100 Dolarlık Startup >> 5 adımda kendi işini kurarak para kazan

Üniversiteden mezun oldunuz, kafanızda güzel bir iş fikriyle küçük bir sermayeniz var ve girişimci olmak istiyorsunuz. Sizlere kendi startup şirketinizi kurarak iş hayatına atılmanız için gereken 5 temel adımı yazdım.

Sihirli reçete yok

Öncelikle girişimci olmak, startup kurmak ve iş hayatında kendi işinizle başarılı olmak için sihirli bir reçete yok. Bunun yerine çok çalışmak var. Bu yazıda kendi tecrübelerimden yararlanarak iş hayatına atılmanız için gereken temel noktaları paylaşıyorum.

 

 

E-ticaret var

Planlı, istikrarlı çalışırsanız ve şansınız varsa bu 5 noktayı uyguladığınız sürece 100 doları 2 yılda 100 bin TL ve daha fazlasına çevirmeniz işten bile değil. Türkiye gibi istikrarsız bir ülkede bile! Ancak, elinizin altında e-ticaretin sihirli gücü var ve e-ticaret yapmak için de Türkiye ile sınırlı değilsiniz. Hemen başlayalım mı?

Pazardaki en değerli şey bilgidir

İlk başta dünyanın en profesyonel görünüşlü web sitesini açmak ve hemen e-ticarete atılmak isteyebilirsiniz. Ancak en profesyonel ve karmaşık web sitesine ihtiyacınız yok. Sadece insanların istediği ürüne kolay ulaşmasını sağlayan, yani satış yapan basit bir siteye ihtiyacınız var. O yüzden 100 doları boşa harcamayın.

İlgili yazı: Girişimcilere hızlı startup kurma rehberi

Nereden başlayacağım?

Elbette kendinizden. Ne yapmak istiyorsunuz? Neyi seviyorsunuz? Hangi alanda güçlüsünüz? O alanda katma değerli bir hizmet, bir çözüm veya ürün yaratın. İnsanların neye ihtiyacı olduğunu bulun ve onlara ihtiyacı olan şeyleri satın. Unutmayın, iş adamı olmadan önce siz de müşteriydiniz. Hâlâ da öylesiniz.

Bunun için de önce yaşamak istediğiniz hayatı yaşamanız gerekiyor. Şimdi siz Türkiye’deki zor hayat şartlarına bakıp özgürlük parayla gelir sanıyorsunuz. Yanılıyorsunuz! Parayla kölelik gelir! Sisteme köle olursunuz ve sırtınızdan terk akıtarak çalışır ama yine de özgür olamazsınız. Üstelik yeterince de kazanamazsınız.

 

Girişimcilik ruhu

Önce içinizde özgürlük duygusu olmalı. Önce kendi işinizi kurmak içinizden gelmeli, kendinize bu işe atılacak kadar güvenmelisiniz. Aynı zamanda kendi işinizi yapmayı istemelisiniz ve elbette iş için ön araştırma yaparken özgüveninizin daha da artacağını bilmelisiniz.

Kimse anasının karnından Steve Jobs olarak doğmuyor. Steve Jobs bile öyle doğmadı. Hayattaki en büyük sınırlar ekonomik değil, psikolojiktir. Kendinizi hem hayat okulunda hem de ortaokul, lise ve üniversitede yetiştirin. En büyük vizyon, girişimcilik ruhudur.

 

 

İstediğim işi yapıyorum

Küçükken en çok istediğim şey astronot olmaktı ve yazılarımı okuduğunuz için buna şaşıracağınızı sanmıyorum; ama bende göz tembelliği ile astigmat vardı. Hâlâ gözlük takıyorum. Amerikan vatandaşı değilim. Dolayısıyla zamanla kendime daha gerçekçi hayaller kurmaya başladım.

Hemen herkes bana, “Oğlum işletme oku; yabancı dillerin var, İtalyan Lisesi mezunusun, çok para kazanırsın” dedi. Ancak her ergen gibi burnumun dikine gitmekle birlikte içimde hep özgürlük duygusu vardı. Kendi işimi yapmak ve kendi işimden para kazanmak istiyordum. Böylece Türkiye’de felsefe bölümünü isteyerek yazıp isteyerek okuyan az kişiden biri oldum.

