Kara Delikler ve Zaman Paradoksu >> Geçmişi değiştirmek mümkün mü? Fizikçiler büyükbaba paradoksunu çözdü
|Bir insan büyükbabasının katil bir despot olduğunu bilseydi ve geçmişe yolculuk ederek onu öldürseydi ne olurdu? Bir teoriye göre kendi büyükbabasını öldüren insanın gelecekte doğması imkansız. Bu sebeple geçmişe gidip büyükbabasını öldürmesi de imkansız.
Bilim insanları geçmişe yolculuktan doğan bu çelişkiyi büyükbaba paradoksu olarak adlandırıyor. Öte yandan, Einstein’ın görelilik teorisi geçmişe yolculuğa izin veriyor ve günümüzde bilim insanları bunun pratikte mümkün olup olmadığını araştırıyor.
Zamanda yolculuk mümkünse Yaşadığımız evren zaman yolcularının yarattığı bir paralel evren olabilir. Büyükbaba paradoksu konusunu son olarak Nolan’ın Interstellar filmi ele aldı.
Zaman paradoksunu nasıl çözeriz?
Queensland Üniversitesi’nden Tim Ralph ile meslektaşları süper bilgisayarlardan yararlanarak kara deliklerle zaman yolculuğu simülasyonu yaptı ve bunun en azından kuantum fiziği açısından mümkün olduğunu gösterdi.
Ancak son 40 yıldır solucandelikleriyle zamanda yolculuğu hobi olarak araştıran Fizikçi Kip Thorne, yoktan madde ve enerji yaratılamayacağı için geçmişe seyahatin imkansız olduğunu söylüyor.
Enerjinin korunumu yasası gereği bir kişinin mükemmel kopyasını çıkarmanın imkansız olduğunu vurgulayan Thorne’a göre, gelecekte geliştirilecek bütün zaman makineleri bu sebeple büyük bir patlamayla havaya uçacak.
Çünkü geçmişe giden kişi kendisinin mükemmel bir kopyasını ve kendisini saran uzaydaki kuantum salınımlarını da Evren’in geçmişine taşıyacak. Bu da fizikteki “klonlama yok” teoremi uyarınca zaman makinesinin zaman yolcusuyla birlikte yok olmasına yol açacak. Peki kim haklı?
Zamanda yolculuk ve kuantum bilgisayarlar
Tim Ralph ile ekibi, Heisenberg’in belirsizlik ilkesini baz alarak geçmişe yolculuğun mümkün olduğunu düşünüyor. En azından bunun kuantum yasalarının geçerli olduğu mikroskobik dünyada başarılabileceğine inanıyor.
Fizikçilerin asıl amacı ise paralel evrenlerden ve kuantum fiziğinde Sean Carroll’ın başı çektiği Çoğul Dünyalar yorumundan yararlanarak yeni bir kuantum bilgisayar geliştirmek. ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın da (NSA) geliştirmek istediği kuantum bilgisayarlar internetteki bütün şifreleri kırarak siber savaş ve istihbaratta devletlere büyük avantaj sağlayacak.
Kuantum bilgisayarlar internetteki şifreleri kıracak
İnternet şifrelerini kırmak için alternatif tarihe sahip çok sayıda paralel evrende aynı anda işlem yapan, üstelik bunun için geçmişe yolculuk eden fotonlardan yararlanan bir kuantum bilgisayar tasarlamak mümkün mü?
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) Profesör Seth Lloyd’a göre hayır. Kuantum bilgisayarlar ve Evren simülasyonları üzerinde çalıştığı için kendini kuantum makinisti olarak adlandıran Lloyd, laboratuar simülasyonlarında geçmişi değiştirmeyi başaramadıklarını söylüyor. Bu da paralel evrenlerde çalışan bir kuantum bilgisayar geliştirmenin mümkün olmayacağına işaret ediyor. Ancak kim haklı?
Üç senaryo
Bilim insanları son 100 yılda geçmişe yolculukla ilgili üç farklı senaryo üretti. Birinci senaryoda geçmişi değiştiren kişi geleceği de değiştirdiği için büyükbaba paradoksuna yol açıyor.
İkinci senaryoda ise geçmişe yolculuk etmek isteyen kişi kuantum salınımlarını çoğaltmak mümkün olmadığı için bunu başaramıyor ve hedefine ulaşmadan önce zaman makinesiyle birlikte yok oluyor.
