2004 yılında Stardust seferi, Wild 2 kuyrukluyıldızının “kuyruğundan” toz örneği alarak 2006’da Dünya’ya getirmişti. 2005’te ise Deep Impact sondasının fırlattığı kameralı özel mermi, Tempel 1 kuyrukluyıldızında krater açtı ve böylece bilim adamlarının kuyrukluyıldızın içyapısını görüntülemesini sağladı.
Son on yılda yapılan uzay seferlerinde incelenen kuyrukluyıldızlarda Dünya’dakine benzer organik bileşikler bulundu ve bu da Dünya’ya hayatın uzaydan geldiği teorisini güçlendiriyor. Ancak, Rosetta sadece bu teoriyle ilgili ek araştırmalar yapmayacak. Aynı zamanda asteroit madenciliği için kuyrukluyıldızlardaki kimyasal bileşenler hakkında bilgi sağlayacak.
Öte yandan Rosetta’nın taşıdığı ve adını Nil Nehri’ndeki Filai Adası’ndan alan Filai iniş aracı kuyrukluyıldıza indiğinde, kendini buzlu yüzeye saplama vidaları ve zıpkınlı kancalarla sabitleyecek. Rosetta yörünge aracı kuyrukluyıldızı uzaydan incelerken, Filai da yüzeyden buz örnekleri alacak. Rosetta uzaydaki yolculuğu sırasında Steins ve Lutetia asteroitlerinin yakınından geçti ve bu yüzden asteroit madenciliği için de önem taşıyor.
Bugün akıllı telefonlar gibi elektronik cihazların üretiminde kullanılan bazı nadir madenler Dünya’da 30 ila 40 yıl içinde tükenecek. Alternatif üretim materyalleri bulmadığımız sürece, asteroit madenciliği Dünya’daki maden açığını gidermenin en ucuz yolu. Rosetta’nın gözlemlediği Steins ve Lutetia asteroitleri işte bu yüzden önem taşıyor.
Filai iniş aracı küçük gökcisimlerine yumuşak iniş yapma tecrübesi edinmemizi de sağlayacak. Böylece geleceğin robot madencileri asteroitlere güvenli iniş yapabilecek. Uzayda donmamak ve enerji harcamamak için bir süre kış uykusuna yatan Rosetta, geçenlerde uyandı ve hızla 67p/Churyumov-Gerasimenko kuyrukluyıldızına yaklaşıyor. Rosetta uzay aracı, adını Mısır hiyerogliflerinin çözülmesini sağlayan ünlü Reşit Taşı’ndan alıyor.
Rosetta
Filai
Rosetta seferi