Paris’te Küresel Isınma Duracak Yalanı >> 2045’te Dünya sıcaklığı 2 derece artacak

Geçen ay Paris’te toplanan dünya liderleri kamuoyunu fena kandırdılar ve 2045’e kadar Dünya ortalama sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlayacaklarını söylediler. Oysa hem yeterli tedbir almıyorlar hem de küresel ısınmanın en büyük nedenini saklıyorlar.

Bu yüzden 2016-2060 arasında ortalama sıcaklık en az 3,5 derece artacak. Tarlaların çöl olması ve şehirleri su basması nedeniyle 400 milyon insan evsiz kalacak. İklim mültecileri açlıkla mücadele ederken içme suyu kaynaklarını ele geçirmek için yeni savaşlar çıkacak.

 

Küresel ısınma durmuyor

Paris’teki küresel ısınmayı önleme anlaşmasını imzalayan 200 ülkenin politikacıları bu imzaların küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğini önlemek için tarihi bir dönüm noktası olduğunu söylediler.

Örneğin Hindistan devlet başkanı Modi konuyla ilgili attığı tweette, “İklimde adalet kazandı ve hepimiz daha yeşil bir gelecek için çalışıyoruz” dedi. Oysa bu tamamıyla kamuoyunu kandırmaya yönelik bir mizansen ve çok tehlikeli bir algı yönetimi.

Çünkü insanlar iş adamlarının oyuncağı olan hükümetlerin gerçekten önlem aldığını sanacaklar, ama yok öyle bir şey: Atmosferi ısıtan en büyük sektörlere karşı hiçbir düzenleme yapılmadığı için küresel ısınma tam gaz sürecek. Peki küresel ısınma nedir ve insan türünün geleceğini neden tehlikeye atıyor?

 

 

Buzullar eriyor, denizler yükseliyor

Küresel ısınma Dünya’nın ortalama sıcaklığının yükselmesi demek. Örneğin gezegenin kutuplar dışında kar görmediği dinozorlar döneminde, yani 150-65 milyon yıl önce Dünya ortalama sıcaklığı 18 derece ve bugünkü kömür yataklarının oluştuğu karbonifer devrinde 21 derece idi.

250 yıl önce başlayan sanayi devriminin onca yıldır atmosfere saldığı baca gazları (sera gazları) sayesinde ortalama sıcaklık 1 derece arttı ve bugün 15 dereceye ulaştı. Önümüzdeki 30 yılda 2 derece ve 2060’ta ise toplam 3,5 derece artacak.

Bunun nasıl büyük bir felaket olduğunu görmek için, politikacılara göre bugüne kadar sadece 1 derece (!) artan ortalama sıcaklığın gezegene ne yaptığına bakalım. İklim, hava durumu, tarım, sulama, erozyon ve temiz su kaynaklarında neye yol açtığını inceleyelim.

 

Ne söz verdiler?

Paris anlaşmasına uyarınca, dünya ülkeleri gezegenin sıcaklığını sanayi devrimi öncesine göre yalnızca 1,5 derecelik artışla sınırlayacaklar.

Ancak küresel ısınmayı önleme sitesi 350.org’un kurucusu Bill McKibben’in belirttiği gibi, hükümetler verdikleri söze sadık kalsalar bile (ki kanunen onları buna zorlayacak hiçbir hüküm yok) Dünya atmosferinin 2060’ta en az 3,5 derece ısınmasını önleyemeyecekler.

Dikkat edin, bu gerçekten tedbir alırsak böyle: Paris’teki gibi halka tedbir aldık dedikten sonra hiçbir önlem almazsak daha beter. Peki neden 3,5 derecelik artışa engel olamıyoruz? Çünkü geç kaldık! Baca gazlarına, sera gazlarına yol açan petrol-dizel-doğal gaz gibi fosil yakıtları kullanmayı 30 yıl önce azaltmamız gerekiyordu.

İlgili yazı: 2045’te yüzde 70 petrol kullanmaya devam

 

Ne yaptılar?

Dünya sıcaklığında 2 derecelik artış deniz seviyesinin 12 metre yükselmesi demek; yani Avcılar ve Caddebostan sahilde oturuyorsanız taşınacaksınız.

3,5 derece artış ise denizlerin 60 metre yükselmesi demek; yani İstanbul gibi kıyı kentleri sular altında kalacak.¹ (Resimdeki haritaya bakın ve su seviyesi Boğaz Köprüsü’ne kadar yükselince İstanbul’a neler olacağını görün).

Ancak her ne kadar doğru söylüyor olsak da geleceği bırakalım ve son 250 yılda (özellikle son 50 yılda) Dünya ortalama sıcaklığının 1 derece artmasının ne yaptığına bakalım:

 

 

Kuzey kutbu

Daha önceki yazılarımda anlattığım gibi 2040 yılında Kuzey Kutbu kışın hiç buz tutmayacak. Yolcu ve yük gemileri Kuzey Amerika – Asya arasında Kuzey Kutbu’ndan gidip gelecek.