Üçüncü senaryoda ise geçmişi değiştirmek mümkün. Öyle ki kişi kendi büyükbabasını öldürürse orijinal evrene alternatif paralel bir evren ortaya çıkacak ve katil zaman yolcusu, büyükbabasını öldürdüğü için kendisinin hiç doğmadığı yeni paralel evrende zorunlu misafir olarak yaşayacak.
Zamanda yolculuk enerjinin korunumu yasasına aykırı
Ralph’ın belirttiği üzere klonlama sorununu aşmak en azından teorik olarak mümkün. Geçmişi değiştiren katil kendisinin hiç doğmadığı bir paralel evrende yaşayacak, yani kendisiyle hiç karşı karşıya gelmeyecek. Bu yüzden de bir evrende bir kişinin sadece bir kopyası bulunacak ve aynı evrendeki kuantum salınımlarını çoğaltmak gibi bir problem ortaya çıkmayacak.
Buraya kadar sorun yok, ancak konu fizikteki enerjinin korunumu yasasına geldiğinde işler karışıyor. Termodinamik yasalarına göre tekil evrenler gibi kapalı sistemlerdeki toplam enerji miktarı azalmaz veya artmaz.
Bu durumda paralel evrene giden zaman yolcusunu da o evrene sonradan giren davetsiz bir misafir olarak kabul etmek gerekiyor. Öyle ki bu yolcu paralel evrendeki enerji ve madde miktarını artırarak enerjinin korunumu yasasını çiğnemiş oluyor.
Evrenler arası yolculuk
Tim Ralph’ın karşılaştığı bu sorunun muhtemel çözümü başka bir meslektaşından geliyor. Çoklu evren üzerinde araştırmalarını sürdüren Profesör Leonard Susskind’in mega evren kavramı bu çelişkinin aşılabileceğine dair bir ipucu sunuyor.
Mega evren kavramının Susskind’in katılmadığı bir yorumuna göre çoklu evreni oluşturan tek tek evrenlerin hiçbiri fiziksel olarak kapalı sistemler değil. Sadece bütün kainat, yani mega evren fiziksel olarak kapalı bir sistem, çünkü mega evrenden başka bir şey yok. Bu bağlamda bütün farklı evrenler ve alternatif tarihe sahip paralel evrenler mega evrenin küçük birer parçası.
Bu yüzden de geçmişe yolculuk ederek büyükbabasını öldürüp paralel evrende sıkışıp kalan bir zaman yolcusu aslında sadece o evrenin enerjisini arttırıyor. Ancak, mega evrenin toplam enerjisi sabit kaldığından bu durum enerjinin korunumu ilkesini çiğnemiyor. Bu konudaki tek problem mega evren yorumunun evrenler arasında yolculuğa ve enerji alışverişine izin veriyor olması.
Öyleyse insanların yaşadığı Evren’in toplam enerjisi ve fizik yasaları değişmeden nasıl kalıyor? Daha doğrusu insanların yaşadığı bu evren orijinal evren mi, yoksa geçmişe seyahat eden yolcuların yarattığı bir paralel evren mi? (Roger Zelazny’nin Amber romanlarında anlattığı gibi, bu dünya asıl dünyanın basit bir gölgesi, mükemmel olmayan bir kopyası mı?)
Açıkçası fizikçiler bu sorunu çözmüş değiller. Öte yandan Tim Ralph sadece tek bir noktaya, yani zaman yolculuğuna odaklanarak kuantum bilgisayar araştırmalarını sürdürüyor.
Bir garip kokteyl
Her şey fizikte büyük tartışmalar yaratmayı seven Stephen Hawking’in 28 Haziran 2009’da Cambridge Üniversitesi’nde büyük bir parti vermesiyle başladı. Hawking bu parti için masraftan kaçınmamış, balonlardan ordövrlere ve buzlu şampanyaya kadar bütün detayları hazırlatmıştı.
Hawking partiye aklına gelen herkesi davet etti ve Einstein gibi insanlık tarihine mal olmuş popüler bir şahsiyet olduğu için bu da lojistik açıdan büyük sorun oluşturdu. Ancak partiye kimse gelmedi. Çünkü Hawking davetiyeleri parti başladıktan sonra göndermişti.
Hawking neden böyle yaptığını soğukkanlılıkla açıkladı: “Ben sadece gelecekten gelen zaman yolcularını davet etmek istedim ama vermek istediğim asıl mesaj geçmişe yolculuğun mümkün olmadığıydı. Geçmişe yolculuk fizikte mümkün olsaydı bu salonun dolup taşması gerekirdi.” Hawking 1992 yılından beri geçmişe yolculuğun pratikte imkansız olduğunu savunuyor.
