Ölümsüzlük Arayışı >> Google’a göre insanlar 500 yıl yaşayabilir

acı

Ölümsüzlük ile ilgilenen Google Ventures başkanı ve yönetici ortağı Bill Maris’e göre insanlar 500 yıl yaşayabilir. Google da Maris’i bunun için işe aldı zaten.1 Makinelerin insan vücudunun yeteneklerini aştığı bir dünya yaratması ve insanlara bu dünyada bir yer bulması için.

Robotların, klonlanan organların, üstün yetenekli insanların ve gen tedavisinin uygarlığın ayrılmaz parçası olduğu böyle bir dünya başkaları için korkutucu bir gelecek olabilir. Ancak Maris için bu sadece bir iş.

Maris ölümsüzlükle yapay zekayı araştırarak dünyayı küresel ısınma, çevre kirliliği, yoksulluk ve salgın hastalıklardan kurtaracak şirketler kurmak istiyor: “Aslında yaşam bilimlerinde aklınıza gelecek her şeyi geliştirecek araçlara sahibiz. Umarım ölmeyecek kadar uzun yaşamayı başarırız.”

Şimdiye dek blogda hep bilimsel ve teknolojik gelişmeleri anlattık. Bu kez de Google gibi büyük şirketlerin yeni teknolojilere nasıl ve neden yatırım yaptığını anlatalım. Biyoteknoloji, genetik, sağlık ve internet sektöründen nasıl para kazanmayı amaçladıklarını ele alalım.

 

 

aging-womenAmerika’da zengin girişimciler nasıl doğuyor?

Bill Maris geleceğin dünyasını anlatan kitaplar okuyor. Bunların arasında “Moleküler Biyoteknoloji: Rekombinant DNA’nın İlkeleri ve Uygulamaları” diye kalın bir kitap da var. Aynı zamanda “Biyoteknoloji: Genetik Devrimi Uygularken” başlıklı yıpranmış bir kitabı karıştırıyor.

Maris’in koleksiyonu arasında Fritz Kahn’ın çizimleri de bulunuyor. Bu Alman hekim insan bedenini bir makine olarak resmeden ilk araştırmacılar arasında yer alıyor. Ancak, Maris’in koleksiyonunda 500 yaşına kadar yaşamak isteyen herkesin ilgini çekecek başka bir kitap daha var:

 

 

çaüotoüaTekillik ve makinelerin yükselişi

Evet, 2005’te yayınlanan ve “Tekillik Yakın: İnsanlar Biyolojiyi Aştığı Zaman” başlığını taşıyan devrimsel kitaptan söz ediyoruz.

Gelecekbilimci Ray Kurzweil’ın çığır açıcı kitabına göre, insanlığın Terminator anı 2045’te gelecek. Burada robotlar insanı yok eder mi sorusunu sormuyoruz, ama Kurzweil’a göre 2025 yılında bilgisayarlar onları kontrol edemeyeceğimiz kadar gelişmiş olacak.

 

 

kztüBiz de onlara yetişebilmek için gen tedavisi, kök hücre tedavisi, mikroskobik robotlar, klonlama ve organik bilgisayarlar yoluyla biyolojimizi değiştireceğiz. Genetik kodumuz ve vücudumuz değişecek, ömrümüz uzayacak ve Cylonlar gibi organik bilgisayarlara dönüşeceğiz. Böylece hayatımız, kültürümüz ve uygarlığımız da değişecek.

Middlebury College’da nöroloji okumuş ve Duke Üniversitesi’ndeki bir biyomedikal laboratuarında çalışmış olan Maris, “Bu dönüşüm bizi sınırlamalarımızdan kurtaracak diyor.” Maris aynı zamanda Kurzweil’ın arkadaşı, ama insanın sınırlarını aşması konusunda ne kadar haklı olduğunu zaman gösterecek ve umarım o zamana kadar geç kalmayız.

Çünkü insan sınırlamalarını aşmak için teknolojiyi geliştirdi. Örneğin ağırlık kaldırmak için vinçleri, kara taşımacılığını hızlandırmak için de tekerleği icat etti. Ancak insanı insan yapan da sınırlamaları. Her geçen gün daha yüksek çözünürlüklü kameralar ve daha hızlı bilgisayarlar geliştirmemizin sebebi ise sürekli ötelenen yeni sınırlamalarımızı aşmak.

