Google Fransız Medyası İle 60 Milyon Euro’ya anlaştı >> İnternet sansürlü ve paralı mı olacak? Gizlilik korunmazsa evet
|Öncelikle ücretli internet söz konusu olduğunda bile geçerli olan bir şey var: “Hem parasını ödüyorsun hem ürünsün”. Bu yüzden bir ülkede şirketlerin, haber sitelerinin, girişimcilerin ayakta kalması ve inovasyonla ile rekabetçiliğin sürdürülebilmesi için bağımsız online gelir modellerinin oluşturulması şart (Türkiye’de yerel online reklamcılığı teşvik etmek de diyebiliriz).
Ancak, interneti kayıt içi ekonomiye alırken kişisel hakların gizliliğini de koruyacak bir yapı gerekiyor. Eğer bu sağlanmazsa, Google’ın Türkiye’de içeriğini arama sonuçlarında gösterdiği haber sitelerine yapacağı ödemeler veya devlete ödeyeceği vergi ekonomide istediğimiz sonucu vermeyecektir (Google’ın Fransa’da, Skype’nin Rusya’da uyguladığı sistemin Türkiye’de uygulandığını düşünün).
Online reklamcılık olmadan e-ticaret olmaz
Biz ne istiyoruz? Her şeyin internete taşındığı, e-ticaret ve veri ticareti ile para kazanılan günümüzde, Türkiye’deki şirketlerin gelir kaynaklarını koruması ve geliştirmesi için güçlü bir yerel online reklam ekosistemi kurmak istiyoruz.
Türkiye’de online reklamcılık yabancı şirketlerin tekelinden kurtulmalı. Yoksa e-ticarette kazandığımızı Google gibi şirketlere geri ödeyeceğiz. Bizim sitelerimizin, bizim şirketlerimizin, haber sitelerimizin arama listesindeki isimlerinin yanında reklam yayınlayacaklar, ancak bundan kimse pirim alamayacak. Dilerseniz Google’ın Türkiye’de AdWords ile reklam yayınlayan sitelere ne kadar para verdiğini sorabilirsiniz. Bu konuda resmi bir açıklama yapmıyorlar, ancak çok düşük rakamlar.
Türkiye’de online davranışsal reklamcılık (OBA) sisteminin kurulması ve Google gibi arama motorlarının kayıt içi ekonomiye dahil edilmesi, Türkiye’nin kendi reklam şirketlerinin online reklamcılıkla gelişmesi açısından önemli. Bu, haber sitelerine ve Türkiye’deki şirketlere rekabet gücü kazandıracaktır.
Tabii bu primlerin kime ne kadar ödeneceği de önemli. Türk İnternet, Gelecekonline gibi haber siteleri ve bloggerlar yerine, sadece klasik basın bundan yararlanırsa hakkaniyetli bir durum olmaz. Özgürlükçü bir durum da olmaz, çünkü interneti devlet kontrolündeki basının emrine vermek anlamına gelir… Reklam gelirleri ile şirketlere, devletlere göbekten bağlı, kontrollü, yandaş ve sansürcü bir habercilik anlayışının; internette çoktan modası geçtiği halde, devlet eliyle, Google’a baskı yaparak zorla sürdürülmesi anlamına gelir.
Kişisel verilerin gizliliği korunmazsa online reklamcılıkla haksız rekabet olur
Öte yandan Büyük Verinin “Third Data” tarafının, yani bilginin üçüncü taraflarla paylaşımının düzenlenmesi de şart. Kişisel verilerimizin Android, iPhone, PC ve benzeri cihazlar üzerinden bilmediğimiz üçüncü taraflarla paylaşılması sadece özel hayatın gizliliğini ortadan kaldırmıyor. Aynı zamanda Türkiye ekonomisine karşı haksız rekabet de oluşturuyor.
Sonuçta Türkiye’deki şirketler arama motorlarının sayfalarında gösterildiğinde, bu gösterimlerin yanında arama motorlarının yayınladığı reklamlar da olacak. Bu Türkiye’deki reklam ekosistemiyle rekabet etmek demektir. Google gibi şirketler bunun primini ve vergisini ödediğinde sorun yok diyebiliriz ama Google tüm kullanıcılarının, kurumsal ve bireysel “internet gezginlerinin” bilgilerini de topluyor… Nitekim son zamanlarda sosyal ağların ve bazı arama motorlarının bu bilgileri yurtdışındaki itibar şirketleri, pazar araştırma şirketleri vb. ile paylaştığını okuyoruz.
Bizde de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) vatandaşların gizli sağlık bilgilerini üçüncü taraf şirketlere sattığı yönünde haberler çıktı. Geçen yaz da, PTT’nin üniversite sınavına girecek öğrencilerin ÖSYM bilgilerini il eğitim müdürlükleri ve okullardan istediğini, bu bilgileri satmayı planladığı ama Milli Eğitim Bakanlığının buna izin vermediği yönünde haberler okumuştuk (Örneğin Habertürk: PTT, 3 milyon öğrencinin bilgilerini topluyor).
İşte özel hayatın gizliliğinin ortadan kalkması böyle haksız bir rekabet oluşturuyor. Buradaki durum bizim içeriğimizden VE online reklamlarımızdan katma değer yaratılması ve bizim sırtımızdan para kazanılmasıdır.
Bu katma değeri de kayıt içi ekonomiye dahil etmek istiyorsak, İnternet Geliştirme Kurulu’nun OBA Çalıştayında söylediğim gibi; bilginin üçüncü taraflarla paylaşımını sınırlandırmalı, internet kullanıcılarından izin alma şartı getirmeli, bu sürece şeffaflık kazandırmalı ve internetten anında güncellenen siteler ile tüm paydaşlara duyurmak için gerekli düzenlemeleri yapmalıyız.
OBA şart ama OBA’yı iyi düzenlemezsek, Türkiye’de internet üzerinden başlayacak veri yağması, ülkemizin reklam gelirlerine ve rekabet gücüne onulmaz zararlar verecektir.