Satürn’ün En Büyük Uydusu Titan’da Mini Nil Nehri Keşfedildi >> Titan’ın tropikal göllerinde “soğuk” bir yaz tatili
Satürn’ün en büyük uydusu Titan’da keşfedilen minik “Nil Nehri” gezegen kaşiflerine inanılmaz manzaralar sunuyor. Ancak, İstanbul’daki kış soğuğunda Titan’ın tropikal gölleri ve nehirleri aklınızı çeldiyse, o kadar heveslenmeyin derim.
Titan bize milyarlarca kilometre uzakta yer alan gaz devi Satürn’ün en büyük uydusu. Yüzey sıcaklığı −180 derece olan uydunun donmuş atmosferi de nitrojen ve metandan oluşuyor. Metan kibar ifadesiyle bildiğimiz bataklık gazı ama biz İstanbullular, Kurbağalı (!) Dere ve Haliç’ten metan gazının aslında ne kokusu olduğunu biliyoruz!
Nereden çıktı bu Titan muhabbeti?
Peki diyeceksiniz, sen bize insan yaşamına ve tatil havasına hiç de uygun olmayan bu uyduyu neden anlatıyorsun? Öyle ya; Titan’ın tropikal göllerinin, Denizbank’ın o Beyazıt Öztürk ve Erdal Özyağcılarlı reklamlarındaki mutlu adanın tam tersi bir yer olduğu kesin.
Reklamın iyisi kötüsü olmaz: Satürn’ün en büyük uydusu Titan’ın sularla kaplı Dünya’dan başka, Güneş Sistemi’nin yüzeyinde “kalıcı sıvı” bulunan tek gökcismi olarak haklı bir şöhreti var. Ancak, Titan’ın gölleri ve ırmakları ne tatlı su ne de tuzlu sudan oluşuyor. Aslında Titan’ın metan ve diğer sıvı hidrokarbonlardan oluşan “akarsuları”, Irak petrollerini kontrol etmek için savaşı göze alan Amerikan kartellerinin rüyalarını süslüyor.
Düşünsenize, biz burada fosil yakıtlar petrol ve doğal gaz için birbirimizi kesiyoruz. Oysa Satürn’ün uydusu Titan’da metan ve etandan koca göller var! Titan’ın yüzeyi o kadar soğuk ki normalde atmosferde gaz halinde bulunması gereken kimyasallar Titan’da sıvı halde bulunuyor. Güneş Sisteminde petrol denizleri olan bir gezegen hayal etseydik Titan, metan gölleriyle bu hayale en uygun gökcismi olurdu. Bu durumda, Titan geleceğin dünyasının petrol kaynağı olabilir mi?
Sizi hayal kırıklığına uğratmak istemem ama Titan’da petrol yok, çünkü Titan’da dünyamızda yüz milyonlarca yıl önce çürüyüp fosilleşmiş olan eski ormanların yağlı kalıntıları yok.
Her ne kadar Titan’ın metan ve etan gölleri dünyada yakıt olarak kullanılabilecek olsa da Titan’dan maden çıkarmak için bu uyduya düzenli uzay seferleri yapmamız gerekiyor. Yalnız, dünyanın bu ticari uzay seferlerini uygun maliyetlerle yapacak ileri bir teknolojiye sahip olması için uzun yıllar geçecek. Bu arada füzyon enerjisi ve güneş enerjisi santralleri ile hidrojen yakıt hücreleri gezegenimizde petrolün yerini almış olacak.
Yine de Titan gelecekte dünya için çok önemli bir hidrokarbon kaynağı olacak. Bildiğiniz gibi Dünya’da petrolü sadece benzin ve mazot üretmekte kullanmıyoruz. Modern uygarlığın ölçüsü olan plastiklerin büyük kısmı petrolden üretiliyor (iPhone kılıfları, Galaxy Note 2 kapakları, tencere sapları ve daha neler neler). Bu nedenle dünyada petrol tükenmeye yüz tuttuğunda, Titan’ın hidrokarbon gölleri bizim için bulunmaz nimet olacak.
Gelip geçici göller
Afrika belgesellerinde izlemişsinizdir. Afrika’da kurak yaz aylarında birçok göl ve dere kurur. Bunlar yağmur mevsiminde tekrar akmaya başlar ve hayvanların üremeye devam etmesi için gelecek nesillere hayat verir. Titan’da da benzer bir durum söz konusu.
Titan’ın belki Karayipler’de görebileceğiniz türden tropik manzaraları yok ama sıvı metandan geçici gölleri ve nehirleri var. Bu göllerin bir kısmı bataklık havuzları gibi küçük birikintiler. Bir kısmı ise Van Gölü kadar büyük, kendi çapında denizler. Ancak, Titan’ın gölleri sıcak yaz aylarında beklenenden daha uzun bir süre buharlaşmadan kalıyor. O soğuk gezegende bile sıvı metanın çok daha hızlı buharlaşması gerekir ama bu olmuyor. Belki de Titan’ın metan göllerini yeraltındaki “sıvı metan pınarları” besliyor.
Titan’ın tropik göllerinin gizemi: Nasıl buharlaşmıyor?
