Tabletlere ultrasonik ekranlar >> Görünmez güç alanı ile ekrandaki sanal tuşlara gerçek düğme gibi hissederek dokunun
|Bugün akıllı telefon ve tablet kullanırken karşılaştığımız en büyük zorluklardan biri nedir? İnternetin kesilmesi bir sorun ama, sarsıntılı otobüste giderken tabletimizin ekranında doğru düğmeye basmak da ayrı bir dert. Bilim adamları bu sorunu çözmek için “ultrasonik dokunmatik ekranlar” geliştirdiler. Ultrasonik ekranlar sanal klavye tuşlarına ve resim düğmelerine gerçek tuş gibi basmanızı sağlıyor.
Elinizi akıllı telefon veya tablet ekranında gezdirirken görünmez bir gücün parmak uçlarınıza ve avucunuza bastırarak elinizi geri ittiğini düşünün. Bu görünmez güç, aslında tablete yerleştirilen özel ultrason hoparlörlerinin yaydığı ses dalgaları. Titreşimler işitemeyeceğimiz kadar yüksek frekanslı, ama bu ultrasonik dalgalar havayı titreterek parmak uçlarımızda dokunma hissi uyandırıyor. Bristol Üniversitesi ilk ultrasonik ekranlardan birini geliştirdi. Görme engelliler için büyük kolaylık.
Parmaklarınızı titreten infografikler
Ultrasonik ekranların tek marifeti bu değil. Ellerinizi tablet ekranında görüntülenen bir makaledeki infografiklerin üzerinde gezdirirken, suç oranının arttığını gösteren bir grafiğin elinizde daha şiddetli bir titremeye yol açtığını fark edebilirsiniz. Ekranın elinize uyguladığı titreşimin şiddeti infografikteki değerlere göre değişebilir.
Örneğin, suç oranının yüksek olmadığı şehirleri görüntülerken eliniz daha yavaş titreyebilir veya araba kazası videosu izlerken parmak uçlarınızın titrediğini hissedebilirsiniz. Araştırmacılar bunu UltraHaptik sistemler olarak adlandırıyor ama ben “dokunmatik artırılmış gerçeklik” diyorum (dokunmatik AR, augmented reality).
Telefondaki tuşlara basarken titreyen ekranlar gibi geri bildirim gönderen sistemlere haptik sistemler deniyor. Ultrasonik haptik sistemler “UltraHaptik” sistemler olarak kısaltılıyor.
Titreşimli gerçeklik ile evlerde görüntü kirliliğine son
Bristol Üniversitesi’nden Tom Carter ve meslektaşlarının geliştirdiği ultrasonik sistemlerde, dokunmatik ekranın arkasına yerleştirilen 320 ultrasonik hoparlör kullanılıyor ve bu hoparlörler yüksek frekanslı ses dalgaları yayıyor. Böylece havayı ve parmak uçlarımızı titreştiriyor.
Ultrasonik titreşim sistemi bir yazılımla ekran görüntülerine bağlı olduğu için, ekrandaki görüntüler değiştikçe elimizin altındaki titreşimin yönü ve şiddeti de değişiyor. Örneğin bir sörf dalgası animasyonu veya ekrandaki resimleri kaydırmak, elimizin altında sağdan sola doğru bir kayma hissi yaratabilir.
Carter sistemi şöyle açıklıyor: “Titreşimi hissediyorsunuz. Ultrason dalgaları derinizin üzerine bir kuvvet uyguluyor ve deriye hafifçe bastırıyor. Biz de titreşimi elinizde bulunan ve bu titreşimi hisseden algılayıcılara uygun bir frekansta açıp kapıyoruz. Böylece titreşimi algılıyorsunuz. 2 hertzlik bir titreşim elinizin altında ağır yağmur damlalarını hissetmek gibi oluyor. 125 Hz köpüğe dokunmak gibi his yaratıyor. 250 Hz’te ise güçlü bir ‘vızıltı’ algılıyorsunuz.”
Bu teknoloji başka ne işe yarayabilir? Yıldız Savaşları filmlerini, Cartoon Network’te Klon Savaşları dizisini izleyin. Geleceğin dünyasında 3B projeksiyonlu görüntülerin her yeri kapladığını göreceksiniz. Peki, siz akşam eve yorgun geldiğinizde parlak ana lambayı bile başınız ağrıdığı için açmak istemezken, bütün odaların 3B renkli kontrol ekranı görüntüleriyle dolmasını ister misiniz? Şahsen ben böyle bir evde yaşamak istemem; çünkü önümü göremem, üzerime ne gömlek giyeceğimi bilemem. 🙂
Bunun yerine görünmez kontrol panelleri, sadece parmağınızla dokunabileceğiniz kontrol düğmeleri kullanmak ister misiniz? Tom Carter’ın rüyası gerçek olursa evimizde lambayı elimizi sallayarak yakabilecek, TV düğmesini bile dokunmadan çevirebileceğiz. Havadaki titreşimler bizde görünmez bir düğmeye dokunma hissi yaratacak, böylece bilgisayarı karanlıkta ışığı yakmadan, hatta ekranı açmadan kullanacağız (en azından basit komutlar için). Bu sistem sesli komutlara ve 3B dokunmatik ekranlara alternatif olacaktır.
Otomobillerde radyonun sesini panele dokunmadan açmayı ya da kirli ellerle telefon ekranına dokunmak zorunda kalmadan menüleri kullanmayı da buna dahil edebiliriz. Gerçi Samsung Galaxy S4’te ekranı dokunmadan kullanmamızı sağlayan Kinect benzeri bir hareket sensörü var. Ancak, parmaklarımızla ekrana gerçekten dokunmadan “dokunabildiğimizde”, havadaki titreşimler sayesinde karanlık odada düğmeleri elimizin altında hissettiğimizde çok farklı bir deneyim yaşamış olacağız… Ve sanırım buna en çok sevinen de evde yemek yapan hanımlar veya elleri kirli oto tamirciler olacak.
Almanya Potsdam Üniversitesi’nde yenilikçi bir interaktif teknoloji üzerine çalışan Patrick Baudisch de Carter’ın buluşundan memnuniyetini ifade ediyor: “Bu ultrason yaklaşımı, havada yönelimli bir titreşim oluşturmak gibi zor bir sorunu çözmek açısından harika”. Carter, duyamadığımız kadar tiz sesleri duyan hayvanları, köpekleri, hatta tavuk yetiştirme çiftliğindeki tavukları rahatsız etmemek için ultrason düzeyini ayarladıklarını da ekliyor.
Ultrasonik dokunmatik ekranlar