Ancak Hawking’in de yanıldığı biliniyor. Son olarak Leonard Susskind’in Kara Delik Savaşı adlı kitabına konu olan kara delik enformasyon paradoksu konusunda yanıldığını kabul etmişti. Tim Ralph’ın da gerçek bir zaman makinesi yapma iddiası yok, ama en azından geçmişe yolculuğun matematiksel olarak mümkün olabileceğini göstermek istiyor.
Zaman turizmi
Zamanda yolculuk insanoğlunun yalnızca Evren’e ve insanlık tarihine farklı bir gözle bakmasını sağlamayacak. Aynı zamanda kriptografi, siber savaş, istihbarat ve kuantum bilgisayar alanında yeni kapılar aralayacak.
Geçmişe yolculuk mümkünse özgür irade, özel hayatın gizliliği, mahremiyet, insanların geçmişi değiştirmeye hakkı olup olmadığı ve geçmişi insanlardan önce kimin değiştirmiş olabileceği gibi etik sorunlar da ortaya çıkacak.
Aslında bu açıdan bakıldığında geçmişe yolculuğun bir paralel evren simülasyonu olduğunu söylemek mümkün. Bu da insanların yaşadığı evrenin bir simülasyon olduğunu düşünen Nick Bostrom gibi dijital filozoflar için yeni bir tartışma sahası yaratıyor. Bu son problem yabana atılır cinsten değil.
Çünkü kara delikler sayesinde (varsa) dünya dışı uygarlıklar çoktan geçmişe gitmiş ve kendilerini kayıran bir Evren tarihi yaratmış olabilirler. Bu ihtimali ilk olarak Asimov ele almış ve Sonsuzluğun Sonu adlı bilimkurgu romanında, uzaylıların evrene yayılmaktaki başarısını kıskanan insanların geçmişe yolculuk ederek sadece insanların olduğu bir galaksi yaratmasını anlatmıştı.
Zaman benzeri kapalı eğriler
Bütün araştırmalar geçmişe yolculuk etmeye izin veren görelilik teorisinden kaynaklanıyor. Örneğin kara delikler güçlü kütleçekim kuvveti ile hem uzayı hem de zamanı kapalı bir eğri halinde büküyor ve kendi kuyruğunu yiyen yılan gibi kapalı zaman döngüleri yaratıyor.
Ancak bu etkiyi yalnızca kendi çevresinde yüksek hızda dönen kara delikler oluşturabiliyor. Bilim insanları bu teorik olguyu Kapalı Zaman Benzeri Eğri ya da İngilizce kısaltmasıyla CTC olarak adlandırıyor. CTC geçmişe yolculuğa izin veriyor.
Hawking ve diğer birçok fizikçi CTC’lerden büyük rahatsızlık duyuyor, çünkü insanların geçmişe gitmesi ve geçmişi “geçmişe gitmelerini önleyecek şekilde” değiştirmesi zaman paradoksuna yol açıyor. Teknik ifadesiyle geçmişe yolculuk Evren’deki neden-sonuç zincirini kırıyor.
Kuantum fiziği ve zamanda yolculuk
Ancak teorik fizikçi David Deutsch’un 1991’de belirttiği gibi bu durum yalnızca determinizm ilkesine bağlı olan klasik fizik ve gözle görülebilir ölçekteki makroskobik evren için geçerli. Mikroskobik ölçekteki kuantum dünyasında ise Heisenberg’in Belirsizlik ilkesi hüküm sürüyor. Heisenberg’in belirsizlik ilkesi kuantum fiziğinin temelini oluşturuyor.
“Evet” diyor teorik fizikçi Deutch, “Deney masasında bir fotonun izleyeceği iki yol varsa hangi yolu seçeceğini önceden bilemeyiz; ama yüzde 20 olasılıkla sağdan ve yüzde 80 olasılıkla da soldan gideceğini yüzde 100 kesinlikle hesaplayabiliriz!”
İşte Deutch’a göre kuantum fiziğinin bu özelliği, yani hem determinist hem de olasılıkçı bir fizik olması geçmişi değiştirmeye izin veriyor: “Genel göreliliğin bu paradoksları öngörmesi ilginç, ancak bunları kuantum mekaniği mantığıyla düşündüğünüzde paradokslar kayboluyor.