 

 

Dijital dönüşüm danışmanıyım

Felsefe mezunuyum, 21 yıllık çevirmenim, 99’dan beri teknoloji editörü ve yazar olarak çalışıyorum; ama asıl işim dijital pazarlama iletişimi ve dijital dönüşüm danışmanlığı. Hayatımı bundan kazanıyorum. Çünkü yıllar önce kitap kurdu olduğumu görünce kendimi en zayıf gördüğüm yerlerde geliştireceğim dedim.

Böylece kuantum fiziği kitapları okumak kadar pazarlamaya ve halkla ilişkilerle sosyal medya iletişimine de odaklandım. Felsefe mezunuyum ama çevirmenim, dijital iletişim danışmanı ve teknoloji editörüyüm.

Okuduğunuz blogun yazarıyım. Hiçbirinden mezuniyetim yok ama kendimi yetiştirdim. Elinizin altında internet var. MIT online kurslarından Turkcell Akademi’ye kadar birçok kaynağınız ve Youtube videoları var. Kendinizi yetiştirin! Belki girişimci olarak işe başlar ve Chief Distruption Officer olursunuz (dijital dönüşüm lideri).

İlgili yazı: 2016’da girişimciye para kazandıracak 25 teknoloji

 

Girişimcilikle ne alakası var?

Çok alakası var. Girişimci demek bir şeye girişmek demek ve bunun için de önce kendinizi bilmeli, bilmediklerinizin bir kısmını (önemli bir kısmını) hayat mücadelesinde öğrenmeli ve nihayet bir şeye girişmelisiniz! Size kendimden örnek verdim.

Siz daha iyisini yapabilirsiniz, bambaşka yollardan geçerek başka alanlarda yapabilirsiniz. Çok çalışın, sebat edin ama her şeyden önce hayal kurun ve özgür olun. Hayatınızın bir döneminde maaşlı işte çalışarak sabah çıkıp akşam eve gelseniz de bir gün kendi işinizi kurmaya çalışın.

 

 

Nasıl başlayacağım?

Cesaret toplayarak ve özgüven geliştirerek. Tıpkı yüzmeyi öğrenir, ilk kez bisiklete biner gibi. Ancak maceracı olmaktan bahsetmiyoruz. Daha doğrusu bir mücadeleye girecekseniz zırhınızı iyi kuşanmanız gerekiyor.

World of Warcraft (WoW) oynarken rating 122 ekipman isteyen 4 oyunculu bir ork mağarasına rating 15 ekipmanla tek başına girmiyorsunuz değil mi?

 

 

Bakın nasıl yapacaksınız

Öncelikle kendi işinizi kurmak demek, iş hayatı ve özel hayatınızda büyük değişiklikler yapmak demektir. Bunun için de küçük bir birikiminiz olması gerekiyor. Evet, şirketiniz için 100 dolarla işe başlayabilirsiniz ama zamanla masraflarınız artacak. Ne kadar harcama yapacağınızı baştan hesaplamalısınız.

Ayrıca şunu unutmayın, başarıya ulaşmanın yolu planlı çalışmaktan geçer. Ancak planlama sandığınız gibi salt zaman planlaması değildir. Aynı zamanda enerji (moral, zihin-beden gücü) planlamasıdır! Enerjinizi planlayacaksınız. Böylece normal mesai saatinde üstün performansla çalışacaksınız. Enerjiniz yoksa, kendinize 10 gün ayırsanız bile çalışıp iş çıkartmazsınız.

İlgili yazı: Facebook’tan Google’a rakip arama motoru

 

Enerjinin sırrı

Düzenli uyku, düzenli yürüyüş, sağlıklı beslenme… Fark ettiniz mi? İş hayatına kupa maçına çıkan futbolcu gibi hazırlanmanız gerekiyor ama bunlar yetmez. Önce konforlu bir hayat yaşayacak kadar parayı kendinize ayırmanız lazım.

