Ozon Tabakası Ekvator Kuşağında Yırtıldı
|Güney kutbunda ozon deliği kapanmaya başladı; ama bu kez de ekvator kuşağında dev ozon yırtığı açıldı. Eskiden buzdolabı ve klima üretiminde kullanılan kloroflorokarbon gazları ozon tabakasını deldiği için 1987’de yasaklandı. Ancak, sanayide solvent olarak kullanılan diklorometan gazı bizi güneşin zararlı morötesi ışınlarından koruyan ozon tabakasını yırtıyor.
Ozon tabakasında büyük yırtık
İsviçreli bilim insanları ozon tabakasını yok eden yeni bir kimyasal madde keşfettiler: Sanayide yaygın olarak kullanılan bir kimyasal solvent (çözücü) olan diklorometan, ekvator kuşağında ozon tabakasını yırtıyor.
İsviçre’deki Davos Dünya Radyasyon Merkezi Fiziksel ve Meteorolojik Gözlemevi’nde çalışan atmosfer fizikçisi William Ball bizi uyarıyor: “İnsanların paniğe kapılmasını istemem, ama stratosferin alt katmanlarında önemli şeyler oluyor ve bunun sebebini mutlaka bulmak zorundayız.”
İlgili yazı: İnternetinizi Uçuracak En İyi 10 Modem
Stratosfer 20 km yüksekte başlıyor
Üç oksijen atomundan oluşan ozon molekülü aslında insanlar için zehirli olan renksiz bir gaz. Bununla birlikte, yeryüzündeki canlıları Güneş’in kansere yol açan morötesi ışınlarından (UV-A ve UV-B) koruyor. Ozon tabakası yerden 20-30 km yüksekte, stratosfer katmanında yer alıyor.
Ozon gazı iki atomlu moleküler oksijenin morötesi ışınlarla tepkimeye girerek üçüncü bir oksijen atomuyla birleşmesiyle oluşuyor. Özünde dengesiz ve kısa bir ömürlü bir molekül olan bu gaz deniz seviyesinde kısa sürede parçalanıyor, ama yüksek irtifada ömrü uzuyor.
Soğuk hava ozonun ömrünü uzatıyor ve yerden 30 km yüksekte hava sıcaklığı -50 derece olduğu için bu gaz atmosferde 2-3 ay bozulmadan kalıyor. Güneş’in morötesi ışınları da moleküler oksijeni ozona çevirerek ozon tabakasını sürekli yeniliyor.
İlgili yazı: Düz Dünya Teorisini Çürüten 12 Kanıt
Ta ki insan gelene kadar
İnsanoğlunun dünyanın dengesini bozduğunu hepimiz biliyoruz. Buna en iyi örneklerden biri de eskiden buzdolabı ve klimalarda kullanılan kloroflorokarbon gazları. Bilim insanlarının uyarısıyla bu gazlar 1987’de kullanımdan kalktı.
Buna karşın, sanayide solvent olarak kullanılan diklorometan gazının da ozona zarar verdiği ortaya çıktı. Diklorometan ekvator kuşağı ve orta enlemlerde Dünya’yı saran büyük bir ozon yırtığına yol açıyor.
Doğrusu bilim insanlarının ozona zarar verebilecek gazları incelerken diklorometanı gözden kaçırdığına inanmak zor. Muhtemelen büyük şirketler üniversitelerde bu konuya para ayrılmasını engelleyerek ya da zorlaştırarak diklorometanın 30 yıl boyunca gözden kaçmasına neden oldu.
Donald Trump’ın “küresel ısınmaya insanlar yol açıyor” diyen iklimbilimcileri devlet kadrolarından kovduğunu ve bunu gösteren verileri de devletin web sitelerinden sildiğini düşünürsek bu, araştırmacı gazeteciler tarafından doğrulanması gereken makul bir senaryo.
İlgili yazı: Kodlama İçin En Gerekli 16 Programlama Dili
Ve elbette ciddi bir risk
Bu durumda insan kendine soruyor: Diklorometanın ozona zarar verdiği gözden kaçtıysa sanayide kullanılan başka hangi gazların zararlı etkileri gözden kaçtı?