Doğrusu insan merak ediyor. Acaba paradoksların giderilmesi, kara deliklerin zamanı kapalı bir halka halinde bükebilen güçlü kütleçekim kuvvetini kuantum dünyasında açıklayan bir teori geliştirmek için önemli olabilir mi? Geçmişi değiştirmek yoksa bir kuantum kütleçekim kuramına mı işaret ediyor?”
Öğrenme eğrisi
Bilim insanları henüz genel göreliliği kuantum fiziğiyle birleştirmedikleri için zaman yolculukları konusunda öğrenme aşamasında sayılır. Kısa bir süre önce Tim Ralph ve onunla çalışan doktora öğrencisi Martin Ringbauer, Deutsch’un CTC modelinin simülasyonunu yapan bir yazılım hazırladılar ve Deutsch’un 20 yıllık teorisinin birçok tespitini test ederek onayladılar.
Elbette simülasyonun asıl odak noktası büyükbaba paradoksuydu. CTC ile geçmişe giden ve kendi büyükbabasını öldüren katiller büyükbaba paradoksuna neden oluyordu.
Deutsch büyükbaba paradoksunu aşmak için geçmişe yolculukta şöyle bir senaryo önermişti: “CTC’ye girip atasını öldürmeye giden bir insan yerine, geçmişe giden bir parçacık düşünün. Bu parçacık kendisini yayınlayan makinenin düğmesini açsın.
Parçacık makinenin düğmesine basarsa makine o parçacığı yayınlayacak. Basmazsa makine o parçacığı yayınlamayacak; ama bu durumda parçacık gelecekten gelip kendini var edecek olan makineyi nasıl çalıştıracak?”
Schrödinger’in kedisi ve zamanda yolculuk
Bu senaryo determinist bir evrende değil, rastlantısallığa dayalı kuantum evreninde geçiyor. Ancak Ralph’ın söylediği gibi kurnaz bir fizikçi işin içine Schrödinger’in kedisini sokarak durumu daha da zorlaştırabilir.
Kuantum fiziğinde dalga denklemini formüle eden Avusturyalı fizikçi Erwin Schrödinger, tümüyle Heisenberg’in belirsizlik ilkesine bağlı bir kedi senaryosu hayal etmişti. Bu senaryoda kapalı bir kutu, kutunun içinde zehir şişesi, ayrıca sevimli bir kedi ve şişeyi kırarak kediyi zehirleyebilecek olan çekiç vardı.
Çekici harekete geçirecek olan tetik ise bozunma olasılığı yüzde 50 olan bir parçacığa bağlanmıştı (bozunma olayı tümüyle rastlantısaldı). Öyle ki parçacık bozunursa şişe kırılacak ve kedi ölecekti, ama belirsizlik ilkesi yüzünden, insanlar kutunun içini açıp bakmadığı sürece kedinin ölüp ölmediğini göremeyecekti. Kapalı kutu dış dünyadan tümüyle yalıtılmışsa, yani kutunun içine kimse bakmıyorsa kedi hem canlı hem de ölü olmalıydı.
Tim Ralph, tam da bu nedenle geçmişe insan yollamak yerine atomaltı bir parçacık yollamanın determinist makroskobik evreni kuantum dünyasından ayırmadığını söylüyor. Çünkü deney setinde kediyi öldürmek üzere bozunacak olan parçacığı da teorik olarak geçmişe göndermek ve kendisini yayınlayacak olan makinenin düğmesini açmasını sağlamak mümkün.
Ralph’ın bu örneği vermesinin bir sebebi de kuantum zaman yolculuğunun makroskobik dünyayı etkileme ihtimali olduğunu göstermek. Ralph’a göre fizikçilerin büyükbaba paradoksunu bir şekilde çözmesi gerekiyor. Ya geçmişe yolculuğun imkansız olduğunu göstererek ya da büyükbaba paradoksunu ortadan kaldırarak.
Kuantum garipliği
Martin Ringbauer, “Bunu kuantum dünyasına borçluyuz diyor. Kuantum fiziğine göre iki foton arasında o anki konumları veya hızları dışında hiçbir fark yoktur. Spin durumu, konum ve hız bilgisini, yani enformasyonu işin içine katmazsak Evren’deki bütün fotonlar aynıdır.
