Neden Diyetle Kilo Veremiyorsunuz?

18 ayda nasıl kalıcı 24 kilo verdim yazımda bu sorunun ilk kısmını cevapladım: Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, uykuyu alma ve düzenli yaşam önemli. Ancak, diyet yaptığınız halde kilo veremiyorsanız bunun bir sebebi daha var: Bağırsaklarınızdaki bakterilerin obez olması. Diyetle nasıl kilo veririz?

Obez bakteriler

Obez insanlar var, obez bakteri neden olmasın? Ensülin direnci, diyabet gibi hastalıklar bir yana (ki bunların büyük kısmı yine sağlıksız beslenmekle ilgili) yemek bağımlısı, aslında şeker bağımlısı insanlar diyetle kilo vermekte zorlanıyor. Araştırmalar bakterilerin de boğazına hakim olamadığını gösteriyor.

İnsan vücudu tek başına yediklerini sindiremez. Bunun için bağırsaktaki bakterilerin çalışması lazım. Nitekim ishal olmak ne demek? Bağırsaktaki bakterilerin hastalanıp ölmesi ve yediklerimizin sindirilmeden vücuttan atılması demek. Öyleyse bakterilerimizin gönlünü diyetle hoş tutmak lazım.

İlgili yazı: 18 Ayda Nasıl 24 Kilo Verdim?

 

Diyetle kilo vermek için ilk ipucu

Öncelikle dengeli beslenmeliyiz. Örneğin geçenlerde akşam yemeğinde haşlanmış patatesli tavuk, pirinç pilavı ve yoğurt yedim. Patates ve pirinçteki nişasta kilo yapmasın diye yediklerimi sınırlandırdım. Elbette bu sebeple doymadım.

Şimdi elinizde iki seçenek var: Ya daha fazla pilavla beyaz ekmek yiyeceksiniz; böylece mideniz şişecek, yemek midenize oturacak ve şeker yüklemesinden hem kilo alacaksınız hem de kan şekeri 2 saat içinde düşünce acıkmadığınız halde tekrar acıkacaksınız ya da esmer ekmek yiyeceksiniz.

Ben de öyle yaptım. Yarım dilim esmer ekmek yedim ve diyetle doydum. Tokluk hissi yaratmak ve gerçekten doymuş olmak için basit karbonhidratlar yerine esmer karbonhidratları tükettim.

İlgili yazı: İnternetinizi uçuracak en iyi 10 modem

 

Kıssadan hisse

Sofrada normal yediğiniz halde doymadıysanız şu üçünden birini veya ikisini eksik bıraktınız: Şeker, karbonhidrat ve protein (yağı söylemedim: yemeklerde zaten yağ var ve az tereyağı veya zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar kullandığınızı varsayıyorum).

Sofrada ne yediğinize bakın. Hâlâ açsanız ne eksikse onu tamamlayın. Bende karbonhidrat eksikti o yüzden yarım dilim esmer ekmek yedim. Sizde protein veya şeker eksik olabilir.

İlgili yazı: Diyetçinin Kaçamak Rehberi >> Pizza, hamburger yakmak için kaç km yürümelisin?

 

Şimdi obez bakterilere geçelim

Kanadalı sindirim bozuklukları uzmanı ve diyetisyen hekim Dr. Maitreyi Raman, “Birçoğumuz tabaklarımızdaki besinlerin bileşenleriyle ilgili ince detayları gözden kaçırıyoruz diyor.” İnce detayları kaçırıyoruz derken kast ettiği şey bakteriler. Hani şu yıllardır “pis mikroplar” dediğimiz bakteriler.

Oysa hastalık yapan mikropların sayısı insan vücudunu yaşatan mikropların sayısından çok az. İnsanların hayatta kalabilmesi için sindirim sistemindeki bakterilere ihtiyacı var ve onlara saksıda yetiştirdiğimiz çiçekler gibi özenle bakmalıyız. Diyetle kilo vermek için buna dikkat etmeliyiz.

