Çoklu Adem: İnsan Türünün Birden Fazla Kökeni Var
|İngilizler insanların Afrika’da birden fazla atadan türediğini keşfetti. İnsanlığın evrim teorisinde çığır açan çalışmaya göre Homo sapiens sapiens alt türü, Afrika’da yaşayan Heidelberg insanı ve Neandertal insanı gibi Homo cinsine ait farklı türlerin kendi arasında karışıp çoğalmasıyla türedi. Buna Çoklu Adem teorisi diyoruz.
Birden fazla Adem
Önceki yazımızda din kitaplarındaki Adem ile biyolojik ilk insan, yani Gerçek Adem’in aynı kişi olmadığını belirttik ve bugün yaşayan tüm insanların ortak annesi olan Mitokondri Havvasından söz ettik.
Öte yandan İngiliz araştırmacılar; Homo sapiens sapiens (Düşündüğü üzerine düşünen insan) alt türünün, son 300 bin yılda Afrika’da yaşayan Heidelberg ve Neandertal insanı gibi Homo cinsine ait farklı türlerin kendi arasında karışıp çoğalmasıyla türediğini gösterdi. Peki bu insanlığın kökeni açısından ne anlam geliyor?
İlgili yazı: Düz Dünya Teorisini Çürüten 12 Kanıt
Çok bölgeli köken
Eskiden insanların Doğu Afrika’da yaşayan Heidelberg insanının son 300 bin yılda evrim geçirmesiyle ortaya çıktığını sanıyorduk. Ancak, gördük ki insanlar Homo cinsine ait diğer türlerin kendi arasında karışıp üremesiyle ortaya çıkmış.
Buna göre Neandertal erkekleri Homo erectus kadınlarından çocuk sahibi oldular. Aynı şey diğer türler için de geçerliydi. Neandertal, Heidelberg ve erectus türleri kendi aralarında karıştılar.
Öyle ki arkaik Homo sapiens türü, yani Homo sapiens’in en eski formu, 300 bin yıl önce Afrika kıtasının farklı yerlerinde birbirinden bağımsız olarak beliren Homo sapiens öncüllerinin, 300 bin ila 195 bin yıl önce kendi arasında karışıp üremesiyle ortaya çıktı.
Tıpkı köpek ırkları gibi
Kısacası insanlar sadece Doğu Afrika’da değil; Orta, Batı ve Güney Afrika’daki insan öncülerinin birbirinden çocuk sahibi olmasıyla ortaya çıkan melez bir tür. Bu açıdan kendimizi köpek ırklarına benzetebiliriz.
İlgili yazı: Mars’ı Dünyalaştırmak için Yeterli Karbondioksit Var mı?
Cins, tür ve ırk
Öncelikle bir yanlış anlamayı giderelim: Dünyada köpek cinsleri yok, köpek ırkları var; çünkü bütün köpek ırkları aynı türe ait. Daha net bir ifadeyle bir türün bütün bireyleri birbiriyle çiftleşip üreyebilir. Bir cinsin bazı türleri de birbiriyle çiftleşerek üreyebilir.
Ancak, bunların melez yavruları her zaman doğurgan olmayabilir. Örneğin at ve eşek aynı cinse ait iki farklı türdür. Dişi at ve erkek eşeğin çiftleşmesiyle ortaya çıkan katırlar ise kısırdır.
Köpekler ise tek bir türe aitler: Canis lupus familiaris, yani evcil köpek türüne. Bununla birlikte İngilizce breed dediğimiz farklı köpek ırkları var ve bunlar dış görünüş itibariyle çok farklılar.
Örneğin King Charles ırkı, Dobermanların her yediğini yiyemiyor. Hatta bu şapşik ırkın tokluk hissi yok ve Dünya’da çok daha zeki köpekler var. Öte yandan, King Charles sevgiye bayılan tam bir kucak köpeği.
Kısacası
Irklar bir türün sadece dış görünüşü ve bazı yan özellikleri farklı olan versiyonlarıdır. Artık biliyoruz ki dünyadaki yeni canlı türleri, bir türün birkaç ırkının kendi arasında karışmasıyla veya aynı cinse ait birkaç farklı türün sadece belirli ırklarının kendi arasında karışmasıyla ortaya çıkıyor. Bu süreçte DNA’yı değiştirmeyen; ama DNA’daki hangi genlerin daha aktif olacağını belirleyen epigenetik faktörler büyük rol oynuyor. Bunlar hangi mutasyonların yavrulara aktarılacağını etkiliyor.
İlgili yazı: GerçekAdem: İlk insan ne zaman yaşadı?
Kimin eli kimin cebinde?
