Sıcak Dalgaları ile 1,5 milyar İnsan Evsiz Kalacak
|Küresel ısınma bu hızla devam ederse Türkiye ve Hindistan’da ıslak mendil sıcaklığının 31 dereceyi aştığı sıcak dalgaları her yaz artacak ve dolu felaketleri aynen devam edecek. Nitekim meteoroloji önümüzdeki hafta için yüksek sıcaklık uyarısı yapıyor ve en büyük risk de yüzde 90 nemle sıcaklığın 35 derecenin üstüne çıkması.
Sıcak dalgası nedir?
Termometrenin sokakta 30 dereceyi göstermesi önemli değil. Önemli olan hissedilen sıcaklık: Örneğin Türkiye’de 40 derecede afet ilan edinmesi gerekiyor; ama resmi uyarılarda hissedilen sıcaklık yerine, bundan 4-5 derece düşük olan gerçek sıcaklık değerleri dikkate alınıyor.
Bu yüzden vatandaşın hissedilen sıcaklığın 38 dereceye ulaştığı durumlarda kendini koruması gerekiyor. Özellikle de tansiyon hastaları, yaşlılar ve çocuklar güneş çarpmasına karşı dikkatli olmalı; çünkü ani sıcak dalgaları insanı bir anda çarpabiliyor.
Nitekim 2007’de Antalya havalimanında 51 dereceyi gördüm. Ancak güneş kremi, siperlikli şapka, beyaz tişört ve bol su ile kendimi koruyabildim. Tabii 32 yaşında spor yapan biri olarak formda olmam da işe yaradı. Şimdi 42’yim ve 51 derecede dışarıya çıkmaya cesaret edemem.
Peki sıcak dalgasını nasıl anlarız?
Güneşte kalmış olan otomobilinizin içinde termometre 35 derece gösteriyorsa sakın binmeyin. Önce pencereleri açıp aracı havalandırın ve 2 dakika sonra binin. Zehirli plastik kaplama kokusundan uzak durun.
İlgili yazı: Düz Dünya Teorisini Çürüten 12 Kanıt
Sıcak dalgaları nasıl ölçülüyor?
Bunun için ıslak mendil kullanıyoruz. Termometreye ıslak mendil sarın. Ardından öğle güneşinde sıcaklığı ölçün. 31 derece ve üstü tıbbi olarak risklidir. 35 derece ve üstü ise ölüm tehlikesi oluşturuyor.
Yüzde 90 nemde baz sıcaklık (hissedilen değil) 35 derece olduğu zaman insan vücudu terleyerek soğuyamıyor. Vücudumuz zaten 36 derece. Dışarısı da 36’yı aşınca nasıl soğuyacaksınız? Çölde su içerek terleyebilirsiniz; ama İzmir ve İstanbul’un rutubetinde hava neme doyduğu için terlemek vücut sıcaklığını pek düşürmüyor.
Bundan ben de nasibimi aldım: Geçen yaz İzmir’de saat 13.30’da, yüzde 90 nem ile 38 derece baz sıcaklıkta (hissedilen sıcaklık daha yüksek) Alsancak’tan bisiklet kiralayıp Güzelbahçe’ye gittim; ama şapka takmama ve bol su içmeme rağmen güneş çarptı. Bu da kendini beklenmedik yorgunluk ve uyku hali olarak belli etti.
İlgili yazı: İnternette teknik takip ve gözetimi önleme rehberi
Daha yeni başlıyor
MIT tarafından bu hafta yapılan açıklamada; ıslak mendil sıcaklığının 35’e çıkması durumunda, en sağlıklı insanın bile güneş çarpması yüzünden birkaç saat içinde hayatını kaybedebileceği belirtiliyor. Hasta, yaşlı ve çocuklarda bu süre daha da kısalıyor.
Öyle ki 1,5 milyar insan evsiz kalacak
MIT raporuna göre küresel ısınma bu hızla artmaya devam ederse 2100 yılında 35 derece ve üstü sıcak dalgaları hızla yaygınlaşacak. Özellikle de Güney Asya ve Hindistan’da 1,5 milyar insan sıcak dalgaları yüzünden evini terk etmek zorunda kalkacak.
Türkiye’nin güney bölgelerinde şimdilik bu kadar şiddetli ısınma olmayacak. Oysa MIT araştırmacıları küresel ısınmanın geçerli hızına göre 2100 tarihini verirken, metan gazının doping etkisini pek dikkate almıyor.
