“Doktor Robot” RP-VITA ile Sanal Muayene Devri >> Sosyal medyada yükselen değer Video Sohbet
|Sosyal medya bazılarının dediği gibi ölüyor mu, yoksa sadece bir dönüşüm mü geçiriyor? Hastanelerde doktor sayısının azlığına çare olan yeni “Doktor Robot” RP-VITA bu soruya cevap veriyor.
Sevgili okurlar, bu yazıya iki başlık attım, çünkü konumuz yalnızca uzaktan kumandalı bir robot hikayesi değil… iRobot RP-VITA, aynı zamanda, sosyal medyanın değişen yüzünü gösteriyor ve sosyal medyada başarılı olmak isteyen markaların da bu yeni trendi iyi kullanması gerekiyor: Sosyal ağlarda video sohbet, telekonferans ve viral video entegrasyonu sosyal medyanın geleceğini belirleyecek.
RP-VITA’nın iki önemli özelliği var: Birincisi, sağlık sektöründe doktor yetersizliği sorununa çare olması. İkincisi ise “mobil telekonferans özelliği” sayesinde, sosyal medyayı video sohbet odalarıyla birleştirmesi. Şimdi bunları sırayla ele alalım.
İlk konunun faydaları ortada: Nüfus artıyor, hasta sayısı artıyor ve hastanelerde yatak ihtiyacı artıyor. Ancak, yetişmiş doktor sayısı bu kadar hızlı artmıyor. Hastalar, hastanede yalnız ve bakımsız kalıyor. Bunu gazetelerde her gün okuyoruz. Hastaneden geri dönen hastalar, ihmal edilen hastalar ve gecikmeye bağlı ölümler…
Çaresi Doktor Robotlar… Doktor robotlar, hastanede uzman hekim ve pratisyen hekim eksikliği sorununu çözebilir ama küçük bir problem var:
Robotlar insanlar gibi akıllı değiller ve hastaya doktor gibi teşhis koyamazlar, gülümseyerek hastanın moralini yüksek tutamazlar. Öyleyse ne yapmalı?
ABD’de iRobot ve InTouch Health firmaları da bu soruyu sordular ve şöyle cevapladılar: Mobil telekonferans özelliği olan olan bir robot yapalım ve sadece basit bir ekranla da olsa, doktorun gülen yüzünü hastanın odasına taşıyalım. Doktoru “sanal olarak” ayağınıza getirmek, sizi sanal muayeneden geçirmek… İyi fikir!
Sosyal medya hayat kurtarıyor
iRobot’un geliştirdiği RP-VITA çok basit bir konsept. İnsan boyunda tekerlekli bir “direk” var, bu mobil direğin başına bir LCD monitör bulunuyor. iRobot RP-VITA, hastalarla bir web kamera ve hoparlörler yardımıyla iletişim kuruyor.
Gerisi kolay: Aniden öksürüğü tutan hasta, hemşireyi çağırıyor ve hemşire de hemen doktora haber veriyor. Uzman doktor, çeşitli sebeplerden dolayı hastanın yanına gelemiyorsa, iRobot RP-VITA’yı çağırıyor ve bu “telekonferans robotunu” iPad ile kontrol ederek, hastanın odasına gönderiyor. Doktor, hastayı robota takılı monitörün web kamerasından izliyor ve robotun mikrofonuyla hoparlörlerini kullanarak hastaya kendini nasıl hissettiğini soruyor.
Hastayı fiziksel olarak muayene etmek gerektiğinde ise, uzman doktor, hastanın yanındaki hemşire veya pratisyen hekimi iRobot RP-VITA üzerinden yönlendiriyor. Böylece hemşireler veya pratisyen hekimler serum takma, ilaç verme, ciğerleri dinleme gibi işlemleri uzman doktor gözetiminde yapıyor. Kriz geçiren bir hastaya uzman doktorların zamanında yetişemediği ve hemşirelerin yetersiz kaldığı bir durumda, “mobil telekonferans robotu” RP-VITA, doktorların hastaya sanal olarak müdahale etmesini sağlayarak hayat kurtarabiliyor.
Başhekimler acil durumda bir robota güvenmek istemiyorlarsa, iRobot RP-VITA’yı sadece rutin muayenelerde kullanarak doktorların daha ciddi vakalarla ilgilenmesini sağlayabilirler. Her durumda, iRobot RP-VITA, sosyal medyanın en yeni trendleri olan telekonferans ve video sohbet entegrasyonunu kullanıyor. Bunu daha yakından inceleyelim.