 

 

aaaağıoüPeki süper insan olgun insan mıdır?

Teknolojik tekillik geldiğinde bilimsel ve teknolojik ilerleme öngöremeyeceğimiz bir şekilde hızlanacak.

Bir bilim adamının bile bir saniye sonra neyi icat edeceğini bilmediği tekillikte; insanlar bugüne kadar aklımıza gelen bütün düşünsel ve biyolojik sınırlamaları aşarak yarı tanrıya dönüşürse insanlığını kaybetmiş, insandan başka bir şeye dönüşmüş olmayacaklar mı?

Örneğin fiziksel ve zihinsel olarak süper gelişmiş olan gelecek kuşaklar ne kadar insancıl ve ahlaklı olacak? Yazının devamında, Maris’in teknoloji yatırımlarını bu açıdan ele alacağız ama şimdiden şunu söyleyebiliriz: Maris meseleye bir işadamı mantığıyla ve nasıl olsa çözülür gözüyle bakıyor.

 

 

ölüm süzlük 3 bill marisTeknolojinin yatırım kralı

Dediğimiz gibi Maris sıra dışı bir işi olan sıra dışı bir adam. Yedi yıl önce, Google’ın kurucuları Sergey Brin ve Larry Page, Maris’ten geleceğe yönelik yeni teknolojiler geliştirmesi için bir yatırım fonu kurmasını istedi.

Maris o zamanlar Silikon Vadisi’nde tanınmayan genç bir girişimciydi ve pek yatırım tecrübesi yoktu. Vermont merkezli web barındırma şirketini satmış ve Hindistan’da katarakta bağlı körlüğü alt etmek için teknoloji geliştiren bir hayır kuruluşunda çalışıyordu.

 

 

ölümsüzlük 1Bu da onu Google’ın aradığı sıra dışı fikirli bir yabancı yapıyordu. Google’ın baş mali müşaviri ve kurumsal gelişme kıdemli başkan yardımcısı David Drummond konuyla ilgili açıklamasında şöyle diyor: “Bill iş dünyasına tümüyle yeni bir perspektiften bakmaya kararlıydı.” (Drummmond hem Google Ventures’ı hem de şirketin diğer yatırım araçlarını yönetiyor).

Bünyesinde 2 milyar dolar varlık barındıran Google Ventures’ın 280’den fazla startupta hissesi bulunuyor. Öyle ki Google her yıl Maris’e 300 milyon dolar yeni sermaye veriyor. Hatta bu yıl yeni Avrupa fonu için fazladan 125 milyon dolar verecekler.

 

 

ölümsüzlük 2Silikon Vadisi’nin en büyük yatırım fonlarından biri

Silikon Vadisi’nin en büyüklerinden biri olan Google Ventures yılda 300 ila 500 milyon dolarlık yatırım yapıyor. CB Insight verilerine göre Google Ventures geçen yıl 87 iş bağlayarak ABD’nin en aktif yatırım fonu oldu.

Google’ın yıllık gelirinin 66 milyar dolar olduğunu düşünecek olursak bütün bunları babasının hayrına yapmadığını görebiliriz. Google para kazanmak istiyor ve yeni girişimciler arıyor.

SunTrust Robinson Humphrey yatırım bankası analiz uzmanı Robert Peck, “İşlerin nereye gittiğini bilmeleri gerek” diyor. “Baksanıza BlackBerry’ye ne oldu? Akıllı telefonların gelişini kaçırdı. Ya Yahoo? Facebook’u ıskaladı.”

Google yeni gelişmeleri yakalamak için büyük kaynaklar ayırıyor. Google Glass’ı geliştiren şirket laboratuarı Google X gibi iştiraklere milyonlarca dolar harcıyor ve sürücüsüz otomobiller üzerinde çalışıyor. Ocak ayında da Elon Musk’ın Space X uzay şirketine 900 milyon dolar yatırdılar.

