Kuzey Kore İle Sınırlı Nükleer Savaş Açlık Getirir

Kuzey Kore ABD’yi nükleer saldırıyla tehdit ettikten sonra Trump buna ateş ve öfkeyle karşılık vereceklerini söyledi. Ancak ateşten sonra soğuk, karanlık ve açlık gelecek; çünkü sınırlı nükleer savaş bile nükleer kışa yol açarak küresel açlığa sebep olabilir. Ancak asıl tehlike Hindistan ve Pakistan savaşı.

Korkmayın Amerika savaşmayacak

Her ne kadar basın savaş bezirganlığı yaparak web sitelerinin tıklama sayısını artırmak istese de Amerika ile Kuzey Kore arasında büyük bir çatışma çıkması imkansız. Buna rağmen, hem Kuzey Kore diktatörü Kim Jong-un hem de Trump iç politikada ellerini güçlendirmek ve silah tüccarlarının satışlarını artırmak için çatışmayı kışkırtıyor.

Kuzey Kore ile savaş çıkmayacak olmasının ikinci sebebi ise Çin: Her ne kadar Kuzey Kore’nin elinde ABD’yi veya iddia ettikleri gibi Guam askeri üssünü vurabilecek 30 nükleer başlık olsa da bunların hedefine ulaşacağı şüpheli; çünkü nükleer başlık yetmiyor. Bir de bunların hedefine ulaşması ve hedefi ıskalamadan vurması lazım.

Öte yandan, Çin’in 3 megatonluk patlama gücüyle Kuzey Kore’nin 20 kilotonluk silahlarından 150 kat güçlü olan 36 kıtalararası balistik füzesi (ICBM) ve denizaltıdan atılan nükleer füzeleri var (SSBN). ICBM’ler 12 bin km’lik menziliyle Amerika’da herhangi bir yeri ve SSBN’ler de Büyük Okyanus’taki Amerikan uçak gemilerini vuracak kapasitede.

Son olarak Kuzey Kore’nin elinde 8100 parça uzun menzilli top var ve bunlar Güney Kore başkenti Seul’e çevrilmiş durumda. Amerika nükleer saldırı gerçekleştirse bile bunların Seul’ü yakıp yıkmasını engellemesi mümkün değil. Kısacası Kuzey Kore, Güney Kore’yi esir almış durumda.

İlgili yazı: Düz Dünya Teorisini Çürüten 12 Kanıt

 

Öyleyse ne korkuyoruz?

Dünya’da başka bir nükleer savaş riski var o da Hindistan ve Pakistan arasındaki gerginlikten kaynaklanıyor. Bu ülkeler uzun zamandır sınır anlaşmazlığı nedeniyle kavgalı. Hindistan’da uçaktan atılan seyir füzelerine ek olarak ICBM’ler ve denizaltıdan atılan kısa menzilli nükleer füzeler mevcut.

Hindistan’ın her biri 20-60 kiloton gücünde olan 120 operasyonel nükleer başlığa karşılık, Pakistan 20-40 kilotonluk 130 nükleer başlığa sahip bulunuyor. Ancak bunların kaçının operasyonel olduğu bilinmiyor. Bildiğimiz tek şey tipik bir sınırlı nükleer savaşta bu iki ülkenin toplam 100 nükleer başlık kullanacağı.

İlgili yazı: İnternetinizi Uçuracak En İyi 10 Modem

 

Sınırlı nükleer savaş daha tehlikeli

Neden derseniz, ABD ve Rusya arasındaki global bir nükleer savaşta (ki Rusya ile anlaşması yüzünden Çin’in buna katılması kaçınılmaz) iki hafta içinde 500 milyon insan hayatını kaybedecek ve taş taş üstünde kalmayacak. Bu yüzden global nükleer savaşa kimse cesaret edemez.

Hindistan ve Pakistan ise Rusya ile ABD’yi karşı karşıya getirmeden aralarında savaşabilir. Bu bağlamda her iki ülkenin de Hiroşima’ya atılan atom bombasından 2 ila 5 kat güçlü başlıklar taşıdığına dikkat edelim. Bunlar Çin’in 3 megatonluk termonükleer başlıkları kadar güçlü olmasa da toplam 4 megatonluk bir patlama dizisinden söz ediyoruz.

Şimdi diyeceksiniz ki Çin ve NATO’yu hesaba katarsak global nükleer savaşta maksimum 15 bin 500 nükleer başlık kullanılır. Hindistan ve Pakistan bunların yanında toplamı 2 Çin füzesi etmeyen 100 kıtipiyoz atom bombası kullansa ne olacak?

İlgili yazı: İnternette teknik takip ve gözetimi önleme rehberi

 

Küresel açlık olacak

2014 yılında Amerikan Jeofizik Birliği dergisinde yayınlanan araştırmaya göre küresel açlık olacak. Üstelik Hindistan ve Pakistan’ın sadece 100 adet 15 kilotonluk Hiroşima çapında küçük bombalar kullandığını varsaysak bile bu böyle (toplamda yalnızca 1,5 megaton). Peki Dünya sınırlı nükleer savaştan nasıl zarar görür?

