Şaşırtan Keşif: Evrende 2 Trilyon Galaksi Var
|Evren’de galaksi sayısı 10 kat arttı ve Hubble uzay teleskopunun son sayımına göre 2 trilyon galaksiye ulaştı. Paniklemeyin ama evren küçüldü yazımda gözlemlenebilir evrenin yarıçapının son sayımlarda 46,5 yerine 47 milyar ışık yılı çıktığını yazmıştım. Anlaşılan evren hem küçüldü hem de kalabalık çıktı.
200 milyar galaksi yerine 2 trilyon
NASA’nın Hubble uzay teleskopu ve diğer gözlemevlerinin yaptığı son yoklamada 2 trilyon galaksi parmak kaldırıp ben buradayım dedi. Oysa bugüne kadar Evren’de sadece 200 milyar galaksi olduğu sayılıyordu. Hatta bazı tahminler gökada sayısını 120 milyar olarak gösteriyordu. Peki ne oldu?
10 yılda 10 kat galaksi mi doğdu?
Evren’de 10 yılda 2 trilyon galaksi doğurmak istiyorsanız bunun tek bir yolu var: Yeni bir büyük patlama ile yeni galaksiler yaratmak. Hayır, Evren’deki galaksi sayısı artmadı. Bunun yerine yeni teleskoplarla eskiye göre 10 kat gökada görmeye başladık.
İlgili yazı: Paniklemeyin Ama Evren Küçüldü
Gece göğü neden karanlık?
19 yy’ın başlarında Alman astronom Olbers basit bir soru sordu: Evren sonsuzsa içinde sonsuz sayıda yıldız olmalı ve bu nedenle geceleri gündüz gibi parlak olmalı. Olbers Paradoksu olarak adlandırılan bu problem Evren için önemli sonuçlar doğurdu.
Bir kere Evren’in sonlu ama sınırsız olduğunu anladık. Evren sürekli genişliyordu ama gözlemlenebilir evrenin büyüklüğü sınırlıydı. Bu nedenle Evren’de sonsuz sayıda yıldız yoktu ve geceleri karanlıktı. Ancak, yeni keşfedilen 2 trilyon gökada Evren ve galaksi oluşumu hakkındaki fikirlerimizi tekrar değiştiriyor.
Öncelikle 2 trilyon gökada geceleri gündüz gibi aydınlatmaya yeterli. Öyleyse neden karanlık? Bilim insanları bu sorunu nihayet çözdüler. Ancak ipucu kozmik mikrodalga artalan ışımasında yatıyordu.
İlgili yazı: İnternetinizi uçuracak en iyi 10 modem
Planck gözlemevi
Planck gözlemevi 2013’te yaptığı gözlemlerde Evren’deki karanlık madde miktarını güncelledi; ama bu gözlemleri Evren’i doğuran büyük patlamadan kalma kozmik mikrodalga artalan ışımasına borçluyuz. Bugün mikrodalga dalga boyundaki bu radyasyon bütün gece göğünü kaplıyor.
Kısacası geceleri aydınlık!
Ancak, Evren 13,78 milyar yıl önce oluştu ve bu ışık çok soluk. Bu yüzden de çıplak insan gözüyle göremiyoruz ve geceleri bize karanlık geliyor; ama teleskoplar bu ışığı görüyor. Aynı mantık 2 trilyon galaksi için de geçerli.
Onlar da gecelerimizi aydınlatıyor, ama bu galaksiler çok uzak ve ışık hızı da sınırlı olduğu için bugün görebildiğimiz galaksi ışığı aslında 10 ila 13 milyar yıl önceden kalma. Ayrıca galaksilerin önemli kısmı şimdi bizden 40-45 milyar ışık yılı uzakta yer alıyor; yani gecelerimizi aydınlatacak ışığın büyük kısmı daha bize ulaşmadı.
Ulaşsa bile aradaki mesafe ve uzaklaşan galaksilerin ışığı lastik gibi germesinden kaynaklanan Doppler etkisi nedeniyle galaksi ışığı göremeyeceğimiz kadar soluk ve kırmızıya kaymış olurdu. Bu kızılötesi ışığı sadece Spitzer uzay teleskopu gibi ışığı değil, ısıyı gören (termal gece görüş kamerası olan) teleskoplarla görebiliriz.
İlgili yazı: Dropbox, Github, Drive engellendiği zaman kullanacağınız en iyi 3 VPN
Galaksiler nasıl oluştu?
Gökada oluşumunu karanlık maddeye borçluyuz ve bu konuyla ilgili en yeni karanlık madde teorilerini Popular Science Türkiye Kasım sayısı için yazdım. Ancak burada galaksilerin nasıl oluştuğuyla ilgili yeni bir detay vereceğim.
