Eskiden parayı veren düdüğü çalar diyorduk. Hâlâ öyle, ama şimdi parayı veren uzaya çıkar diyoruz. Soğuk Savaş yıllarındaki uzay yarışı artık uzay turizmi oldu. İşte size uzay uçaklarından
Kasım ayı için hazırladığım yapay zeka yazıları çerçevesinde Ex Machina filmini tekrar izledim ve sizler için inceledim: Özgür irade var mı, insan bilinci nedir ve insan gibi düşünen
NASA mühendisleri Mars’ı keşfetmek için tasarladıkları insana benzeyen Valkyrie R5 robotunu işletim sistemi geliştirmeleri için MIT yazılımcılarına gönderdi. 1,82 boyunda ve 109 kg ağırlığındaki atletik robot Valkyrie R5,
Kuantum fiziğinin en temel özelliği dolanıklık olgusudur, yani iki atomaltı parçacığın birbirini uzaktan etkilemesi. Bunu milyarlarca ışık yılı uzakta olsalar bile anında yapıyorlar. Örneğin bir elektron kendi ekseninde
Tesla Motors elektrikli otoları yaygınlaştırarak trafikte temiz enerji devrimi yaptı. Ancak şimdi sağlıklı yaşam zamanı ve elektrikli bisikletler de hem spor yapmanıza hem de USB girişi ile akıllı
Son 30 yılda teknoloji gelişti ve yapay zeka üretmek kolaylaştı. Bugün nükleer füze silolarından Android işletim sistemine ve İstanbul Kart yükleme noktalarına kadar yapay zeka her yerde. Ancak
Uçan oto var da uçan adam niye olmasın? Uçan adam çağı geçen hafta başladı ve dahi mucit David Mayman, JETPACK JB-9 sırt roketi ile New York’taki Özgürlük Heykeli’nin
NASA’nın yeni gözlem uydusu Maven, Mars atmosferini oluşturan gazların hızla uzaya kaçtığını tespit etti. Mars 4 milyar önce okyanuslarla kaplıydı ve Dünya gibi yüksek oranda oksijen içeren kalın
Mars’a gönderilen Spirit, Opportunity ve Curiosity araçları kızıl gezegen üzerinde 4 milyar yıl önce bol oksijen ve engin okyanuslar olabileceğini açığa çıkardı. Bu durumda Mars’ta hayat sadece 100