Evrim Hakkında Doğru Bilinen 3 Yanlış
|Evrim teorisine karşı çıkanlar bir noktada haklı: İnsanlar maymundan gelmiyor. Aslında 40 yıldır bunu biliyoruz ve okullarda evrimi doğru öğretselerdi kimsenin kafası karışmazdı.
Ancak, Liverpool Üniversitesi’nden Profesör Robin Crompton ünlü dik yürüyen insan efsanesini de çürüttü. İnsanlar hep dik yürüyordu. Şempanzeler ve goriller gibi kuyruksuz maymunlar ise sonradan dört ayak üstünde yürümeye başladılar. İnsanların gerçek evrimini 3 adımda görelim.
1. Evrim teorisi yanlış mı?
Tabii ki hayır! Dinozorların Sessiz Gecesi yazımda belirttiğim gibi, evrim teorisi bırakın fosil düzeyini, genetik düzeyde ve laboratuar ortamında yapılan deneylerle kanıtlanmıştır:
Michigan Eyalet Üniversitesi’nden Richard Lenski 1988 yılında başladığı deneyde, ishale yol açan E. Coli bakterisini 15 yıl süreyle ve 31 bin 500 kuşak boyunca özel bir kültür kabında çoğalttı. Sonunda E. coli genetik mutasyon yoluyla evrim geçirerek glikoz yerine sitratla (limon tuzu) beslenmeye başladı.
Dolayısıyla evrimi kanıtlamak için fosillere, hatta canlı türleri arasındaki genetik benzerliklerin soy ağacını çıkarmamıza gerek yok. Bunu deneylerle 2003 yılında ispat ettik. Tabii Darwin’den bu yana geçen son 190 yılda fosil kayıtları ve gen ağacıyla da defalarca kanıtladık. 🙂 Diğer soruya geçelim:
İlgili yazı: Ahtapot DNA’sı uzaylı mı?
2. İnsanlar maymundan mı geliyor?
Öncelikle sırf bu fikir hoşuna gitmediği için evrim teorisine karşı çıkanların haklı olduğunu söylemeliyiz. Gerçekten de insanlar maymundan gelmiyor; yani bugünkü maymunlardan gelmiyor!
Goril ve şempanzeler gibi modern kuyruksuz maymunlarla insan türünün 6 milyon yıl önce yaşamış olan bir ortak atası var.1 Ortak atadan önce insansılar ayrıldı ve evrim geçirerek bugünkü insanı doğurdu.
Kuyruksuz maymunlar ise ortak atamızdan çok daha yakın bir zamanda ayrıldılar. Özetle insansılar evrim ağacında modern kuyruksuz maymunlardan eskidir.
Maymunları birbirine karıştırmayın
Kuyruksuz maymunlar ile sokakta falınıza bakan kuyruklu makakları ve diğer niyetçi maymunları birbiriyle karıştırmayın. Bu yazıda insanlar ve maymunlar derken sadece şempanzeler gibi kuyruksuz maymunları kast ediyoruz. Böylece evrimle ilgili olarak çürütmemiz gereken son bir efsane kalıyor.
İlgili yazı: İnternetinizi uçuracak en iyi 10 modem
3. Dik yürüyen insan efsanesi
Efsaneyi bilirsiniz: Kuyruksuz maymun atalarımız yerde kamburu çıkmış bir şekilde 4 ayak üstünde yürürken, zeki insan türü 3-4 milyon yıl önce iki ayağının üstüne kalkarak dik yürümeye başlar. Böylece dik yürümek insana özgü bir evrim aşaması olarak algılanır ve zeki insanları maymunlardan ayırır.
Ancak bu tablo da yanlış! İnsanların ataları başından beri dik yürüyordu ve kuyruksuz maymunlar sonradan dört ayak üstünde yürümeye başladılar. Liverpool Üniversitesi’nden Profesör Robin Crompton bunu ispatladığını söylüyor ve şimdi nasıl yaptığını görelim.
İlgili yazı: Aşkın İnsan Üstün İnsana Karşı
Kadın ayağı
Her şey 1990’larda Güney Afrika’da başladı ve Crompton ile meslektaşları Küçük Ayak adını verdikleri 3,7 milyon yıl yaşındaki bir kadın iskeleti buldular. Evrim araştırmalarında dik yürüyen insan konusunu incelemek için yeni buldukları kadın ayağını incelediklerinde şaşırtıcı bir gerçekle karşılaştılar:
Küçük Ayak iki ayağı üstünde dik yürüyordu. Oysa o zamana kadar ilk kez Homo erectus denen insan türünün dik yürümeyi başardığını sanıyorduk. Hatta 1 milyon 900 bin yıl ila 70 bin yıl önce yaşayan Homo erectus Latince dik yürüyen insan demekti.
