Uranüs Gezegenine Dev Bir Cisim Çarptı
|4 milyar yıl önce Uranüs gezegenine Dünya’dan 2 kat büyük bir cisim çarptı. Bu öngezegen Uranüs’ü çekirdeğine dek sarstı, içindeki buzu eritti ve her şeyden önemlisi de 92 derece yan yatmasına neden oldu. Devrik gezegen Uranüs artık kutupların üzerinde değil de göbeğinin, yani ekvator çizgisinin üstünde dönüyor.
Şakülü kaydı
GORA filminde bir subay sürekli olarak “Komutan Logar bir cisim yaklaşıyor” diyor ya, işte o cismin bir benzeri Uranüs’e çoktan yaklaştı. 4 milyar yıl önce gezegene yandan çarptı ve zarif halkalarıyla küçük uydularını oluşturdu. Nasıl derseniz hızla Güneş Sistemi’nden başlayalım:
Güneş Sistemi’ndeki bütün gezegenler yaklaşık olarak Güneş ekvatoruna paralel bir düzlemde deviniyor ve dairesel yörüngeler çiziyor. Gezegenler Güneş’e sadece 6 derece açı yapıyor ve astrofizikçi Konstantin Batygin, bu küçük anormalliğe bile gizemli dokuzuncu gezegenin yol açtığını düşünüyor. 9. gezegen henüz keşfedilmedi, ama güçlü yerçekimi gezegenleri 6 derece eğmiş olabilir.
Oysa büyük miktarda su buzu içerdiği için gaz devi değil de buz devi sınıfına giren Uranüs gezegeni Güneş’e tam 92 derece açı yapıyor! Kısacası talihsiz gezegenin fırtınalı okyanuslardaki bir gemi gibi alabora olduğunu ve tümüyle yan yatarak göbeği üzerinde dönmeye başladığını söyleyebiliriz.
Üstelik devrik gezegen 4 milyar yıldır ekvatoru üzerinde dönüyor ve bilim insanları da 4 milyar yıl önce Uranüs’e çarpan dev bir gökcisminin buna yol açtığını düşünüyor. Dünya’dan en az 2 kat büyük olan öngezegen buz devine yandan çarptı, içindeki buz katmanlarını eritti, manyetik alanını çarpıttı ve gezegenin yan yatmasına neden oldu. Kısacası buz devinin şakülü kaydı!
İlgili yazı: Andromeda ve Samanyolu Nasıl Çarpışacak?
Kozmik çarpışmalar
Güneş Sistemi’nin ilk günlerinde gezegen çarpışmaları yaygındı. Sonuçta bütün öngezegenler çevresindeki cisimleri kendine çekip en hızlı şekilde büyümek ve gerçek bir gezegen olma yarışını kazanmak istiyordu. Bu sebeple çok sayıda öngezegen çarpıştı ve bugünkü gezegenleri ortaya çıkardı.
Dünya’ya da Theia adlı bir öngezegen çarptı, gezegenimizin yüzde 16 kütle kazanmasını, yüzde 20 büyümesini ve yerçekimine göre oldukça büyük bir uyduya sahip olmasını sağladı. Theia Dünya’nın iç yapısını da değiştirdi: Çekirdeğini büyüttü, dış çekirdeği eritti ve yol açtığı dinamo etkisiyle gezegenimizin atmosferini koruyan manyetik alanı üretmesini sağladı.
Theia Dünya’nın yaşama elverişli bir gezegen olmasını sağladı, ancak Uranüs o kadar şanslı değildi. Güneş’e çok uzak bir yörüngede oluşan bu gezegen soğuktan dondu ve ölü bir gezegen olarak doğdu. Dünya’dan 12 kat büyük olmasına karşın Jüpiter’in gerisinde kaldı.
Güneş Sistemi’nde ilk oluşan gezegen olan Jüpiter aynı zamanda en büyük gezegen olurken, devrik buz devi kendi üstüne sadece gaz bulutlarını değil, aynı zamanda büyük miktarda su buzu çekti. Böylece gerçek gaz devi değil, ama büyük miktarda su ve buz içeren bir buz devi oldu.
İlgili yazı: 10 Adımda kara deliğe düşen astronota ne olur?
50 çarpışma senaryosu
Durham Üniversitesi araştırmacıları Uranüs’ün nasıl yan yattığını anlamak için 50 farklı çarpışma senaryosunu test ettiler. Bunun için de 50 farklı bilgisayar simülasyonu yürüttüler ve çok ilginç bir keşif yaptılar:
Uranüs’e Dünya’daki tek bir öngezegen değil, en az 2-3 öngezegen çarpmış olabilir. Kesin olan son çarpışma ise 4 milyar yıl önce, yani öngezegen çarpışmaları için son derece geç bir tarihte gerçekleşerek gezegenin şakülünü tümüyle kaydırdı.
Halkalı Uranüs
Mesela Satürn kadar görkemli olmasa da Uranüs’ü saran mütevazı halkaları oluşturdu. Gerçi ekvatora paralel olan; ama gezegen yan yattığı için sanki dikine dönen bu ince halkalar buz devinin tek harikası değil. Bir de gezegen çevresinde saat yönünde, yani Güneş Sistemi’ne göre ters yönde dönen uydular var. Öngezegen çarpışması aynı zamanda ters devinen bu buzlu uyduları oluşturdu.