Satürn’e gönderilen Cassini araştırma uydusu daha 2004 yılında Titan’ın kutup bölgelerinde hidrokarbon gölleri görüntülemişti. Soğuk kutup bölgelerinde metan gazının özellikle kış aylarında soğuyarak sıvılaşması ve yılın büyük kısmında buharlaşmadan kalan göller oluşturması normal kabul ediliyordu. Bununla birlikte, Titan’ın tropik bölgelerinde özellikle yaz aylarında bile varlığını koruyan göller bilim adamları için tam bir muammaydı. Bu göller sıcak tropik bölgelerde nasıl buharlaşmıyordu? Sonuçta sudan değil, suyun donma sıcaklığının çok altında buharlaşan metan gazından söz ediyoruz ve Titan’ın tropik bölgeleri derin donduruculardan daha soğuk olmasına karşın, metan göllerini rahatlıkla buharlaştıracak kadar sıcak oluyor.
Kalıcı bir göl gördüm sanki!
Tucson, Arizona Üniversitesi’nden Caitlin Griffith ve meslektaşları Cassini’nin çektiği resimleri inceleyerek Titan’ın tropik bölgelerinden yansıyan ışığı analiz ettiler. Bu analiz sonucunda Titan’da 2400 kilometrekare büyüklüğünde büyük ve parlak bir siyah leke tespit ettiler. Lekenin oval şekli, “düzgün konturları” ve siyah olmasına rağmen ışığı yansıtan parlak yüzeyi, bunun bir sıvı metan gölü olduğunu gösteriyordu. Titan’da 2004 yılından beri geçici, mevsimsel metan göllerinin varlığı biliniyordu ama bu göl 2004’ten bu yana hem kış aylarında hem de yaz aylarında buharlaşmadan varlığını korumayı başarmıştı. Titan’ın göllerinin sıvı metan yağmurlarının çukur alanlarda birikmesiyle oluştuğunu söyleyen klasik teorinin ise böyle kalıcı bir gölün varlığını açıklaması imkansızdı.
Taşıma suyla değirmen dönmez
New York Ithaca, Cornell Üniversitesi’nden gezegenbilimci Jonathan Lunine, yeraltından gelen sıvı hidrokarbon pınarlarından beslenen bu göllerin Titan’daki basit canlılar için yaşama alanları oluşturabileceğini söylüyor. Gerçi Titan’ın kutup bölgesindeki soğuk gölleri daha istikrarlı olabilir ama göreli sıcak tropik göller, hele yeraltı kaynaklarından beslenerek uzun ömürlü oluyorsa Titan canlıları için daha enerjik bir ortam oluşturabilir. Titan’da hayat var mı, bilmiyoruz ama bu göllerin hayata uygun olduğu kesin. Tek sorun Titan’ın hayat için muhtemelen çok soğuk bir gezegen olması.
Bilim adamları, Titan’da Nil Nehri’ni andıran bir ırmak bulduklarına belki hidrokarbon göllerini keşfetmelerinden daha çok sevindiler. Bunun sebebi, söz konusu ırmakların, Titan’ın Dünya’daki gibi sürekli yer değiştiren aktif bir kabuğu olmamasına rağmen Nil Nehrine çok benzemesiydi. Bu mevsimlik ırmaklar, tıpkı Dünya’da olduğu gibi toprakta erozyona yol açıyor, belki de hiç buharlaşmayan, kalıcı Titan denizlerinin varlığına işaret ediyordu. Öyle ki yerbilimcilerin Dünya’da yaptığı simülasyonlar, Titan’daki ırmakların gezegenimizdeki gibi vadiler açarak gelişim gösterdiğini ortaya koydu.
Titan’ın Dünya kadar hareketli bir atmosferi olmaması, rüzgârların etkisinin sınırlı olması, jeologların yeryüzündeki nehirlerin oluşumunu anlamasını da kolaylaştırabilir. Bu noktada Titan, kafa karıştıran fırtına ve kasırgalar gibi faktörlerin olmadığı sakin bir “gezegen laboratuvarı” ortamında, Dünya’daki ırmakların nasıl geliştiğini test etmemize yarayabilir.
Hidrokarbon vahaları hayatın beşiği mi?
Sanıldığı kadar iddialı bir soru değil. Cassini’nin fırlattığı yüzey sondası Huygens 2005 yılında Titan’a indiğinde, yakındaki göllerden birinin Utah’taki Büyük Tuz Gölü’nün yarısı büyüklüğünde ve en az 1 metre derinliğinde olduğu tespit edildi. Bilim adamları Dünya’da hayatın, gezegenimizin ilk çağlarında mevcut olan hidrokarbon gölleri ve havuzlarında ortaya çıktığını düşünüyor. Titan’da da hidrokarbon gölleri var. Tek fark, Güneş’e uzak uydunun çok soğuk olması.
Böylece bu yazının asıl önemli noktasına da gelmiş oluyoruz: Satürn’ün uydusu Titan, Dünya’da hayatın milyarlarca yıl önce nasıl ortaya çıktığını gösteren harika bir doğa laboratuvarı olabilir. İster petrol, ister plastik için isterse hayatı keşfetmek için gidin; Titan, Güneş Sistemi’nin en ilginç uydularından biri olarak ilgiyi hak ediyor.
Titan yüzeyini gösteren bu yapay renklendirmeli videoya göz atabilirsiniz:
Çok güzel konular paylaşmışsınız. Teşekkürler
ÇOK GÜZEL BİR MANZARAYMIŞ
Yaşam derin okyanus bacalarında ya da sığ göletlerde başlamadı mı?