Dinozorlar Geçidi – 1 >> Katil asteroitler 3 milyar yıl önce okyanusları kaynattı, göğü dağladı ve Dünya’yı sarstı
Dünya’nın durulduğu bugünlerde asteroit çarpışması derken 500 kilotonluk termonükleer başlığa eşdeğer yıkım yaratan Çelyabinsk olayı gibi nispeten küçük patlamalardan söz ediyoruz. Dinozor katillerinden değil: 15 Şubat 2013’te Ural Dağları’ndaki Çelyabinsk kasabasının 30 km üstünde patlayan asteroit 7200 binaya hasar verdi, şehrin camlarını kırdı ve 1400’den fazla insanın yaralanmasına neden oldu.
Rusya’nın üzerinde Dünya atmosferine saatte 69 bin km hızla giren 13 bin ton ağırlığındaki meteorun yol açtığı ateş topu 100 km uzaktan bile Güneş’ten daha parlak olarak gözlemlenmişti. Ancak, Rusları paniğe sevk eden bu yüksek irtifa patlaması dinozorları yok eden Çiksulub çarpışmasının yanında hiç kalırdı.
Çelyabinsk asteroiti en fazla bir kasabayı yok edebilirdi, ama bugün Çiksulub benzeri bir “derin darbe” insan türüyle birlikte Dünya’daki canlıların büyük kısmının yok olmasına yol açardı. Fakat 65 milyon yıl önce dinozorları yok eden çarpışma ne ki?
Dünya’da hayat belki de 4,3 milyar yıl önce ortaya çıktı ve eski çağların dev asteroit çarpışmaları ile yüzlerce kez yok edildi. Oysa hayat sandığımızdan dayanıklıydı ve defalarca küllerinden doğan canlılar nihayet 3 milyar yıl önce gezegenimizi kalıcı olarak sardı. İşte bu yazıda Dünya’nın yaratılış sancılarını anlatıyoruz. O günden bugüne nasıl geldik? Bu hiç de kolay olmadı.
10 km’lik Çiksulub asteroiti 8,9 km yüksekliğindeki Everest Dağı kadar büyüktü. Bununla birlikte, 3,26 milyar yıl önce Dünya’ya çarpan ve gezegeni yarım saat boyunca 10 şiddetinde depremlerle sarsan antik asteroit, 37 km’lik genişliğiyle ABD’nin Kuzey Atlantik Okyanusu kıyısındaki Rhode Island şehri kadar büyüktü.
Bu dev asteroit okyanusları kısmen ve geçici olarak buharlaştırdı, gökyüzünü Matrix filmindeki gibi dağlayarak kararttı ve muhtemelen Dünya’daki canlıların neredeyse tümünü öldürdü. Lakin hayat yeniden boy göstererek gelişti, serpildi ve sonunda 65 milyon yıl önce Çiksulub felaketiyle yok olan dinozorları doğurdu.
Dünya’ya çarpan en büyük cisim Mars büyüklüğünde bir gezegendi (!) ve bunu Ay Nasıl Oluştu başlığı altında anlattık. Bu sebeple, Hiroşima’ya atılan atom bombasından 4,8 milyar kat güçlü Çiksulub patlamasından pek etkilenmemenizi öneririm ama bu günümüz için geçerli. 65 milyon yıl önce o asteroiti gökyüzünde görseydik, 24 saat içinde bütün gezegeni saracak olan afetten kaçamaz ve ölürdük.
Çiksulub patlaması denizde gerçekleşti. Atmosfere saatte 69 bin km hızla giren bu dev asteroitin bugün Meksika’daki Yucatan Yarımadası’nın açıklarında yer alan okyanus tabanına ulaşması bir saniye bile sürmedi. 5 km yüksekliğindeki dev dalgalar okyanuslarda sesten hızlı yol alarak Dünya kıyılarını vurdu ve alçak kıyılar bu kadar yüksek dalgaları durduramayacağı için anakaraların iç kesimlerini su bastı (dalga yüksekliği konusunda kesin bilgi yok. Simülasyonlar ABD’yi vuran dalgaların 100 m yüksekliğinde olduğunu gösteriyor. Antik asteroit ise 5 km yüksekliğinde dalgalara yol açmış olabilir).