Cüce galaksiler
Geçen ay yeni projelerime dalarak çok yoğun bir tempoya girmeden önce sahilde yürürken uzun zamandır aklımı kurcalayan bir konuyu kendime tekrar sordum: Cosmos belgeselinin sunucusu Neil DeGrasse Tyson Evren’deki galaksi sayısını 120 milyar olarak veriyordu. İyi de astronomlar bu sayıya cüce galaksileri dahil ediyor mu?
Örneğin Wikipedia’da basit bir arama yaptığımız zaman Samanyolu’nun Büyük ve Küçük Macellan dahil, 50’den fazla uydu galaksisi olduğunu görüyoruz. Bunların hepsi de cüce galaksiler. Üstelik astronomlar bunların çoğu zaman büyük galaksilerle çarpışıp birleştiğini, bazen de dev yıldız kümelerinin birkaç milyar yıl için galaksiden kopup yerçekimi etkisiyle tekrar geri döndüğünü söylüyor.
Peki bu galaksi oluşumu açısından ne anlama geliyor? Öncelikle Evren’in ilk gençliğindeki galaksilerin hemen hepsi cüce galaksilerdi. Aralarında birleşerek bugünkü galaksileri meydana getirdiler. Çarpışmalar sürüyor! 3 milyar yıl sonra Samanyolu da bizden büyük komşumuz Andromeda ile çarpışarak yeni bir yıldız doğum süreci başlatacak.
İkinci konu daha ilginç: Buna göre Evren’de 10 milyar yıl önce daha çok sayıda galaksi vardı. Bunlar çarpışarak birleşti ve zamanla galaksi sayısı azaldı. Kısacası bugün saydığımız 2 trilyon galaksinin bir kısmı artık aramızda yok. Aradan geçen zamanda birleşip daha büyük galaksiler oluşturdular.
İlgili yazı: Karanlık Madde Kara Delik mi?
Karanlık madde muamması
Popular Science Türkiye’nin yeni sayısında anlatacağım gibi karanlık madde küçük galaksilerin birleşip nasıl büyük galaksiler oluşturduğunu açıklamıyor. Bu konu bilim insanlarının canını çok sıktı ve bazıları “Belki de karanlık madde diye bir şey yok, bütün bunlar serap” deyip yeni kozmoloji teorileri geliştirmeye başladı.
İngilizlerin oyunu
Diyorum ki galaksileri tek tek saydık mı; yani bugün SpaceEngine ve No Man’s Sky gibi Evren’deki galaksileri gösteren güzel simülasyon oyunları var. Bunlar süreçsel türetim denilen teknikle bilgisayarda 18 trilyon kadar sanal gökada yaratabiliyor. Bu nedenle 2 trilyon galaksiyi de bilgisayarla tek tek saymış olduğumuzu düşünebilirsiniz.
Ancak, Nottingham Üniversitesi’nden Christopher Conselice ve ekibinin belirttiği gibi, elimizde gerçek uzayı hızla tarayarak bunu başaracak kadar gelişmiş bilgisayarlar yok. Ayrıca o kadar galaksinin ışığını ham veri olarak da toplamış değiliz.
Bilim insanları bunun yerine gökyüzünün tamamına bakıyor ve görebildikleri bütün soluk galaksileri sayıyorlar. Ardından bunlara bakarak Evren’deki toplam gökada sayısı hakkında tahminde bulunuyorlar. Son tahminler soluk ve cüce galaksileri hesaba katarsak gökada sayısını 2 trilyon olarak veriyor.
Bundan önceki sayımı Hubble Ultra Derin Alan taramasıyla 90’larda yapıp maksimum 100 milyar galaksi var demiştik. Tyson 120 milyar galaksi derken bu sayımın güncellenmiş sürümünden söz ediyordu ve bunu da yıllar önce söylemişti. Aradan geçen zamanda daha çok gökada bulundu.
İlgili yazı: Karanlık Maddeden Oluşan Galaksimiz Dragonfly 44
2 trilyon nereden çıktı?
Evren’deki galaksi sayısı 10 kat arttıysa 100 milyar x 10 bir trilyon galaksi etmez mi? 2 trilyon nereden çıktı? Dediğim gibi Evren’deki galaksi sayısını bilmiyoruz ve kaba tahminler yürütüyoruz.
Eski verilerden yola çıkarak Evren’de 100 milyar galaksi saymıştık dersek bugün bu sayı 1 trilyon olarak güncellendi. 200 milyar gökada var sanıyorduk dersek bu sayı şimdi 2 trilyon. Kesin olan tek şey Evren’deki gökada sayısının en a 10 kat fazla olması.