Sosyal medya ölüyor mu?
Son zamanlarda internette bir söylenti aldı yürüdü: Bazıları çıkıyor ve diyor ki sosyal medya ölüyor… Hayır efendim, sosyal medya ölmüyor, kanlı-canlı yerinde duruyor.
Ancak, sosyal medyayı hedef kitleye ulaşamayan gazete ilanları gibi reklama boğan, Facebook ve diğer sosyal ağları ilan tahtasına çeviren ve geçen yüzyılın en sıkıcı icadı olan reklamları insanların kafasına zorla, çivi gibi çakmaya çalışan zihniyet ölüyor.
Kısacası insanlar artık sosyal medyadaki reklamları “yutmuyorlar”. Google AdWords’deki reklamların eskisi kadar iş yapmamasının veya Facebook’taki marka ve ürün sayfalarının eskisi kadar popüler olmamasının, Facebook’un da bunu aşmak için türlü atraksiyon yapmasının sebeplerinden biri bu.
İnsanlar dürüst ve eğlenceli bir sosyal medya istiyor… Markalar henüz bunun pek farkında değil ama Facebook kullanıcıları sosyal medyanın yeni yüzünü çoktan kullanmaya başladı: Duvarlarında gittikçe daha fazla Youtube videosu ve viral video paylaşıyorlar. Akıllı telefon ve tabletlerde Skype gibi video sohbet uygulamalarını kullananların sayısı hızla artıyor. Büyük ulusal gazetelerin web siteleri bile tıklamalarını kendi takipçilerinden ziyade, Facebook üzerinden paylaşılan haber ve video linkleri üzerinden alıyor.
Windows Phone 8 ve video sohbet entegrasyonu
Bir süredir blogumda Windows Phone 8 işletim sistemini inceliyor ve Android’le karşılaştırıyorum. Bana göre WP 8’in en güçlü yanı, sosyal medyanın yeni trendini iyi anlamış olması… WP 8’de People Hub uygulaması var. Bu uygulama, Facebook gibi sosyal ağları Skype gibi video sohbet platformlarıyla birleştiriyor.
WP 8’de Skype gibi bir video sohbet uygulamasını başlattığınız zaman, başka sohbet uygulamalarını kullanan arkadaşlarınız da aynı sohbete dahil olabiliyorlar… Yani sizinle sohbet etmek için aynı sohbet uygulamasını kullanmak zorunda değiller. Elbette farklı sohbet odalarının entegrasyonu kullanıcıya büyük esneklik sağlıyor.
VP8’de sohbet ederken, telefon veya tabletinizdeki Kişisel Profilinizi sohbet odasına bağlayabiliyorsunuz. Etkinlik takviminiz, en yeni sosyal ağ güncellemeleriniz (örneğin Facebook durum güncellemeleri) hem profilinizde hem de video sohbet odasında arkadaşlarınıza gösteriliyor. WP 8, sohbet odası entegrasyon özelliğini, şimdilik yalnızca kendi uygulaması olan People Hub üzerinden sağlıyor.
People Hub, Twitter mesajlarının Facebook duvarında otomatik olarak yayınlanmasından çok daha gelişmiş bir sosyal ağ bağlama özelliği. Çünkü video sohbet, viral video linkleri gibi yeni tredleri, takvimleri ve durum güncellemelerini de işin içine katıyor. (Windows Phone 8 inceleme yazılarımın ikinci bölümünde detay verdim. Buradan okuyabilirsiniz.)
Reklam vermeyin, mesaj vermeyin
Markalar sözüm size: Reklam vermeyin, mesaj vermeyin. İnsanlar sosyal ağlarda reklam kokan paylaşımlardan bıktı. Bunun yerine dikkat çekmeye, dijital pazarlamada oyunlaştırma denilen tekniğe odaklanın.
İnsanlar ürün veya hizmetlerinizi kendileri denesinler, oynayarak ve eğlenerek öğrensinler. Böylece markanız daha iyi akılda kalır; hedef kitleniz “bize reklam yapıyorlar” algısına kapılmaz ve söylediklerinize samimiyletle inanır.
