Rakamlarla Online Marka İletişimi >> New York Times haberlerde zenginleştirilmiş gerçeklik kullanıyor
|IDG şirketinin yaptığı araştırmada, videolar ve mobil cihazların, sosyal medya marka iletişimi için kritik önem taşıdığı anlaşıldı.
Tüketiciler bir ürünü satın almadan önce; sosyal medyada o markayı tanıtan videoları, oyunları, flash animasyonları ve zenginleştirilmiş gerçeklik sunumlarını görmek istiyor.
Akıllı telefonlarına Layar gibi zenginleştirilmiş gerçeklik (augmented reality) yazılımları yükleyen kullanıcılar, web sitelerini Terminator gözüyle görmeye başladılar.
Elimizde bunun online reklamcılıktaki önemini gösteren çarpıcı rakamlar var.
IDG’nin yaptığı “Yankı Etkisi: Teknoloji Müşterilerinin Değerini Anlamak” araştırmasına katılanların yüzde 95’i, internette en az bir sosyal medya sitesi kullandıklarını belirtiyor.
Yüzde 44’ü ise, web sayfalarında interaktif ürün animasyonları olmasının, ilgili markayı satın alma şanslarını artıracağını söylüyor.
Katılımcıların yüzde 44’ü, bir markanın sosyal medya sitesinin olmasının, o markaya daha çok eğilim duymalarını sağladığını ekliyor.
Yüzde 42’si, sosyal medya iletişimi yapan markaları arkadaşlarına özellikle önereceklerini söylüyor. Yüzde 40’ı ise sosyal medya sitelerinin marka bağlılığını artırdığını düşünüyor.
IDG anketine cevap verenlerin üçte ikisi, en az iki mobil cihaz sahibi olduklarını söylüyor. Ayrıca, haftanın iki gününü akıllı telefon veya tabletten teknoloji haberlerini tarayarak geçirdiklerini vurguluyorlar…
Ve bu kullanıcıların yüzde 93’ü teknoloji videoları izliyor, yüzde 72’si en az bir videoyu sosyal medyadan paylaşmış bulunuyor.
Bulldog Reporter anketi
Bulldog Reporter sitesinin Daily Dog köşesindeki bir habere göre tüketicilerin yüzde 65’i, TV veya bilgisayar gibi bir teknoloji ürünü satın almadan önce o ürünle ilgili videolara göz atıyor. Yüzde 45’i, ilgili videoları izledikten sonra Teknosa gibi bir perakendeciye gidiyor.
Yüzde 44’ü web sitesi veya çağrı merkezinden ürünle ilgili bilgi ediniyor ve yine yüzde 44’ü sosyal medyada beğendiği ürünü satın alıyor (Sayfada faydalı bir işlem yapmak anlamında, dönüşüm oranı neredeyse yüzde 100)!
Öyleyse sosyal medya iletişimine odaklanmalıyız ama nasıl?
Müşterilerin Tweet’lerine cevap verin
Biz insanlar sosyal canlılarız. Benim gibi bir bilgisayar kurdu olsanız bile sevdiğinizden ilgi beklersiniz…
Oysa dünyadaki perakende mağaza zincirlerinin yalnızca yüzde 29’unun Twitter hesabı var ve bu markaların pek azı atılan Tweet’lere cevap veriyor.
Markanızın Twitter’da 1 milyon takipçisi varsa ve sadece 10 kişiyi takip ediyorsanız (maalesef Türkiye’nin en büyük Telekom markaları böyle yapıyor), büyük bir hata yapıyorsunuz. Müşterilerinizin Tweet’lerini yanıtlayın, onlara ilgi gösterin.
Acquity’nin araştırması
Dijital pazarlama uzmanı Acquity, Twitter hesabı bulunan 50 perakendeciyle ilgili bir araştırma yaptı. Araştırma sonucunda, Instagram ve Pinterest hesabı olan şirketlerin daha çok satış yaptığı görüldü. İşte bu yüzden Instagram, yeni kullanıcı sözleşmesi ile, kullanıcıların fotoğraflarına el koyarak online davranışsal reklamcılıkta (OBA) haksız rekabet yapmak istiyor.
Acquity’ye göre, markalar sosyal medya hesabı açıyor ama bu mecraların hangisini, nerede kullanacağını bilmiyor. Oysa Twitter, Facebook ve Pinterest birbirinden farklı mecralar: Facebook genellikle paylaşmak, Google+ aramak, Linkedin çevre yapmak ve Twitter güncel haber vermek için kullanılıyor. Markalar, her biri için farklı strateji geliştirmeli.
Sosyal medyada “sosyal olan” şirketler daha çok müşteri kazanıyor
Bu konuyu Mass Relevance araştırdı… Rakamlara baktığımızda, müşterilerin sosyal medyada iyi bir imajı olan markalara daha çok güvendiğini görüyoruz. Bu müşterilerin oranı yüzde 59.