Çünkü işi kuracak girişimci sizsiniz ve önce kendinize maddi yatırım yapmanız lazım. İş kuracağım diye hafta sonu bir kafeye gidecek parayı harcamazsanız, para biriktirmek veya yatırımlarda aşırıya kaçıp ertesi sabah yola sadece 3 lira ile çıkmak zorunda kalırsanız, gitmeniz gereken kursları kaçırırsanız bu olmaz.

Para kazanmak için girişimci oluyorsunuz. Bunun için de kendinizi fakir bırakmayacak kadar kazanmanız gerekiyor. Girişimcilik özel hayatınızı askıya almak değildir. Girişimcilik hayatta kalma modu değildir. Önce abartısız ama mutlu olduğunuz hayatı yaşayın, sonra planlama yapıp girişimci olun. Girişimci olmak için enerjiye ve morale ihtiyacınız var.

 

 

İş fikriniz mi var?

Fikriniz varsa doğru enerji yönetimi ile aklınıza daha iyi fikirler gelecek. Hatta doğru yatırımcıları ve doğru ortakları bulmak için daha yaratıcı olacaksınız. Evet, hayat yorabilir. Hiç istemeyiz ama sevdikleriniz hastalanabilir, türlü dertleriniz olabilir.

Hayat gailesi sizi zorlayabilir ama her zaman hayatın içinde kendinize yer açmalı ve kendi hareket alanınızı yaratmalısınız. Girişimcilik ruhu budur.

Hiç öteye gitmeyin! Karayip Korsanları filminde Johnny Depp’in bile korsan hazinelerini ele geçirmek için nasıl çalışıp yorulduğuna, ama bu sırada nasıl da eğlendiğine bakın. Kolay mı? Değil. Ancak irade gücünüzü kullanarak bunu yapmayı kolaylaştırabilirsiniz.

 

 

Kendimden örnek

İnsanın günü gününe uymaz değil mi? Bugün yorgun kalktım. Baktım Pazar tembelliği çökecek ve moral depolamam lazım. Dedim ki çivi çiviyi söker. İstanbul’da hava güzeldi. 12 derece. Salı gününden sonra ise karlı hava geliyor.

Fırsat bu fırsat diyerek dışarı çıktım. 8,5 km yürüdüm. Güneşi gördüm, moralim düzeldi, toksin ve stres attım. Yürüyüş yaptığım için kendime güvenerek kuvvetli bir öğle yemeği yedim ve kendimi iyi hissederek Starbucks’a geldim. O da ne? Final zamanı ve havalar iyi olduğu için aşırı kalabalıktı, bilgisayar masasında oturacak yer bulamadım!

Canım sıkılacaktı. Hızla eve gittim. Starbucks boşalana kadar biraz dinlendim, kısa bir uyku çektim (kısa bir uyku yorgunluğu tümüyle almasa da zihninizi açar). Ardından tekrar geldim ve bu yazıyı yazmaya başladım. Çünkü beni mutlu eden şeylerden biri bu: Bildiklerimi ve öğrendiklerimi paylaşmak. İnsanı yardımlaşmak kadar mutlu eden bir şey yoktur sanırım.

 

 

İyi de startup?

İşte bu startup! Yeni bir işe atılırken ve para biriktirirken kendinizi güvende hissetmediğiniz, sıkıldığınız, bunaldığınız, kendinizi tembellik ve eğlenceye vermek istediğiniz anlar olacak. İşte bu sırada moral depolamak için bu dediklerimi yapabilirsiniz. Ancak sonunda kendinize inanmaya başlayacaksınız. Peki nereden başlayacaksınız?

1. Plan yapın!

Bakın bu iş çok kolaydır. İşte patrona kızar ve kendi işimi kuracağım diye çekip gidersiniz. Olmaz! Bırakın Norveç’i, Yeni Zelanda’yı, Almanya’yı, bizim istikrarsız ülkemizde hiç olmaz. Oysa kendi işinizi kurmak için önce para biriktirmeniz, pazar araştırması yapmanız, iş nasıl kurulur ve yönetilir öğrenmeniz gerekiyor. Bunun için planlama yapın.