Ancak, Crompton gördü ki insanlar Homo erectus’tan en az 2,7 milyon yıl önce dik yürümeye başlamıştı. Hatta ilk kez taş alet ürettiği düşünülen ve 2,5 milyon yıl ila 1,5 milyon yıl önce yaşayan Homo habilis (becerikli insan) türünden bile daha önce!
İlgili yazı: Hayat neden var? Evrimin termodinamik kökeni
Kendi anlatıyor
Bu yaz Swansea’de düzenlenen İngiliz Bilim Festivali’nde konuşan Profesör Robin Crompton konuyu şöyle açıkladı:
“Şempanzeler ve insanlar bugünkü şempanzelerden ziyade modern insanlara benzer şekilde yaşayan bir ortak atadan türediler. Bu gerçek bizi rahatsız edebilir ama öyle.” (Gerçi 30 yıldır bu gerçeği biliyorum ve bunu ortaokulda okuduğum Türkçe popüler bilim kitaplarına borçluyum).
İlgili yazı: DNA’nın Tutkalı Kuantum Dolanıklık
Dik yürüyor ve ağaçta yaşıyordu
Evrim insan türünün hayal gücüyle sınırlı olmayan ve Dünya’da en az 4 milyar yıldır devam eden bir süreç. Bu nedenle evrim teorisiyle ilgili bazı gerçekler bize şaşırtıcı gelebiliyor. Örneğin, 4 milyon yıl önce ağaçlarda yaşayan atalarımızın aynı zamanda yerde dik yürüdüğü kimin aklına gelirdi?
Ancak şaşırmamak gerek: Tarzan ağaç dalları arasında sarmaşıklara tutunarak maymun gibi gidip gelebiliyorsa atalarımızın da hem ağaçlarda yaşadığını hem de yerde dik yürüdüğünü tahmin etmemiz gerekirdi; ama sıkıntı yok. Bilim tahminlerle değil, kanıtlarla işler ve bu kanıtı Crompton sağlıyor.
İlgili yazı: DNA Katlama Sanatı >> DNA’da gizli yeni veri katmanı keşfedildi: Epigenetik kod
Eller ve ayaklar
“Kolaylık olsun diye dört ayak üzerinde yürümek diyoruz; ama şempanzelerin dört elleri üzerinde yürüdüklerini söylemek daha doğru olur. Hatta vücut ağırlığını vermek için ön ellerinin boğumları üzerinde yürüyorlar.”
Bu bağlamda insanlarla maymunların ataları 6 milyon yıl öncesine kadar dik yürüyordu; ama sonra maymunlar orman tabanında daha hızlı hareket edebilmek için dört ayak üstünde yürümeye başladılar. İnsansılar ise evrim sürecinde dik yürümeye devam etti.
“1992 yılında keşfedilen Ardipithecus ramidus iskeletine bakınca atalarımızın en az 4,4 milyon yıl önce dik yürümeye başladığını gördük.2 Kısacası atalarımız ağaçlardan yere inmeden ve 3 milyon yıl önce iyice kuruyan Doğu Afrika otlaklarında dolaşmaya başlamadan önce de dik yürüyordu.”
İlgili yazı: DNA Yeniden Yazılıyor >> İnsan DNA’sına Yeni Harfler Ekleniyor, Sentetik İnsan Geliyor
Neden Tarzan gibi?
Atalarımız neden ağaçta yaşadıkları halde yerde dik yürüyorlardı? Çünkü ağaçta yaşıyor ama yerde besleniyorlardı.
Orman tabanına düşen olgun meyveleri leoparların yırtıcı atalarına yakalanmadan bulmak için büyük bir beyin geliştirmişlerdi ve iki ayak üstünde durarak daha çevik hareket edebiliyorlardı. Ağaçtan düşmemek için de dallara bir eliyle tutunuyorlardı.
İlgili yazı: AIDS’e Kesin Çare
Ağaçtan hiç inmedik ki!
Crompton, Tarzan öykülerini anımsatarak “Bizler ağaçları hiç terk etmedik ve ayakkabılarımızı çıkarıp tekrar yukarı çıkarsak ağaçlarda gayet güzel yaşayabiliriz” diyor. “Ancak, insanların hep dik yürüdüğünü nereden öğrendik derseniz fosillere baktığımızı söyleyebilirim.” Öyleyse biz de fosillere bakalım.
1974 yılında insanların evrim süreci hakkında bildiklerimizi kökten değiştiren bir keşif yapıldı ve 3,2 milyon yıl önce Etiyopya’da yaşamış olan Lucy’nin iskeleti bulundu. Lucy 1,05 boyundaki çevik bir dişiydi ve hem ağaçlara çıkan hem de yerde dik yürüyen Australopithecus afarensis türünün üyesiydi.