İlgili yazı: Aşırı D vitamini takviyesi kalbe zararlı ve kanser yapıyor

Vücudun yarısı bakteri

Evet, insan vücudunda yaklaşık 30 trilyon hücre var. Biz 30 trilyon tuğladan yapılmış bir binayız. Buna karşılık vücudumuzda 40 trilyon bakteri yaşıyor! 70 kiloluk bir insan vücudunun yüzde 52 ila 57’si bakterilerden oluşuyor.³

Elbette bakteriler mikroskobik canlılar. Bu yüzden onlara mikrop diyoruz ve bu yüzden bakteriler vücut hacmi veya vücut ağırlığının yarısından fazlasını oluşturmuyor. İngilizcede söyledikleri gibi siz sizsiniz! 🙂

Öte yandan vücudunuzun kendi başına bir yaşam alanı, habitat ve bakteri kolonisi olduğunu da gördünüz. Tıp uzmanları insan vücudunda yaşayan mikroskobik canlıları topluca mikrobiyom olarak adlandırıyor.

İlgili yazı: İnternette teknik takip ve gözetimi önleme rehberi

 

İnsan mikrobiyom projesi

Bilim insanları 2007 yılında İnsan Mikrobiyom Projesi’ni tamamladılar¹ ve 5 yıl içinde hem insan vücudunda yaşayan bütün mikropların haritasını çıkardılar hem de mikroplarla insan sağlığı arasındaki karmaşık ilişkiyi ortaya koydular.

Elbette daha işin başındayız ve öğrenmemiz gereken çok şey var; ama en azından mikropların belirli şartlar altında bizi depresyona soktuğunu ve obez yaptığını biliyoruz. Peki diyetle ve sporla kilo vermenin sizi depresyondan çıkaracağını biliyor muydunuz?

İlgili yazı: Anne-Fetüs Rekabeti ve Adet Görme

 

Sağlıklı beslenmek için ikinci ipucu

Arkadaşlar sağlıklı beslenmezseniz mutsuz olursunuz! Bu kadar basit: Vücudunuzun mutluluk hormonu serotonin üretmesi için düzgün beslenmeye ihtiyacınız var. Eksik beslenirseniz mutluluk hormonu azalır. Siz de iyi günde bile kendinizi kötü hissedersiniz. Çok şeker alırsanız bu kez de şeker bağımlısı olursunuz; çünkü vücut sürekli mutluluk hormonu üretir ve hep şeker ister.

Akşam işten sinirli gelip eşinizle, çocuğunuzla, anne-babanızla tartışmak istemiyorsanız vitamin alın (Mümkünse doğal vitaminler. Günde tek bir vitamin hapını aşmanız tavsiye edilmez: D vitamini fazlası kansere yol açabiliyor). Hani vitaminler sinirleri güçlendirir diyorlar ya, aslında vitamin alanlar serotonin üretiyor ve bu yüzden mutlu oluyor.

Hayatta mutsuz olmanızın tek nedeni stresli, uykusuz olmanız veya hayatınızda işlerin kötü gitmesi değil. Aynı zamanda mutluluk hormonunun azalması. Bu yüzden her gün yürümek veya koşmak önemli. Spor mutluluk hormonu salgılatıyor ve beyninizi stresten arındırıyor.

Bakteriler sinir sistemine bağlı

Bilim insanları bakterilerin hem bağışıklık hem de sinir sistemini etkilediğini buldular. Bu nedenle sağlıklı beslenenlerin sinirleri güçleniyor ve hastalıklara karşı daha dirençli oluyorlar.

İlgili yazı: Yakıtsız Çalışan Roket EM Drive

 

Obez fareler

Doktorlar obez insanların bağırsaklarından aldıkları obez mikropları farelerin bağırsaklarına yerleştirdiler ve fareler de çok yiyip şişmanlamaya başladı. Ancak, zayıf insanların bağırsaklarından alınan bakterileri transfer edince hızla kilo verdiler. Dr. German, “Camia şok geçirdi” diyor.

10 yıldır benzer deneyler otizm, anksiyete ve bağışıklık sistemi hastalıkları için de yapılıyor: “Sadece tek bir bakteri türünün farelerde otizmden kaynaklanan sosyal davranış bozukluklarını giderdiğini bulduk.”

Otizme bakteriler mi sebep oluyor?

Bunu bilmiyoruz; ancak bakterilerin otizmi etkilediğini göstermiş bulunuyoruz.⁴ Demek ki sağlıklı beslenmek ruh sağlığı için de önemli. Elbette hastalıkların birden fazla sebebi var ve hangi bakteri hangi hastalığı geçirir gibi sihirli bir listemiz yok. Ancak sağlıklı beslenmenin önemini görüyoruz.