Bu soruya cevap veremezsek 1987 yılında ozon tabakasını korumak için imzalanan ve kloroflorokarbon gazlarını yasaklayan Montreal Protokolü hiçbir işe yaramayacak. Sonuçta Güney Kutbu’nda kimse oturmuyor, ama orta enlemlerde 5 milyar insan yaşıyor. Öyleyse ozon tabakasındaki yırtığa yakından göz atalım:
Lancaster Üniversitesi Çevre Merkezi’nden atmosfer kimyacısı Ryan Hossaini ve meslektaşları, uydu verilerini kullanarak orta enlemlere baktılar ve troposfer ile stratosfer tabakasında bulunan ozon kalınlığını ölçtüler.
Bu veriler ozon tabakasının yüksek irtifada 0,8 Dobson birim artmasına rağmen, atmosferin alt katmanlarında azaldığını gösterdi: 1998-2016 yıllarında ozon tabakası 2,2 Dobson birim incelmişti (Dobson ozon kalınlığını gösteren bir ölçü birimi).
Sanayi sektörü önlem almalı
Hossaini, orta önlemlerde ve 25 kilometrenin altında ozon tabakasının inceldiğini söylüyor. Özellikle alçak irtifada ozonun incelmesi buna sanayide kullanılan gazların yol açtığını gösteriyor. Bu da 2004-2014 arasında büyük ölçüde kapanan ozon deliği karşısında durumu kötüleştiriyor.
İlgili yazı: Gerçek Adem: ilk insan ne zaman yaşadı?
Asıl büyük sürprize gelince
1987 yılında devletler kloroflorokarbon gazlarının kullanımını yasaklayınca buzdolabı ve klimalarda hidroflorokarbonlar kullanılmaya başladı. Oysa şimdi bunların üretiminde kullanılan diklorometanın da ozon tabakasına zarar verdiğini anladık.
Elbette veriler bazı açılardan yetersiz: Örneğin, ozon tabakasının diklorometan yüzünden önümüzdeki 20 yılda ne ölçüde zarar göreceğini tahmin etmek için son 14 yılda ne hızla inceldiğine bakmamız lazım. Yoksa sanayicileri ve hükümeti bu gazı yasaklamaya ikna etmek zor (üretimde yeni gaz kullanmak fabrikalarda ek maliyet demek).
İlgili yazı: İnternette teknik takip ve gözetimi önleme rehberi
Üç senaryo
Ozon tabakasının incelme hızıyla ilgili üç senaryo var: 1) Önümüzdeki yıllarda atmosferdeki diklorometan 2004-2014 arasındaki hızla artmaya devam edecek. 2) Sadece 2012-2014 arasında olduğu gibi çok hızlı artacak. Ancak, yüksek artış bu işlerin doğası gereği kısa süreli olacak. Bundan sonra diklorometan 10 yıllık ortalamadaki hızla artmaya devam edecek.
3) En iyi durum senaryosunda ise diklorometan artışı bu yıldan itibaren duracak. Her durumda ozon tabakasındaki deliğin kapanması diklorometan yüzünden oldukça yavaşlayacak. Güney kutbundaki ozon deliği en iyi olasılıkla 2065 yılında kapanacak.
İlgili yazı: 5 Soruda Paralel Evrenler
Ne olmuş yani?
Küresel ısınma yüzünden ortalama Dünya sıcaklığı 2100 yılında en az 3 derece artış olacak ve diğer faktörleri de hesaba katarak defalarca yazdığım gibi, sıcaklığın çok daha hızlı artması da mümkün: 40 yılda 2 derece!
Bu yüzden Batı Antarktika’daki buzulların 30 yılda büyük ölçüde eriyeceğini ve söz konusu bölgenin Kanada kadar sıcak olacağını söyleyebiliriz. Türkiye ve Akdeniz kıyılarının aynı sürede çölleşeceğini de hesaba katarsak insanların 2045’te Batı Antarktika’da büyük şehirler kuracağını görebilirsiniz.