Biz de insan evrimindeki çoklu köken teorisini bu açıdan Çoklu Adem, daha doğrusu Çoklu Biyolojik Adem teorisi olarak adlandırabiliriz. Ancak, ırkları ırkçılıkla karıştırmamak gerekiyor. Richard Dawkins’in Ataların Hikayesi kitabında belirttiği gibi beyaz adam, siyah adam gibi ırklar var.
Ancak, bütün insanlar genetik olarak kardeş sayılır. Ayrıca kültürel ve etnik kimlikle ırkların doğrudan hiçbir ilişkisi yok. Örneğin Türk ırkı veya Kürt ırkı yok. Hatta genetik olarak Anadolu Türklerinin bir kısmı 8’de bir oranında Kürt popülasyonuna ait fenotip genleri taşıyor olabilir. Aynı şey kültürel kimliğini Kürt olarak tanımlayan yurttaşlarımız için de geçerli.
Burada etnik köken kelimesini özellikle kullanmıyorum; çünkü bu da pozitif ve negatif ırkçılığa yol açabiliyor. Örneğin annem etnik köken olarak Arnavut, ama sorarsanız Türküm diyor. Hatta Arnavutça konuşursa bir Gostivar (Makedon) Arnavutu olduğu için Arnavutluk yurttaşları onu anlamıyor. Kültürel kimlik budur.
Etnik ve kültürel ayrımlar
Özetle herkesin herkesten kız-erkek alıp verebildiği bir dünyada yaşıyoruz ve etnik kökeni kültürel kimlikle birleştirmek her zaman pratik olmuyor. Özellikle Avrupalı Yahudilerin bile kendilerini İsraillilerden ayrı tutabildiklerini düşündüğümüzde.
İlgili yazı: Kodlama İçin En Gerekli 16 Programlama Dili
Yoksa ırkçılık hortluyor mu?
Çok bölgeli köken teorisinin ilk versiyonuna göre insanlar Avrupa, Asya ve Afrika’daki insan öncüllerinin son 300 bin yılda kendi arasında karışmasıyla ortaya çıktı. Bu sebeple Asyalı Homo erectuslardan bir insan öncülü türedi, Avrupa’dan başka bir öncül. Sonra bu öncüller binlerce yıllık sürede kıtalar arası göçlerle karışıp bugünkü Homo sapiens sapiens alt türünü ortaya çıkardılar.
Ancak, bu teori herkesin hoşuna gitmedi. Ne de olsa Darwinci evrim teorisini kullanarak ırkçılığa bilimsel gerekçe uyduran Sosyal Darwinciler, Hitler gibi ari ırk savunucusu soykırımcıların belirmesine yol açmıştı.
Gerçekten de insanlık eğitim yetersizliği ve önyargılar yüzünden, Çinlilerin daha çok Homo erectus geni içeren insanlardan, Avrupalıların ise daha çok Homo sapiens sapiens geni içeren insanlardan oluştuğunu söyleyebilirdi.
Üstelik Çinlilerin ve Avrupalıların genetik kökenini gösteren filogenetik veriler yetersiz olduğu için bizim bu ırkçı iddiaları bilimsel olarak çürütmemiz mümkün olmazdı. Oysa şimdi bu teorinin farklı kıtalar değil de Afrika’daki farklı bölgelerle sınırlı olan yeni bir versiyonu çıktı:
İlgili yazı: İnternetinizi Uçuracak En İyi 10 Modem
Çoklu Adem teorisini nasıl yorumlamalıyız?
Neyse ki güvendeyiz. Bütün insanlar Afrika’dan çıktığına göre, Avrupalıların Çinlilerden daha az erectus geni içerdiğini söyleyemeyiz. Tersine, modern insanlarla Neandertaller yan yana daha uzun süre yaşadıkları için insanlarda daha çok Neandertal geni olduğunu söyleyebiliriz. Öyle ki tüp bebek yöntemiyle gelecekte Neandertal türünü yeniden canlandırabileceğiz.
İngiltere’deki Emory Üniversitesi’nden Jessica Thompson, 22 meslektaşıyla birlikte hazırladığı Çoklu Adem teorisi makalesinde bize insanların Afrika’da nasıl evrim geçirdiğini anlatıyor.
Buna göre, 20 yıl öncesine kadar insan türünün nasıl evrim geçirdiğini açıklayacak bilgiye sahip değildik. Genetik test (DNA testi) teknolojisi gelişmemişti ve elimizdeki insan iskeleti fosilleri yetersizdi. Öyle ki bir çocuk kafatasını küçük boylu farklı bir türe ait sandığımız bile oluyordu.
İlgili yazı: Titanic Enkazı 20 Yılda Yok Olacak
Sonra her şey değişti
2003’e kadar gücünü koruyan çok bölgeli köken teorisi uyarınca Homo sapiens türü dünyadaki farklı kıtalarda aynı anda ortaya çıkmış ve bu popülasyonlar, binlerce yıllık göçlerle birbirine karışarak tüm dünyada aynı hızla evrim geçirmişti.