İlgili yazı: AIDS’e Kesin Çare >> Amerikalı doktorlar HIV virüsünü insan DNA’sından sildi

 

Bakterileri emzirmek

Anneler bebeklerini emzirdikleri zaman hem bağışıklık sistemini güçlendiren antikorlar veriyorlar hem de bebekteki bakterileri emziriyorlar; çünkü annenin bakterileri bebeğe, bebeğin bağırsaklarına geçiyor. Dolayısıyla annelerin bebeği kendi sütüyle emzirmesi daha sağlıklı.

Bu bağlamda Sağlık Bakanlığı çok güzel bir şey yaptı: Cleocin 150 mg kapsül gibi antibiyotikleri reçeteye bağladı. Sonuçta mikrobiyomu anneden alıyoruz. Ardından antibiyotikler ve antiseptikler vücudumuzdaki bakterilere zarar veriyor.

Elbette iyileşmek için bazen ilaç kullanmak şart. Lütfen antibiyotikler zararlı diye kendinizi hastalıktan öldürmeyin! Hekim tavsiyesine uyun; ama size kendimden örnek vermek istiyorum. 🙂

İlgili yazı: VPN Engelleme Nasıl aşılır?

 

Alfasilin çocuğu

Ben Alfasilin çocuğuyum. Küçükken vücudumda enfeksiyon varmış. Sonradan temizlendi; ama o zamana kadar sık sık hastalanır ve boğazım şişerdi. 75-83 arasından söz ediyoruz; yani antibiyotik bilincinin olmadığı yıllardan ve annem bana bol bol Alfasilin şurup içirdi. 🙂

Şimdi boğazım şişerse Parol işe yaramıyor. Cleocin antibiyotik almam gerekiyor; çünkü beni hasta eden mikroplar ancak sentetik penisilin türevi antibiyotiklerden etkileniyor. Hatta bir kere hastaneden antibiyotik yazdırdım, hiçbir işe yaramadı. Boğazım tam 1 ay şiş kaldı ve Cleocin alınca geçti. 😮

İşte bu yüzden Sağlık Bakanlığı antibiyotikleri reçeteye bağlayarak çok iyi bir şey yaptı. Hiç değilse yeni kuşakların bağışıklık sistemi güçlensin, antibiyotik bağımlısı olmasın.

İlgili yazı: NASA’dan Işıktan Hızlı Yıldız Gemisi Planı

 

Afrikalı ve Güney Amerikalı Kabileler bizden dirençli

Bilim insanları 2008-2009 yılında Venezüella’da yaşayan 12 avcı-toplayıcı kabile mensubundan bağırsak bakterileri aldılar ve bunların vücudunda antibiyotik aşığı Amerikalılardan daha çok sayıda bakteri türü olduğunu buldular.²

Kısacası biz onlara ilkel insan diyorduk; ama onlar doğal hayatta yaşadıkları için hastalıklara bizden daha dirençliydi. Sonuçta vücudunuzda ne kadar fazla bakteri türü varsa yeni hastalıklara direnme gücünüz (adaptasyon, uyarlanma) o kadar artıyor.

İlgili yazı: Sansüre Karşı TOR ve Orbot Rehberi >> Twitter ve Facebook engellenirse nasıl girersin?

 

Üçüncü ipucu: sezaryene hayır

Özetle sağlıklı beslenmek için yapay vitamini azaltın, dengeli beslenin, bakterilerinizi iyi besleyin ve elbette antibiyotiklerden uzak durun. Bu noktada kadınların yıllardır bildiği bir şeye sağlıklı bakteri hayatı açısından dikkat çekmek istiyorum: Sezaryen sömürüsü.

Bugün değil; ama eskiden Türkiye’de sezaryen sömürüsü söylentileri vardı. Hastanelerin ameliyat sayısını ve dolayısıyla hastane gelirlerini artırmak için anneleri doğum heyecanı sırasında sezaryene ikna ettikleri söylenirdi.

Söylentiler bir yana, günümüzde sezaryenin sadece hayati tehlikeye karşı doğuma yardım etmek için kullanıldığını biliyorum. Ancak, bebeğinizin sağlıklı olması açısından sezaryenden kaçınmak önemli olabilir.