 

 

eüçaüçÖlümsüzlük teknolojisi

Google Ventures teknolojik gelişmelerde üstünlüğü yakalamak amacıyla 2014’te Google Capital’ı kurdu. Google Capital yeni kurulmuş değil, oturmuş ve kendini pazarda kanıtlamak üzere olan teknoloji şirketlerine yatırım yapıyor. Maris’in tıp ve teknolojiyi birleştiren görüşleri bu yapılanmaya çok uygun.

Google yaşlanmayı tersine çevirmeyi amaçlayan Calico araştırma merkezine yüzlerce milyon dolar para yatırdı ve Google X de şimdilerde insan kanına mikroskobik akıllı toz şırınga ederek hastalıkları ve kanser yapıcı mutasyonları teşhis eden bir akıllı hap üzerinde çalışıyor (bunları blogda ayrıca yazacağım).

 

 

açüa

Google’ın aykırı çocuğu

Maris’in Google yapılanması içinde alışılmadık bir yeri var. Hem Google’ın bir parçası hem de serbest bir parçası. Bunu anlamak için Google Ventures’ın diğer şirket içi yatırım fonlarından farklı yönetildiğini görmek gerek; yani Intel Capital, Verizon Ventures’dan daha bağımsız ve esnek bir fon.

Çünkü bu fon bağlı olduğu Google’ın şirket stratejisinden farklı alanlara yatırım yapıyor. Örneğin istediği şirketi destekleyebilir. Bunun Google planlarına uygun olması şart değil. Aynı zamanda fonun hisse senetlerini istediği kişiye satabilir ki buna Goole’ın rakipleri de dahil. Nitekim Facebook ve Yahoo, Google Ventues tarafından desteklenen startupları satın aldılar.

Google’ın parasını ve nüfuzunu arkasına alan Maris, Silikon Vadisi’nin en çok aranan startuplarının peşinden gidiyor. Örneğin Uber, Nest ve Cloudera’ya yatırım yaptı. Maris bu tür şirketlere yatırım yapmaya devam edecek.

 

 

Anti Aging

Anti-aging yatırımları

Ancak asıl amacı başka. Asıl amacı ölümsüzlüğü yakalamak. İnsanların yaşlılık ve hastalıktan ölmesini önlemek: “Bizim gibi internetin tüketici tarafına yatırım yapan çok sayıda insan var ama bundan daha fazlasını yapabiliriz.” Maris, fon varlıklarının yüzde 36’sını yaşam bilimlerine yatırdı. Bu oran 2013’te yüzde 6’ydı.

“Silikon Vadisi’nde çok sayıda milyarder bulunuyor. Ancak sonunda herkes aynı yere gidiyor. Çok para kazanmakla insan ömrünü uzatmak arasında seçim yapma şansınız olsaydı hangisini seçerdiniz?”

 

 

cüeııoaMaris insan ömrünü uzatmayı tercih ederdi ama gerçekçe böyle düşünenler azınlık. Çoğunluk para kazanmayı seçerdi. Maris’in tek farkı da insan ömrünü uzatarak para kazanmayı seçmek olabilir. Bu kısa vadede kâr getirmeyecek riskli bir iş.

Ancak, Maris fonun 17 yatırım ortağıyla birlikte 70 kişilik bir ekiple çalışarak yaşlanmayı tersine çeviren anti-aging teknolojilerine yatırım yapmayı sürdürüyor. Yatırım ortakları arasında eğlence, etkinlik ve ilgi alanı arama portalı Excite’ın kurucu ortağı Joe Kraus, Android’in kurucu ortağı Rich Miner ve 84 numaralı Google çalışanı David Krane de var.

 

 

çtüaÖlümsüzlük kolay mı? Nasıl yapacak?

Maris’in yatırım yaptığı şirketler arasında iç hastalıkları için yeni teşhis araçları geliştirmek üzere genetik veri kullanan Foundation Medicine de var.

Roche Holding 1 milyar dolardan daha fazla para ödeyerek Foundation Medicine’in çoğunuk hissesini satın alma planları olduğunu duyurduğunda şirket büyük sükse yaptı. Google Ventures da şirket hisselerinin yüzde 4’üne sahip.

