynaklarını süpernovalardan ayırt edebiliriz ve bu da mikro kara deliğin yerini bulmamızı sağlar.
İlgili yazı: Evrenin En Büyük Yıldızı UY Scuti mi?
Peki mikro kara delik var mı?
Bilim insanları, Neptün’ün yörüngesinin çarpık olması gibi bilinmeyen bir olguyu araştırırken bütün ihtimalleri değerlendiriyorlar. Mikro kara delik de bunlardan biri. Oysa istatistiksel açıdan mikro kara delik yerine dokuzuncu gezegen olma ihtimali daha yüksektir; çünkü mikro kara delikler varsa bile bunlar çok nadirdir!
Dokuzuncu gezegeni şimdiye dek bulamamış olmamızı da şaşırmıyorum: 40 milyar km uzaktaki bir gezegen çok soluk olacaktır. Gezegenler yıldızlar gibi ışık saçmaz ve onlardan çok daha küçüktür; ama gökyüzü engindir. Uzay o kadar büyüktür ki bugün olduğu gibi, dokuzuncu gezegeni bulmak için nereye bakacağımızı genel olarak biliyor olsak bile, o gezegeni teleskopla bulmamız uzun sürecektir.
O sebeple sakin olalım ve mikro kara delik kartını saklı tutmakla birlikte, makul açıklamaları teker teker elemeden konuya atlamayalım. Unutmayalım ki sıra dışı iddialar sıra dışı kanıtlar gerektirir.
Madem biz de yörüngelerden bu kadar bahsettik öyleyse Gezegenler Güneş Çevresinde Nasıl Dönüyor? Buna şimdi bakabilir ve illa Güneş Sistemi dışına uzanmak istiyorsanız Gezegen Avcısı TESS Uzay Teleskopu’nun yeni bulduğu üç öte gezegeni hemen inceleyebilirsiniz. Güzel bir gün geçirin.
Merhaba. Yanılmıyorsam 2017 yılıydı İngiltere de ( Cambridge üniversitesi) birkaç matematikçi 2021 den itibaren mini buzul çağı tekrar başlayacak demişti. Bu konuda bir açıklama yaparsanız sevinirim. Bu arada fizik öğretmeni olarak yazılarınızı büyük bir şevkle 2 yıldır takip ediyorum. Kaleminize sağlık