İnsanların eskiden beri dik yürüdüğünü bize Lucy öğretti; fakat ayak kemikleri eksikti ve yeni detaylar için 18 yıl beklememiz gerekti. Takvimler 1990’ı gösterdiğinde her şey değişti.
1990’larda Güney Afrika’da Küçük Ayak adlı başka bir Australopithecus dişisinin iskeleti bulundu. Bu dişi modern bir Avrupalı kadın kadar uzundu. Ancak, adında da anlaşılabileceği gibi Küçük Ayak’ın ayak kemikleri sağlamdı. Böylece atalarımızın nasıl yürüdüğü hakkında net bilgi edindik.
İlgili yazı: Kök Hücrelerle Kesin Körlük Tedavisi
Cüceler diyarı
Profesör Crompton, Lucy’nin bir Australopithecus cücesi olduğunu düşünüyor. Tıpkı günümüzdeki pigmeler gibi o zamanki atalarımız da yaşadıkları yere göre kısalıp cüceleşebiliyordu (Türlerin yaşadığı yer kuraksa ve besin kaynakları sınırlıysa boylu kısalıyor ve vücutları küçülüyor. Böylece enerjiden tasarruf ediyorlar).
“Bugüne kadar bulunan en sağlam Australopithecus iskeleti olan Küçük Ayak insanın dik yürümesiyle ilgili kuşkularımızı giderdi. Hatta bu kez atalarımızın nasıl yürüdüğünü anlamak için bilgisayar modelleri kullanacağız. Ancak, Küçük Ayak’ın leğen kemiği fena kırılmış ve laboratuarda birleştirip dijital ortama aktarmamız zaman alacak.”
İlgili yazı: Kadınlar neden adet görüyor? >> Anne-fetüs rekabeti
Lucy ağaçtan düşerek öldü
Talihsiz bir kaza; ama bazı eski-insan bilimciler (paleoantropologlar) bunun Lucy’nin ağaçlarda dolaşmayı bilmediği anlamına geldiğini öne sürüyor. Crompton ise kazayı abartmamak gerektiğini düşünüyor:
“Şempanzeler de ağaçtan düşüp ölüyor. Ağaçta yaşamayı bilmediklerini mi söyleyeceğiz şimdi? Kazalar olur ve Lucy’nin ağaçtan düşmesi atalarımızın ağaçta yaşamayı bilmediği anlamına gelmez.”
İlgili yazı: Yapay Seks >> Rönesans Heykellerinden RealDoll’a Seks Robotlarının Geçmişi ve Geleceği
Sabit ayak sendromu
Atalarımızın ağaçtan indikten sonra dik yürümeyi öğrendiğini göstermek için insan ayak kemiklerinin sabit olduğu varsayımını kullanıyorduk. Oysa bu konuda da yanıldığımız ortaya çıktı:
“Bilim insanları, atalarımızın ağaçtan indikten sonra dik yürümeyi öğrendiğini düşündüler. Bunun sebebi insan ayak kemiğinin sabit olduğunu sanmalarıydı. Oysa bilgisayarla bakınca kemiğin kaslar ve bağlarla sabit tutulduğunu görüyoruz. Kaslar olmasa ayağımız kırılmadan daha çok esnerdi.”
“Kısacası evrim ağacında geriye gider ve insan ayak kemiğini tutan bağlarla kasların yerini değiştirirsek ayaklarımızın goril ayağı gibi esnediğini göreceğiz; yani milyonlarca yıldır hem ağaçlarda hem de yerde yaşamaya uygun bir yapımız var. Özünde insan türü çok tüy dökmüş olan bir kuyruksuz maymundur.”
İlgili yazı: Renk Körlüğünü Düzelten Gözlük
Bonus efsane
Artık insanların evrim süreciyle ilgili son efsaneyi de çürütme zamanı geldi: Teknoloji insan icadı değil. İlk taş aletler 3 milyon 300 bin yaşında ve bu buluntular tarih öncesinde ilk kez alet kullandığı sanılan Homo habilis’ten 800 bin yıl daha eski!
Profesör Crompton’a göre bunun sebebi basit: Atalarımız ağaçtan düşmeden dik durmak için dallara tutunuyorlardı. Sonunda dalları alet olarak kullanmayı akıl ettiler ve yerde dolaşırken de taşları kullanmaya başladılar. Peki ilk taş aletleri kim buldu dersiniz? Hemen okuyabilirsiniz.
İnsanlığın anası Lucy
1Origin of human bipedalism: The knuckle-walking hypothesis revisited.
2Australopithecus ramidus, a new species of early hominid from Aramis, Ethiopia.
Bilim tahminlerle değil, kanıtlarla işler ve bu kanıtı Crompton sağlıyor.