Girişimcilik hakkında ne biliyorsunuz? Az biliyorsanız veya hiç bilmiyorsunuz sakın kafadan dalmayın. Öncelikle hangi işi yapacağınızı seçmeniz, nasıl yapacağınızı planlamanız, kaynak toplamanız, ihtiyaçları belirlemeniz ve kendinize hedef koymanız gerekiyor. Yoksa 100 dolar harcamak kolay; gece kulübüne gidip harcayın.

Bana ağaç kesmek için 6 saat ver, 4 saatini balta bilemek için kullanayım.

 

Aşırıya kaçmayın

Ya başarısız olursam diye B, C, Z planları yapmayın. Yaparsanız kendinize, yani A planına inanmıyorsunuz demektir. Bu işler Amerikan filmleri gibi yürümez. A planına odaklanın ve korkuya kapılmayın. Kumar oynamıyorsunuz ki! Planlı, programlı iş yapıyorsunuz. Türkiye’de buna devlete ödeyeceğiniz vergi de dahil. Hepsini hesaba katıyorsunuz.

Unutmayın, dünyanın ilk girişimcisi siz değilsiniz. Muhtemelen dünyada sizin startup işinizi yapan başkaları da var. Onlar nasıl yapmış? Araştırın, onlar yapıyorsa siz de yaparsınız. Elbette bir anda olmayacak, aksilikler çıkacak ama başaracağınıza inanırsanız sizin işiniz de olacak.

 

 

2. Yeterince biliyorsunuz

En azından daha işin başında, en acemi ve çekingen halinizde sandığınızdan daha fazlasını biliyorsunuz. Girişimcilik için iki temel yaklaşıma ihtiyacınız var: 1) Odak noktası ve 2) Becerileri geliştirme.

1) Odak noktası: İyi yaptığınız bir iş veya yapmak istediğiniz bir iş bulacaksınız. Hem kendinizi yetiştirmek, hem paylaşarak öğrenmek, hem de ileride hedef kitle olarak satış yapmak için kendinize kafadarlar; yani o işi yapmak isteyen insanlar bulacaksınız.

Reklam ajansı mı? O çevreyi bulun. Bisiklet, fotoğraf, popüler bilim, startuplar? O çevreleri bulun. Ortak ilgi alanlarına sahip insanlar ileride müşteriniz olabilirler.

 

 

2) Becerileri geliştirme: Başarı tek beceri ile gelmez. Sadece tek bir şeyi iyi yaparak başarılı olamazsınız. Örneğin ben kitap okuyarak başladım, felsefe okudum, çeviri yapmaya başladım, teknoloji editörü, metin yazarı, iletişim danışmanı oldum. Şimdi tüm bunları birleştirerek e-ticaret, girişimcilik ve dijital pazarlama alanında danışmanlık veriyorum.

Aynı zamanda okuduğunuz teknoloji blogunu hazırlayarak Popular Science Türkiye’ye popüler bilim yazıları hazırlıyorum. Milliyet TV, Silikon Vadisi için de sevgili Dinçer’le popüler bilim web yayınları hazırlıyoruz.

 

 

Azim, moral ve çok çalışmak

Kısacası iş hayatında gerçekten değerli bir girişimci her işten biraz anlayan ve bir-ikisini de çok iyi yapan insandır. Bu sayede sevdiğiniz işten para kazanabilirsiniz. Kolay olmayabilir. Bana bir zamanlar en iyi dostum dediğim kişi lise mezuniyetinde “Bu yaşta çizgi roman okuyorsun, hiç büyümemişsin” dedi.

20 yıl geçti üstünden, ama o zaman kendisine “Ben çeviri yaparak para kazanacağım ve daha fazlasını da yapacağım, sevdiğim işte çalışacağım” demiştim. Tabii ki yaptım.

 

 

1 Liranın hesabını bilmeyen milyonu hiç bilmez

Kendinize beceriksiz demekten vazgeçin! Tabii ki beceriksiz değilsiniz ama her zaman daha becerikli olabilirsiniz. Kendi paranızı kazanıyor, kendi faturalarınızı ödüyor, kız / erkek arkadaşınızla kendi özel hayatınızı düzenliyorsunuz değil mi?