Bu anlamda kusursuz foton kopyalamak fizikte mükemmel klonlamaya aykırı olmuyor ki kuantum ışınlama deneylerinde bunu sürekli yapıyoruz. Dolaşıklığa soktuğumuz iki fotondan birini alıp onu tanımlayan bütün bilgiyi siliyor ve aynısını kardeş fotona kopyalıyoruz.”
“Evren’de aynı anda aynı enformasyonla tanımlanan iki foton var olmadığı için mükemmel kopyalama yasağını çiğnemiş olmuyoruz. Şimdi bu fotonlardan birini geçmişe yolladığımızı düşünelim ve geçmişte kendisiyle karşılaşmış olsun.
Geçmişteki halinin hız ve konum bilgisi, gelecekten gelen kopyasından farklı olacaktır. Ancak zamanda yolculuk eden fotonun geçmişteki eşiyle dolaşıklığa girip kendi bilgisini yok ederek ona aktarması da mümkün. Bu anlamda geçmişi değiştirmek mümkün olabilir ve geçmişi değiştirmek mümkünse paralel evrenler de gerçek olabilir.”
Geleceğe dönüş, geçmişe seyahat
Ringbauer ve Ralph’ın senaryosu Geleceğe Dönüş serisini izleyenlere hiç yabancı değil: İlk filmde Marty McFly, geçmişe yolculuk ederek yanlışlıkla annesinin kendisine aşık olmasını sağlıyor ve Evren’den silinerek yok olma tehlikesiyle karşılaşıyordu.
Ancak daha sonra annesinin tekrar babasına aşık olmasına sağlayarak durumu kurtarıyordu. Bu noktada kapalı zaman benzeri eğri (CTC) oluşuyor ve Marty’nin gelecekteki varlığı geçmişe yolculuk etmesine bağlı bulunuyordu. Tim Ralph’a göre bir fotonun geçmişteki eşine kendi bilgisini aktarması olayı insanlar için de geçerli olsaydı Geleceğe Dönüş filmi gerçeği anlatıyor olacaktı.
Ralph bunu şöyle açıklıyor: “Büyükbaba paradoksuna geri dönecek olursak, fotonlar yerine bir insan söz konusu olsaydı yüzde 50 olasılıkla büyükbabasını öldürecek ve yüzde 50 olasılıkla da büyükbabasını elinden kaçıracaktı. Böylece yüzde 50 olasılıkla geçmişe giderek büyükbabasını öldürme şansına sahip olacaktı!
Öldürürse kendisinin doğmadığı paralel bir evrende yaşayacaktı ve gittiği paralel evrende kusursuz klonlama sorunu çıkmayacaktı. Marty McFly ise kuantum ışınlamaya benzer bir dolaşıklık etkisinden yararlanarak aynı evrende kendi geçmişini değiştirme şansı yakalayacaktı. Bu bağlamda zamanda yolculuğu bir tür ışınlama olarak düşünebiliriz. Uzay koordinatları yerine zaman koordinatlarında ışınlama.”
Evren simülasyonsa zamanda yolculuk mümkün
Bir kişinin aynı evrende kendi geçmişini değiştirmesi, gelecekten gelen kopyanın kendi enformasyonunu silmesi ve kuantum dolaşıklığından yararlanarak geçmişteki parçacıklara aktarması anlamına geliyor. Bunu fotonlar yapabilir ama insanlar yapamaz. Üstelik bir fotonun geçmişi değiştirmesi bile Evren’in gelecekteki enerjisini geçmişe taşımak anlamına geldiğinden, enerjinin korunumu yasasının ihlal edilmesine yol açıyor.
Paralel evrenlere yolculuk ise enerjinin korunumu yasasını korumakla birlikte bu kez de Heisenberg’in belirsizlik ilkesini ihlal etmek anlamına geliyor. Örneğin bir foton yüzde 20 olasılıkla yolun sağından ve yüzde 80 olasılıkla yolun solundan gidiyorsa, geçmişe yolculuğun mümkün olduğu bir kainatta her olasılık için o olasılığın gerçekleştiği ayrı bir evren bulunuyor.
Tim Ralph bu özellikten yararlanan bir kuantum bilgisayarın aynı anda birçok farklı paralel evrende çalışarak fraktal şifreleri bile kısa sürede kırabileceğini söylüyor.
Kuantum makinisti
Kendini kullanışlı bir kuantum bilgisayar geliştirmeye adayan Profesör Seth Lloyd geçmişe yolculuk için basit bir senaryodan yola çıkmaya karar verdi. Paralel evrenler ve enerjinin korunumu yasası gibi argümanları bir yana bırakan Lloyd, önce bir fotonun geçmişi değiştirmesinin mümkün olup olmadığını sordu. Çünkü bu mümkün değilse enerjinin korunumu yasasını çiğnemek ve klonlama yok teoremini ihlal etmek gibi sorunlar da çıkmayacaktı.