Sosyal medyada buna engagement (dikkat çekme) ve impression (yani gösterim/etkileşim) diyoruz. Sosyal medyada etkileşim olmadan tanıtım olmaz. İnsanlar etkileşim kurmadıkları Facebook marka sayfalarını hatırlamazlar, Twitter mesajlarını paylaşmazlar. Dikkat çekmenin en kolay yolu ise mizansen yaratmaktır. Viral videolar bunun iyi bir örneğidir:
Buraya iki viral video bağlantısı yerleştiriyorum. Biri Amerikan mobil ağ operatörü T-Mobile’ın Angry Birds virali. Diğeri ise Maymunlar Cehennemi filminin virali… Birinde size Angry Birds oyununu tanıtan bir sahne kurmuşlar. Diğerinde ise “Bir maymunun eline silah verirsek ne olur?” sorusunu soruyorlar… Ve filmin adını bile vermeden filmin, ana fikrini size ima ediyorlar: “Ya maymunlar dünyayı ele geçirirse ve insanları köleleştirirse?”
Küçük bir ipucu: Viral videolarla sohbet edemezsiniz ama Skype gibi bir video sohbet platformunda, arkadaşlarınızla etkileşim kurabilirsiniz. Sosyal medyada video sohbet entegrasyonu derken, insanlar sohbet odasında viral video linkleri paylaşabilir derken bunu da göz önünde bulundurun.
T-Mobile ve Angry Birds
AK-47 ve Maymun
Dijital pazarlama ve sosyal medya iletişiminde oyunlaştırma
Hiç cep telefonu satan bir dükkana girdiniz mi? Tabii ki girdiniz, hepimizin cep telefonu var. 🙂 Bu dükkanların vitrinlerinde sıra sıra telefon maketleri bulunur. Peki neden hiç üşenmezler ve durmadan vitrinlere maket dizerler? Telefon maketlerini elinize alıp oynamanız için tabii… Gördüğünüz, dokunduğunuz, bizzat tecrübe ettiğiniz ve oynayarak öğrendiğiniz bir şeyi satın alma şansınız daha yüksek olduğu için… Cep telefonu maketleri, sadece ürün tanıtımı yapılan yavan Facebook sayfalarından daha çok dikkat çekmektedir.
Oyunlaştırmayla ilgili olarak size bir örnek daha vermek istiyorum. Bu örnek, Kanyon’da güzel bir bahar günü yaptığımız Sony Xperia Arc akıllı telefon lansmanından alınma.
O zaman Zarakol İletişim’de çalışıyordum ve müşterimize dedik ki bu lansmanı fuar mantığıyla yapalım… İnsanları bir yemeğe çağırıp onlara sıkıcı bir ürün sunumu dinletmek yerine, bir fuar standı kuralım. Standa gerçek Xperia Arc telefonları dizelim, bunları 50 inçlik dev bir Sony TV’ye HDMI kablosuyla bağlayalım ve davetlilere dev ekranda mobil oyun oynatalım. Gerçekten de bloggerlar ve gazeteciler telefonu bizzat denediler, kendilerine deneme ürünü gönderilmemiş olanlar da Xperia Arc’ı ilk elden deneme şansına erişti ve etkinlikten gayet olumlu geri dönüşler aldık. Sonuçta insanlara mesaj vermedik, telefonun reklamını da yapmadık ama insanlar mesajımızı aldı.
Viral videolar, video sohbet ve zenginleştirilmiş gerçeklik (augmented reality) sosyal medyanın yeni yüzüdür.
Sosyal medyada reklam yapma, Facebook’ta “like etme” dönemi kapanıyor. Bunun yerini, yukarıda anlattığım Xperia Arc tanıtımının zenginleştirilmiş gerçeklik destekli sanal versiyonları alacak. Çünkü ekonomik krizde maliyetleri düşürmek isteyen markalar, ürün tanıtımlarını artık telekonferans ve video sohbet üzerinden ve zenginleştirilmiş gerçeklik desteğiyle yapacak. Sosyal medyanın yeni yüzü, video sohbetin veri yükünü kaldıran geniş bant internet erişiminin ucuzlamasına paralel olarak yaygınlaşacak. iRobot’un hastaneler için geliştirdiği mobil telekonferans robotu RP-VITA, bunun günlük hayattaki bir uygulamasaydı.
Markaların sosyal medyada video sohbet, zenginleştirilmiş gerçeklik ve viral videoları etkili bir şekilde nasıl kullanabileceğini ayrı bir yazıda ele alacağım. Şimdilik sizi iRobot RP-VITA ile başbaşa bırakıyorum:
iRobot RP-VITA (Bu video da bir mizansen. Burası gerçek hastane değil.)