Tuzlu Salda Gölü Mars’ta Hayata Işık Tutuyor
|Burdur’daki süper tuzlu Salda ve Yarışlı göllerinde yaşayan bakteriler Mars gölündeki olası hayata ışık tutuyor. Nitekim bu bakteriler Mars’ın güney kutbunda bulunan buz altı gölde yaşayabilir. Satürn uydusu Enceladus’un global buz altı okyanusu da en az Salda Gölü kadar tuzlu. Millet bahçesini Salda Gölü yerine başka yerde açarak güneş sisteminin biyolojik kaynaklarını koruyabiliriz.
Türkiye’deki Mars
Mars’a gitmek istiyorsanız Burdur’u ziyaret edin. Burdur’un Yeşilova ilçesindeki süper tuzlu Salda ve Yarışlı göllerinde yaşayan bakteriler Mars’ın tuzlu su göllerinde de yaşayabilir.
Sırf bu yüzden Türkiye’deki mikrobiyologlar Acıgöl, Salda ve Yarışlı göllerindeki aşırı şartlarda yaşayan ekstremofil bakterileri inceliyor. Sonuçta uzaydaki bütün gezegenler Dünya gibi hayata elverişli değil. Ancak, bazı öte gezegenler ve başta Mars olmak üzere, Güneş Sistemi’ndeki diğer gökcisimleri, en azından ekstremofil bakterilerin yaşamasına uygun olabilir.
Öyleyse Salda, Yarışlı ve Acıgöl’ü araştırarak uzayda yaşamın nerede barındığıyla ilgili değerli bilgiler edinebiliriz. Bu göller bırakın çevreyi ve doğal hayatı korumayı, Güneş Sistemi’ndeki en değerli kaynaklar arasında yer alıyor. Millet bahçesini başka yere yaparak bu kaynakları koruyabiliriz.
İlgili yazı: Gerçek Adem: ilk insan ne zaman yaşadı?
Enceladus
Satürn’ün uydusu Enceladus’un kalın buz tabakasının altında yer alan global okyanusun yaşama elverişli olduğuyla ilgili çok yazı yazdım. Hatta Güneş Sistemi’ndeki pek çok küçük ve buzlu uydunun Dünya’dan en az 3 kat fazla su içerdiğini belirttim. Ancak, yaşam yalnızca Dünya’da var. Neden?
Tabii ki çevreyi kirleten biz insanlara kalırsa Dünya’da yaşam, küresel ısınma nedeniyle yaklaşık 300 yıl içinde bakteri düzeyine gerileyecek. Yine de uzayda yaşamın sırları Dünya’da yaşamın sınırlarında yatıyor.
Nitekim Enceladus’un okyanusu çok tuzlu ve 9-12’lik pH değerleri ile alkalin genliğine uzanıyor. Burdur’un tuzlu göllerinin pH derecesi ise 8,6 ila 9,5 arasında değişiyor ve bu göllerde ekstremofiller yaşıyor! Demek ki Türkiye’deki göller uzaydaki yaşama ışık tutuyor.
İlgili yazı: Kodlama İçin En Gerekli 16 Programlama Dili
Salda Gölü
Burdur’un Yeşilova ilçesindeki Salda Gölü 8 km uzunluğunda. Yüzölçümü 43,7 kilometrekare olan gölün rakımı 1140 metre. Yine Yeşilova ilçesi sınırlarında yer alan Yarışlı gölü 16 kilometrekare büyüklüğünde, ama sadece 4 metre derinliğinde olan karstik bir göl.
Bu tür sığ göllerde kireçtaşı eriyor ve buharlaşmayla birlikte göllerin tuzluluk oranını artırıyor. Sodyum fosfat, sodyum klorür ve soydum sülfat içeren bu göllerin suyu acı oluyor.
Türkler araştırıyor
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden gelen ve gölleri inceleyen ekibin başında olan Profesör Nurgül Balcı konuyla ilgili 2016 tarihli açıklamasında şunları söylüyor: “Mars’ta veya dünya dışı diğer aşırı ortamlarda yaşama potansiyeli olan türleri tespit etmeye çalışıyoruz.”