Aynı zamanda bol oksijenli Dünya atmosferi alev aldı. Dev kasırgalar tüm ağaçları devirdi, global yangınlar bütün ormanları yaktı. Çarpışmanın yarattığı süper sıcak toz ve kül bulutu binlerce kilometreye kadar etkili oldu ve civardaki dinozorları Vezüv Yanardağı’nın yol açtığı Pompei afeti gibi diri diri toprağa gömdü.
Çarpışma o kadar şiddetliydi ki tümüyle parçalanan asteroitin açtığı kraterden uzaya fırlayan büyük kaya parçaları bugünkü Amerika, Asya ve Avrupa kıtalarına karşılık gelen alanları ikincil göktaşı bombardımanına tabi tuttu. Muazzam şok dalgaları ise Hindistan alt kıtası ile Büyük Okyanus’taki yanardağların püskürmesine yol açtı, şiddetli depremler de birçok ırmağın yönünü değiştirdi.
Çarpışmanın ardından Dünya yaklaşık 10 yıl boyunca toz ve kül bulutlarıyla kaplandı. 10 yıl süren nükleer kış benzeri global karatmanın ilk iki ayında, ışıktan yararlanarak fotosentez yapamayan bitkilerin büyük kısmı öldü. Ardından otçul dinozorlar ve onları yiyen T. Rex gibi etçil dinozorlar geldi (Jurassic Park filminin zalim kralı). Eski çağların sürekli acıkan dev hayvanlarının bu açlıkla başa çıkması mümkün değildi.
Öte yandan asteroitin karaya değil de denize düşmesi çarpışmanın şiddetini az da olsa azaltarak daha büyük bir yıkımı önledi. Gerçi sualtındaki karbonatlı tortulları eriten çarpışma aynı zamanda atmosfere büyük miktarda zehirli karbondioksit gazı salınmasına neden oldu.
Bugün olsa denize çarpan bir asteroit karaya çarpan asteroitten daha zayıf bir patlamaya yol açar, ama aynı zamanda havadaki CO2 seviyesini arttırarak ölümcül bir küresel ısınmayı tetiklerdi. Ancak o yıllarda bu aksilik Dünya’nın kurtuluşu oldu:
Karanlık günlerin havayı soğutarak yumuşattığı küresel ısınma, buna karşılık olarak gezegenin asteroit kışında donmasını önledi. Ayrıca atmosferdeki fazla karbondioksit uzun vadede bitkilerin rekoltesini arttırarak çarpışmadan sağ kurtulan minik keseli memelilerin hayatta kalmasına izin verdi (ki bunlar arasında atalarımız da vardı).
Oysa asteroitin tahmin edilenden daha derin suya indiğini ortaya çıkaran araştırmacılar bunun hayatta kalanların yaşama şansını arttırdığını gördüler. Ancak, gelecek kuşakları kurtaran bu tesadüf aynı zamanda dinozorların ölümünü hızlandırmıştı.
Derin suya çarpan asteroit atmosferdeki sülfat aerosollarının oranını artırdı. Bu da karbondioksit etkisine rağmen atmosferin soğukkanlı dinozorların yaşamayacağı kadar soğumasına neden oldu ve yıllarca süren zehirli asit yağmurlarıyla akciğerlerini yaktı.
Sonuçta dinozorları sadece büyük bir asteroit çarpışması değil, başta iklim değişikliği olmak üzere bu çarpışmanın yol açtığı türlü felaket öldürdü. Dolayısıyla bugün dünyayı kirleterek küresel ısınmaya yol açan şirketler aslında insanoğlunun sonunu hazırlıyorlar.