Bu teoriye göre Asya, Avrupa ve Afrikalılar birbirinden çok kız-oğlan alıp verdi. Öyle ki Neandertaller de farklı bir tür değil, Homo sapiens’in yerel bir ırkıydı. Yine de sadece kemiklerden yola çıkarak bu teoriyi kanıtlamak imkansızdı. Özellikle de çocukların ve sakat doğanların iskeletlerini gerçek türlerden ayırt etmek zordu.
Mitokondri DNA’sı olayı çözdü
1990’larda sadece kadınlardan geçen mitokondri DNA’sını analiz edince (sadece kadınların çocuk doğuruyor olmasından yola çıkarak) bütün modern insanların Afrika’da ortaya çıktığını gördük. Bu insanlar 90 bin yıl önce Doğu Afrika’dan çıkarak bütün dünyaya yayıldılar ve Avrupa’da yaşayan Neandertal insanı ile Asya’da yaşayan Homo erectus’un yerini aldılar.
İlgili yazı: Mars’ta Dev Su Kaynakları Bulundu
Doğu Afrika kazandı
2000’lerin başında yapılan DNA testleri insanlığın Doğu Afrika’dan dünyaya yayıldığını gösteriyordu. Üstelik Afrika’daki Homo sapienslerin sadece küçük bir kısmı, önce Yemen’deki Bab’ül Mendep ile Mısır’daki Sina Yarımadası’ndan ve sonra da İran’a açılan Hürmüz Boğazı’ndan geçerek dünyaya yayıldılar. 70 bin yıl önce Hindistan ve 30 bin yıl önce Avrupa’ya ulaştılar.
Her durumda bütün insanlar kardeş
Afrika dışına çok az insanın çıkmış olması ve Afrika dışındaki insanların hep bu atalardan geliyor olması bir genetik darboğaz yaratıyor. Öyle ki Afrikalıların gen havuzu daha geniş ve Avrupalılarla Çinlilerin gen havuzu daha dar; yani bütün insanlar kardeş.
İlgili yazı: Konutlar İçin Ucuz Güneş Enerjisi Rehberi
Neandertal genleri
Ancak, zamanla Homo sapiens sapiens alt türüne ait DNA’ya, bugünkü insan DNA’sına çok sayıda Neandertal geni karıştığını gördük. Üstelik insanlar dünyaya yayılırken Neardertallerin çoktan Kuzey Afrika ile Avrupa’ya ulaşmış olduğunu biliyorduk. Bu da insanlarla Neandertallerin en az 50 bin yıl, belki de 100 bin yıl boyunca birlikte ürediğini gösteriyordu.
Böylece insanlığın en azından Afrika’daki farklı insan türlerinin kendi arasında karışmasıyla ortaya çıktığı anlaşılmış oldu. İşte yazımıza konu olan Çoklu Adem teorisi bu.
Çoklu Adem adayları Afrika’nın her yerinde ortaya çıktılar; ama DNA testleri modern insanların özellikle Doğu ve Güney Afrika’dan geldiğini gösteriyor. Bu popülasyonların insan çocukları zamanla diğer türlerin ve ırkların yerini almış olmalı. Doğu Afrika zaten normal; Homo cinsi son 3 milyon yılda kesinlikle Doğu Afrika’da ortaya çıktı. Ancak, Afrika’nın tamamının insan evrimine dahil olması şaşırttı.
Özetle
Homo cinsine ait olan Heidelberg ve Neandertal insanı gibi farklı türler, alt türler (?) ile ırklar 300 bin ila 40 bin yıl önce defalarca birbirleriyle farklı oranda karışarak bugünkü insan alt türünü oluşturdular.
İlgili yazı: Kök Hücrelerle Körlük Tedavisi Ne Zaman Geliyor
Homo sapiens sapiens
Neden alt türüz derseniz; çünkü bizler diğer bütün insan türlerinin yerini aldık ve körbağırsağımızın işlevsel olmaması ile 32 dişimizi birden kullanmamız gibi detaylarda Homo sapiens türüne ait atalarımızdan ayrılıyoruz.
Tabii en büyük farkımız düşündüğü üzerine düşünen insan olmamız. 40 bin yıl önce ortaya çıkan Homo sapiens sapiens daha yumuşak çenesiyle (Cro-Magnon insanı) uygarlık kuran ilk insan türü oldu. Diğer bütün türlerin soyu tükenirken biz ayakta kaldık. Bugün insan türünün tek temsilcisi biziz.
İlgili yazı: DNA’da gizli veri katmanı epigenetik kod
Neden hayatta kaldık?