Ancak, karbondioksitten 30 kat etkili bir sera gazı olan metan yüzünden için kritik yıl 2050 de olabilir. Bunun sebebi ise Doğu Sibirya ile Alaska’daki donmuş tundra toprağının erimeye ve içindeki saklı gaz ceplerinden atmosfere büyük miktarda metan salmaya başlaması.
İlgili yazı: 5 Soruda Paralel Evrenler
Peki Türkiye’de ne olacak?
Türkiye’de 35 derecelik sıcak çarpması eşiğine ulaşmamıza daha zaman var. Ancak hayati tehlike 31 derecede başlıyor. Uzmanlar Türkiye’de sıcak dalgalarının her yıl artarak görüleceğini; yani baz hava sıcaklığının 35 derecenin üstüne çıktığı gün sayısının artacağını söylüyor.
Nitekim geçen hafta yaşanan dolu felaketinde, sadece Kadıköy’de 200 ağaç devrildi ve her yeri su bastı; evler, araçlar, camlar tahrip oldu. Bu afet yılda iki kez olsa şehrin dokusu değişir. Islak mendil sıcaklığının her yaz daha sık görülmesi ise dolu felaketi sıklığını artıracak ve bizi zorda bırakacak.
İlgili yazı: Evren Bir Simülasyon mu?
Bunun sıcak dalgaları ile ne ilgisi var?
Sıcak dalgalarından sonra süper hücre kaynaklı sağanak, sel ve dolu felaketi geliyor. Oysa asıl sorun, İstanbul ve Ankara gibi geniş yolların toprağı örttüğü ve suyu emmesini engelleyerek sel baskınlarına yol açtığı büyükşehirlerde değil.
Asıl sorun İzmir, Antalya, Adana ve Mersin gibi nemli kıyı şehirlerinde. Özetle Güney Ege ve Akdeniz bölgesi daha çok risk altında: Bırakın kıyıların çoraklaşarak turistik değerini yitirmesini, Akdeniz bölgesinin 30 yıl içinde çöl sıcaklarına yenik düşmesi söz konusu.
Büyükşehirlerin derdi ise başka: MIT raporunda belirtildiği gibi, New York dahil hiçbir şehir düzenli dolu felaketine hazırlıklı değil.
Örneğin, İstanbul’da kuzey ormanları kesildi ve Bahçeköy ile Zekeriyaköy oldu. Bu tür eski yerleşim birimlerinin büyümesi, Karadeniz’den gelen bulutların Marmara sahiline inmeden boşalmasını engelledi. Böylece başımıza süper hücre belası çıktı.
Burası Caddebostan
İlgili yazı: 18 Ayda Nasıl 24 Kilo Verdim?
Süper hücre nedir?
İstanbul’un üzerinde 9 mikro iklim ve üç ana iklim kuşağı var: Karadeniz iklimi, Marmara tipi Akdeniz iklimi ve Trakya kara iklimi. Bunların hepsi de Sarayburnu ile Üsküdar arasında birleşiyor! Kuzey ormanlarında yağmayan bulutlar tam burada süper hücre oluşturup doluya yol açıyor.
Ağaçların kesilmesini ve Bahçeköy’den çok Bakırköy’ün zarar görmesini bir an unutun. Her yaz iki kez arabanızın camını değiştirip kaportasını mı tamir ettireceksiniz? Her yaz iki kez evinizin patlayan pencerelerini mi değiştireceksiniz? Her yaz asırlık ağaçlar mı dikeceksiniz?
Altyapımız küresel ısınmaya hazırlıksız derken kast ettiğim bu. Şimdi bunu Marmaris ve Bodrum’da görülen daha sıcak günler ve artık alıştığımız sel baskınları için düşünün. Hatta daha iyisini yapalım:
İlgili yazı: NASA Açıkladı: Europa Uydusunda Hayat Var mı?
Rakamlarla konuşalım
MIT bünyesinde hidroloji ve ilklim alanında araştırmalar yapan Profesör Elfatih Eltahir diyor ki “Aşırı sıcak dalgaları en çok Hindistan’ın tahıl ambarları olan ve yoğun nüfusa sahip bulunan Ganj ve İndüs havzalarında görülecek.”