Ankete katılan tüketicilerin yüzde 60’ı, bir marka dijital pazarlama sayfasını sosyal medyaya entegre etmişse, o markanın reklamını yapacaklarını söylüyor.
İşte bu yüzden, Türkiye’de markaların EA gibi büyük video oyunu şirketlerinin oyun sayfalarına göz atmasını öneriyorum. Örneğin, Mass Effect 3’ün ana sayfasında olumlu Tweet’lerin gösterildiği bir Tweet akışı var ve bu da gönüllü marka elçilerini, yani o markanın gönüllü olarak reklamını yapan tüketicileri harekete geçiriyor.
Somut rakamlara devam…
Mass Relevance araştırmasına katılanların üçte ikisi, ellerindeki ürünü önce sosyal medyada gördüğünü, sonra satın aldığını söylüyor.
Yüzde 56’sı, “Sosyal medya iletişimi güçlü olan markaları arkadaşlarıma tavsiye ediyorum” şeklinde açıklama yapıyor. Yüzde 75’i ise, sosyal medyada olan markalar hakkında yakın çevresiyle konuştuğunu belirtiyor.
18-34 yaşındaki internet kullanıcılarının yüzde 91’i sadece sosyal medyada faaliyet gösteren markalarla ilgileniyor (Üstelik bu trend teknoloji ürünleriyle sınırlı değil. Konfeksiyon da olabilir). Bunların Yüzde 63’ü ise, sosyal medyada beğenilen markaları büyük olasılıkla satın alacaklarını ifade ediyor.
Sosyal medya kullanıcılarının yarısı sadece online markaları satın alıyor
Forrester araştırmasından da ilginç sonuçlar çıktı: Sosyal medya kullanıcılarının yüzde 45’i, son üç ayda en az bir marka ile sosyal medyada etkileşim kurmuş bulunuyor.
Ancak, Twitter’da kuru takipçi sayısı pek önem taşımıyor. Takipçi hamallığı yapmak yerine, etkileşime odaklanan markalar daha iyi sonuç alıyor.
Nitekim Twitter takipçi sayısı, bir markanın sosyal ağlardaki toplam takipçi sayısının sadece yüzde 7’sini oluşturuyor.
Twitter kendini takipçi sayısıyla değil, sosyal medyada etkileşim düzeyini, yani “nüfuz genliğini” artırarak gösteriyor. Dolayısıyla insanların Tweet’lerine cevap atmanız, 1 milyon takipçiniz olmasından daha fazla katma değer yaratıyor (Bu son veri Mashable’dan).
Ürün paylaşımları için Facebook kullanın
Facebook, B2C’de ürünleriniz hakkında bilgi vermek için en uygun mecra. Twitter’da sohbet edersiniz ama ürününüzü Facebook’ta tanıtırsınız.
Sosyal ticaret hizmet sağlayıcısı 8thBridge’ın yaptığı araştırmada, kullanıcıların bir ürünü yakınlarına tavsiye etmek için Facebook’a başvurduğu görüldü (yüzde 63).
Paylaşım için Twitter kullananların oranı ise yüzde 25’le sınırlı bulunuyor.
Kullanıcılar, sosyal medyada arkadaşlarına hangi şeyleri sevdiklerini söylemek ve kişisel tercihlerini açıklamak istiyorlar (yüzde 38)… Veya Memnun kaldıkları bir markayı başkalarıyla paylaşmak istiyorlar (yüzde 35).
Dolayısıyla sosyal medya kullanıcıları “aktif olarak” marka tanıtımı yapıyor ve online marka iletişiminde gönüllü marka elçisi kazanmak gibisi yok :).
2013 yılında sosyal medya iletişimi “zenginleştirilmiş gerçeklikle” yapılacak
NFC temassız ödeme sisteminin, pek yakında alışverişte kasiyer kullanma ihtiyacını ortadan kaldıracağı bir dünyada zenginleştirilmiş gerçeklik, marka iletişiminin temeline oturuyor.
Örneğin Gelecekonline sitesi, kullanıcıların gittikleri bir teknoloji fuarında çekilen fotoğrafları, sitede kısa yorumlarla paylaşmasına izin veriyor. Herkesin mobil haber yapmasına imkan veren sistem, Layar zenginleştirilmiş gerçeklik uygulamasıyla çalışıyor.
ABD’nin en popüler gazetelerinden New York Times da web sitesindeki haberler için zenginleştirilmiş gerçeklik denemelerine başladı (Snow Fall projesi). Bu yıl internet haber sayfaları Flash animasyonlar, videolar ve interaktif menülerle gerçek bir görsel şölene dönüşecek.
Zenginleştirilmiş gerçekliğin en büyük avantajı, Youtube’da olduğu gibi, fotoğraf ve videolara interaktif grafik menüler ekleme olanağı sunmasıdır. Bazen bir resim bin kelime anlatır ve sosyal medyada bundan yararlanmak için zenginleştirilmiş gerçeklik kullanmak gerekiyor.