Peki biz ne yapıyoruz? Bugün diklorometan ile Güney Kutbu üzerindeki ozon deliğini büyütüyoruz. Oysa Güney Kutbu’nda ozon tabakası zaten ince ve morötesi radyasyon oranı yüksek. Bir de ozon deliğinin kapanmasını geciktirirsek tek yaptığımız, gelecekte Batı Antarktika’da yaşayacak torunlarımızın kanser riskini artırmak olacak.
İlgili yazı: Mobil İnternette Video İzleme Rehberi
Sektör ikna edilmeli
Zararlı gazların atmosfere yayılması hava sıcaklığı, rüzgar ve basınca bağlı bir durum. Örneğin, diklorometan ekvatordan atmosfere daha hızlı karışıyor; ama büyük fabrikalar ılıman kuşakta bulunuyor. Sanayiciler bu yüzden diklorometanın yasaklanmasına itiraz edebilirler.
Ancak, bilim insanları ılıman enlemlerden ekvatora diklorometan akışı olduğunu bilgisayar simülasyonlarıyla gösterirse araştırmacıların argümanları güçlenir. Geriye ilerlemenin önündeki en büyük engellerden biri olan tutucu politikacıları ikna etmek kalır. Bunu da oy atan kamuoyunu bilinçlendirerek yapabiliriz:
İlgili yazı: Evren Bir Simülasyon mu?
Gerçek sonrası dönem
Bugün bazı liderlerin gerçekleri konuşmak yerine, “aynı şeyi kırk kere söylersen olurmuş” misali yalan yanlış beyanatlara odaklandığını unutmayalım. Gerçeği söyleyen bilim insanlarını dinlemek yerine halkı kışkırtıyor ve algı yönetimi yapıyorlar.
Kitleler de eğitim yetersizliği yüzünden okuduğu haberlerin yanlış olabileceğini düşünemiyor, bilimsel bilgileri anlamıyor ve doğruyu yanlıştan ayırmakta zorlanıyor. Bu yüzden bilim insanlarını dinlemek yerine politikacıları dinliyor.
İnsanlar küresel ısınmaya yol açmıyor diyen politikacılar da yalan söylediklerini biliyor. Ancak, partilerine oy atan insanları yönlendirebildikleri sürece iktidarda kalacaklarını biliyorlar. Böylece petrol şirketlerinin çıkarları için çevre koruma yasalarını gözümüzün içine baka baka engelliyorlar.
Oysa kaybedecek zamanımız yok: Bazı politikacılar bizi Güneş’in kansere yol açan morötesi ışınlarından koruyan ozon tabakasını kurtaracak önlemleri geciktirerek zaman kazanma peşinde; ama küresel ısınma hızla artıyor.
İlgili yazı: 18 Ayda Nasıl 24 Kilo Verdim?
Bu durumda B planı gerek
Tarlaların erozyonla aşınmasını, ormanların çölleşmesini engellemezsek çevre kirliliği küresel açlık ve savaşlara yol açacak. Bunun tek çaresi ise temiz güneş enerjisine yatırım yapmak ve halkın internetteki bilgileri doğru anlamasını sağlayacak şekilde bilimsel okuryazarlık düzeyini artırmaktır.
Peki elimizdeki teknolojinin, bırakın bugünkü 7,5 milyar insanı, yeryüzünde tam 1 trilyon insanı yemyeşil doğada yaşatacak kadar gelişmiş olduğunu biliyor musunuz? Sadece dünya kaynakları güç odaklarının elinde toplandığı için yoksulluk ve çevre kirliliği var.
Bunun çözümü ise küresel ısınmanın mutlaka Dünya’ya zarar vereceğini dikkate alarak 1 trilyon insanı kaliteli yaşatacak olan sera kentler inşa etmekten geçiyor. Siz de yapay zeka destekli ve iklim kontrollü sera kentlerde insanların nasıl yaşayacağını hemen okuyabilir ve Dünya’nın manyetik alanında acılan dev deliğe göz atabilirsiniz. Hepinize iyi haftalar.
Ozon tabakası yırtılıyor
1The increasing threat to stratospheric ozone from dichloromethane
Detaylı ve uzun bilgilendirici bir anlatım olmuş, araştırdığım bir konu ile ilgili denk geldim. ✌️
Rica ederim. Keyifle okuyun.