Ancak Maris yüzde 4’ün çok ötesinde düşünüyor. Ona göre Foundation Medicine bir devrimin başlangıcını temsil ediyor. Nitekim konuyla ilgili son açıklamasında iPhone 6’sını havaya kaldırarak şunları söyledi: “Beş yıl önce bile elimdeki bu şeyi hayal etmek imkansızdı. Hele yirmi yıl önce bunun hakkında konuşacak kimseyi bulamazdınız.”

 

 

evğ2011 hayat macerası

Google Ventures şirkete 2011’de yatırım yaptığı zaman Foundation Medicine’in planları masa başıyla sınırlı teorik projelerdi. Evet, 2003 yılında insan türünün gen haritası çıkarılmıştı. Ancak farklı genlerin farklı kombinasyonlarla aktive olarak kendini ifade etmesi yüzünden, bu gen haritasını kullanarak kanser gibi hastalıkları önlemek imkansızdı.

Kısacası insanın genetik alfabesini öğrenmiştik, ama bu alfabeyle yazılan genetik dili konuşmayı bilmiyorduk ve elimizdeki alfabe hiçbir işe yaramıyordu. Latince bilmeden Latin alfabesini okuyup anlamaya çalışan çocuklar gibiydik.

 

 

toüatoüBilgisayar çağında 10 yıl, 50 yıla eşit

Ve o günden bugüne bilgisayarların DNA analiz hızının gelişmesi sayesinde genetik biliminde büyük yol kat ettik. Hatta insan genlerinin hangi hastalıklara nasıl yol açtığını tam olarak çözemeyeceğimizi anladığımız zaman gen mühendisliği yerine sentetik biyolojiye yöneldik.

Örneğin insanlarda kanser ve kalp rahatsızlıklarını önleyecek genetik çözümler geliştirmek yerine, kök hücre ve gen tedavisi ile kanseri iyileştirecek veya kanser riskini azaltacak çözümlere odaklandık. İnsan ömrünü uzatma yerine yaşlanmayı tersine çeviren anti-aging teknolojilerine yöneldik.

 

 

üıotıBöylece insan vücudunun tam olarak nasıl çalıştığını bilmesek bile sağlıklı bir hayat sürerek yaşam kalitesini artıran genetik çözümler geliştirdik. İşte gen mühendisliğinden daha kısa sürede faydalı sonuçlar sağlayan bu pratik yaklaşıma sentetik biyoloji diyoruz.

Nasıl ki denizde tekne kullanırken dalgalara ve rüzgara yön veren akışkanlar mekaniğini bilmemize gerek yok, gen tedavisiyle genetik hastalıkları iyileştirmek için de bunların kesin sebebini bilmemize gerek yok.

 

 

üııoİnteraktif Kanser Kaşifi

Her durumda Foundation ekibinde İnsan Genomu Projesi liderlerinden Eric Lander gibi tanınmış genetikçiler vardı, ama şirketin ticari olarak satılabilecek bir ilacı bulunmuyordu.

Ancak zamanla teknoloji ilerledi ve şimdi bir kişinin DNA haritasını çıkarmak sadece 1000 dolara mal oluyor. Daha kesin sayılar isterseniz: Kimyasal madde maliyeti 797 dolar, aygıt yıpranma maliyeti 137 dolar ve numune hazırlığı da 55-65 dolar.

Fiyatlar o kadar hızlı ucuzluyor ki insan DNA’sını en ucuza tarayan şirkete ödül verileceğini duyuran bütün DNA haritası çıkarma yarışmaları geçen yıl iptal edildi. Foundation Medicine de bu gelişmeden nasibini aldı ve artık ellerinde hekimlerin Google arama motoru olarak kabul edilen İnteraktif Kanser Kaşifi gibi somut ürünler var.

 

 

üıoaüçÖlümsüzlük büyük veri işi ve büyük veri de internet işi

Bu tıbbi arama motorunu kullanan hekimler hastaları için yeni tedaviler araştırıyor. Foundation CEO’su Dr. Michael Pellini bunun için gereken parayı bulmak amacıyla Google Ventures’a başvurmuştu ve “Silikon Vadisi’ndeki uzmanlardan öğrenecek çok şeyimiz var” diyor.