Lloyd’un MIT laboratuarlarında yaptığı foton deneyleri özünde Uzay Yolu’ndaki ışınlama fikrinden esinleniyor ve kuantum ışınlama yoluyla bir parçacığı bir yerden başka yere ışınlamak yerine, geçmişe ışınlamaya dayanıyor.
Özgür irade: Geçmişi kimler değiştirdi?
Lloyd bunun Heisenberg’in belirsizlik ilkesi sayesinde mümkün olduğunu belirtiyor: “Teoriye göre parçacıkların bazı durumlarda ışınlanmadan önceki bir zamanda ortaya çıkması, yani ışınlanma esnasında geçmişe seyahat etmesi gerek. Biz de olasılık hesabından yararlanarak ışınlamaya çalıştığımız fotonun ne zaman geçmişte ortaya çıkacağını araştırabiliyoruz.”
“Elbette bundan fotonları dinozorların yaşadığı Jura Devri’ne gönderdiğimiz anlamı çıkmasın. Yaptığımız şey bir fotonu saniyenin milyarda biri kadar geçmişe göndermeye benziyor. Tabii gerçekte böyle bir şey yapmıyoruz. Sadece matematik modellerinden yola çıkarak geçmişe yolculuk simülasyonları yapıyoruz.
Amacımız geçmişe giden fotonun ışınlanmadan az önce kendisine çarpıp kendini yok etmesini sağlamak. Ancak bunu başaramadık. Her seferinde belirsizlik ilkesinden kaynaklanan kuantum salınımları fotonu bir yana itti ve kendi geçmişini etkilemesini önledi. Bu simülasyonlara göre geçmişe giden bir zaman yolcusunun geçmişi değiştirmesi imkansız.”
Zamanda dolaşıklık
Kuantum fiziğindeki dolaşıklık olgusunun en tuhaf özelliklerinden biri fotonların hem uzayda hem de zamanda etkileşime girmesi. Uzayda dolaşıklığı anlamak nispeten kolay: Televizyona bakan bir misafirin gözüne giren fotonla televizyondan yeni çıkan başka bir foton dolaşık olabilir ve uzayda birbirini uzaktan etkileyebilir (sonuç olarak ışık fotonlardan oluşuyor).
Öte yandan, 6 milyar ışık yılı uzaklıktaki bir galaksiden yola çıkarak ancak bugün Dünya’ya ulaşan ve bir gözlemcinin gözüne giren fotonlar da o galaksi tarafından 6 milyar yıl önce yayınlanan başka fotonlarla dolaşık olabilir.
Ralph’ın açıkladığı gibi, “Zamanda dolaşıklık olgusu, bugün uzak yıldızlara baktığımızda o yıldızların geçmişi ile aramızda bir tür bağ olduğunu gösteriyor. Bir yıldıza bakmamız yıldızın da geçmişte o şekilde ışık saçmasına yol açıyor ve bu durum sadece birkaç fotonla sınırlı olsa da geçmişi etkileyebileceğimiz anlamına geliyor.”
“Geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman bir bütünse ki görelilik açısından öyle sayılır, biz fizikçilerin de geçmişe yolculuğun ve geçmişi değiştirmenin mümkün olup olmadığını incelemesi gerekiyor.”
1http://www.science.uq.edu.au/doctor-who-meets-professor-heisenberg
ah şu zaman olayı hep kafamı allak bullak eden konular 😀
Merhaba sayın Kozan Demircan , öncelikle çalışmalarınız gayet başarılı ama sizin bu çalışmalarınız ile daha öncekilerinin arasında bir fark yok ikisi de teorilere bağlı kesin bir ispat yok bu neden bizim sizden istediğimiz kaynağını belli ederek çalışmalarınızı devam ettirmeniz kanaatindeyiz , dediklerimizi ciddiye alırsanız çalışmalarınızın daha başarılı olduğunu görürsünüz ve çalışmalarınız sadece bu sitede kalmaz sosyal medyada yankı uyandırırsınız
Merhaba Selim Bey. Yazıda çok sayıda kaynak bilim adamlarının ve çalıştıkları üniversitelerin ismiyle yer almaktadır. Makale linkini ise yazının altında görebilir ve tıklayabilirsiniz. Yazılarda bilimsel kaynak göstermek prensibimizdir. İlginize teşekkür ederiz.
