Bulutu hizmet yağmuruna dönüştürmek
|05 Ekim 2012 (Türk İnternet’te yayınlanan yazım)
Bugün dijital evrenin büyüklüğü 500 milyar gigabayt; üstelik dünya nüfusunun yalnızca dörtte biri internete bağlı. Dolayısıyla veri yükünün önümüzdeki yıllarda katlanarak artaracağını öngörüyoruz. Örneğin, 2012 sonunda dijital içerik 2011’e göre yüzde 50 artarak 2,7 milyar terabayta ulaşacak. 2015 için 8 milyar terabaytlık veri yükünden söz ediyoruz.
Önce bir şehir efsanesini yıkalım: Bulut bilişim hizmetleri veren firmaların sıkı bir rekabet içinde olduğu söyleniyor ama aslında bulutta kimse birbirinin rakibi değil. Herkes birbirinin çözüm ortağı. Dolayısıyla bulut ekonomisinde “less is more” değil, “more is more” prensibi geçerli. Şirketler açısından en verimli yaklaşım katılımcı olmak ve ilaç sektörünün 20 yıl önce fark ettiği gibi Türkiye’de bir “kazan kazan” durumu geliştirmek.
Türkiye’de buna uygun bir bulut bilişim ve bulut bankacılık altyapısı olmalı. Yoksa artan veri trafiğine bağlı olarak hem finans sektöründeki iç süreçlerde hem de müşteriye yönelik dış hizmetlerde üstyapı sorunları baş gösterecektir. Bu da bizi telekom sektöründe kurumsal ağ ve fiber internet yatırımlarına getiriyor
Bulutta artan veri trafiğini yönetmek için güçlü network çözümleri
20 yıl önce Türkiye’yi otomatik telefon santralleriyle, bilgi otoyollarıyla donatmaktan bahsediyorduk ve bugün de bulut bilişimden söz ediyoruz. Ancak, altyapıya önem vererek işin temellerine odaklanmak ve iletişim otoyolunu ihmal etmemek her zamankinden önemli. Bulutun kurucusu bilişim sektörü, bulutun otoyolu ise telekom sektörüdür.
Bu noktada geniş bant penetrasyonu, bulutu hizmet yağmuruna dönüştüren veri otoyollarını döşemek için, bölgesel ve küresel şebekeleri birbirine entegre etmek için büyük önem taşıyor. Örneğin, Akamai verilerine göre Türkiye’de ortalama internet erişim hızı 2,4 Mbit. Oysa biz Türkiye’nin yüzde 80’inine 8 Mbite kadar hız sağladığımızı söylüyoruz. 2,4 ve 8 Mbit arasında büyük fark var. Ülkemizde Bilgi Teknolojilerini uygun fiyatlarla yaygınlaştırmak için, ortalama hızımızı en az 6 Mbit seviyesine yükseltmemiz gerekiyor.
Big Datayı (Büyük Veri) yönetecek bir bilişim altyasına ihtiyaç var
“Hayata geçirilmeyen bilgiler eşek yükünden ibarettir”. Bu anonim sözün benzerlerini çocukluğumuzda büyüklerimizden en az bir kere işitmişizdir. Doğru bir söz: Ekonomide istihbaratı iyi olan, piyasayı iyi tanıyan kazanıyor. Dijital evrende, bize bu istihbaratı Büyük Veriyi anlamlandırma teknolojileri sağlıyor.
Bugün dijital evrenin büyüklüğü 500 milyar gigabayt; üstelik dünya nüfusunun yalnızca dörtte biri internete bağlı. Dolayısıyla veri yükünün önümüzdeki yıllarda katlanarak artaracağını öngörüyoruz. Örneğin, 2012 sonunda dijital içerik 2011’e göre yüzde 50 artarak 2,7 milyar terabayta ulaşacak. 2015 için 8 milyar terabaytlık veri yükünden söz ediyoruz.
Şirketlerin “Big Data” olarak adlandırılan bu muazzam veri yığının altından kalkmak için veri toplama ve veri işleme sistemlerini değiştirmesi gerekiyor. Finans sektöründe sürdürülebilir ekonomi buna dayanıyor: ICT teknolojileri iş süreçleri ve hizmet maliyetlerini düşürerek iş geliştirmeyi hızlandırıyor, firmaların rekabet gücünü artırıyor.
Türkiye’de KOBİ’lerden kurumsal firmalara kadar herkesin Büyük Veriye hazır olması gerek
Wikileaks’ten Wikipedia’ya, sosyal ağlara filtre uygulanması tartışmalardan kişisel bilgilerimizi toplayan akıllı telefonlara kadar her alanda dijital haberalmanın öneminin arttığı bir çağda taşıyoruz. Sonuçta bütün bu veriler birleşerek Büyük Veriyi oluşturuyor.
Büyük Veri ile başa çıkmanın iki yolu var: Birincisi Bulut Bilişim ve geniş bant mobil ağlar ile internette işbirliğini geliştirmek. İş süreçlerini bu şekilde hızlandırmak için telekom sektörünün kapsamlı network hizmetlerini yaygınlaştırmak gerekiyor.
İkinci çözüm ise Anlamlı Web 3.0’la gelen ve yapılandırılmış verilerle yapılandırılmamış verileri birleştiren “sosyal zeka” analiz sistemlerini kullanmak… Türkiye’nin yatırım yapması gerken Birleşik İletişim çözümleri, iş zekası analiz programlarının CRM’le ve CRM’in de sosyal ağlarla birleştirilmesinde kullanılacak. Türkiye’nin ekonomik istihbaratını kuvventlendirerek uluslararası arenada rekabet gücü kazanması için “Sosyal Zekanın” ICT çözümleriyle mutlaka hayat bulması gerek.
Bu makalenin devamını Mobil entegrasyonun önemi başlığı altında okuyabilirsiniz