“Google aramayı düşünün. Biz hekimler monitörlerimizde görüntülenen algoritmalardan başkasını düşünmüyoruz ama İnteraktif Kanser Kaşifi ile diğer hekimlerin araştırma verilerini bulabilir ve bunları bizim verilerimizle karşılaştırabiliriz. Tıpkı internetten bilmediğimiz bir şeyi aramak gibi.”

 

 

totzodElbette gelecek vaat eden yaşam bilimleri şirketleri aramak Silikon Vadisi’nde mobil uygulama geliştiren startupları bulmak kadar kolay değil. Biyoteknoloji şirketleri biyoloji, tıp ve genetik temel bilimlerindeki gelişmelerden yararlanıyor.

Bu alanlarda ilerleme kaydetmek zor ve sadece büyük ilaç şirketlerinden milyonlarca dolar yatırım almak yetmiyor. Aynı zamanda hayvanlar ve insanlar üzerinde en az 10 yıl süren klinik deneyler yapmak gerekiyor.

 

 

synthetic biology patent lawSon moda kanser verisi inceleyen akıllı yazılımlar

Biyoteknoloji şirketleri yeni bir tür teknokrat yarattı: Pazarlamadan ve yatırımdan anlayan biyolog iş adamları. Maris de bunlardan birini yanına ortak aldı. Harward ve Stanford mezunu Dr. Krishna Yeshwant, Boston’da yaşıyor ve Boston’daki bir klinikte haftada iki gün çalışıyor.

Yeshwaht geçen yıl Google Ventures’ın en büyük girişimlerinden birini yöneterek Flatiron Health’e yatırım yaptı. Bu şirket dünyanın dört bir yanındaki doktorlardan gelen kanser verilerini analiz eden bir bulut yazılımı geliştirdi. Yazılımı klinikler ve hastaneler aylık abonelik ücreti karşılığında kullanabiliyor.

Oysa Maris’e göre bu daha başlangıç: “20 yıl sonra kemoterapi bugün telgraf kullanmak kadar ilkel olacak.”

 

 

ğıüıo

Bir biyoteknoloji yatırımcısının anatomisi

Her şey nasıl başladı derseniz, Maris daha 22 yaşındaki bir yüksekokul mezunu iken kendisini Google götürecek arkadaşıyla tanıştı. 1997 yılından söz ediyoruz. Dünyanın arama motoru Yahoo’ydu. E-posta derken Gmail değil, AOL vardı ve Google’ın adı da BackRub’dı.

Maris, Wall Street’le ilgilenmiyordu ama yanında oturan zeki Yale mezunu kızla arkadaştı. İşte bu kız ona dünyayı değiştirecek şirketi anlattı: “Ona kız kardeşimin üstünde çalıştığı yeni arama motorundan söz ettiğimi hatırlıyorum ve dedi ki ‘Yahoo yeter canım!’ ” Kimdi bu kız? Sergey Brin’in gelecekteki eşi Anne Wojcicki.

 

 

eçaüüüüüİş dünyasını çevre edinmek

Nitekim Wojcicki’nin kız kardeşi ve aynı zamanda Google’ın en eski çalışanlarından olan Susan şimdi Youtube’un CEO’su. Anne Wojcicki de gidip 23andMe şirketini kurdu. Bu genetik test şirketi şimdi Google Ventures portföyünün bir parçası.

Sanırım Maris’in ve bu bağlamda dünyanın en büyük genç yatırıcılarının nasıl bir çevreden geldiğini anladık. Türkiye’de bir hayal olan sektör-üniversite işbirliğinin Amerika gibi gelişmiş ülkelerde nasıl çalıştığına dair bir fikrimiz de oldu. Şimdi Maris’in öyküsüne geri dönelim:

 

 

Maris altı ay çalıştıktan sonra Investor AB’den ayrıldı ve Burlington, Vermont’ta kendine bir web barındırma (hosting) şirketi kurdu. O kadar acemiydi ki Aptallar için Netscape ve Dünya Çapında Web kitabını okudu. 🙂

Ardından Burlee şirketini kurdu ve bunun için gereken parayı da Lake Champlain feribotunda çalışan görevlileri kredi kartlarıyla ikna ederek buldu.