İlgili yazı: Düz Dünya Teorisini Çürüten 12 Kanıt
Çarpışmanın çözemedikleri
Öncelikle Uranüs’ün bütün uyduları aynı yönde, yani diğer gezegenlere göre ters yönde dönmüyor. Bazıları düz dönüyor. Oysa bütün uydular öngezegen çarpışmasıyla oluşsa aynı yönde dönüyor olmaları ve aynı bileşenlerden oluşmaları gerekirdi.
Neyse ki bunun çözümü basit: Ters dönen uydular çarpışma sırasında oluşmuş olabilir. Saatin tersi yönde; yani Güneş Sistemi’ne göre düz yönde dönen uydular ise buz devinin yörüngesine sonradan giren asteroitler olabilir.
İlgili yazı: Gerçek Adem: ilk insan ne zaman yaşadı?
Atmosfer gizemi
Uranüs büyük miktarda su buzu içerse de teknik olarak bir gaz devi; yani Dünya’dan büyük ve ağır kayalık çekirdeğinin çevresi kalın bir gaz tabakasıyla sarılı. Elbette bu gaz büyük ölçüde hafif elementlerden, yani hidrojen ve helyumdan oluşuyor (güçlü yerçekimiyle bile tutması zor olan elementler).
Peki Uranüs’ü yan yatıracak kadar güçlü bir öngezegen çarpışması, nasıl oldu da Uranüs’ün atmosferini bir daha geri gelmemek üzere uzaya savurmadı? Bunun sebebi öngezegenin Uranüs’e kafadan değil de yan çarpması olabilir.
Nitekim daha 10 yıl öncesine kadar Theia’nın Dünya’ya yandan çarptığını sanıyorduk. Ancak, Ay’ın kimyasal bileşimi öngezegenin Dünyamıza kafadan çarptığını, her iki cismin de tümüyle parçalanarak buharlaştığını ve sonra tekrar bir araya gelerek yepyeni bir dünya oluşturduğunu gösterdi.
İlgili yazı: İnternetinizi Uçuracak En İyi 10 Modem
Kısacası 2. Dünya’da yaşıyoruz
Evet, üzerinde yaşadığınız bu Dünya asıl Dünya değil; ilk Dünya’nın ölümünden sonra oluşan ikinci Dünya. Gerçi ilk Dünya da Jüpiter’in parçaladığı orijinal süper dünya kalıntılarından oluştu.
Ya işte böyle, Güneş Sistemi çok şaşırtıcı bir yer. Ancak, bu yazının konusu olan öngezegen Uranüs’e gerçekten yandan çarpmış olmalı; çünkü Uranüs’ün çarpışmadan sonra atmosferini koruyabilmiş olmasının tek yolu bu.
Çarpık manyetik alan
Ayrıca yandan çarpma Uranüs’ün kayalık çekirdeğini ve buzdan oluşan manto tabakasını parça parça eritti. Bu olay demirin tavının bozulmasına benziyor: Yandan çarpan öngezegen, zaten yan yatmış olan Uranüs’e 60 derece açı yapan çok garip bir manyetik alana yol açtı. Özetle devrik dünyanın kendinden daha devrik olan, üstelik hiç de küre şekilli olmayan asimetrik bir manyetik alanı var!
İlgili yazı: Kodlama İçin En Gerekli 16 Programlama Dili
Neden buz devi?
Uranüs’ün Güneş’e uzak olduğunu ve kuru gaz bulutlarının yanı sıra, Güneş Sistemi’nin uzak yörüngelerinde bulunan su buzunu da kendine çektiğini söyledim. Peki Uranüs atmosferinin aynı zamanda Güneş Sistemi’nin en soğuk atmosferi olduğunu biliyor musunuz? -216 derece!
Bunu Güneş’e uzaklıkla açıklayamazsınız. Sonuçta Güneş’e 3 milyar km daha uzak olan Plüton’un bile atmosferi kışın -230 derece oluyor. Ancak, Plüton’un sıcak çekirdeği olmasa da Uranüs’ün var. Öyleyse atmosfer neden bu kadar soğuk?
Buna Uranüs’e çarpan öngezegen yol açmış olabilir. Öngezegenin buz devinin atmosferine batan kalıntıları, atmosferi yeraltındaki buz tabakasından ayıran ince bir kayalık katman oluşturmuş olabilir. Bu durumda gezegenin yüksek basınç altında ısınan sıcak çekirdeği atmosferi alttan ısıtamaz ve Güneş’e uzak olan Uranüs’ün atmosferi iyice buz keser.
İlgili yazı: Büyük Patlamada şaşırtan varsayım >> Evren 2 boyutlu başladı ve sonra 4B oldu
Elmas yağmurları
Peki Uranüs ve Neptün atmosferlerinde elmas yağmuru görüldüğünü biliyor musunuz? Elbette elmasları toplayacak kadar derine inip zengin olamazsınız. Elmas oluşumuna yol açan yüksek basınç sizi de ezer; ama bu gezegenlerde elmas yağmuru var.
Dahası Samanyolu’nda büyük ölçüde kayadan değil de karbondan oluşan elmas gezegenler var. Üstelik Uranüs’ün atmosferinde sizi zengin edecek ve hatta komşu yıldızlara füzyon roketiyle gitmenizi sağlayacak kadar helyum 3 mevcut. Gerçek servet olan özgürlük arayışında aklınızda olsun. 😉