İlgili yazı: İnternetinizi Uçuracak En İyi 10 Modem
Mars’a dirençli bakteriler
Bunlardan biri de millet bahçesi açılırsa doğal özelliklerini yitirecek olan Salda Gölü’ndeki Carnobacterium viridians bakterisi. Balcı ve meslektaşı Dr. Cansu Demirel, Mars’taki bazı beyaz kaya oluşumlarının Salda Gölü’ndeki stromatolit oluşumlarına benzediğini fark ettiler.
Böylece gölü Mars’a dirençli bakteriler açısından araştırmaya karar verdiler. Stromatolit olarak adlandırılan mineral oluşumları göl yatağındaki tortullardan meydana geliyor.
Bu tortullar gölde yaşayan bakterilerin salgıladığı magnezyum ve kalsiyum karbonattan oluşan doğal tutkalla birbirine yapışıyor. Sertleşen tortullar kilden heykellere benzeyen güdük mantar şekilli taşlar meydana getiriyor.
En eski fosil
Dünya’nın en eski fosilleri 4 milyar yıl öncesine uzanıyor ve bunlar, ilk bakterilerin oluşturduğunu düşündüğümüz stromatolitlerde yer alıyor. (Avustralya’nın Köpekbalığı koyundaki taşlar gibi.) Kısacası Salda Gölü, Dünya’da yaşamın nasıl ortaya çıktığına ilişkin ipuçları da sağlıyor. Bu yüzden her ne pahasına olursa olsun korunması gerekiyor.
İlgili yazı: Dünyanın Çekirdeği 4 Milyar Yıl Genç Çıktı
Kars nedir?
Karst yoğun miktarda kireçtaşı, dolomit, jips gibi karbonatlı kayaçları içeren yüzey şekillere verilen genel isimdir. Diğer kayaçlardan farklı olarak karbonik asitli suda eriyen bu kayaçlar çok özel yüzey şekillerine sahiptir.
Karbonatlı kayaçlar arasında en yaygın olan ise kireçtaşıdır. Kireçtaşının en temel özelliği yüksek oranda kalsit içermesidir. İşte Salda Gölü’nün tuzlu suyu da bu kayaçların suda eriyerek tuz katmasıyla oluşuyor.
Demirel, “Göllerin kayalık havzasındaki metallerin suya taşındığını, ekstremofil bakterilerin de bunları karbonata çevirdiğini” söylüyor. Değerli bilim kadınlarımız Balcı ve Demirel bulgularını 2016 başında Avusturya, Viyana’da yapılan Avrupa Yerbilimleri Birliği’nde paylaştılar.1
Şimdi ne yapıyorlar?
Şimdi Türk bilim kadınları ekstra magnezyum ve kalsiyum içeren suda stromatolit taşları üreten bakteri örnekleri arıyorlar. Böylece Dünya’daki bakterilerin Mars ve Enceladus suyunda gerçekten yaşayabileceğinden emin olacaklar.
İlgili yazı: NASA Mars’ın Güney Kutbunda Göl Buldu
Millet bahçesi
İşte biz tam Dünya’da ve dünya dışında yaşamın sırlarını özgün Salda Gölü bakterileriyle çözmeye hazırlanırken; Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum geçen haftaki Burdur programı kapsamında bir açıklama yaptı:
Kurum, Türkiye’nin Maldivleri olarak bilinen Salda Gölü çevresindeki 300 bin metrekarelik alana millet bahçesi yapacaklarını duyurdu. Oysa Salda Gölü turistik merkez olursa bütün bu araştırmalar tehlikeye girecek ki son zamanlarda çok turist alarak hızla bozuluyor.
Peki çözüm?