Kuzey Kutbu şimdiden kutup iklimi olmaktan çıkarak kutup ayılarının terlediği, soy tükenişle karşılaştığı ılıman bir iklim oldu ve okyanusların asitlik oranı yüzde 30 arttı. Bu da okyanusların Van Gölü gibi hayatı zorlaştıran ve balıklarla mercanları öldüren sodaya dönüşmesi anlamına geliyor.

 

 

Kış hortumları

Amerika Birleşik Devletleri’nde kış hortumları nadir görülse de (hortum mevsimi Mart-Haziran arasıdır) Texas, Arkansas, Mississippi ve Tennessee’de kış günü hortum görmek artık sıradan oldu.

Ayrıca İngiltere, İrlanda, İskoçya, Galler, Arjantin, Brezilya (Amazon bölgesi) ve Uruguay kıyılarında sık sık su baskınları görülüyor. Bunlar değerli tarım arazileri olan deltalar (Hindistan’ın tahıl ambarı Ganj vadisi sular altında kalınca ne olacağını düşünün).

 

Sadece 1° derece ısındık canım!

Ancak asıl korku filmi yine Kuzey Kutbu’nda oynuyor: Yılbaşında kutup dairesi sıcaklığı neydi biliyor musunuz? 15 derece! Bir muhabirin dediği gibi “Chicago, Viyana ve İstanbul’dan daha sıcaktı.”

Küresel ısınma iklim kuşaklarının kaymasına (enlemlerin değişmesine) yol açarak iklim değişikliğine sebep oluyor. Çöller bataklık, ormanlar çöl ve tarlalar bozkır oluyor. Ancak, ülkeler tarlalar gibi yer değiştiremez. Örneğin, Türkiye çöle dönüştü diye gidip Ukrayna tarlalarını işgal edemez. Açlık budur.

Şimdiden milyonlarca insan ya deniz seviyesi kutup buzlarının erimesiyle yükseldiği için su basan kıyı şehirleri yüzünden ya da çölleşme sebebiyle yerinden yurdundan oldu. Başta Endonezya, Bangladeş ve Okyanusya ada ülkeleri olmak üzere, dünyada “iklim mültecilerinin” sayısı hızla artıyor. Yakında Suriye mülteci felaketi küçük ve sıradan kalacak.

İlgili yazı: Sahra Çölü 5000 yıl önce yemyeşildi

 

Tarım yok oluyor

10 yılda en çok iklim mültecisinin çıkacağı Bangladeş’te çiftçiler pirinç tarlalarını basan okyanus sularını çaresizce izlediler. Alaska’da kalıcı buz tabakası eriyince evleri toprağa batan İnuitler (Eskimolar) anayurtlarından göç etmek zorunda kaldı. Bu aynı zamanda Eskimo kültürünün yok olması demek.

Bu yaz Irak’ta sıcaklık 49 derece ve hissedilen sıcaklık 70 derece oldu. Bu tür sıcaklık dalgaları Hindistan’ı da fena vuruyor. Yakında Ortadoğu ve Hindistan tıpkı atalarımızın 90 bin yıl önce gördüğü gibi, insanların yaşamayacağı kadar sıcak olacak (biz de Ortadoğu’da petrol savaşı yapalım, olur mu?).

Daha net söyleyelim: Bilim adamlarına göre 200 milyon insanın yaşadığı Ortadoğu 2100 yılında insanların yaşamayacağı kadar sıcak olacak. Ancak göçler ekonomik sebeplerle çok daha önceden başlayacak. Nitekim gelecekbilimciler Ortabatı Amerika ve diğer ülkelerde insanların çoğu zaman sıcaktan evden çıkmayacağını ve sanal gerçeklikte yaşayacağını söylüyor.

 

Soyu tükenen hayvanlar

Ve bitkiler ve böcekler ve mantarlar ve bakteriler (yani bünyelerinde birçok hastalığa çare olacak ilaçların ham maddesini üreten canlılar) büyük tehlike altında. Artık jeologlara göre Antroposen (İnsan Devri) başladı.

Evet, bu en yeni jeolojik çağ, çünkü insanoğlu iklimden yer şekillerine kadar gezegenin yüzeyini tamamen değiştiriyor. Belki de bu yüzden soyumuz tükenecek. Belki de Oxford Üniversitesi’nden Nick Bostrom’un dediği büyük filtre bu: Uzayda uzaylı yok, çünkü hepsi küresel ısınma ile kendini yok ediyor.

İlgili yazı: Herkes nerede? Evren’de yalnız mıyız?