Günümüzde Hint nüfusunun sadece yüzde 2’si, yüzde 90 neme bağlı aşırı sıcak dalgaları ile karşı karşıya (bu oran Türkiye’de yılın bazı günlerinde yüzde 1’le sınırlı). Ancak, küresel ısınmayı azaltmazsak Hindistan nüfusunun yüzde 70’i sıcak dalgaları ile yaşayacak.
Nitekim türümüz Homo sapiens 70 bin yıl önce Hindistan’a ulaştığında bölge aşırı sıcaktı ve insanlar ancak ikinci göç dalgasıyla tutunabildiler. Eltahir diyor ki “İklim değişikliği soyut bir konsept değil. Çok sayıda insanı etkiliyor ve ekonomi aşırı sıcak dalgalarında dönmez. Uçaklar bile yerden kalkamaz.”
İlgili yazı: Dünyanın Derinliklerinde Yeraltı Okyanusu Bulundu
Uçaklar aşırı sıcakta havalanamıyor
Columbia Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Ethan Coffell ve iklimbilimci Radley Horton, uçakların yüzde 10 ila 30’unun günün en sıcak zamanı olan öğle vaktinde kargo indirip yüklediğini söylüyor: “Uçakların büyük kısmı aşırı sıcakta tam kapasiteyle havalanamıyor.”
Coffell ve Horton, Batı dünyasındaki ticari yolcu uçakları içinde en yaygın 5 modele baktılar: Boeing 737-800, Airbus A320, Boeing 787-8, Boeing 777-300 ve Airbus A380. Ardından, 27 küresel iklim modelini baz alarak dünya çapındaki 19 havalimanının aşırı sıcaklardaki kalkış şartlarını analiz ettiler.2
Bu bağlamda Dubai gibi zaten sıcak olan şehirlerden kalkan uçakların, sıcak dalgalarında ancak yüzde 55 yük kapasitesiyle havalanabileceği ortaya çıktı. Sıcak bir yana kısa pistler de sorun. Öyle ki Washington Reagan-National ve New York LaGuardia, yaklaşık 2200 metrelik pist uzunluğuyla daha düşük sıcaklıklarda bile uçakların tam yükle kalkmasını engelliyor.
Atlantik aşırı uçuşlarda ise jet akımını takip eden uçaklarda şiddetli türbülans vakalarının artması bekleniyor. Kırsal kesimde klima eksikliği ve elektrik şebekesinin tıpkı Antalya’da olduğu gibi yetersiz kalması da söz konusu (klimaları açınca artan elektrik kesintileri sıcakta ayrı bir dert olacak).
İlgili yazı: Facebook Sohbet Botunu Çok Zeki Diye Kapatmadı
Pakistan’da 3500 kişi öldü
2015 yılında yapılan resmi rakamlara göre, sıcak dalgaları sadece Pakistan’da 3500 kişiyi öldürdü. Buna göre Yakındoğu (Arap yarımadası) küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği ile dünyanın en sıcak bölgesi olacak.
Yine de petrol zengini Araplar şanslı: Parayı yatırıp sera kentlere geçmeleri, sulama kanallı tarım yapmaları, eskiden olduğu gibi yiyecek ithal etmeleri ve güneş enerjisini kullanarak bir yandan klima çalıştırırken, diğer yandan da deniz suyunu arıtıp içme suyu elde etmeleri kolay.
Oysa Hindistan, Pakistan ve Bangladeş’te yoksul halkın büyük kısmı ilkel yöntemlerle tarım yapıyor ve yeraltı suyu kuruduğu zaman büyük risklerle karşılaşacak. Hem içme suyu bulmakta hem de tarlaları sulamak için artezyen kuyusu açmakta zorlanacak.
İlgili yazı: Yeşil Sahra 4000 Yıl Önce Neden Çöl Oldu?
Nüfusun yarısı tehdit altında
California Üniversitesi, Irvine’de çalışan araştırmacıların son raporuna göre, bırakın küresel ısınmanın hızlanarak artmasını, küresel ısınma yavaşlasa bile dünya nüfusu risk altında olacak: Bugün atmosfere karbondioksit ve metan salımını en aza indirgesek bile, 2100’de nüfusun yüzde 48’i aşırı sıcak dalgaları ile karşılaşacak.