merhaba . başka bir evrene geçiş yapmak , bu bir ihtimal ama başka bir evrene geçiş yaptığımız zaman kendi versiyonumuzdan başka bir görünüme geçemez miyiz ? o versiyonumuzda aynı anda evren değiştirmek istiyor mu? ve evren değiştirdiğimiz zaman ordaki bağımsız hayatımıza ayak uydurmak için hayatımıza dair bilgileri nasıl öğrenebiliriz ? kaç tane daha var ? bunlar arasında yok olmaya maruz kalmış dünyalar var mı ? bütün evrenlerin içinde bulunduğu büyük evrende herkesin toplanabileceği bir yer var mı? burda öldüğümüz anda hemen başka bir evrene geçiş yapsak ve böylece bütün evrenlerde ölüp yer değiştirerek gitsek bunun bir sonu olur muydu ? herkesin aynı evrende yaşamıyor olması ayrımcı bir yarış gibi değil mi ? her dünyada insanlar ateşi teknolojiyi uzayı ve evreni bulmaya ve keşfetmeye çalışıyor ama neden birbirleriyle bağlantılı değil ve bir dünyadaki buluş diğerine hızlıca aktarılıp gelişim kolaylaştırıl mıyor ? yoksa daha önce geçiş yapan birileri mi yok ? zamanda yolculuk yapan birisi aynı zamanda evren değiştirmiş olsaydı bizi bilgilendirmek için geri dönemez miydi ? yoksa şu anda evreninde mutlu bir şekilde bizi herşey den mahrum mu bırakıyor ? ve son olarak neden asosyal bir dünyayız ? bunlar aslında herkesin sorunu çünkü belli bir zaman sonra kaçıcak yere ihtiyaçları olduğunda kimse nasıl evren değiştireceğini bilmiyor olucak ve ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum belkide başka evrenler yoktur ? ama Ay ı inşa edebilen varlıklar varsa başka evrenlerde vardır zaten bu 3000 li yıllardan sonra dünya insanlara yaşam sağlayamıycak ve o zaman göç etmek için çok geç gelecektekilere bu zorunluluğu bırakmadan evrenler arası geçişi sağlamalıyız ama ben gerçekten bu konuda ne yapabileceğimi bilmiyorum . belkide sadece saçma birsürü soruyla vaktinizi çaldığım için bu yazdıklarıma anlam veremiyor da olabilirsiniz . her neyse iyi günler .
Zamanın sadece şimdiden ibaret olmadığı, geçmiş ve gelecegin, bir ekmegin dilimleri gibi, simdiki zamanın onunde ve arkasında var olduğunu anlatan bir natgeo belgeseli izlemistim. Geçmişe canlı göndermek yerine, cansiz bir madde gondermek daha mümkündür. Örneğin ıssız bur çöle, geçmişte bulunmasi imkansiz bir teknolojik cihaz gönderilebilir. Gonderildigi yere gidilerek, zamanda yolculuğun basarilip basarilamayacagi ispatlanir.
Geçmişe gitmek için karadeliklere veya solucan deliklerine ihtiyacımızmı var,eğer insanoğlu olarak ışık hızına hatta ışıktan daha hızlı olursak zamanda yolculuk yapamazmıyız?
Merhaba Taner, ışıktan hızlı gidemeyiz.
Işıktan hızlı gidemeyiz demissiniz.Peki ışık hızına yakın bir uçaktan ileri dogru bir roket fırlatıldıgını varsayarsak o roket ısık hızına yakın ucan ucaktan önde gidecektir.Bu durumda da ışık hızını aşamazmıyız?
Hayır. Hızların eklemlenmesi ışık hızına yaklaştıkça azalır. O uçaktan atılan roket de ışık hızına ulaşamayacaktır. En fazla uçakla aynı hızda gidebilir, ama biraz önden gidecektir.
