Mars’ta Hayat Varsa Neden Şimdiye Dek Bulamadık? >> Curıosıty Mars’ta “aktif” organik moleküller buldu
|Mars’ın perklorat içeren toprağı muhtemel Mars bakterileri için harika bir yaşam alanı oluşturuyor. Ancak perklorat insanlar için zehirli bir madde. Öyle ki Mars’a gidecek astronotlar uzay giysilerini üsse girmeden önce kapıda bırakacaklar, yoksa zehirlenme riski var. Ayrıca perkloratlı Mars toprağı, ta 1976’da gezegene inen Viking sondalarından bu yana Mars’ta hayat bulmamızı zorlaştırmış bulunuyor. Nasıl mı?
Mars toprağını analiz etmek istediğimiz zaman kızıl gezegene yolladığımız sondalar toprağı kazıyor, numune alıyor ve numuneyi aracın içindeki bir kapta ısıtıyor. Ardından çıkan gazları özel bir tayfölçerle tarayarak toprakta aktif organik madde olup olmadığına bakıyor. Aktif organik moleküller bulunması Mars’ta hayat olma ihtimalini güçlendiriyor, fakat bugüne dek Mars’ta bu yöntemle hayat bulamadık.
Peki neden? Yoksa Mars’ta hayat ararken yanlışlıkla Mars mikroplarını öldürüyor muyuz? Bilim adamlarının geliştirdiği bir teoriye göre, Curiosity ile diğer tekerlekli araştırma robotları Mars toprağını ısıttığı zaman numunedeki perklorat toprakta bulunan mikropları yakıp öldürüyor. Her durumda meraklı kedi Curiosity, Mars toprağında metan gazı ve diğer organik moleküller buldu. Bu durumda Mars’ta hayat da olabilir.
Mars’ta hayat bulmaya ramak kaldı
NASA’nın gönderdiği Curiosity aracı Mars toprağından aldığı numuneleri ısıtıp incelediği zaman metan gazı çıktığını tespit etti. Analiz sırasında havaya karışan gaz molekülleri yüzünden Mars atmosferindeki metan miktarı 10 kat artıyordu. Curiosity’nin Mars toprağını kazmakta kullandığı küçük matkap ise belki de gezegende hayatın varlığına işaret eden aktif organik moleküller buldu.
Michigan Üniversitesi, Ann Arbor’da araştırmalarını sürdüren ve aynı zamanda Curiosity aracının bilimsel deney ekibinde çalışan Sushil Atreya konuyu şöyle açıklıyor: “Metandaki ani ve geçici artış bu gazın yerel bir kaynaktan çıktığını gösteriyor. Metan gazının biyolojik olan ve olmayan birçok kaynağı var. Örneğin suyla ıslanan kayalarda görülen kimyasal reaksiyonlar metan gazı üretebilir.”
Mars’ta hayat vardır veya yoktur demeden önce daha fazla veriye, yani daha fazla test yapmaya ihtiyacımız var. Nitekim meraklı kedi Curiosity de Mars’a indiğinden bu yana toprakta organik moleküller olup olmadığını bulmak için çok sayıda test yaptı.
Curiosity’nin taşıdığı Mars Numune Analiz (SAM) aygıtı 20 ay boyunca deyim yerindeyse atmosferdeki metanı molekül molekül kokladı. Ayrıca 2013 sonu ile 2014 başlarındaki iki aylık sürede dört ayrı ölçüm yaptı ve havadaki metan oranını milyarda yedi molekül olarak ölçtü. Bu değer göze düşük gelebilir, ama Mars’ta metan üreten bakteriler olması ihtimalini arttıran önemli bir sonuç. Çünkü bu testlerden önce ve sonra Mars atmosferindeki metan miktarı 10 kat az olarak ölçüldü.
Organik moleküller hayatın habercisi
Curiosity aynı zamanda Cumberland kayasını delerek elde ettiği tozu test etti ve kaya tozunda farklı organik moleküller buldu. Bu deney Mars yüzeyinde organik molekül olduğunu gösteren ilk kesin kanıttı. Bütün bunlara rağmen Mars’ta hayat var demek için henüz erken. Evet, bu organik moleküller Mars’ta oluşmuş olabilir veya molekülleri gezegene çarpan göktaşları getirmiş olabilir.
Bildiğimiz anlamda hayatın ortaya çıkması için su (H20) ve karbon atomları gerektiğinden organik moleküller de karbon ve genellikle hidrojen atomları içeriyor. Organik moleküller aynı zamanda hayatın yapıtaşlarını oluşturuyor. Ancak, organik moleküller hayat olmayan gezegenlerde jeolojik ve kimyasal süreçlerle de ortaya çıkabilir.