Conselice konuyla ilgili açıklamasında şunu söylüyor: “Bu sonuçlar gökada evriminin önemli bir kısmının Evren’in tarihi boyunca hiç durmadan devam ettiğini gösteriyor. Bu süreç bugün de sürüyor ve galaksi çarpışmaları ile mevcut galaksi sayısı büyük ölçüde azalmış bulunuyor. Böylece biz de Evren’deki büyük ve küçük galaksileri tepeden aşağı sıralayabiliyoruz.”
İlgili yazı: Beşinci Element ve Karanlık Foton
Nasıl saydılar?
Conselice ve ekibi Hubble derin uzay görüntülerini bilgisayarla 2 boyutlu fotoğraflardan 3B simülasyonlara dönüştürdüler. Böylece Evren’in gençliği ve yetişkinliğinde galaksi sayısını daha net tahmin ettiler ve daha kesin sonuç için bu simülasyonları matematik modelleriyle desteklediler.
Sonuçta bugün Evren’de gerçekten var olan galaksilerin yüzde 90’ının teleskopla göremeyeceğimiz kadar uzakta olduğuna karar verdiler.
2 trilyon galaksi böyle çıktı
“Evren’deki galaksilerin yüzde 90’ınını henüz keşfetmediğimizi düşünmek insanın aklını başından alıyor. Bu galaksileri gelecek kuşak teleskoplarla keşfettiğimiz zaman kim bilir ne ilginç özelliklere sahip olduklarını bulacağız. Yakın gelecekte dev James Webb uzay teleskopu ultra soluk galaksileri görebilecek.” Öyleyse blogda ve bilimde evrensel keşif heyecanı da sürecek. 🙂
Discovery kanalında, “evrenin işleyişi” adlı bir program var. O programların birsinde “galaksiler” konusu anlatıldı. Galaksileri, oluşturan ortasındaki masif karadelikleri mi, yoksa masif karadelikleri oluşturan galaksiler mi diye tarşıyorlardı. Bir tane cüce galaksi ortasında da masif kara delik keşfetmişler, bu tüm cüce galaksilerde de masif kara delik bulunuyormuş. Buna göre önce masif karadelikleri sonra bu karadeliklerin uzaya madde ve enerji püskürterek galaksileri oluşmasından bahsettiler…Bu konuda sizi fikriniz varmı? İyi akşamlar…
Heisenberg belirsizlik ilkesine benziyor.. yani belirli bir konumdan ve zamandan uzaya baktığında evrendeki galaksi sayısını madde miktarını bilemezsin belirleyemezsin .. çünkü bazı galaksiler çok uzak bazılarının da ışığı dünyaya hiç ulaşmayacak .. şu andaki gördüğün resim ise çoğunlukla geçmişe ait.. kimi galaksiler birleşmiş ve büyümüş kimi galaksiler bölünmüş ve parçalanmış kimileri ise çoktan yok olmuş .. yani meşhur elektronun yerini hiçbir zaman belirleyememe durumunun benzeri burada da söz konusu sanki … şimdilik bu kadar varsayım yeter…
evren küçülmedi!!! bilakis artan bir ivme ile hızlanmaya devam ediyor!!! ve hatta bu şekilde hızlanması neticesinde ışık hızını dahi geçebileceği konuşuluyor artık! (zaten kuvvetle muhtemel, big bang evresinin ik zamanlarında da ışıktan daha hızlı bir hız olduğu söylenilmektedir!
kısacası;
hesapların güncelllenmesi, kainatın küçüldüğü manasına gelmez!!! “gelir” diyen ise kainattaki ivmenin ne olduğunu bilmiyor demektir!!!
Merhaba Ekrem Bey,
Gözlemlenebilir evren bugün Dünya’dan baktığımızda bugün ve gelecekte görebileceğimiz en uzak galaksilerin sırına göre belirlenir. Eskiden kozmik ufkun 46 milyar ışık yılı çapında olduğunu sanıyorduk. Şimdi yeniden ölçtük ve biraz küçük çıktı. Gözlemlenebilir evrenin büyüklüğünü doğru hesaplayıp daha küçük olduğunu bulmamız göremediğimiz evrenin küçüldüğü anlamına gelmez (bugün bize ışığı asla dünyaya ulaşamayacak kadar uzak galaksilerin yer aldığı uzay parçası).
Sevgiler,
cevaptır!