 

Ayıların derdi

Avrupa ve Asya’da ayılar artık kış uykusuna yatmıyorlar (kış yok ki, uyusunlar!). Alaska’da morslar (deniz aygırları) deniz kıyısına kaçıp birbirini çiğniyorlar, çünkü yaşamak için ihtiyaç duydukları deniz buzları eriyor.

Balinalar ve yunuslar kitleler halinde ölüyor. California’daki deniz aslanları açlık çekiyor. Yolunu kaybeden ve aklı şaşan penguenler deniz ve kumsal şehri Rio de Janeiro kıyılarına vuruyor. 10 milyonlarca yarasa sıcak ve rutubetten burunlarına musallat olan mantar yüzünden telef oldu.

Temiz güneş enerjisi ülkesi Costa Rica’da yüzlerce kuyruklu maymun, yemek topladıkları ağaçlar kışın bitmek bilmeyen yağmurlar yüzünden çürüyünce açlıktan ve hastalıktan öldü.

İlgili yazı: Her eve mobil füzyon reaktörü

 

6. kitlesel yok oluş

Dünya tarihinde yanardağlar ve asteroit çarpmaları nedeniyle 5 kitlesel yok oluş yaşandı. Bunların 65 milyon yıl önce gerçekleşen sonuncusunda dinozorların soyu tükendi. Şimdi hatırlatalım: Bütün bunlar zaten oldu veya olmak üzere ve bütün bunlara sadece 1 derecelik global sıcaklık artışı yol açtı.

Politikacılar da Suriye, Kuzey Irak ve Türkiye haritasını değiştirmek için petrol savaşları yapsınlar. Batının büyük aileleri, kimse onlar kadar zengin olmasın diye ülkeleri savaşlarla oyalama taktiği gütsünler.

Maya kralları ve rahipler de öyle yaptı. Kölelik, insan kurbanı, orman yakma tarımı ve hayvancılık nedeniyle tropik ormanlar hastalıklı çöle dönüştüğü için halk salgınla açlıktan kırılırken, nasıl olsa bize bir şey olmaz diye kılını kıpırdatmadılar

 

Tekillik ne zaman?

Ancak ekonomi onların bile saraylarında açlıktan öleceği kadar bozulduğu zaman yapacak bir şey kalmamıştı. Bugün Maya krallığı yok. Mayaların da soyu tükendi. Bizim iş adamlarımız ise 20145’te teknolojik tekillik gelecek ve robotlarla süper zeka hepimizi kurtaracak diye hayal ediyorlar.

Oysa iklim değişikliği ve öldürücü sıcaklardan kaçmak için dünya şehirlerinin üstünü cam kubbelerle kaplayıp sera kentler çağını (arkoloji) başlatsak bile, insanları kurtaracak süper teknoloji çağı gelene kadar ekonomi çökebilir ve açlıktan ölebiliriz.

Kısacası önümüzdeki 50 yılda uygarlığın süreceği garanti değil. Medeniyet çökerse kimse blogda anlattığım o sihirli teknolojileri geliştirecek parayı bulamaz.

İlgili yazı: 9 maddede teknolojik tekillik hayatımızı nasıl değiştirecek?

 

Paris’te bizi nasıl kandırdılar?

Bugüne kadar zengin ülkeler hep küresel ısınmayı önleme sözü verdiler ama bu sözü hiç tutmadılar. Amerikalı politikacılar halkı küresel ısınma olmadığına ikna etmek için türlü yalan söylediler. İklim değişikliği dediler, ama küresel ısınma demediler.

Neden mi? Çünkü petrolden temiz enerjiye geçmek petrol şirketlerinin işine gelmiyor ve iş adamları temiz enerjiye geçmek için para harcamak istemiyor. Üretim azalır, rakip ülkeler bizi geçer, gelirler azalır diye politikacıları satın alıp milleti oyalıyorlar.

 

Karbon yakalama teknolojileri

Üstelik küresel ısınmanın tek sebebi karbondioksit gazı değil. Atmosfer ısınınca okyanuslar buharlaşıyor ve su buharı karbondioksitten yüzde 60 daha etkili bir sera gazı. Yetmedi, petrol kaynakları tükeniyor diye ABD, Norveç ve Rusya, Alaska ile Doğu Sibirya’dan kaya gazı çıkarıyor.

Bu aslında kayaları kırıp doğal gaz çıkarmak demek ama bu sırada metan gazı havaya karışıyor. Çünkü doğal gazın ana bileşeni metan ve metan da karbondioksitten 30 kat etkili bir sera gazı!

Hatta 700 milyon yıl önce Dünya’nın tamamını kaplayan 1,5 km kalınlığındaki dev buzulların erimesini o zamanki bakterilerin ürettiği metan gazına borçluyuz; yani metan gazı 300 yıl içinde Dünya’yı yüzey sıcaklığı 460 derece olan düdüklü tencere dünyası ölü Venüs’e çevirebilir.