Salda ve diğer Burdur gölleri yukarıda belirttiğimiz sebeplerden dolayı hem dikkatle korunması gereken birer doğa harikası, hem de Güneş Sistemi için en kritik biyolojik kaynaklardan biri. Biz de millet bahçesini doğa açısından daha güvenli bir yere yapabilir ve bu gölleri koruyabiliriz.
İlgili yazı: Dünya Gezegeni Çakıl Taşından Nasıl Oluştu?
Göller yöresinden Mars’a
Keşke Türkiye’nin dört köşesi millet bahçesi olsa. Türkiye’nin kıyıları çitlerle, villalar ve otellerle sarılı olmasa da yurttaşlarımız, milletimiz ormanlarda, dağlarda özgürce gezebilse. Oysa Kısırkaya’nın arkasındaki bir rota bile özel arazi olarak trekking yapanlara kapatıldı. Çevre kirliliği ise halk sağlığı için tehlike oluşturmaya başladı.
Türkiye’nin uluslararası üne sahip iki onkologu Profesör Erkan Topuz ve Dr. Yavuz Dizdar, 2017’de, Antalya’nın sera üretim merkezi Kumluca ilçesinin tarım ilaçları nedeniyle kanser sarmalında olduğunu açıkladı.2
Türkiye’nin sahilleri balık çiftlikleri tarafından kapatılıyor. Kıyılara yapılaşma yetmezmiş gibi, bir de yüzer güneş enerjisi santralleri kurulması gündemde. Sahillerimize böcek ilacı ve kimyasal fabrika atıkları doluyor. Bunlar kıyılarda sümüksü bir beyaz tabaka oluşturarak doğal hayatı öldürüyor.
Türkiye’de satılan 16 farklı marka sofra tuzunda mikroplastik (5 mm’den küçük plastik parçacığı) bulunduğu bildirildi. Bütün bunlar kansere yol açıyor.3 Üstelik daha Pazar günü, Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde 100 yıl sonra ilk kez görülen yaban keçisini avlayanlara rekor ceza verildiğini okuduk.4
İlgili yazı: Düz Dünya Teorisini Çürüten 12 Kanıt
Millet bahçesi yapılsın
Tabii ki millet bahçesi yapılsın. Türkiye’nin dört yanı milletin özgürce girip dolaşabileceği dev bir millet bahçesi olsun, milletin bahçesi olsun. Ayrıca kontrollü yapılaşma da olsun. Ancak, her şey planlı ve programlı olsun ki sıcak para peşinde koşarken geleceğimizi riske atmayalım.
Sadece şirketleri değil, tüm yurttaşları zengin edecek şekilde bilime ve teknolojiye yatırım yapalım. Doğal hayatı koruyalım, çevreyi temiz tutalım ve bunun için de yurttaşlarımızı eğitmeye odaklanalım. Gençlerimiz ve çocuklarımızın geleceğini koruyarak sağlıklı bir şekilde büyüyelim.
Yoksa bir şirket ömrü nedir ki? Çok şanslıysa 80 yıl. Oysa Salda Gölü ve Mars hep kalacak. Nitekim 20 yıl sonra Mars’a yerleşecek olan çocukların anne-babaları doğdu bile. Alfa Kuşağı 2013’ten beri doğuyor. Haberiniz var mı genç anne-babalar?
Unutmayalım ki en iyi seçimleri okuyan insanlar yapar ve en iyi politika da bilimle yapılır. Bir erkeği yetiştirirseniz sadece tek bir erkek yetişir, ama kadınlar okursa kuşaklar yetişir. Profesör Nurgül Balcı ve Dr. Cansu Demirel bunu kanıtlıyor; bırakın Türkiye’yi, Mars ve Ay’a yerleşecek kuşakların geleceğini kuruyor. Sağlıcakla kalın.
Salda bozuluyor
1Effect of Mg/Ca ratios on microbially induced carbonate precipitation (pdf)
2Kumluca kanser sarmalında
3Türkiye’de satılan 16 farklı marka sofra tuzunda mikroplastik bulundu
4100 yıl sonra ilk kez görülen yaban keçisini avlayanlara rekor ceza