Tamamıyla coğrafi şartlara daha iyi uyum sağladığımız için. Ayrıca anlatacağım gibi, Homo sapiens sapiens çöllerden kutuplara kadar her yerde yaşamayı başardı. Bunu üstün zekasıyla teknolojiyi geliştirerek yaptı. Diğer türler ise belirli iklimlerle sınırlı kaldılar ve açlık dönemlerinde soyları tükendi.
Peki bugün yaşayan insanların ortak babası olan Gerçek Âdem ve ortak annesi olan mitokondri Havvası ne zaman yaşadı? Bunu ilk insan ne zaman yaşadı yazısında okuyabilirsiniz. Neandertallerden kız alıp verme meselesine ise buradan göz atabilirsiniz; çünkü Neandertal zihnini daha iyi anlamak için laboratuarda mini Neandertal beyni üretiyor ve Neandertalleri klonlamaya hazırlanıyoruz.
Teknolojinin insan icadı olmadığı gerçeğini ise Kenyathropus platyops örneğinde görebilir ve Evrim hakkında doğru bilinen üç yanlışı tanıyabilirsiniz.
Her durumda, insanların beslenme alışkanlıklarından stres durumuna kadar hemen her detay, ana karnındaki embriyoların DNA’sına aktarılıyor. Özellikle anne ve babaların dikkatle okuması gereken bu yazıya DNA’nın gizli veri katmanı olan epignetik kod başlığıyla ulaşabilirsiniz. Hepinize iyi hafta sonları dilerim.
3 dakikada 3 milyon yıllık insan evrimi
1Did Our Species Evolve in Subdivided Populations across Africa
Muhteşem..
I love, thank you Khosann.
Kutsal kitaplardaki adem hikayesinde adem bedenlendiriliyor. Yani bilinc bedenleniyor. Bu acindan insan sadece et kemik olarak ele alinmadigi icin kutsal kitaplarin ademi de bilinc sahibi olan insan oluyor. Oncesi yani sizin deyiminizle dusundugunu düşünemeyen (bilinc sahibi olmayan) bedenen insana benzeyen canlılar insan turu olarak kabul edilmiyor. Zaten butun sorunu cikaran sey bilinclerimiz. Bilinc veya farkindalik olmasa zaten sorular sormayip cevaplar da aramayacagiz.
Ayrica turlerin illa yok olmasini beklemek dogru degil. Turlerin genetik kodlari uzun sürelerde degiserek ve yayginlasarak onceki turun zamanla gen havuzunda genlerinin tukenmesiyle sonuclanabilir. Yani illa ki iklim degisikligi veya cograsi sartlar nedeniyle bir yok olusu dusunmemek gerek. Ayrica evrim zaman iliskisini bir cok kisi dogru algilayamiyor. Tipki evren zaman iliskisini dogru anlayamadigi gibi bircok kisi. Evrenin zamaninda algilarimizdaki duraganlik olmadigi icin varolusumuz da evrimsel surec de duragan olmayan bir zaman aralığına denk geliyor. Evrimsel surecte de dna bazindan asla bir duraganlik soz konusu degil. Bu acidan var oluşumuz tipki evrenin zamaninda var olmamizin anlami gibi dna bazinda da belli bir zaman aralığına dayaniyor. Biz sadece algisal nedenlerle duragan bir surec var olarak algilasak da bir bilim insaninin dedigi gibi evren adeta canli bir organizma misali isliyor. Herseyin kendi kendine mekanik isledigi bir evrenden cok organizma gibi isleyen bir evren tablosu var onumuzde. Bu konu da bir cok kisi tarafindan yeterince anlasilamiyor kavranamiyor. Buradan yola cikan bazi kişiler felsefi olarak panteist gorusu kayıyor. Tabi bu noktada maddesel bir teist dusunce felsefi anlamda basit kalir ki zira maddenin kokeninde enerji olduğunu biliyoruz. Yani enerji maddeyi kapsar ve tanimlayabilir ama madde enerjiyi tanimlayamaz. Yani pantesit gorusun temelinde de bu nedenle enerji eksenli bir gorus olmak zorunda. Bu da panteisti pananteist gorus karsisinda savunulamaz hale getirir. Zira evren yaraticinin kendisidir demek az once acikladigim sebeplerle panteizmin doga tanri dusuncesine insanlari goturse de evrenin ve maddenin kokeni enerji oldugu icin doga tanri gorusu coker. En azindan enerji tanri gorusu bunun yerini almak zorundadir ki enerji tanri gorusu ise zaten artik pananteizme gecis demektir. Cunku enerji tanri gorusunun dogasi geregi bu tanri evrene askin olacaktir.
Genetik kodlarin degisimi,gen evriminin konusu olmali.Hersey gibi genler de evrimlesir,farkliklasir,hatta baskalasir.Insanoglu bunu gozlemleyemiyor olsa da ya da farkinda olmasa da.