Dr. Raman son kitabında bebeklerin sağlıklı bakterilere sahip olması ve ileride obez olmaması için “arı su içmekten, beden temizliğine aşırı dikkat etmekten, sezaryenden ve antibakteriyel sabunlardan” uzak durmak gerektiğini söylüyor.³

İlgili yazı: Mobil İnternette Video İzleme Rehberi

 

Pis çocuk mu yetiştireceğiz?

Tabii ki hayır. Burada başka bir şeyi kast ediyoruz. Örneğin, evinize gelen satıcılar size su arıtma cihazı satmak isteyebilirler. Bunun için de pet şişe suyunu bile arıtıp “Bakın içinden ne kadar pis tortu çıktı” derler. Oysa arı su vücudun hiçbir işine yaramaz.

Tersine, dengeli beslenme ve mikrop dengesi için arı sudan uzak durmalıyız. Beden temizliğine aşırı dikkat etmek de bunun parçası. Nasıl ki günde 3 kere saçınızı yıkarsanız kepek olur, aşırı temizlikten de uzak durmalıyız. Bu nedenle bebekleri temiz tutalım derken aşırıya kaçmamak gerekiyor.

Buna ek olarak Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi bazı antibakteriyel sabunları da yasakladı. Öncelikle antibakteriyel sabunların vücut temizliğinde normal sabundan daha etkili olmadığı ortaya çıktı. Ayrıca bazı antibakteriyel sabunlarda kullanılan kimyasal maddelerin vücuda zararlı olduğu tespit edildi. Dr. Raman ise daha ileri giderek bu sabunlar vücuttaki sağlıklı bakterileri öldürüyor diyor.

İlgili yazı: Kontrollü Güç >> Telefon pil ömrünü uzatmak için en çarpıcı 5 yöntem

 

Bakteriler ne yediğinize göre değişiyor

2014 yılında yapılan bir araştırmada⁵ ve bu kez Tanzanya’da yaşayan kabilelerde bakteri çeşitliliğin şehirde yaşayan insanlardan fazla olduğu görüldü. Üstelik kadınlar ve erkekler arasında cinsiyet farkı vardı. Kadınlar ot toplarken, erkekler avlanıyordu.

Bu nedenle kadınların bağırsaklarındaki bakterilerin topladıkları lifli bitkileri erkeklerden daha iyi sindirdiği belirlendi. Kısacası insanların tükettiği sağlıksız gıdalar bağırsak bakterilerini etkiliyor ve onların obez olmasına, dolayısıyla insanların obez olmasına yol açıyor.

İlgili yazı: İnsan Gibi Düşünen Robotlar Ne Zaman?

 

Prebiyotik-probiyotik

Türk basınında sıklıkla yer aldığı için diyetle kilo vermek üzere probiyotik yoğurt tüketme tartışmasına burada hiç girmeyeceğim; çünkü bu yazının amacı sağlıklı beslenmek konusunda size genel fikir vermek. Gerisi diyetisyen ve hekimin işi; ama şunu ekleyebilirim:

Henüz insan vücudundaki bakterileri kontrol etmeyi bilmiyoruz. Bu nedenle prebiyotik ve probiyotik ürünler sizi daha sağlıklı kılar diye bir kural yok. Tersine diyetle birlikte hasta edebilir. Araştırmalar insan vücudundaki gen ifadesinin bile anlık stres durumuna göre değiştiğini gösteriyor.

Herkesin genetiği ve epigenetiği ayrı. Bu nedenle herkesin aynı şekilde beslenmesi sağlıklı değil. Gelecekte hem ilaçlar hem beslenme tavsiyeleri kişiye özel olacak. O zamana kadar diyetle kilo vermek istiyorsanız doktor kontrolünde kendinize en uygun formülü seçmeniz gerekiyor.

Her durumda mikrobiyomu ortamınız, yani vücudunuzdaki bakteriler ikinci beyninizdir. Depresyondan ve obeziteden uzak durmak için midenizle bağırsaklarınıza iyi bakın. 😉

Bakterileri kontrol ederek kilo verin

¹İnsan mikrobiyom projesi
²The microbiome of uncontacted Amerindians
³The Complete Prebiotic and Probiotic Health Guide: A Vegetarian Plan for Balancing Your Gut Flora
³https://www.sciencenews.org/article/body%E2%80%99s-bacteria-don%E2%80%99t-outnumber-human-cells-so-much-after-all
⁴Single species of gut bacteria can reverse autism-related social behavior in mice
⁵Gut microbiome of the Hadza hunter-gatherers