Bunları yapıyorsanız, kendi cüzdanınızı kontrol ediyorsanız girişimciliği de başarırsınız. İşte size ipucu: Önce kendi faturalarınızı ödemeyi öğrenin, borç-harç içinde yaşamadan kendinizi geçindirmeyi öğrenin. Böylece kısa sürede girişimci olursunuz.

 

 

Maaşlı çalışıyorum

Ne güzel! Sabah 9’da işe gidip 18-19’da çıkıyorsunuz. Patron sizden iş istiyor. Vaktinizi ayarlayıp işlerinizi yapıyorsunuz. Kendi işinizi kurarken bunu yapacaksınız. Maaşlı olarak ofiste yapıyorsanız kendi işinizde de yaparsınız.

Girişimcilik için yol haritası çizmeniz gerekir. İşin doğası bunu size gösterir. Ayrıca internet var. Diğer girişimcilerin tecrübelerinden yararlanabilirsiniz. Başkalarının hataları ve başarılarını öğrenerek kendi bünyenizde birleştirin.

 

 

Pek çok faktör var

Bazı şeylerde kişisel özgürlük yoktur, bunun yerine en iyi uygulamalar vardır. Örneğin kendi ürününüzü üretecekseniz para harcamaya başlamadan önce ürün testi ve pazar analizi yapmalısınız. Neyse ki en iyi uygulamalar endüstri standardı uygulamalardır. Bunları kolayca öğrenebilirsiniz.

Öte yandan, e-ticaret sitenizdeki online mağaza için satış sayfalarının tasarımı kişisel tercihlerinize kalmıştır. Ayrıca malınıza ne fiyat ve ne değer biçeceğiniz konusunda da esneksiniz. Bu konuda diğer girişimcilerden örnek alabilirsiniz.

 

 

Pratik öneri

Tek başına mı, ortaklarla mı işe giriyorsunuz? Hemen bir kağıda beceri listenizi çıkarın. Neyi yapmayı biliyorsunuz? Kim satıştan, kim pazarlamadan, kim idareden, kim muhasebeden, kim reklamdan ve kim Adwords’den anlıyor? Kim yazıyor, kim para koyuyor?

Ardından insanların çoğunun ihtiyaç duyduğu ama bir türlü bulamadığı bir ürün veya hizmet geliştirin ya da bu ürün ve hizmetleri rakiplerinizden farklı bir şekilde sunarak müşteri kazanın; yani müşterileriniz sizden alışveriş etmenin daha hesaplı ve iyi olduğunu düşünsünler.

 

 

3. İnsanların almak istedikleri şeyi satın

Lütfen insanların neye ihtiyacı olduğunu tahmin etmeye kalkmayın. “Neden bu ürünü almasınlar ki?” diye sorarsanız yanılırsınız. İnsanların neye ihtiyacı olduğunu tahmin etmeye ne gerek var? Pazar araştırması yaparak bunu onlara sorun. Kısacası, “Müşteri neyi satın almak istiyor?” diye sorun.

Bunun için liste çıkaracaksınız. Müşterinin hayatını kolaylaştıran, ihtiyaçlarını karşılaştıran, sorunlarını çözen ürün ve hizmetleri listeleyin. Ancak ürün özelliklerini listelemeyin. Size ne müşteri matkap istiyorsa elektrikli matkapların torkundan? Siz şunu soracaksınız: Matkabın müşteriye yararı nedir? Müşteri neden matkap istiyor?

 

 

Buluş Bill

Hasan Kaçan’ın Hasan Kaçan olduğu zamanlar Fırt mizah dergisinin Tekin Aral tarafından yönetildiği yıllardır. Hasan Kaçan’ın en sevdiğim yaratısı mucit kovboy Buluş Bill’dir. Buluş Bill’in en sevdiğim karikatürü ise rakip kovboylarla girdiği adam vurma mücadelesini resmeder.