“Atalarımızın ağaçtan indikten sonra dik yürümeyi öğrendiğini göstermek için insan ayak kemiklerinin sabit olduğu varsayımını kullanıyorduk. Oysa bu konuda da yanıldığımız ortaya çıktı:”
Hem bilim tahminde bulunmaz diyorsunuz hem de varsayımları kullandığını söylüyorsunuz. Bilime zarar veriyorsunuz bence.
Bilim tahmin yürütür, tahminleri deney ve gözlemler yoluyla test eder. Doğru çıkan tahminler teorileri kanıtlar. Daha sonra teorilerin bazı noktalarının yanlış olduğu deney ve gözlemlerle ispatlanırsa yeni varsayımlar yeni teoriler doğurur ve bu süreç böyle gider (bilim tahminlerle değil, kanıtlarla işler derken kast ettiğim budur). Bilimsel düşünce budur, bilim doğrulanabilir değil, yanlışlanabilir önermelerinin empirik olarak test edilmesiyle yürür. Bu yüzden bilim kendi hatalarını düzeltebilen tek düşünce disiplinidir. Dinde ve felsefede kendini düzeltme görülmez. Açıklama fırsatı verdiğiniz için teşekkürler. Bilimsel düşünme yöntemlerinin okullarda daha iyi öğretilmesi gerekiyor.
Geçmişte iki ayakta olabiliriz . Sekiz ayakta . Hatta Uçan bir kuştanda gelmiş olabiliriz . Önemli olan doğa yasaları gereği değişime uğrayıp bu günlere gelişimiz . Tek hücreden çok hücreye tabiiki milyonlarca yıla gerek var . Geldik bu güne .
Bundan sonra ne olacağız . Torunum için çok üzülecekmiyim . Ya yine dört ayak üstüne düşerse .
Emek verip bu yazıları hazırladığınız ve zihnimizi açtığınız için teşekkürler .
Rica ederim Faruk Bey. Bilgi paylaşıldıkça değer kazanır. İyi bayramlar.
Kozan bey harika yazınız için teşekkür ederim.
bence insanların bir kısmı genetik arıza sonucu maymuna dönüşmüş olabilir.
3,2 milyon yıl önce yaşamış Lucy dik yürüyen insansı maymun. Bu insansı maymun şimdiki şempanzenlerden, görillerden ,orangutanlardan , gibonlardan daha zeki,bu türlerden daha çok insansı, dik yürüyor vede insana çok daha fazla benziyor. Resimden böyle anlaşılıyor. Bu resimleden , ve fosillerden şu anlaşılıyor. Lucy’den bu türlere geriye doğru bir evrim olmuş, Sadece insanda ileriye doğru bir evrim olmuş.
saygilarimla
Arastirdiginiz konu hakkinda kendi cikarimimi bir cocuk hekimi olarak gozlemlerimle birlestirdigimde bir sonuca ulastim O da su:
sempanze ve goril ve insan yavrusunda fetal hayatda iki ayak uzerinde ve dort ayak uzerinda durusunu belirleyen art kafa deligi foramen magnum’un omurgayla yaptigi aci belirler. Bu aci eger 90 derece dik ise yavru iki ayakli olacaktir.Ama eger 90 dereceden daha az ve egik ise dort ayakliligi ve basin onde olusunu belirler.
Sempanze ‘Goril ve Insan yavrusunda art kafa deligi sempanzede 1.5 yasinda Goril deyse 1 yasinda goc eder insan yavrusunda goc etmez. Bana gore bunun anlami su:
iki ayaklilik sempanze goril ve insan ayrimindan once ortak atada mevcutdurki ayni ortak ata embriyonal hayatta her uc dalin art kafa gelisiminin ayni olmasini sagliyor. Aksi halde Sempanze ve gorilde art kafa deliginin embriyodada egimli olmasi gerekirdi.Dogumdan sonra yer degistirme sempanze insan ve gorilin bipedal ortak ataya sahip olduklarinin bir ispati olabilir diye dusunuyorum.
Be yasi 70 olan 45 yillik evrimci cocuk doktoruyum. Tek bir hucreden insana cocugun evrim yolculugu adinda bir kitap yaziyorum.Arastirmaci kisiliginiz beni size yaklastirdi . Ben de merakli arastirmayi seven biriyim. Ama hayat sartlari beni gozlemlerimi ileri bir yasta yazmami zorunlu kildi. internet arastirmasi yaparken konuyla ilgilimakale ye rastlarsaniz, bana lutfen gonderirmisiniz. Bana ing. literatur konusunda destek cikacak birine ihtiyacim var.Sevgilerimle
Dr Senel Uguroglu
Merhaba Şenel Bey, söyledikleriniz hakkında bütün detayları bilmiyorum; ama ne demek istediğinizi anladım. Evet, yazıda kastettiğim bu tür detaylar. Elbette paylaşırım. Sevgi ve selamlarımla.