Ozon tabakası delinecek

Öncelikle atom bombalarının vurduğu şehirlerle bölgelerin üzerinde yer alan ve bizi Güneş’in zararlı morötesi ışınlarından koruyan ozon tabakası yüzde 20 ila 50 arasında incelecek.

Ardından 20-30 yıllık küresel nükleer kış gelecek; çünkü nükleer patlamaların çıkardığı toz ve kül bulutu Güneş’i örtecek ve etraf kısmi güneş tutulması gibi karanlık olacak. Öyle ki Dünya’nın ortalama sıcaklığı 1 derece azalarak 1000 yıl önceki haline geri dönecek (14 dereceye düşecek).

İlgili yazı: Mobil İnternette Video İzleme Rehberi

 

Hemen öldürmüyor

Nükleer savaşın en korkunç yanı ilk patlamalar değil. İnsanlar patlamadan sonra çıkan yangınlarda ve nükleer serpintinin yol açtığı radyasyon hastalığı yüzünden hayatını kaybediyor. Öyle ki en büyük can kaybı ilk yarım saatte değil, ilk iki haftada yaşanıyor.

Nitekim Hiroşima ve Nagazaki’de 5000 REM’lik akut radyasyon zehirlenmesine maruz kalan Japon yurttaşları bile 5-6 gün yaşadı. Şimdi buna nükleer patlama kaynaklı ateş fırtınalarının insanları kurtarmakta kullanılacak binaları, araçları, yakıt depolarını, tarlaları, erzak depolarını ve hastaneleri yaktığını ekleyelim. Bunu yapınca durumun vahametini anlıyoruz.

Sınırlı nükleer savaşta insanlar altyapı eksikliğinden kaynaklanan açlıktan, susuzluktan ve hijyen eksikliğine bağlı salgın hastalıklardan hayatını kaybedecekler. Buna yaygın yağma ve şiddet olaylarını eklersek işler iyice karışıyor.

İlgili yazı: 5 Adımda Başka Yıldızlara Nasıl Gideriz?

 

Yangınlar bombadan güçlü

Yapılan hesaplamalar yangınların bombalardan daha fazla enerji yayacağını gösteriyor. Atmosfere yükselen kül, toz ve is bulutları (karbon tozundan oluşan aerosol bulutlar) yüzünden stratosfer tabakası aşırı ısınacak.

Stratosfer tabakası 8842 metrelik Everest’in ve 10 bin metrelik yolcu uçağı uçuş irtifasının üzerinde yer alıyor. Bu tabakada yağmur bulutları gibi dikey hava olayları görülmüyor. Sadece yatay bulutlar ve rüzgarlar görülüyor. Sıcaklığı -3 derece olan stratosfere ancak bazı savaş uçakları ve helyum balonları çıkabiliyor.

Bununla birlikte Hindistan ve Pakistan arasındaki sınırlı nükleer savaşta havaya yükselen radyoaktif bulutlar yüzünden stratosferin sıcaklığı 30 dereceye ulaşacak. İşte bu ozon tabakasını yok edecek. Oysa biz son 30 yılda kutuplardaki ozon deliğini kapatmak için zararlı kloroflorokarbon gazlarını buzdolabı ve klimalardan kaldırdık.

Ancak nükleer savaşta sadece güney kutbunda değil, başta Hindistan ve Pakistan olmak üzere Dünya’nın birçok yerinde ozon delikleri açılacak. Stratosfer 5 yıl boyunca yaz günü İstanbul kadar sıcak olacak ve ancak 20 yıl sonra soğuyacak.

İlgili yazı: Saç Dökülmesi ve Beyazlamasına Karşı Kök Hücre Tedavisi

 

Morötesi ışınlar neden zararlı?

Bunlar yeryüzündeki canlıların DNA’sını bozarak kansere ve sakat doğumlara yol açan güçlü ışınlar. Ancak asıl sorun insanların kanser olması değil. Asıl sorun tarlalarda yetişen buğdayın ve sebze-meyvenin kanser olması.

Kısacası nükleer kışın etkilerinin zayıf kalacağı ve nispeten daha çok ışık alacak olan güney yarımkürede bile bitkilerin bir kısmı radyasyondan ölecek.

İlgili yazı: Kontrollü Güç >> Telefon pil ömrünü uzatmak için en çarpıcı 5 yöntem

 

Dahası var

Sınırlı nükleer savaş felaketinden sonra, Güneş ışığının azalması yüzünden hava 5 yıl boyunca sürekli soğuyacak ve ancak 25 yıl sonra Güneş eskisi gibi parlamaya başladığı zaman sıcaklıklar yükselecek. Bu sürede kutuplar tekrar buz tutmaya başlayacak ve okyanuslar soğuyacak.

