Mimlenen Adam >> Çalışma Masam

Sevgili arkadaşlar bir mimlenen adam yazısıyla daha karşınızdayım. Sosyal medyadan blogger dostum Protechman hem kendi çalışma odasını yazmış hem de bizi mimlemiş.

R. Caner Yıldırım yazılarında doğru soruları soran sevdiğimiz bir arkadaşımız ve ben de ricasını kıramadım. Buyurun çalışma masama; beni yönlendiren, etkileyen ve esinlendiren ortama…

 

 

Sade ve fonksiyonel

Resimde gördüğünüz gibi oldukça sade, fonksiyonel, kullanışlı ve sonuna kadar kullanıldığı belli olan bir odam var. Gerek blog gerek müşterilerim için içerik üretirken kendi düşünce dünyama dalıyorum ve çalışma masamda stil sahibi olmaya pek vaktim olmuyor (bunu başaran arkadaşları da takdir ediyorum).

 

 

Şimdi bu resmi biraz açalım. Blogdaki hakkımda yazısından bildiğiniz gibi bir yandan dijital iletişim asistanı ve teknoloji editörü olarak çalışırken, öte yandan başta popüler bilim-teknoloji, bilimkurgu ve çizgi romanlar olmak üzere ilgi alanlarıma yönelik ilginç haberleri bu sayfalarda paylaşıyorum.

Bu bağlamda beni etkileyen iki şeyi görebilirsiniz. Biri Star Wars (Yıldız Savaşları), diğeri ise Star Trek (Uzay Yolu). Star Wars kütüphanemin önemli bir kısmını oluştururken Uzay Yolu da Dell marka laptopumun masaüstünü süslüyor. Solda epik fantezi romanları, sağda ise diğer iki ana esin kaynağım Zaman Çarkı (Wheel of Time) ve Unutulmuş Diyarlar (Forgotten Realms) romanları var.

 

 

 

Resimdeki diğer öğeleri ise Kevin Sorbo’nun Herkül figürü, Star Wars maketleri, aksiyon figürleri, küçük bir Şirine, İtalyan çizgi romanlarının Türkçe baskıları olarak sıralayabiliriz.

 

 

Masada yaz aylarında evde çalıştığım zamanlarda hayatta kalmamı sağlayan klima kumandasını, daktilodan PC’ye geçiş yaptığım 1986’dan kalma F klavye alışkanlığımı (dergicilikten yetişen yaşıtlarımın çoğunda olduğu gibi) ve küçük notebook faremi görebilirsiniz.

Notebook faresi deyip de geçmeyin. Bu sıradan A4TECH N-60F piyasada yüzlerce liraya satılan farelerin hepsinden daha hafif, hızlı ve kullanışlı. Dakikada 80 kelimeye ulaşan içerik üretme hızımı işte bu basit donanıma borçluyum. Öte yandan, hâlâ Windows 7 kullandığım da anlaşılıyor. Hızlı ve yoğun içeriğe odaklanırken Windows 8’in kaprisleriyle uğraşamam. 🙂

 

 

 

Bu resimde ise oyun PC’mi görüyorsunuz. 2009 model 82 ekranlık bir Toshiba Regza LCD TV’ye bağlı. 580 GTX ekran kartı, Asus Xonar DTS dijital ses kartı, Logitech z5500 ses sistemi ile en yeni oyunları bile maksimum grafik ayarlarıyla Full HD oynatabiliyor.

Şeytan detaylarda gizlidir derler ya, 2011’de kurduğum bu sistem ömrünün sonuna yaklaşıyor olmasına karşın Skyrim oynarken kılıcı kınından çektiğimde salondaki kristallerin çınladığını söyleyebilirim.

 

Ve elbette klasik babaanne toz örtüsü olmadan olmazdı değil mi? İşte aletin uzun süre tozlanmadan çalışmasını bu basit yönteme borçluyum ama o ne? Aşağıda bir X-Wing mi görüyoruz? Evimde hangi çekmeyi açarsanız Star Wars fışkırıyor.

 

 

Değerli harici hard disklerim: Japonya’daki deprem öncesinde harici disk fiyatları fırlamadan evvel aldığım alüminyum kasalı iki 1 TB’lık iOmega diski ve Western Digital’ın 500 GB’lık daha eski bir modelini yanda görebilirsiniz (bütün roman, çizgi roman, film-dizi-belgesel arşivi bunların içinde). Tablette ise 5000 kitaplık dijital arşivin bir kısmı görünüyor.

Sahi size tüm Star Wars ve Star Trek romanları ile çizgi romanlarının dijital arşivine sahip olduğumu söylemiş miydim? Buna Unutulmuş Diyarlar ve diğer seriler de dahil tabii. Uzun zaman çevirdim bu kitapları, 14 yıl Barbar Conan çevirdim ve şimdi de İtalyan siberpunk çizgi romanı Nathan Never’ı çeviriyorum. Benim için bir şey değişmedi sizin anlayacağınız. Okumaya, yazmaya, çevirmeye ve konuşmaya devam ediyorum. Bu arada Serkan kardeşimi de mimleyeyim. Biraz da o yazsın.

Kısacası Protechman, o uçuk kaçık yazıları işte bu odada üretiyorum. 🙂 Ancak asıl çalışma odam kafamın içinde. Zaten proje bazlı işler sağ olsun, Starbucks’dan toplantı odalarına ve metrobüsten otomobillere uzanan bir çizgide mobil danışman olarak takılıyorum.