Bütün bunlara rağmen Çiksulub çarpışması Dünya’yı milyarlarca yıl önce sarsan dev asteroitlerin yanında cüce kalıyor. 4 milyar 533 milyon yıl önce Ay’ı oluşturan Theia kazasından sonra bildiğimiz en büyük asteroit çarpışması 3,26 milyar yıl önce yaşandı.
O zamanlar Dünya şanslıydı: O yıllarda çok hücreli canlılar yoktu. Hayat bakterilerle sınırlıydı ve bu çarpışmaları nispeten kolay atlatıyordu; ama bugün böyle bir çarpışma olsa Dünya’daki herkes birkaç saniye içinde parçalanırdı.
Tüm asteroitlerin anasına dair ilk kanıtlar Dünya’nın en eski kayalarının korunduğu Güney Afrika’daki Barberton Bölgesi’nde bulunan diyorit taşlarından (yeşil taşı) geliyor. Jeologların bu kanıtları bulması hiç kolay olmadı.
Dünya’da kıtalar kaydığı için eski kaya katmanları her 200-300 milyon yılda bir Dünya kabuğunun derinliklerine batıyor. Yağmur, depremler, yanardağlar, rüzgar, seller, dalgalar, hatta erozyon ve bitkiler zamanla eski kraterlerin izlerini siliyor.
Eski çağlardan kalma asteroit, Çiksulub asteroitinden 3-5 kat büyüktü ve atmosfere saatte 72 bin km hızla girmişti. Çarpışma yeryüzünde 478 km genişliğinde bir krater açtı ve Dünya’yı 30 dakika boyunca sarsan depremlere sebep oldu.
Stanford Üniversitesi’nde konuyu araştıran ekipten jeolog Donald Lowe, “Büyük olduğunu biliyorduk ama ne kadar büyük olduğunu bilmiyorduk” diyor. Artık biliyoruz ve büyüklüğü karşılaştırmak için Büyük Okyanus’taki Hawaii Adası’nın 122 km genişliğinde olduğunu söyleyebiliriz.
Jeologlara göre 4,1 ila 3,8 milyar yıl önce yaşanan Geç Dönem Ağır Bombardıman çağında Dünya’ya bunun gibi bir düzine asteroit çarpmış olabilir. Dünya’nın 4,6 milyar yıl önce oluştuktan sonra maksimum 100 milyon yılda basit hayatın ortaya çıkmasına elverişli olacak kadar soğuduğunu düşündüğümüzde, gezegenin ilk 500 milyon yılında yaşamın defalarca kendini göstermiş ve katil asteroitler tarafından tekrar tekrar yok edilmiş olabileceğini görüyoruz.
Jeologlara göre, yaklaşık 4 milyar yıl önceki Hades Devri’nde (Hadean) Dünya’ya 960 km genişliğinde 1 ila 4 asteroit çarptı. Dev darbeler sonucunda gezgenin kabuğu tümüyle eriyerek lav denizine dönüştü. Bu felaketler Dünya’daki ilk canlıları tamamen yok etti, yeryüzünü sterilize etti. Geç Dönem Ağır Bombardıman çağında ise Dünya’ya 500 km genişliğinde 3 ila 7 asteroit çarptı. Bunlar okyanusları tümüyle buharlaştırdı.
Lowe eski asteroit çarpışmalarını incelemekteki asıl amaçlarını şöyle açıklıyor: “Gezegenimizi evriminin ilk dönemlerinde şekillendiren kuvvetleri ve hayatın evrim geçirdiği ortamları anlamaya çalışıyoruz.”
Dinozorların soyu nasıl tükendi?
Çiksulub çarpışması animasyonu
Çiksulub mega tsunami simülasyonu
1S. Marchi, W. F. Bottke, L. T. Elkins-Tanton, M. Bierhaus, K. Wuennemann, A. Morbidelli, D. A. Kring. Widespread mixing and burial of Earth’s Hadean crust by asteroid impacts. Nature, 2014; 511 (7511): 578 DOI: 10.1038/nature13539