Bu da Dünya’daki oksijenin yüzde 70’ini üreten ve denizde yaşayan hassas planktonların önemli bir kısmının ölmesine yol açacak. Gerçi bugün bütün ormanlar kesilse ve bütün planktonlarla fotosentez yapan canlılar ölse bile atmosferdeki oksijen 7 milyar insanı 60 milyon yıl yaşatmaya yeter.

Ancak, planktonlar balıklardan, balinalar ve kalamara kadar deniz canlılarının temel besin zinciri halkasını oluşturuyor. Bu nedenle tarlalar ölürken denizdeki balıkların da öleceğini söyleyebiliriz. Sınırlı nükleer savaş kitlesel soy tükenişe yol açacak.

Ortalama sıcaklığın 1,5 derece azalması kışların 2,5 ve yazların da 1 ila 4 derece soğuk geçmesi anlamına geliyor. Bu da ekim mevsiminin enleme bağlı olarak 10 ila 40 gün kısalması demek! İşte nükleer savaşa bağlı iklim değişikliği ziraatı böyle olumsuz etkileyecek.

İlgili yazı: AIDS’e Kesin Çare >> Amerikalı doktorlar HIV virüsünü insan DNA’sından sildi

 

Bölgesel artçı savaşlar

Hindistan ve Pakistan’ın yıkıma uğraması doğrudan olmasa da dolaylı olarak Rusya ile İngiltere bloğunu karşı karşıya getirebilir (sonuçta Amerika tüm nükleer silahlarına rağmen İngiltere’nin kısmi paravanı gibi davranabiliyor ve Batı-Atlantik İttifakı derken bunu kast ediyoruz).

Pakistan ve Hindistan sınırlı nükleer savaş felaketinin ardından zayıfladığında bölge ülkelerinin iki eski düşmanı işgal etmesi ve terör faaliyetlerinin artması söz konusu olabilir. Ortaya çıkacak iktidar boşluğu bu nedenle artçı savaşları tetikleyebilir.

İlgili yazı: 18 Ayda Nasıl 24 Kilo Verdim?

 

Kıyamet Saati ileri alındı

Iron Maiden’ın ünlü Two Minutes to Midnight şarkısında, Atom Bilim İnsanları Bülteni’nde periyodik olarak ayarlanan Kıyamet Saati‘nden söz ediliyor. Bu saat nükleer savaş çıkma riskini gösteriyor. Risk ne kadar büyükse saat gece yarısına o kadar yaklaşıyor.

Nitekim araştırmacılar Kuzey Kore ile ABD arasındaki atışmadan sonra saati 30 saniye ileri aldılar ve artık gece yarısına 2 buçuk dakika var. Bu yazı ABD’nin hiçbir taktik gerekçesi olmadığı halde sırf Sovyetleri korkutmak amacıyla 6-9 Ağustos 1945’te sırasıyla Hiroşima ile Nagazaki’ye atom bombası atmasının arifesinde yazıldı ve gerçek savaş risklerini özetlemeyi hedefliyor.

Örneğin, ABD ile Rusya arasında küresel nükleer savaş çıkma olasılığının yok sayılacak kadar düşük olduğunu düşünenler olduğu kadar, barış için savaşa hazırlanalım diyen Trump’la Kim Jong-un gibi liderler de mevcut. Oysa sınırlı nükleer savaş ihtimalinin global kıyametten daha yüksek olduğunu ve bunun gerçek bir felaketi tetikleyeceğini görüyoruz.

Hatta gözler silahlanma yarışında Kuzey Kore’ye dikilmişken, Hindistan ve Pakistan’ın sırf büyük Doğu ve Batı bloklarına üye olmadıkları için birbiriyle daha kolay savaşabileceğini fark ediyoruz. Oysa nükleer savaş herkesin kaybedeceği bir çılgınlıktır ve başta silah tüccarları olmak üzere kimsenin aylık satış kotasını doldurmaz.

İlgili yazı: AIDS’e Kesin Çare >> Amerikalı doktorlar HIV virüsünü insan DNA’sından sildi

 

Karşılıklı kesin yıkım

Bu yüzden ben silah satarım, nasıl olsa bize bir şey olmaz diyenler tam bir gaflet ve delalet içindeler. Savaşlar sadece daha çok savaşa yol açıyor ve silahlar asla barış getirmiyor. Peki nükleer enerjiyi karşılıklı kesin yıkım yerine barışçıl amaçlarla kullanırsak ne olur?

Barışa odaklanırsak nükleer füzyon, nükleer araba ve küresel ısınmaya karşı sera kentler yazılarında görebileceğiniz gibi insanlığın hem açlık hem de enerji sorununu çözmüş oluruz. Ancak, bunun için önce dünyayı yönetmek üzere kontrollü çatışmalar çıkarıp silah, ürün ve hizmet satan küresel tekellerin hatalarını düzeltmek gerekiyor.

Silahların gölgesinde barış

¹Local Nuclear War