 

 

üıoütoıAmerikan rüyası

Ya, işte böyle: Bizde Şehir Hatları’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte hareket eden memurları vapurda caz çalan gençleri engeller. Eloğlu da vapur görevlisinden para bulup Amerika’da kendine teknoloji şirketi kurar. J

Maris, Burlee’yi 2002 yılında açıklamadığı bir paraya sattı ve sattığı şirket daha sonra Web.com olarak tanındı. Google seviyesinde para kazanmadı tabii, ama en azından Vermont’ta işsiz yaşayacak kadar parası oldu.

 

 

üça

Eski arkadaşı olmasaydı uzun süre orada kalırdı, ama ısrarcı kız onu Batıya yerleşmeye ikna etti ve kızın eşi Brin’i görmeye giden Maris, California’da onların evine yerleşti. Bu da onun Google çevresine girmesini sağladı: “O, Larry ve Sergey akşam yemeğinde ne bileyim, uçan arabalardan konuşuyorlardı” diyor Wojcicki.

2008’de Google’ın kurucuları Maris’ten bir yatırım fonu kurmasını istediler ki bunu ne zamandır düşünüyorlardı. Böylece Maris, Google’da çalışmaya Başladı. Masa arkadaşı ise Burbn denilen bir fotoğraf uygulaması üzerinde çalışan Kevin Systrom’du.

Burbn’ı bugün Instagram adıyla kullanıyoruz. Maris de bundan yola çıkarak “Yanımda oturan herkes milyarder oldu” diyor.

 

 

cçüeaİlk başta büyük muhalefet vardı

Maris’in dostları Google’ın yatırım fonunun asla işe yaramayacağını söylediler, çünkü yatırımcılar Google’ın omuzlarının üzerinden ne yaptıklarına bakmasını istemeyeceklerdi.

California’nın en büyük birinci kuşak yatırım firmalarından Kleiner Perkins Caufield & Byers’ın efsanevi ortağı John Doerr bunu, “Yatırım dünyasında Maris Bill ve Google Ventures’ı hoş karşılamayan insanlar vardı” diye açıklıyor.

 

 

eaücçaeŞimdi Google’ın yönetim kurulunda oturan Doerr, bu güçlükleri aşması için Maris’e yatırım fonu kurma konusunda danışmanlık yaptı ki bu gerekliydi. Çünkü Silikon Vadisi’nde kurumsal yatırım fonlarının kötü bir şöhreti vardı:

Benchmark Capital yatırım fonunun baş ortağı Bill Gurley diyor ki “Kurumsal yatırımla ilgili yapısal bir paradoks var. Yatırım fonları kime sadık kalacak? Startuplara mı yoksa yatırımcıları mı?”

Nitekim teknoloji sektöründeki hemen bütün bağımsız yatırım fonu kurucuları kurumsal fonlar tarafından ezildiğini hatırlıyor. Ya bu şirketler sözde yatırımlarını piyasa hakkında bilgi toplamak için kullanıyor ve ardından yatırım yaptıkları startuplara rakip oluyor ya da şirket yönetimi bir süre sonra ilgisini kaybederek parasını çekiyor.”

 

 

oıtdoıGoogle Ventures bu nedenle Google politikasından bağımsız

Girişimciler de bu yüzden konuya şüpheci yaklaşıyor. Excite’ın ve Google’a satılan wiki yazılım şirketi JotSpot’ın kurucu ortaklarından Joe Kraus, “Ona bu iş olmaz dedim” diyor.

Aslında Maris daha işin başında ondan Google Ventures’a ortak olmasını istemiş. “Bir girişimcinin bakış açısından bakarsak kendimi Google’a bağlamak korkutucu olurdu” diye itiraf ediyor Kraus: “Şundan korkarsınız: Google’dan para topladığınız zaman Apple sizden nefret eder mi?”