Senaryo aşağı yukarı şöyledir (Buluş Bill her attığını vuruyor). Rakipleri de soruyorlar: “Abi sen her attığını vuruyorsun. Nasıl oluyor da oluyor?” Buluş Bill’in cevabı: “Oğlum sizin tabancalar kurşun atıyor. Mermi ıskalar. Benim tabanca doğrudan delik atıyor. Bak: Del, del!”

 

 

Tarihin ilk girişimci kovboyu

Gerçekten Hasan Kaçan burada girişimciliğin ruhunu özetliyor. Arkadaşlar matkap satıyorsanız şunu bileceksiniz: Müşteri matkap almak istemiyor. Müşteri delik açmak istiyor. Müşterinin istediği deliği, 500 TL’lik matkap yerine 5 liralık zımba ile açabiliyorsanız zımba satarak zengin olursunuz. Matkap satmak isteyenler de… şey, satamazlar.

İnsanların ne istediği ve neyi satın alacağı iki farklı şeydir

Peki insanlar neyi satın alırlar? Satışı yapılan bütün ürün ve hizmetler şu 3 kategoriye giriyor.

• Bir sorunu çözüyor
• Hayatı kolaylaştırıyor (pazarlamada hacking budur)
• Onları mutlu ediyor

Her ürün üçünü birden yapamaz, ama iPhone yapıyor. iPhone yukarıdakilerin hepsini yapıyor ve aynı zamanda iyi yapıyor gibi görünüyor. Startup kuracaksanız buna dikkat etmeniz gerekiyor.

 

 

Aman dikkat!

İhtiyaçları önceliklendirin. İnsanların pek çok şeye ihtiyacı var. Ancak paraları sınırlı. Her şeyi aynı anda alamıyorlar. Örneğin geçenlerde araba almış adama ev satmak zordur veya tersi. Bir kişinin ayakkabıya ihtiyacı varsa ona ekran kartı satmadan önce ayakkabı satmak daha mantıklıdır.

Kısacası müşterinin gerçek ve acil ihtiyaçlarını bulun. Ona göre ürün satın. Bunu da e-ticaret sitelerinde en çok neyin satıldığına bakarak ve Google’da en çok hangi ürünün arandığına bakarak yapabilirsiniz. Tabii ki canım Corvette Z nitro istiyor ama lüks spor araba önceliklerim arasında değil.

 

 

Uçak yolcularından örnek

Havayolu şirketleri ekonomi sınıfı uçuşlar için koltuk aralarını daralttığı zaman yolcular bacaklarını uzatacak yer olmamasından yakınmaya başladılar.

Bunun üzerine havayolları ek ücret karşılığında daha aralıklı koltuklar satmaya başladı, ama satamadı! Müşteriler ucuz biletli dar koltukları tercih ettiler. Demek ki müşterinin öncelikli ihtiyacı bacak uzatma yeri değil, ucuz biletti!

 

 

Önceden nasıl bileceksiniz?

Her zaman bilemezsiniz. Biraz A/B testi yapmanız lazım, biraz satışlarınıza bakacaksınız. Burada önemli olan en azından makul ölçüde satan bir ürün ve hizmetle işe başlayıp daha sonra satışları artıracağını düşündüğünüz alternatifler denemek.

Bunun için baştan makul satan esnek bir ürünle işe başlayabilirsiniz. Sonra birkaç ay boyunca fiyatlandırma, sunum ve ürün değer önerisinde ince ayar yaparsınız. Teslimat ve genel satış sürecine de bakarsınız. İlk işiniz düzenli satışa odaklanmak olmalı. Ancak sonra mutlaka işi büyütmelisiniz.

 

 

Doğru hedef seçin

Aslında amacınız Facebook paylaşımlarınızın çok tıklanması, gönderilerinizin çok paylaşılması değil. Amacınız web sitenize müşteri çekmek, dönüşüm sağlamak ve satışlarınızı artırmak da değil. Amacınız para kazanmak.