Enerjinin korunumu yasasından bahsediyorlar fiziğin temel kurallarından diyorlar ama iş karadeliğe gelince bilidiğimiz temel fizik yasaları işlemez diyorlar. Bu mantıkla karadeliklerin içinde neler döndüğünü bir gün keşfedebilirsek zamanda yolculukta yapabiliriz tabi bu şekilde en büyük engel olan enerjinin korunumu yasası ortadan kalkar. Ama asıl zamanda yolculuk bana göre geçmişe müdahale etmek. Anı zaten yaşıyoruz ve geleceğe de teknik olarak yolcucuk yapıyoruz. Benim kastettiğim şey 1 saniyenin içinde sonsuz zaman aralığı vardır ve bu zaman aralğında ileri ve geri yolculuk yapmak kısaca farklı zaman dilimlerinde sonsuz paralel evrende seyehat etmek.(paralel evren fikrini saçma buluyorum) Daha fantastik ama düşünsenize 20 yıl öncesine gidip çocuk halinizin başına okşamadığınızı. Aslında geçmişe gidince mantık olarak gelecekten geliyor oluyoruz ve tekrar zamanıza dönünce geleceğe dönmüş oluyoruz. Bunu yapabilecek bir makina olabileceğini sanmıyorum. Zaman görecelidir ama sadece göreceli bu kadar. Zaman da yolculuk her zaman bilim kurgu filmlerinin vazgeçilmezi olmaya devam edecek fazlası değil. Hocam bu arada yazılarınız çok açık ve net her yaştan kitleye hitap ediyor ve kendine çekiyor. Gerçekten zevkle okuyorum. Bence türünde Türkiye’deki en iyi blog yazarısınız yazılarınızı okuyup böyle düşünmeyen insan çok azdır.
Merhaba yazılarınız ilgimi çekti zamanda yolculuk uzun süredir aklımı kurcalayan bir şey saçma gelebilir ama zamanda yolculuğun gerçek olduğuna inanıyorum gerekli teknoloi ve bilgi ile gerçekleştirilebilir belkide gerçekleşti biz bilmiyoruz belkide şuan da aramızda zamanda yolculuk yapan insanlar olabilir siz ne düşünüyorsünüz sizce mümkün mü
Stephen Hawking bir doğum günü partisine çağırmak istediği arkadaşları bir kağıda yazdı ama onlara davetiye göndermedi. Onlar da partiye gelmediler; çünkü parti olduğunu bilmiyorlardı. Geçmişe yolculuk mümkün olsaydı gelecekten gelebilirlerdi.
Ben hiçbir yasayı çiğnediğini düşünmüyorum. Şöyle düşünün:
Bir evrenden diğerine ışınlanalım.
Ben bulunduğum evrendeki beni oluşturan maddeleri diğer evrene götürerek madde değişimi yapmıyorum. Aslında bulunduğum evrendeki maddeler değişiyor dönüşüyor ama evrende kalıyor. Diğer evrende ise maddeleri değiştirip dönüştürüp kendimi meydana getiriyorum. Bu şekilde termodinamik yasaları çiğnenmiyor.
Zamanda yolculuk mantığı da aynı.
Paradokslara gelince; büyükbabamızı ya da babamızı öldürdüğümüzde paralel ya da alternatif evren yaratıldığını düşünmüyorum.
Bunun yerine mantıksal olarak bu olayın gerçekleşmesinin imkansızlığının olduğunu düşünüyorum.
Yani ya büyükbabamız öldürdüğümüz kişi çıkmaz ya öldüremeyiz ya da büyükbabamız çocuğunu yapmıştır bile. Bunun gibi nedenlerden ötürü elbet birşeyin engel olacağı inancındayım.
Bence insanlar aşırı önyargılı. Şu seviyede hemen karamsar bakıyor olaylara. Mantığına sığmıyor ama derinlerde bir şeyler çıkabilir.
Zamanda yolculuk yapmak zaten nedensellik zinciri dışına çıkmak demek olacaktır. Çünkü bir kisi gecmise gittiginde kendisini var eden sebeplerin onune gecmis veya oncesine gitmis olacaktir. Bu zaten neden sonuc zinciri disina cikmak demektir. Bunun yapilabilmesi icin fizik yasalarinin disina cikmak gerekir. Bu ise mantiksal tutarliligi da kaldirir. Su kesindir ki teorik olarak zamanda yolculuk mumkun olsa da pratikte bu insanoglu icin imkansız ve asla fiilen gerçekleştiremeyecegi bir sey olacaktir.
Dünyanın dönüş yönünün tam tersi istikamette gidince yani şöyle söyleyeyim dünyanın kendi etrafında dönersek sürekli dünyanın dönüş hızından daha hızlıca ters yöne gittiniz vakit geçmişe dönebilme şansımız olabilirmiydi ?
Hayır. Işıktan hızlı gitmek geçmişe gitmek için yeterlidir.