“Hüseyin 15/10/2016 Cevapla
Discovery kanalında, “evrenin işleyişi” adlı bir program var. O programların birsinde “galaksiler” konusu anlatıldı. Galaksileri, oluşturan ortasındaki masif karadelikleri mi, yoksa masif karadelikleri oluşturan galaksiler mi diye tarşıyorlardı. Bir tane cüce galaksi ortasında da masif kara delik keşfetmişler, bu tüm cüce galaksilerde de masif kara delik bulunuyormuş. Buna göre önce masif karadelikleri sonra bu karadeliklerin uzaya madde ve enerji püskürterek galaksileri oluşmasından bahsettiler…Bu konuda sizi fikriniz varmı? İyi akşamlar…”
adlı yazımda bizim galaksimiz merkezinde de kara delik vardır. ancak bir kara deliğin madde fışkırtarak galaksi oluşturabileceğini söylemek şu yönlerden mantıksızdır;
1-) ışığı dahi içine çeken bir kara delikten (jet akımı hariç) madde ve enerjinin kaçması imkansız. hal böyle iken galaksi gibi yoğun madde ve enerji barındıranların kara deliklerden oluştuğunu varsaymak, akla aykırıdır!
2-) her şeyi içine çeken ve bu şekilde büyüyen bir kara delik nedeniyle galaksilerin oluşabileceğine dair bir bilgi de yok bir gözlem de yok! ancak karanlık madde (dark matter) ve karanlık enerji (dark energy) sayesinde galaksilerin “dağılmadan” (çarpma hariç) bir arada kalabildikleri artık bilimsel bir gerçektir.
3-) ya seslendirme de ya da bilgilerde yazım hatası olmuş… zira national geographic belgesellerinde de suda animasyonla balık gibi bir şeyden karada yürüyen dinazor???” yapabildikleri için nasa gibi diğer kaynakları araştırın.
4-) kara delikler ne kadar yoğun ve büyük olursa olsun söz konusu galaksiler olunca işin rengi değişir! galaksi boyutlarını düşündüğümüzde kara deliğin bir yıldız gibi gezegenleri yörüngesinde döndürmesi gibi galaksi oluşturması imkansızdır! (bakınız: kütle çekim, galaksideki madde yoğunluğu, karanlık madde ve karanık enerji)
Merhaba Ekrem Bey,
Yazıda zaten kara deliklerin içinde güneş sistemleri olduğu söylenmiyor. Kara deliklerin içinde evrenler olduğu da söylenmiyor. Sadece kendi çevresinde dönen kara deliklerin iç olay ufkunda büyük patlamaya neden olup yeni evrenlerin oluşumunu tetikleyebileceği söyleniyor (kanıtlanmadı). Buna göre evreni doğuran büyük patlama bir kara deliğin içinde gerçekleşmiş olabilir. Büyük patlamaan sonra yeni bir uzay-zaman yaratıldığı ve bir an için ışıktan hızlı genişlediği için kara deliğin yeni evreni etkilemesi veya ona zarar vermesi bu teori geçerli olsa bile imkansızdır.
Sevgiler,
Merhaba,
Ben çok kafası çalışan birisi değilim. Bir sorum var. Acaba teleskopla görüntüleyemedikleri bir şeyi nasıl varsayımla tahmin edebiliyorlar?
Teşekkürler
Hani fotoşoklanmamış bir seçim kampanyası fotoğrafına bakıp da meydandaki insanları sayarız ve kadrajın dışında kalan insanların sayısını da tahmin ederek o gün meydanlara o parti için o kadar kişi çıkmış olmalı deriz ya; işte öyle. Görebildiğimiz yıldızları sayıyoruz, görebildiğimiz galaksileri sayıyoruz. Sonra evrenin büyüklüğünü bildiğimiz için evrende şu kadar galaksi vardır diyoruz. yine de tahminlerimiz 2 – 10 trilyon galaksi arasında değişiyor; yani işin başındayız ve 10 kat yanılma payımız var.
Peki bizzat görerek tespit ettiğimiz kaç adet galaksi var. Yani tahmin değilde bizzat görülüp/tespit edilip sayıp isimlendirdiğimiz kaç galaksi var. Bunlar herhangi bir sitede yayınlandı mı. Teşekkürler
Elbette. İstatiksel olarak Hubble gözlemleri 100 milyar diyor, ancak 2 trilyona kadar çıkıyoruz. Buna ek olarak galaksi kataloglarında tanımlanmış milyonlarca galaksi var. Örneğin The Hubble Deep Fields.
bak cahil kızım o 2 trilyon galaksi sadece gözleyebildiğimiz evrende gözleyemediğimiz de halen ne olduğu bilinmiyor