İlgili yazı: Metan felaketi

Temiz ve soğuk enerji

Böyle bir şey yok. Nüfus arttıkça enerji ihtiyacı ve enerji üretimi artıyor. Bu da küresel ısınmayı hızlandırıyor. Her ne kadar nükleer füzyon, güneş enerjisi ve hidrojen yakıt hücreleri gibi temiz enerji kaynakları olsa da bunlar küresel ısınmayı yavaşlatmıyor, tersine hızlandırıyor.

Bize küresel ısınmaya yol açmayan temiz enerji gerek, ama böyle bir enerji yok (termodinamiğin ikinci yasasına aykırı).

Öte yandan, elimizde Dünya’da üretilen ısıyı atmosferi ısıtmadan doğrudan uzaya yansıtan antirefle güneş paneli teknolojisi var. Peki, küresel ısınmayı durduracak bu teknolojiye yatırım yapan politikacı veya şirket gördünüz mü? Gafillikte ısrar ediyoruz.

İlgili yazı: Nükleer otomobil

 

Kurtuluş yok mu?

Var! Bütün bunlara rağmen elimizdeki maddi kaynakları iyi kullanırsak yine elimizdeki temiz enerji ve küresel ısınmayı önleme teknolojilerinden yararlanarak küresel ısınmayı kısmen önleyeceğimize eminim.

Belki önümüzde 50 yılda sadece su basan kıyı şehirlerinde 200 milyon ve Dünya genelinde 400 milyon insanın yerinden olmasını veya bölgesel savaşların çıkmasını önleyemeyiz, ama en azından Dünya’da hayatın yok olmasını ya da türümüzün soyunun tükenmesini engelleyebiliriz. Nedir bu teknolojiler?

Ağaç dikme

Bugün tarım alanlarına yer açmak, kağıt ve mobilya üretmek için ağaç kesiyoruz. Oysa Dünya’nın akciğerleri olan ormanlar atmosferdeki karbondioksiti çekip küresel ısınmayı yavaşlatıyor. Buradaki tek sorun, bir ormanın büyümesi için 30 yıl beklemek gerekmesi. O sırada Dünya sıcaklığı zaten 2 derece artacak.

 

 

Asıl sorun hayvancılık

Küresel ısınmanın en büyük sebebi elbette fosil yakıtlar, fabrika bacaları ve trafik egzozu. Peki, küresel ısınmanın ikinci büyük sebebi ne biliyor musunuz? Hayvancılık. Bunu daha önce duymadınız, çünkü sizden sakladılar: Hayvancılık (tezek yakma, gübre vb.)!

Hayvancılık, Dünya’daki tüm motorlu kara taşıtlarından daha fazla sera gazı üretiyor. Üstelik Paris anlaşmasında hayvancılıkta küresel ısınmayı önlemek için tedbir alınmasından hiç söz etmediler. Çünkü bu global hayvancılık şirketlerinin işine gelmiyor ve kedi gibi susuyorlar.

Bu nedenle eskiden NASA’da çalışan ama doğruları söylediği için devletle arasına kara kedi giren James Hansen gibi bilim adamları, Paris anlaşmasını sahtecilik olarak nitelendiriyor. Tedbir alacağız yalanı, halkı uyutmaktan ve kafamızı kuma gömmekten başka işe yaramaz diyorlar.

 

 

Kahraman Bıll Gates

Yine de gelecekten umutlu olduğumu söyledim. Çünkü Bill Gates gibi aklı başında iş adamları var. Bunlar petrol şirketleri gibi devlete sırtını dayamış olan hantal ekonomik sistemlerden farklı olarak teknolojiye yatırım yapan adamlar.

O yüzden de hem gerçeğin farkındalar hem de farklı alanlara para kaydırmaktan çekinmiyorlar. Bill Gates, güneş ışığından elektrik üreten grafen boya ve atmosferdeki karbondioksiti çekip yeraltındaki kayalarda toplayan pompalar gibi gerçekten hayat kurtaracak teknolojilere para ayırıyor.

Ben de yazıyı umutla bitirmek istiyorum, çünkü Bill Gates’e göre Dünyayı Kurtaracak 3 Teknolojiyi geçen ay yazdım. Şimdi sizi bu yazıyı okuyarak çocuklarımızın geleceği için moral bulmaya davet ediyorum. 🙂

¹http://worldunderwater.org/#/locations
²http://www.grida.no/graphicslib/detail/causes-of-sea-level-rise-from-climate-change_d0cf#
³http://www.theweathernetwork.com/news/articles/sea-level-rise-due-to-global-warming-set-to-cause-200-million-climate-refugees-by-2050/39998/