Mars eskiden hayata elverişliydi
Ve mikroplar açısından bugün de hayata elverişli bir gezegen! Bu deneyler Mars’ta hayat olup olmadığını göstermiyor, ama en azından Mars’ta hayata elverişli olan aktif organik moleküller olduğunu gösteriyor. Örneğin metan gazını Mars toprağının hemen altında yaşayan bakteriler üretiyor olabilir. Belki Curiosity toprağı kazınca veya kayaları delince bakterilerin ürettiği metan gazı açığa çıkıyor.
Caltech, Pasadena’dan John Grotzinger (Curiosity bilimsel araştırma ekibinin üyesi), “Bu buluşların önümüze getirdiği bulmacayı çözmek için çalışmaya devam edeceğiz” diyor: “Atmosferdeki metan gazı miktarının değişmesine bakarak Mars’ın aktif kimyası hakkında daha fazla şey öğrenebilir miyiz? Peki, organik madde içeren kayalar bulup kayalarda korunmuş olan organik maddelerin ne olduğunu tek tek tespit edebilir miyiz?”
Konuya Mars’ı da kirlettik, hayırlı olsun diye esprili bir açıdan bakabiliriz ama bu ciddi bir sorun. Nitekim bilim adamları Curiosity’nin Mars’a yanlışlıkla Dünya mikropları bulaştırdığını buldular. Kısacası Mars’ta hayat bulsak bile biri çıkıp “Boşuna heyecanlanmayın, onlar Dünya’dan geldi” diyebilir.
Ancak bilim adamları yanlış alarm olasılığını azaltmak için defalarca test yaptılar ve Curiosity’nin bulduğu organik maddelerin gerçekten Mars malı olduğu sonucuna vardılar. Üstelik bu maddelerin 3 milyar yaşındaki Cumberland kayasında bulunması eski Mars’la ilgili tahminlerimizi de doğruladı.
Gerçekten de 4 milyar yıl önce Mars’ın oksijenli (solunabilir?) bir atmosferi, büyük bir kuzey okyanusu, gölleri, denizleri, akarsuları vardı ve Mars’ta kar yağıyordu. Öyle ki hayat önce Mars’ta ortaya çıkıp göktaşları yoluyla Dünya’ya ulaşmış olabilir.
Zaten Curiosity Gale Krateri’nin dibine ulaşan eski bir kurumuş nehir yatağındaki çakılları inceledi ve çoktan kurumuş göl tabanındaki mineralleri analiz ederek eski Mars suyunun tadına baktı. Sonuçta kızıl gezegenin yüzeyde bulunan suyun büyük kısmını 3 milyar yaşında olan Cumberland kayası oluşmadan önce kaybettiği kesinleşti.
Curiosity’nin SAM aygıtı Mars kayalarının içinde hapsolmuş su moleküllerini test etti ve Mars suyunun geçmişini araştırdı. Sudaki ağır hidrojen izotopları, yani fazladan nötron içeren hidrojen atomlarının oranı suyun buharlaşma hızını gösteriyor. Ağır su normal sudan daha yavaş buharlaştığı için bilim adamları Mars suyunun ne zaman kuruduğunu anlayabiliyor.
Sonuç: Son 10 yıl içinde Mars’ta su buzu bulduk (böylece teleskop gözlemleri doğrulanmış oldu), kurumuş nehir yatakları bulduk, yeraltında su bulduk ve organik moleküller bulduk. Bu arada Mars’ın eskiden oksijenli bir atmosferi ve denizleri olduğunu keşfettik. Bu yüzden Mars’ta hayat bulma olasılığı gün be gün artıyor. Tek bir canlı, heyecanlı ve yabancı bakteriye bakar! 😀
Mars toprağı nasıl analiz ediliyor?
Evrende bize en yakın olan gezegende bile eğer ki yaşam bulursak bu yaşamın evrende çok yaygın görüldüğünü kanıtlar nitelikte olurdu. Bizden binlerce ışık yılı uzakta olan gezegenler bile başucumuz sayılıyor evrenin boyutuna kıyasla. Mars başucumuz denemez, iç içe olduğumuz gezegen, hemmen dibimizdeki gezegende bile hayat bulunması demek evrende zeki uygarlıklara her an rastlayabiliriz demektir. İyi haber mi kötü haber mi orası tartışılır. Çünkü bu durumda yaşam evrende standart çoğu gezegende görülen bir oluşum olacaktı ve bizim de pek bir değerimiz kalmayacaktı. Evrenin polisleri için pek bir şey ifade etmeyecektik :).