 

 

aeğgıaAncak, Google Ventures’la kendini rahat hisseden girişimciler de başka hiçbir yerde bulamayacakları paralar kazandılar. Yatırımcılar ve girişimcilerin gönlünü çelmek isteyen Maris ve patronları, yatırım fonunun Google’ın kısa vadeli çıkarlarından bağımsız hareket edeceği bir sistem kurdular.

Böylece yatırımcılar iş fikirlerinin çalınacağından korkmadan Google Ventures’dan para kabul edebilecekti. Google da startupların strateji veya teknolojisine karışmayacaktı. David Drummond, “Girişimcileri bizimle çalışabileceklerine ikna etmek zorundaydık” diyor.

 

 

zkztüFırsatlar dünyası

Google Ventures’la çalışmanın en büyük avantajlarından biri de startup kurucularının Google’daki herkesle tanışma fırsatının olması (Google arama sıralaması uzmanlarından kullanıcı deneyimi tasarımcılarına ve Android mobil uygulama geliştiricilerine kadar herkes). Hatta bir startupa Google bulutunda ücretsiz olarak 1 milyon işlem saati kullanma hakkı bile teklif edildi.

Google Ventures’ın diğer avantajı tasarım ekibi. Maris bunun için Google kadrolarından en becerikli çalışanları çekerek fon ortağı yaptı. Bunlardan biri Gmail üzerinde çalışıyordu ve diğeri de YouTube’un yeniden tasarlanmasına yardım etmişti.

Bunlar bir tür AFAD ekibi olarak startupların her türlü sorununa çare buluyor: Çalışmayan uygulamalar, yavaş web trafiği, yaratıcı olmayan ana sayfa… Her şey.

 

 

ıokkkkkkkdoParaya ihtiyacımız yok

Kitle kaynak fon bulma startupı CirclepUp kurucu ortağı Ryan Caldbeck, “Paraya ihtiyacımız yoktu” diyor. Nitekim Caldbeck’in asıl amacı Google’dan para bulmak değil, Google tasarım ekibinden yararlanmaktı.

Twitter kurucu ortağı Ev Williams da yeni yayıncılık platformu Medium’u açmak için Google ekibinden yararlandı. Flickr kurucu ortağı Stewart Butterfield yeni startupı Slack için Google’a başvurdu. Yine de startuplar ile Google arasında iletişim kurmanın zor yanları var:

Geçen yıl Google, Wi-Fi bağlantılı olan ve kendi kendine öğrenen yeni bir akıllı ev termostatı üreten Nest şirketini satın almak istedi. Ancak daha sonra vazgeçti ve Nest’e yatırım yapan diğer fonların 3,2 milyar dolara anlaşması için teklifini geri çekti (böylece Nest 2014’ün dördüncü büyük yatırımını aldı).

 

 

çüaaaE-ticarete ders olsun: Pazarı kapmadan önce pazarı büyütün

Şubat ayında Bloomberg, Google’ın Uber’e doğrudan rakip olacak bir araç kiralama ve paylaşım uygulaması geliştirmeyi planladığını duyurdu. Oysa Google Ventures 2013’ten beri Uber’i destekliyordu. Uber bu sebeple Google’a savaş açarsa Maris’in arada kalacağı kesin.

Maris işte bu nedenle Google Ventures’ın Google yol haritasından bağımsız hareket ettiğini ısrarla hatırlatıyor. Google Ventures fonu yatırımlarında sadece şirketlerin performansını ve başarı potansiyelini dikkate alıyor.

Sonuçta Google Ventures, pazar payı kapmadan önce pazara yatırım yaparak sektörü büyütmek gerektiğini biliyor. Şirket rekabeti bundan sonra geliyor. Yoksa yeni geliştirilen araç kiralama uygulaması rakibi olan Uber’in işini bitirirse Google para kaybedecek.

 

 

eatüBuzdolabındaki kimyasal maddeler

San Francisco’da bir akşam1, bir grup genç bilim adamı ve doktor yemek masasına oturmuştu. “Max’in benimle yaşadığı günleri anımsıyorum. Buzdolabımı açtığım zaman içinde garip şeyler vardı.”