Sürümden para kazanacağım diye ucuz mal satıp satışları artırmanız para kazanmanıza yetmeyebilir! İşleri büyütür, yeni ürünler dener ve iş geliştirme yaparken bunlara dikkat edin. Bunun için de müşterilerle iletişim kurmalı, online destek hizmetlerinde sordukları sorulara, tıkladıkları linklere bakarak müşteri davranışı analizi yapmalısınız. Böylece boşa tahmin yapmaktan kurtulmuş olursunuz.

 

 

4. Doğru metriklere odaklanın

Yukarıda söyledim aslında. Amacınız satış yapmak değil, para kazanmak. Satış ve pazarlamada bunu sağlayacak ayarlamalar yapın. Girişimciler genellikle salt dönüşüme odaklanmak gibi yanlış metriklere bakarlar. Özellikle de işin başında.

Net söyleyelim: Müşterilerin ne istediklerine bakmayın. Çünkü çoğu zaman onlar da tam olarak neyi istediklerini bilmez veya doğru ifade edemezler (tıpkı yolcu uçaklarındaki koltuk aralığı gibi). Bunun yerine ürün/hizmet değer önerisine ve satışları yönetmeye odaklanın.

Bırakın ürününüz kendine yer açsın, kendi yolunu bulsun. Müşteri yakalasın. Baştan doğru ürünü seçtiyseniz, ürün de size yol gösterecektir.

 

 

Like vermek önemli değil

Bir satıcı olarak Facebook beğenileri, Instagram ve Twitter takipçilerinin sizin için o kadar önemli olmadığını bilin. Sizin için iki şey önemli: Takipçi yerine müşteri bulmak ve müşteriye sattığınız şeyden gerçekten para kazanmak.

İşte girişimci olarak startupta odaklanmanız gereken gerçek metrikler:

• Günlük ve haftalık satışlar
• Abonelik ve potansiyel müşteri sayısı
• Ortalama satış değeri (farklı ürünler satıyorsanız)
• Satış getiren dönüşümler
• Aylık veya satış başına işletme maliyeti

Bunlara göre ne kadar kâr ettiğinize odaklanmalısınız

İlgili yazı: Instagram pazarlama başarısını ölçmenin 10 yolu

 

5. Devam edin!

Girişimcilik dünyanın her yerinde zor iştir, çünkü sıfırdan başlamanız gerekir. Bu noktada şunu unutmayın, düzenli ve istikrarlı çalışan ortalama personel ara sıra çalışan yetenekli elemandan daha çok sevilir ve daha başarılı olur. Siz de bir günde zengin olamazsınız. Düzenli olarak kendinizi test edip geliştirerek şirketinizde çalışmaya devam etmeniz gerekiyor.

Müşterilerinizin ihtiyaçlarını karşılamak, sorunlarını çözmek ve onları mutlu etmek için yeni ürün, hizmet, satış, pazarlama ve fiyatlandırma yöntemleri denemeye devam edin. Test edin, onaylayın. Küçük başarısızlıklar sık yaşanır. Buna hazırlıklı olun ama dikkatli olursanız batmazsınız.

İşinizi iyi yaparsanız 100 doları bir yılda en az 50 bin dolara çevirebilirsiniz. Sonra iş büyüteceksiniz. Peki 1 milyon dolar kazanabilir misiniz?

 

 

Kesinlikle!

Konuya şöyle bakın: Bir işe başlar ve 4-6 haftada otomatiğe bağlarsanız ilk yıl 50 bin dolar ve ikinci yıl 100 bin dolar kazanabilirsiniz. Her yıl veya iki yılda ek bir işe girerseniz (yatırımları değerlendirip) yılda 10 milyon dolar ciro yapan bir şirketiniz olur. Türkiye’de bazı tekstil fabrikaları böyledir.

İster büyüyün, ister konumunuzu koruyun, zaman içinde yılda 1 milyon dolar kâr getiren bir iş yapma şansınız yüksektir ve bunu görmek üzere lütfen Türkiye’deki bilgisayar oyunu şirketlerine bakın: Bu parayı sadece Türkiye’den kazanmak zorunda değilsiniz. Yatırımcı da bulabilirsiniz, kendi işinizi de büyütebilirsiniz. Gerisi size kalmış. Çok çalışın ve hayatın tadını çıkarın! 🙂