Hatta aynı araştırmaya göre, bugün global nüfusun yüzde 30’u, yılda 20 gün aşırı sıcak dalgaları ile boğuşuyor. Amerika da bundan nasibini alarak hızla çölleşiyor:
Örneğin 19 Temmuzda Arizona, Phoenix’de hava sıcaklığı 48,6 derece oldu. California, Palm Springs 46,6 ve Sacramento 41,6 dereceyi gördü. Londra elbette serin, ama körfez akıntısı yakın gelecekte yön değiştirdiği zaman kışları çok soğuk olacak.3
İlgili yazı: Dünya’daki hayatın kökeni Mars mı?
2003’te 70 bin kişi hayatını kaybetti
Bundan 14 yıl önce yaşanan Avrupa sıcak dalgası felaketinde Tuna Nehri kurudu ve İkinci Dünya Savaşı’nda çamura batmış olan eski tanklarla bombalar açığa çıktı. Felakette 70 bin Avrupalı sıcak çarpmasından hayatını kaybetti.
Oysa sıcak dalgaları içme suyunun kuruması, salgın hastalık, sağlık hizmetleri ve klima elektriğine erişimin zorlaşması gibi sebeplerle çok daha fazla can kaybına yol açabilir. Nitekim 1995’te Chicago’daki 5 günlük sıcaklarda 700 kişi ve 2010 yılında Moskova’yı vuran sıcaklarda tam 10 bin kişi hayatını kaybetti.
Bu noktada rutubet çok önemli; çünkü sağlıksız insanlar 23,6 derecede bile rutubet yüzünden yaşamını yitirebiliyor. En basitinden, Hindistan’da ortalama sıcaklıklar son 50 yılda yarım derece arttı ve bu da sıcak dalgaları yüzünden 100’den fazla insanın ölme olasılığını iki katına çıkardı.
İlgili yazı: En Küçük Uzay Gemisi Fırlatıldı: Starshot Yıldız Çipleri
Peki ne yapabiliriz?
Öncelikle aşırı sıcakta dışarı çıkmamak gerek. Bu hayatımızın bir parçası olmalı. İkincisi elektrik şebekesini yoğun klima kullanımına karşı güçlendirmeliyiz. Üçüncüsü, sıcaklığa bağlı sel baskınları ve dolu felaketlerinde zarar gören araçların sigorta koşullarını tüketici lehine düzenlemeliyiz.
Örneğin, alt geçidi su basınca aracı zarar gören sürücüye “arabanı sele sen sürdün” diyen ve bunu bahane ederek kaybını ödemeyen sigorta şirketleri varsa buna çözüm bulmalıyız. Buna ek olarak hastanelerin kapasitesinin artırılması gerekiyor; ancak insan hayatını korumak için daha radikal önlemler de gerekiyor.
İlgili yazı: Güneş enerjili otoyollar
Kapsamlı altyapı önlemleri
Afet uyarısı için sıcaklık eşiği 36 dereceye düşürülmeli, şehirleri saran ormanlar korunmalı ve orman yoksa da ağaçlandırma yapılmalı. Her yerin üstüne beton dökerek inşaat yapılmamalı; bunun yerine, ilçelerde taşkın kanalları yapılmalı ve sulama kanalı kullanan modern tarım uygulamalarına geçilmeli.
Özellikle de Türkiye’nin Marmara, Ege ve Akdeniz kıyıları ile diğer sıcak bölgeleri için acil eylem planları hayata geçirilmeli. Yöneticiler bu konuda gereken adımları atmalı ve medya kanalları da konuyu gündemde tutarak gerçek bir erken uyarı sistemi gibi çalışmalı. Bütün bunlar nasıl olacak derseniz:
Sıcaklığa bağlı hastalık vakalarını haber yaparak toplumsal farkındalığı artırmak ve klimaları besleyecek olan şebekeyi güçlendirmek için de hızla güneş enerjisine geçmek gerekiyor.
Klimaları güneş enerjisiyle kullanamayız; ama konutlar güneş enerjisi kullanırsa artan kapasiteyi soğutmaya yönlendirebiliriz. Yoksa şehirleri camekanla kaplayarak pahalı sera kentlere geçmek zorunda kalacağız. Güzel ve serin günler sizinle olsun.
Dünyayı ABD olmadan korumak
1Increasing probability of mortality during Indian heat waves
2Projections of Urban Heat-Related Mortality
3Global and European climate impacts of a slowdown of the AMOC