Stanford mezunu biyoloji mühendisi ve Google Ventures ortağı Blake Byers, “Bu güvenli mi diye kendime sordum” diyor ve ardından Duke Üniversitesi biyomedikal mühendislik mezunu arkadaşı Max Hodak’a bir bakış atıyor (Byers 30, Hodak 25 yaşında).

Hodak üç yıl önce Byers’ın garajında robotlarla çalışan bir laboratuar kurmaya çalışıyordu ve bunun için gereken kimyasal maddeleri Byers’ın buzdolabına koymuştu. (“Blake kendini bu hikayeye fazla kaptırdı” diye cevap veriyor Hodak: “Hiçbir tehlike yoktu.”)

 

 

drnmrTırda taşınan kiralık laboratuar

Hodak şu anda Transcpritic şirketinin sahibi. Bu şirket kargo konteyneri büyüklüğündeki kutularda robotlarla çalışan laboratuarlar kurup işletiyor. Bu otomatik laboratuarlar dünyanın her yerinde bilimsel deney yapacak işlem gücüne sahip bulunuyor.

Ne işe yarıyor diye merak ediyorsanız çok faydalı olduklarını söyleyebiliriz. Örneğin Liberya’da laptopuyla veya telefonuyla internete giren bir doktor, Transcriptic laboratuarına uzaktan erişim sağlayarak Ebola virüsü üzerinde testler yapabiliyor.

Kleiner Perkins’ten Brook Byers’ın oğlu olan genç Byers, Hodak’ın Google Ventures ve diğer fonlarından 12,5 milyon dolar bulmasını sağladı.

 

 

üoaıçtBilimin sınırları

DNAnexus Başhekimi David Shaywitz, “Bilim ve teknolojinin gerçekte yapabileceklerinin tam sınırındayız” diyor. Shaywitz’in şirketi de Google Ventures’dan aldığı parayla bulut bilişim üzerinden çalışan bir global DNA bilgi bankası kurmaya hazırlanıyor.

Peki Bill Maris, Google Ventures ve biyoteknoloji şirketleri ile nasıl bir geleceğe yol alıyoruz? Öyle bir gelecek ki bu; otuz yıl içinde öğle güneşinde bronzlaşmanın yol açtığı deri kanseri riski azaltılacak, sigara içenlerde akciğer kanseri önlenecek, alkolikler ve obezler kök hücre terapisi ile iyileştirilecek.

Alzheimer, Parkinson, bunama ve yaşlılığa bağlı diğer hastalıklar moleküler düzeyde tedavi edilecek ve bunların kökü kazınacak. Geleceğin girişimcilerinin önünde inanılmaz fırsatlar olacak. Belki insanlar sonsuza kadar yaşamayacak ama ortalama ömür 100 yılı aşacak ve tek bedende 500 yıl yaşamak mümkün olacak.

 

 

üüğıKendimizi yok etmek kaderimiz mi?

Ancak bu noktada “Süper insan olgun insan mıdır?” sorusuna geri dönüyoruz. Örneğin tıpta asıl amaçlarımızı sigara tüketimini sonlandırmak, alkolik olmayı önlemek, insanları sağlıklı beslenmeye teşvik etmek olarak sıralayabiliriz. Yoksa nasıl olsa tedavisi var diye her gün hamburger yemek ne kadar mantıklı?

Sağlıklı yaşam aynı zamanda bir hayat disiplini: Biyoteknoloji ve sentetik biyoloji ile insan ömrünü uzatmak bu sebeple kesin çare değil. Asıl yapmamız gereken bilinçli nesiller geliştirmek. Yoksa iki şey olur: Ya nüfus artışı ile Dünya’nın kaynakları tükenir ya da sadece parası olan ömrünü uzatabilir.

Kısacası yağma düzeni durmadıkça biyoteknoloji açlığa, hastalığa, yoksulluğa, cahilliğe ve savaşlara asla çare olamaz.

 

1http://www.bloomberg.com/news/articles/2015-03-09/google-ventures-bill-maris-investing-in-idea-of-living-to-500

Yorumlar

Kozan Demircan için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir