Asteroitten Uzay Gemisi Olur mu? >> Arthur C. Clarke’ın RAMA romanı gerçek oluyor
|NASA son zamanlarda asteroitleri uzay gemisi olarak kullanmanın yollarını araştırıyor. Bunun 3 sebebi var: 1) Dünya yaşanamaz bir yer haline gelirse insanları başka gezenlere taşıyacak dev bir uzay filikası inşa etmek, 2) Asteroit madenciliği yapmak ve 3) Uzaya yerleşmek için uzay istasyonu kurmak.
1. Koloni gemisi
2012 yılında National Geographic kanalında yayınlanan Dünyayı Boşaltın filminde olduğu gibi, Güneş Sistemi’ne giren serseri bir nötron yıldızı gezegenimizi yok ederse türümüzün devamı için asteroitleri dev birer kurtarma filikası olarak kullanabiliriz.
Gerçi filmdeki grafik animasyonlar fiziksel gerçeklere aykırıydı ve bu da belgeselin kalitesini düşürdü; ama gelecekte astronomik boyutlardaki bir doğal afet nedeniyle insanların Dünya’yı terk etmesi söz konusu olursa en iyi çözüm asteroitleri kullanmak.
Dünyayı Boşaltın filminde insanlar şehir büyüklüğünde bir uzay gemisi inşa ediyordu; ama bugünkü teknoloji ve mali kaynaklarla bunu yapmak mümkün değil. Ancak, asteroit kuşağından bir asteroit getirip içini oymak ve bu kaya parçasını uzay şehrine dönüştürmek mümkün.
Sonuçta asteroidin kalın kabuğu içindeki insanları uzayı kaplayan tehlikeli radyasyondan, güneş rüzgarı ve kozmik ışınlardan koruyacaktır. Hatta mikro meteorit çarpışmalarına karşı doğal bir zırh oluşturacaktır.
İlgili yazı: İnternetinizi uçuracak 10 modem
2. Asteroitleri nasıl getireceğiz?
Buradaki mantıksızlığı görüyorsunuz değil mi? İnsanları kurtarmak için uzaydan dev bir asteroit getirmek istersek bunu daha büyük bir uzay gemisinin içine koyarak taşımamız gerekir! Bu kısır döngü bizi asteroitleri uzay gemisi olarak kullanmanın ikinci nedenine getiriyor: asteroit madenciliğine.
Gerçekten de asteroitleri uzay gemisine koymaya ne gerek var? Bunun yerine büyük bir asteroidin arkasına motor takabilir ve bizzat asteroidi uzay gemisine dönüştürüp Dünya veya daha güvenli olması için Ay yörüngesine getirebiliriz. Ardından içini oyarız ve içinde uzay üssü inşa ederiz.
Aslında NASA öncelikle buna odaklanıyor; çünkü paladyum ve platin gibi akıllı telefonlarda kullanılan ve bugünkü internet teknolojisinin temelini oluşturan nadir metaller Dünya kabuğunun erişilebilir kısmında hızla tükeniyor. Bu yüzden Amazon CEO’su Jeff Bezos gibi girişimciler uzaydaki asteroitlerden maden çıkarmak istiyor.
İlgili yazı: İnternette teknik takip ve gözetimi önleme rehberi
3. Uzay üssü ve uzay tersanesi
Asteroit madenciliğini başka bir yazıda anlattığım için burada detaylara girmeyeceğim. Ancak dikkatli okurların aklına gelecek şu soruyu cevaplamadan yazıya devam etmek eksik iş yapmak olur: Madem asteroitleri uzay gemisi olarak kullanabiliyoruz, ayrıca uzay üssü inşa etmeye ne gerek var?
Keşke o kadar basit olsaydı, ama bir asteroidin içini oymak için bile en az bir uzay istasyonu kurmamız gerekiyor. Uzayda büyük ölçüde robotlarla çalışacak olsak bile, Ay ve asteroit madenciliği için uzay tersaneleri kurmamız ve asteroitlerden çıkarılacak madenleri Dünya’ya taşıyan gemiler inşa etmemiz gerekecek.
İlgili yazı: Facebook ve Twitter engellenirse sansürü Orbot ve TOR browser ile aşın
NASA 3 seçeneğin maliyetine baktı
Her ne kadar Elon Musk 2018’de Mars’a uzay kapsülü göndermek ve 20 yıl içinde Mars’a yerleşmek istiyorsa da insanları Mars’a taşımak için her seferinde Dünya’dan kalkmak çok maliyetli bir iş. Ay üsleri kurmak ve Mars yolculuklarını asteroit madenciliği ile finanse etmek en gerçekçi çözüm.
Hem bu sayede yatırım fonları ve iş adamları madencilik için geliştirilen teknolojileri gezegenler arası yolcu ve koloni gemileri geliştirmek için kullanabilecekler. Burada Expanse dizisinde olduğu gibi önümüzdeki 100 yıl içinde Güneş Sistemi’ne yerleşmekten söz ediyoruz.
Uzay malı uzay gemisi
NASA geç olsun ama güç olmasın dedi ve California merkezli Made in Space (Uzay Malı) şirketinden bir maliyet raporu çıkarmasını istedi. Onlar da asteroitleri hem uzay gemisi, hem uzay üssü hem de kargo gemisine dönüştürecek teknolojileri araştırdılar; fakat bunu anlatmak için önce bilimkurgudan başlamamız gerekiyor.
Rama’nın gelişi
Stanley Kubrick’in yönettiği 2001: Bir Uzay Destanı filminden tanıdığımız ünlü bilimkurgu yazarı Arthur C. Clarke 1973 yılında daha az bilinen, ama kariyerinin en büyük eserlerinden biri olan Rama ile Buluşma romanını yazdı.
2130’larda geçen romanda, 50 km uzunluğundaki silindirik bir uzay gemisi Güneş Sistemi’ne giriyordu. İnsanlar içinde atmosfer olan ve iç yüzeyi Halo video oyunlarında olduğu gibi denizler ve şehirlerle kaplı olan bu uzay aracını araştırmak için bir keşif ekibi gönderiyorlardı.
İlgili yazı: Uzayda uzaylı göstergesi Dyson küresi mi var? >> Kepler teleskopu ne buldu?
İnsan yapımı Rama
Made In Space şirketinin asteroitleri uzay gemisine dönüştürme projesinin kısaltması da RAMA (Asteroitleri Mekanik Otomatlar Olarak Yeniden Yapılandırma). Şirketin kurucu ortağı ve bilgi teknolojileri direktörü Jason Dunn konuyla ilgili açıklamasında şunları söylüyor:
“Bugün Dünya yörüngesine roketlerle yük ve insan taşıyabiliyoruz. Ancak Ay ve Mars’a yerleşmeye kalktığımız zaman durum değişecek. O zaman bir dönüm noktası olacak ve hangi kaynakları nereden getirirsek daha ekonomik olur diye sormaya başlayacağız. Biz geleceğin uzay ekonomisini inşa ediyoruz.”
İlgili yazı: Evren Ne Kadar Büyük? >> Gezegenlerden galaksilere bilinen evrenin 30 harikası
Tohum gemileri
Mühendisler önce Dünya’ya asteroit kuşağından daha yakın ve ulaşılması daha kolay olan asteroitlere tohum gemisi denilen robot sondalar gönderecekler.
Bunlara tohum gemisi diyoruz, çünkü asteroidin üzerine asalak gibi yapışarak kazı yapacak ve çıkardıkları malzemelerle asteroidi uzay gemisine dönüştürecek olan motorları, seyrüsefer sistemlerini, yakıt depolarını ve hatta yakıtı üretecekler (yakıt için asteroitteki hidrokarbonlardan yararlanacaklar).
Bütün bu sistemlerin geleceğin teknolojileriyle üretileceğini belirtmek gerekiyor; ancak sihirli buluşlar ve devrimsel yöntemler söz konusu değil: Robot sondalar bildik 3D ve 4D printerlarla çalışacak. Asteroitten ham madde çıkararak bunları 3D printerda basılan motorlar için baskı malzemesi olarak kullanacak.
NASA’nın kendi roket motoru parçalarını metal 3D printerlarla bastığını, uzay istasyonunda 3D printerlar test edildiğini ve GE’nin uçak motorlarına takılan yakıt memelerini 3D printerla imal ettiğini düşünecek olursak uzayda seri üretim belki yarın, belki yarından da yakın diyebiliriz.
İlgili yazı: Microsoft’tan akıllı telefonları 3D tarayıcıya dönüştüren 3D selfie uygulaması
NASA’yı kurtaracak
ABD senatosu her yıl olduğu gibi bu yıl da NASA bütçesini nasıl kısacaklarını konuşuyor. Bu bağlamda NASA’nın asteroitlere insan göndermek yerine Ay üssüne odaklanmasını öneriyorlar. Yalnız bütçenin Ay üssüne yönelmesi durumunda asteroit seferlerinin kesintiye uğraması söz konusu.
Öte yandan, asteroitleri yakalayıp Ay yörüngesine getirmek için her seferinde yörüngeye robot uzay gemisi fırlatmak yerine bunu sadece bir kez yapıp zamandan ve paradan tasarruf edebiliriz: 3D printer taşıyan küçük ve hafif sondalar süper ucuza asteroitlere ulaşıp sırtlarında motor inşa ederek onların kendi kendine Dünya’ya gelmesini sağlayabilirler.
İlgili yazı: Mars’a Gidenler Nasıl Yaşayacak? >> Astronot James Reılly anlatıyor
Uzayda bilgisayar mı üreteceğiz?
Asteroitleri Dünya’ya getirecek seyrüsefer sistemlerini uzayda robot 3D printerlarla basacağız demek, bugünkü modern savaş gemilerine baktığınız zaman, uzayda bilgisayar basılacağını düşünmenize yol açabilir. Oysa gerçek çok daha basit ve kullanışlı olacak.
Deyim yerindeyse metalik modern yolcu gemileri yerine, eski çağlardan kalma ahşap yelkenli gemiler inşa edeceğiz. Her şey mekanik olacak. Örneğin, elektronik bilgisayarlar yerine metal / plastik çarklar ve manivelalardan oluşan analog hesap makineleri basacağız.
3D printerla basılan ve daha çok makinelere benzeyen bu iptidai bilgisayarlar belki oda büyüklüğünde olacak; ama hem asteroidi yönlendiren gelişmiş bir dümen düzeneği hem de seyrüsefer sistemi olarak çalışacak.
O kadar şaşırmayın! Grekler 2200 yıl önce Antikythera adı verilen bu hesap makinelerini gökcisimlerinin hareketlerini hesaplamakta kullanıyorlardı. Sistem hem astrolojide hem de “asteroitten yapılma uzay gemilerine” yaraşır şekilde yelkenli gemilerin rotasını çizmekte kullanılıyordu.
İlgili yazı: Gerçek Yıldız Savaşları >> NASA’dan asteroitlere ateş eden uzay topu
Motorlar nasıl çalışacak?
Uzay mancınığı ile: Ortaçağda mancınıkları kale duvarlarını yıkmakta kullanıyorduk. Bugün Amerikan uçak gemileri uçakların kısa mesafede kalkış yapması için buharlı katapultlar kullanıyor. Yeni inşa edilen Gerald R. Ford sınıfı uçak gemilerinde ise elektromanyetik ray mancınıkları kullanılacak.
Asteroitleri Dünya’ya ulaştıracak itiş gücünü de bu mancınıklarla sağlayabiliriz. Tek yapmamız gereken asteroitten büyük kayalar çıkarmak ve bunları hızlı bir şekilde asteroidin arkasından uzaya fırlatmak.
Newton’ın üçüncü hareket yasasına bağlı momentum transferi sayesinde, kayalar asteroitten uzaklaşırken asteroidi Dünya’ya doğru itmiş olacaklar. Tabii bunun için kayaları çok hızlı fırlatmak gerek. Bunu da ancak Zumwalt sınıfı Amerikan destroyerlerine takılması düşünülen elektromanyetik ray silahlarıyla yapabiliriz.
İlgili yazı: Ay Nasıl Oluştu? >> 10 soruda Ayın karanlık yüzü ve uydumuz hakkında şaşırtıcı gerçekler
Hiç mi yeni teknoloji kullanılmayacak?
Tabii ki kullanılacak. Örneğin İngilizce kısaltması ile ISRU teknolojisi; yani yerinde kaynak kullanımı. Asteroitte (uzay boşluğunda) çalışacak analog bilgisayarlar, kimyasal yakıt fabrikaları, 3D ve 4D printerlar ve mancınık niyetine ray silahları geliştirmemiz gerekiyor!
Her durumda asteroidin metal ve taştan yapılan (!) bilgisayarı, navigasyon sistemleri ve kütle sürücüsü (mancınık) motorları uzaydaki kaya parçalarını dev bir mekanik oyuncağa dönüştürmüş olacak. Çarkların bir kısmı asteroitteki hidrokarbonlardan üretilen plastikten yapılabilir.
Ancak bunlar halihazırda dünyada kullanılan şeyler. Dolayısıyla asteroitleri uzay gemisine dönüştürmek için sıfırdan icat yapmamız gerekmeyecek; ama hevesiniz kırılmasın: Mars’ta yaşamak için icat etmemiz gereken devrimsel teknolojileri başka bir yazıda anlatacağım. 🙂
İlgili yazı: Yerçekimi Işıktan Hızlı mı? >> Fizikçiler görelilik teorisini nötron yıldızıyla test ediyor
Ne durumdayız?
Rama projesi hangi aşamada derseniz henüz başlangıç aşamasında: Kağıt üzerinde temel fizibilite çalışması yeni bitti. Proje Nisan ayında NASA Yenilikçi Gelişmiş Konseptler (NIAC) programından 100 bin dolar aldı.
Bu programın amacı devrimsel uzay keşif teknolojilerini desteklemek. Evet, Amerikalılar buna bile para ayırıyor! Ardından, Made in Space şirketi ikinci aşama için başvuru yapacak ve iki yıl için 500 bin dolar fon alacak. Bu fon da konsept geliştirmeye ayrılacak.
Asteroitleri uzay gemisine dönüştüren tohumlama teknolojisi 20 yıldan ve asteroitleri uzay üssüne dönüştürecek teknoloji de 40 yıldan önce hazır olmayacak. Yine de 20 yıl sonra ilk asteroitlerin Dünya’ya getirilmesi mümkün ki bu sırada asteroit madenciliği şirketlerinin ticarete başlaması bekleniyor. Rama tarzı dev asteroit dünyaları ise 100 yıldan önce inşa etmemiz mümkün değil ve o sırada tekillik geleceği için büyük olasılıkla uzaya yayılmamıza da gerek kalmayacak.
İlgili yazı: İlk Temas >> Uzaylılar dünyayı ziyaret eder veya sinyal gönderirse nasıl anlaşacaksınız?
Nihai çevre temizliği
Bu bizim için ne anlama geliyor? Sokaktaki vatandaşın ne işine yarayacak? Açıkçası elektronik ürünler ucuzlayacak, bu bir. İkincisi ağır sanayide kullanılan fabrikaları peyderpey uzaya, yani asteroitlere ve Ay’a taşıyacağız.
Dünya’da çevreyi kirleten ve küresel ısınmaya yol açarak soy tükenişe yol açan iklim değişikliğini tetikleyen demir-çelik fabrikaları ve madenler hep uzaya taşınacak. Böylece kömür ve doğalgaz yakan termik santrallere gerek kalmayacak.
İşte Jeff Bezos’un hayali dünyayı böyle kurtarmak ve bu arada dolar trilyoneri olmak. Peki başarılı olacak mı? Bunun için kendine Blue Origin adlı bir roket şirketi kurdu. Bununla uzaya giden ve Dünya’ya geri dönüp tekrar kullanılabilen roketler üreterek Elon Musk’a rakip olmak istiyor. Ancak uzaya yerleşmenin roketlerden daha ucuz bir yolu var. Onu da uzay asansörü yazımda okuyabilirsiniz.
Konumuzla çok ilgili fakat. Yinede yazdım. Çok ileri bir zaman sonra, Dünyanın çok yoğun konsantresinin bulunduğu minik insansız uzay gemisinin bir gün uzay gönderilebileceğini düşünüyorum. Manyetik alanı Dünyadan güçlü ve daha büyük, ılık ve atmosferi olan bir gezegen bulabilirse, Dünyadaki herhangi bir zaman dilimindeki uygarlığın tıpkısını yeni Dünyaya kopye edilebilir…ve bir sabah çift güneşli bir yeni dünyada uyanabiliriz…